Keduşanın Gölgesi

aris

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Tem 2008
Mesajlar
660
Tepkime puanı
143
KEDUŞANIN GÖLGESİ İLE SİTRA AHRANIN GÖLGESİ ARASINDAKİ FARK NEDİR - ŞAMATİ 8

Şöyle yazar (Şarkıların Şarkısı, 2) “Gün soluk alıp gölgeler kaçana kadar.” Manevi çalışmada gölgelerin ve iki gölgenin ne olduklarını anlamamız gerekir. Şöyle ki kişi O’nun İlahi Takdirini hissetmediği zaman, yani dünyayı “İyilik yapan ve iyilikle yöneten” olarak göremeyince, bu hal güneşi gizleyen gölge olarak bilinir.

Başka bir deyişle, tıpkı dünyadaki gölge güneşi gizlediği gibi, ancak güneşi hiç bir şekilde değiştirmez, güneş hala tüm gücüyle yansımaktadır, dolayısıyla O’nun İlahi Takdirini hissetmeyen bir kişi Yukarıda hiç bir değişikliğe neden olmaz. Zira Yukarıda hiç bir değişiklik olmaz, yazdığı gibi “Ben Allah’ınız değişmem.”

Aslında, tüm değişimler alanlardadır. Bu gölgenin altındayken, yani gizlilik altında iken, iki konuya dikkat etmeliyiz:

1. Kişi hala hissettiği karanlığı ve gizliliği aşabilecek dirayete sahipken, O’nu haklı çıkaracak ve dua edecek konumdadır ve tüm gizliliklerin Yaratan’ın kendisinden geldiğini gözlerini açması ve tüm gizlilikleri görebilmesi ve O’na tutunabilmesi için bir dua bulabilmesi için Yaratan kişi bu hallerden geçirmektedir.

Bunun böyle olmasındaki neden, kişinin çektiği tüm acıların O’ndan gelmesindeki sebep, kişinin bu bela ve acılardan kurtulabilmesi için her şeyi yapacak koşula gelmesidir. Zira kişiye tüm acılar gizlilik koşulunda geldiğinde kişinin bilinen şifayı alacağı kesindir. Yaratan’a içinde bulunduğu koşuldan kendisini çıkarması ve yardım etmesi için çok dua edecek koşul olur. Bu halde kişi hala O’nun İlahi Takdirine inanır.

2. Kişi üstesinden gelemeyecek bir hale geldiğinde ve hissettiği tüm acı ve sıkıntıların Yaratan’dan, kendisini bir derece daha yükseltmesi için gönderildiğini düşünemediğinde, kişi dalalet içerisindedir denir. Bunun nedeni kişinin Yaratan’ın İlahi Takdirine inanamadığındandır ve doğal olarak da dua edemez.

Görüyoruz ki iki çeşit gölge bulunmaktadır ve “gölgeler kaçtı” demek budur, şöyle ki gölgeler dünyadan kaçacak.

Klipa (Kabuk) gölgesine “Başka bir tanrı verimsiz ve meyve vermez” denir. Keduşa da (Kutsallık) ise, “Gölgesi altında mutlulukla oturdum ve meyvesi damağımda tatlıydı” denir. Başka bir değişle, kişi başına gelen tüm sıkıntı ve gizliliklerin kendisine Yaratan’ın mantık ötesinde çalışmasını sağlamak için gönderdiğini hisseder.

Kişi bunu Yaratan’ın yaptığını söyleyecek gücü bulduğunda, yani Yaratan’ın kendi iyiliği için gönderdiğini ve böylelikle kişinin kendi için değil ama çalışmaya ihsan edebilmek için gelmesini sağladığını görünce, kişi bilince ulaşır. Başka bir değişle, kişi çalışmasının Yaratan’a mutluluk verdiğine inanır ve bu tümüyle mantığının üstünde bir koşuldur.

Şöyle ki, kişi Yaratan’a gölgelerin dünyadan kaldırılması için dua etmez. Aslında, kişi şöyle der; “Görüyorum ki Yaratan benim Onunla bu şekilde çalışmamı istiyor, yani tümüyle mantık ötesi.” Dolayısıyla, kişi yaptığı her şeyde, kişi derki, “Elbette bu çalışmam Yaratan’ın hoşuna gitmekte, o zaman yüzünün gizliliğinde çalışmam ya da çalışmamam neden umurumda olsun ki?”

Kişi yüzün gizliliği içerisinde ihsan etmek için çalışmak istediğinden, yani Yaratan’ın memnuniyeti için, kişinin çalışması gururunu rencide etmez yani Yaratan’ın memnun olmadığı hissi yoktur. Aslında, kişi Yaratan’ın liderliğini kabul eder ve şöyle ki kişi çalışmasında Yaratan’ın var olduğu hissini hissetmesini ister, ve kişi tüm kalbiyle bu koşulu kabul eder. Bunun böyle olmasının nedeni kişinin kendisini nasıl mutlu edeceğinden değil ama Yaratan’ı nasıl memnun edeceğini düşünmesindendir. Dolayısıyla bu gölge kişiye hayat getirir.

Bu koşula “Gölgesi altında mutluluk duydum” denir, yani kişi içinde bulunduğu halde mantığının ötesine gittiği koşula imrenir. Dolayısıyla, kişi gizlilik içerisinde iken çaba sarf etmezse, hala Yaratan’ın kendisini yakınlaştırması için bir yer varken, kişi tembellik eder ise kişiye öyle bir gizlilik çöker ki kişi o konumda dua bile edemez. Bunun nedeni kişinin Yaratan’a tüm kalbiyle dua etmek için çaba harcamamasındandır. Bu nedenden dolayı kişi böyle alçak bir seviyeye düşer.

Ancak, kişi bu koşula gelince de, kendisine Yukarıdan merhamet gönderilir ve kişiye tekrar Yukarıdan bir uyanış gelir. Ve bu tüm süreç devam eder, ta ki kişi kendisini dua ile güçlendirene, Yaratan’ın duasını duymasına ve kendisini yakınlaştırıp değiştirmesine kadar.
alıntı
 
Üst