"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Karma varsa cehennem niye var?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Hopemore
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Allah tabi ki onceden biliyor tum neticeleri. Allahin biliyor olmasi bizi degil Onu ilgilendirir. Bizi ilgilendiren kismi biraz sir, biraz imtihan, biraz da hakikate birakilmis kapi araligidir : Allah herseyi biliyor derken esasinda insandan istenen idrakinin disina cikabilerek bu sirri harici bilinc ile kesvedebilmesi ve hakikate mashar olarak geri gelmesidir.

Idrak, disari cikip disardan baktikca olusan bir melaikedir ! Kimse kusura bakmasin siz kendi hal ve hareketlerinize kapilmis haldeyken ne halde oldugunuzu anlayamazsiniz cunku ego perspektiifi devrededir. Ego ise vallahi cesur degil bilakis son derece korkaktir. Objektif bakamaz. Serbest birakamaz zamani. Mekana kendini hapsetmeden de yasayamaz.

Hal boyle iken bir ego asla ve asla kendisinden daha ustun, daha kapsamli, daha duzenli bir makami kendisi uzerinde mutlak hakim olarak gormek istemez. Ego gaybi inkar eder. Bilinmeyen seyler ego icin vizyon disi olmalidir. Ancak Allah katinda yagmurun yagacagi gunler onceden bellidir. Kisinin bilinc alti bellidir. O bilinc altini hangi faktorlerin olumlu ve olumsuz etkiledigi, biraz sonra etkileyecegi bellidir, kisi kendi ozbenligini bilmeden yasar ancak Allah katinda kisinin bilinc alti aciktir hatta tum tum ciplakligiyla. Hangi etkilere o bilinc altinin hangi tepkileri verecegi zincirleme olarak bellidir. Gun icinde tum kesisme noktalari tanisacagi sevecegi sevmeyecegi insan tipleri bellidir. Cunku insan Allah katinda gizliden de aciktan da zerresine kadar tanimlanmis olup, bize gayp gibi sunulur.
Insan daha kendi bilinc altini bilmez. Nwerede takili kaldigini bile bir profesyonele danismadan cikaramaz. Allah katinda ise sorun da sifasi da aciktir. Mudahale edip sifa verecek insani bile kaderde bellidir kisinin. Allah neticeleri biliyor ama biz yasayarak goruyoruz.

Allahin bizi imtihan etmesi kendisi icin degil bizim icin manidardir. Biz imtihan oldukca kendimizin ne (mal) oldugunu anlariz.
Allah bizi bize tanitmaktadir. Bunu yaparken de sistemi ile bize sukse yapmaktadir. Hakkidir. Ozgur irade vardir. Ama ayni zamanda Allahin gizli eli uzerinden de yoktur. Cunku Allah secimimizi biliyor.

Insan samimi olarak sorgulayabilirse Allahin he5rseyi neden ve nasil bildigini cevabi icinde hisseder. Ancak Allahi hasa kendi ayetleri ile koseye sikistirma kasti ile sorgularsa kendi sinirli mantigina guvenip cevap ona verilmez.

Idrak disari cikilarak disaridan bakilabilirse olusan bir melaikedir. Disari cikarak bakmak ise Egoyu fena korkutacagi icin zaman ve mekana tutunup ufku acacak ayetleri pesin pesin reddeder ego. Allah derin idrak olusmamis insanlar icin yeryuzu dabbeleridir der. Yani imtihan dunyasinin dunyada kalici mahluklaridir onlar. Ahirete gecis yapamayacaklardir. Bir PC oyunundaki kenar susleri gibi yapay zekadan ibarettirler der.

Ayet var : Siz onlari diri sanirsiniz ama Onlar oludurler. *(Kuyran) Yani derin idrak olusmamis kisilerin ahirete uzanti kordonlari kopuktur artik. Ahirette avatarlari olmayacaktir. Cehennemlik olmaktan daha kotu mu orasini bilmiyorum ama ...

Ne yalan söyliyeyim önce yazıyı okumaya başladım durdum kesin sizsinizdir dedim :) yine mükemmel açıklamalar ama dediğim kapıya çıkıyor herkesin kendi inancına göre kanıtı var sorgulanmaz admininde dediği gibi. münakaşaya bile girmiyorum urumun sizin yazılarınız beni cidden yeri geldi dudağımı uçuklattı. Özellikle sizin kader hakkındaki çıkarımlarınız :) cidden yetkin insanlar var forumda insanlığa olan inancım artıyor
 
Merhaba, iyi forumlar
Öncelikle ben müslümanım, yaşadığım birtakım olaylar doğrultusunda Allah'tan şüphe etmemeyi öğrendim ama karma konusunda sorularım var
Mademki karma sistemiyle yaptığımız iyi ve kötü şeylerin karşılığını alıyoruz, yaşattıklarımızı yaşıyoruz, hayat bize aynalık ediyor ise ahiret neden var? Cennet cehennem neden var.
İlkokulda din kültürü dersimize giren bir hocamız vardı şöyle demişti;
"İnsan yaşattığı şeyi yaşamadan asla ölmez, ölümüne 1 dakika varsa o yaşattığını yaşayıp öyle ölür"
Zaten ektiğini biçersin diye bi söz var. O halde cennet cehennem ekstra olarak neden var. Cenneti anlarım da, cehennemde neden bedelini ödediğimiz olaylar için bir daha yanmak zorundayız
Eğer Allah yolunda işlenen günahlar ve yerine getirilmeyen ibadetler içinse, tövbe edeni Allah affedermiş, tövbe eden kimse cehenneme gitmemeli, bu şekilde düşününce cehennemin amacı bana göre havada kalıyor
Sizin fikirleriniz neler aklım çok karışık
iman itikad amel böyle şeyleri bir araştır bence cehennem niye var demişssin şaştım kaldım doğrusu bukadar kötü insanlar varken cehennem niye olmasın ?? bi töbeyle iş bitmez ozaman yap yap sonra dalga geçer gibi töbe öle bi dünya yok biri seni tokatlasın sürekli sonra pardon desin olur mu böyle şey
 
Cenneti anlarım da, cehennemde neden bedelini ödediğimiz olaylar için bir daha yanmak zorundayız

Bedelini odemek yetmez. Oyle insanlara oyle bedel otedirsin ki, ayni sartlara kavusurlarsa ayni kotulukleri yeniden yaparlar.
Seytan aleni isyan etmistir ve Allahin sistemine meydan okumustur. Seytan azapta gerekir.

`Senin cigerini bilirim` diye bir laf vardir. Zorda kalinca insanlara fayda verici isler yapmak, yaranmak kisvesi altinda bir role burunur insanlar. Bazen mahcub duserler hakkaten de. Ancak imkan yakaladiklarinda iclerinde olan kibir, garez, kul hakkini ihlal etme, zina vs illa aciga cikacaktir. Iste Allah bizim icimizde olan iyi veya kotuyu illa ki dis alemin sartlari esneterek disari vurmamizi bize yazmistir.

Ne yazik ki insanlardan bazilari ceza cekse de icten ice eline firsat gecer gecmez kainata dikine gidecegi reaksiyonlari icinde besler. Tovbe etmemistir. Etmez de. En tehlikeli olan bu insan tipine Kuranda o kadar cok deginilmistir ki Insanlar Allahi hasa kotu niyetli olarak tanimlarlar.

Halbuki Allahin, seytanin kok saldigi bir insanin ne kadar kotu, sinsi, asagilik olabilecegini vurguluyor oldugunu da anlamakta gucluk cekerler.

Ayette ; Onlar azaba da dayaniklidirlar der Allah. Yani ister dunyada ister Ahirette ne kadar cezalarsan cezala, azaptan pismanlik duymadan aci cekerler. Her firsatta seni al asagi edecegi bir bilince tapmislardir bunu gizlerler.

ISte cehennem bu bozuk bilincleri hapsetmek icin var. Defolu androitler bir depoya kapatilip satisa sunulmamalidir. Onlarin deneme yanilma sureleri vardir labaratuarda, smart program yuklenince istenen tepkiler verilmezse oyuncak robotlar imha edilmek uzere bir depoya kapatilir. Cennetin de kiymetini daha iyi hissettirmek icin bir perspektif vizyonu olarak ta Cehennem manidardir. Biz ibret nazarimiz olmazsa sikiliriz.

Bir dizide iyi karakterler olur ama dizi cansizdir. Dinamizmi yoktur. Sureklilik olusmaz. Ne zaman ki kotu karakterler ile yakin temas olusur dizi sureklilik kazanir. En basit ornekte bile Zitliklar birbirini tarif ediyor. Cehennem olmadan Cennete tarifsiz kalir.
 
Pozitif enerjinin manyetik alani bellidir. Bununla birlikte negatif enerjinin de alani bellidir. Bu enerjiler iki ayri kaynak formatin geregi olarak bir kaynaktan geiyor olmalidirlar.
Benzer enerjiler illa ki birbirini cekecegi icin olumden sonraki hayatta benzer enerjilerin kutuplasmasi ve bu kutuplar icindeki tum yaratilmislarin teklik hissiyati ile bag kurularak kaynasmasi gibi bir deneyime girecegimiz anlasiliyor Ahirette.

Reenkarnasyonun da yanilgisi burada basliyor. Sen bensin aslinda. Ben de senim. Ruhsal kanalimiz Allahin kendi ufledigi ruha baglaniyor nihayetinde ve orada tekligi algilayarak bir nevi 1000 lerce gozle bakiyor, 1000lerce yaratilmisla empati kurabiliyor. Ama `sen aslinda benim, ben de sensin` demek reenkarnasyon icin bir ruhsal devir teslim zinciri olusturmuyor. Gerek te kalmiyor Allaha/kaynaga ulasabilen icin. Kainatta kaynaga donebilenler herseyi temin edebilecegi sirlara da variyorlar orada. Orada hersey kesvedilmek icin can ati Reenkarnasyona meyleden insan empatiyi yanlis zanlar uzerinden yuruttugu icin bircok hakikatin ustunu oyle bir cigniyor ki sonunda inandigi reenkarnasyona bile itibar edemeyecek kadar cozulup gevsiyor.


Ne yalan söyliyeyim önce yazıyı okumaya başladım durdum kesin sizsinizdir dedim :) yine mükemmel açıklamalar ama dediğim kapıya çıkıyor herkesin kendi inancına göre kanıtı var sorgulanmaz admininde dediği gibi

Tabi ki haklisiniz, herkes kendi inancina gore cikarim yapacaktir. Fikir zenginligi herzaman 1. onceligimiz olmalidir.


***


Kuranda Allah kulunun yakasina yapisir bir uslup kullanmistir. Bunu iyi etut etmek gerekir. Ayni uslup Ahiret ile ilgili ayetlerde son derece rahata birakilmis bir halde devam eder. Ilginctir Allahin ucurumun kenarindayken kulunun uzerine titremesi.

Kuran gibi kainati gelmis-gecmis-gelecek-oteki boyut perspektifi ile hologramik olarak izdusumlu bir planda tarif edebilen, her ifadesi ile ozguven olusturan, turevlerine meydan okuyan, ermeydani ayetleri ile her devirde referans olusturmus ve olusturacak olan, dusmanlarina ragmen bozulamamis, piyasaya kafa karistirici degistirilmis kitaplar basilarak bile dejenere edilememis, ayet ile korunan bir kaynak yoktur. Kurandan referans vermek marka takilmanin kalitesini ve konforunu yasamaktir. Kainata dair hicbir sir bulunamamistir ki Kitapta bir patenti olmamis olsun.

Hal boyleyken herkes neye inaniyorsa tabi ki ortaya koysun der Kuran. Siir ise siir. Ilimse ilim. Kim neye inaniyorsa ortaya koycak ki Ilim Cinde bile olsa alalim.
 
Merhaba Arkadaşlar,
Yazılan yorumları gündelik hayatımda ki ben ve meslek hayatımda ki bir tarihçi olarak okudum. Bazı yorumlarınıza katılıyorum, bazılarına ise katılmıyorum. Şahsi bir tartışma konusuna dönmesini istemediğimden dolayı kimin yorumlarına katılıp, katılmadığımı paylaşmayacağım ancak size "Tarih" ile cevap vermek istiyorum.

"Din" dediğimiz kavram M.Ö 8000 lerde ilk olarak Orta Asya ve Ural Altay Dağlarında "Gök Kubbe- Giganu" olarak gelişmeye başlar. Bu gelişmeyi konar-göçer yapıda ki kavimler, topluluklar uzun yıllar boyunca sürdürmüştür. M.Ö 5000'ler de Mezopotamya topraklarına gelen Asya kökenli kavimler ve topluluklar "Sonuç almak istiyorsak, çapa atmalıyız" felsefesini benimseyerek Tarla sürmeye başladılar. (Çabalamak ve Tevekkül kavramlarının temeli bu felsefeye dayanmaktadır.) Günümüzde ise bu felsefe "Eşeğini sağlam kazığa bağlamak" deyimiyle bağdaştırılmaktadır. M.Ö 4000'lerde Mezopotamya'da var olan Asya kökenli kavimler örgütlenmek (devlet haline gelmek) istediler. Bu örgütlenmeye bağlı olarak "Sümerler" isimli bir devlet kurulur. (Sümerler tarihte bildiğimiz insanlığın kurmuş olduğu ilk uygarlıktır.) Sümerler döneminde yaşamış olan "Gama" isimli bir rahip "Yaratıcının yerde değil, gökte" olduğunu söylemiştir. Buna istinaden şehir devletlerinin kralları öncülüğünde inşa edilen "Zigguratlar-Tapınaklar" sayesinde "ibadet" kavramının temeli atılmıştır. Bu tapınaklar 7 katlıdır. (Göğün 7 katı olduğu düşünüldüğü için 7 katlı inşa edilmiştir.) Sümerler döneminde Rahiplerin halka karşı uyguladığı adaletsiz ve haksız politikalar sebebiyle Sümer Ülkesinin Lagaş Krallığında ki Urugakina-Kral ilk yazılı kanunları yaparak "Adalet ve Doğruluk" kavramlarının korunabilmesi adına adımlar atmıştır. Babil Krallığı Sümerler'in Zigguratlarını-Tapınaklarını örnek alarak "Babil Kulesi" adı verilen zigguratlar inşa etmişlerdir. İnşa edilen bu tapınaklar "Mezopotamya ve Orta Asya'da" camii olarak kabul edilmiştir.

Yukarıdaki bilgilerden hareketle aslında anlatmak istediğim şu; Tarih ve İslamiyet ile ilgili bilinen bilgilerin çoğu bizlerden saklanıyor ve özet şeklinde hazırlanan kalıplaşmış bilgiler yıllardır bize anlatılıyor. Felsefe olmasaydı, ilk çağlarda ki insanlar sorgulamasaydı şu anda konuşmamızı ve anlaşmamızı sağlayan "Türkçe, İngilizce vb gibi bir çok dil", günlük hayatımızı kolaylaştıran bir çok teknolojik alet, pozitif bilimler (Sosyoloji, matematik, fizik, kimya, tıp, biyoloji) olmayacaktı. "Din" dediğimiz olgu "maneviyata" dayanır. Maddesel değildir. Tarihi kaynaklardan almış olduğumuz bilgilere dayanarak "Din" dediğimiz olguyu devam ettirebiliyoruz. İslamiyeti, Tarihten bağımsız bir olgu olarak görmekten vazgeçmemiz gerektiğini düşünüyorum. Körü körüne bağlılık (Skolastik Düşünce) tarafımca hiç bir zaman kabul görmemiştir ve görmeyecektir.

Bilginize, Saygılarımla.
 
Merhaba, iyi forumlar
Öncelikle ben müslümanım, yaşadığım birtakım olaylar doğrultusunda Allah'tan şüphe etmemeyi öğrendim ama karma konusunda sorularım var
Mademki karma sistemiyle yaptığımız iyi ve kötü şeylerin karşılığını alıyoruz, yaşattıklarımızı yaşıyoruz, hayat bize aynalık ediyor ise ahiret neden var? Cennet cehennem neden var.
İlkokulda din kültürü dersimize giren bir hocamız vardı şöyle demişti;
"İnsan yaşattığı şeyi yaşamadan asla ölmez, ölümüne 1 dakika varsa o yaşattığını yaşayıp öyle ölür"
Zaten ektiğini biçersin diye bi söz var. O halde cennet cehennem ekstra olarak neden var. Cenneti anlarım da, cehennemde neden bedelini ödediğimiz olaylar için bir daha yanmak zorundayız
Eğer Allah yolunda işlenen günahlar ve yerine getirilmeyen ibadetler içinse, tövbe edeni Allah affedermiş, tövbe eden kimse cehenneme gitmemeli, bu şekilde düşününce cehennemin amacı bana göre havada kalıyor
Sizin fikirleriniz neler aklım çok karışık
Çok mantıklı soru allah evren yaratı Tanrı kim nasıl adlandırıyorsa bilemem evren ilahi planı işliyor hiç bir kötülük karşılıksız kalmıyor
 
"Karma" kelimesinin anlamı "yapmak", "eylem", "hareket etmek"tir. Astrolojide de karma evimiz eylemlerimizi, dünyaya kendimizi nasıl gösterdiğimizi, nasıl göründüğümüzü anlatan evdir. Buradan yola çıkmak daha basit ve mantıklıdır karmayı anlamak için. Attığımız adımların bütünü de bağladığını unutmamak gerekir. Adımlarımızı atarken başkalarının ve kendimizin dengesini bozmamaya gayret ederiz. Eylemler üzerindeki eğilimlerimizi ortaya koyar. Bağımlılık eğilimi, zarar verme eğilimi, kurban olma eğilimi....gibi. Yaşamımızda örüntüler halinde ortaya çıkan eylemsel eğilimlerimiz bize karmamızı da gösterebilir. Anlayacağınız karma kişinin kendine hükmedebilmesi ile yakından ilgilidir. Ve tekamül ile bağlantılıdır. Cehennem fikri ise yargılama ile ilgilidir. Bana göre yargı kısmına çok kulak asmadan tekamül kısmına odaklanmak sağlıklıdır.
 
Cehenneme gelince, infierno aslında "aşağı dünya" demek... "invierno" kış demektir.. Güneşin güney yarım küreye (aşağı dünya) göçü, kışın gelişi, yaşam şartlarının zorlayıcı hale gelmesi ile ilgili aslında. Ebette hep kış gelecek, bu bir kanun. Her baharın bir kışı var... Siz diğer mevsimleri yaşarken kışı da aklınızda bulundurun.
 
Cehennem olmazsa karmadan behsedemeyiz bile.

Bankadan haciz gelmesi karmadır. Sürekli erteleğin şey karmandır yani. Ama haciz geldiğinde bankaya olan borcunu mal varlığınla bile ödeyemeyecek durumda isen bu sefer de hapse atılırsın. Bu da cehennemdir. Yoksa herkes suç işler ve suçunu telafi edemeyecek durumda olanlar mecburen masum sayılırdı.

Cehennem her anlamda özgürlüğünü tamamen kaybettiğin yerdir.

Doğru soru neden cehennem var? değildir Doğru soru: cehennem diye bir yer varsa, cehennemi hakettirecek işler ve seçimler de var mıdır? sorusudur. E cevap belli. Vardır. Tanrıyı sevgi dolu ve affedici bir ilah olarak bilmek başka, onun tersinin çok pis olabileceği ihtimalini anlamak istememek başkadır.
 
Karma sarı karttır. Cehennem kırmızı karttır.
Sarı kartla oynayanlar daha dikkatli oynamak zorundadırlar.
 
Karma ipucudur. Cehennem davanın çözülmesidir.
Karma tekliftir. Cehennem teklife verdiğin karşılıktır.
Karma fırsattır. Cehennem ayağının tersiyle onu tepmendir.
Karma yol tabelasıdır. Cehennem tabeladan sonrasıdır.
Karma empati kurmayı öğren der. Cehennem empati kuramadığın kişinin kendisi olmaya mahkum ol der.
Karma bir müddet yatıp çıkmaktır. Cehennem müebbettir.
Karma hala birşeyler yapabilirsin der. Cehennem artık çok geç der.
Karma şakacıdır. İronik bir anlatım sever. Cehennemin şakası yoktur.
Karma cehennemin fragmanıdır.
 
Karma ipucudur. Cehennem davanın çözülmesidir.
Karma tekliftir. Cehennem teklife verdiğin karşılıktır.
Karma fırsattır. Cehennem ayağının tersiyle onu tepmendir.
Karma yol tabelasıdır. Cehennem tabeladan sonrasıdır.
Karma empati kurmayı öğren der. Cehennem empati kuramadığın kişinin kendisi olmaya mahkum ol der.
Karma bir müddet yatıp çıkmaktır. Cehennem müebbettir.
Karma hala birşeyler yapabilirsin der. Cehennem artık çok geç der.
Karma şakacıdır. İronik bir anlatım sever. Cehennemin şakası yoktur.
Karma cehennemin fragmanıdır.
Ve orda sevdiklerini(!) hayal edip mest olan ben ve benim gibiler.. umarım bir gün gerçeğini de izleriz :love:
 
Filosofik ve dini muhabbetler güzel de...
Hani kanıt ıspat? Klinik ölüm yasaynlar hiç cehennem deneyiminden bahsetmemiş bildim kadarıyla. Bir de regressif hipnoz ile önceki inkarneleri ve inkarneleri arasında yaşananları hatırlayan insanlar da cehennemden bahsetmedi.
 
Hani kanıt ıspat?
İspat, parçaları doğru birleştirirsen kendiliğinden gelir.

Önce düşünmeyi öğrenmek lazım. Biz düşünmeyi bilmiyoruz.

Tespiti ispat sanıyoruz. Yer çekimi bir tespittir. Evet kalemi bırakırsan yere düşer. Bu kanunu tespit etmişiz ve kolaylık olsun diye buna isim takmışız, adına da "yer çekimi" demişiz.

Şimdi kalem yere neden düşer diye size sorsam, e yer çekimi var diyeceksiniz 😃

Len o adı zaten biz koymuşuz fenomen olarak. Adını kendimizin koyduğu şeyi bir de sorduğumuz soruya ispat olarak kabul etmeye çalışırsak kendimizi aptal yerine koydugumuzu bile anlamayız. Bu düşünce modeli ile tanrıyı biraz zor buluruz yani 😃

Neyse uzun hikaye. Beyin açalım derken beyin yakmayalım..

Doğru düşünmeyi bilmem gerek. İnsan nitelikli düşünmeyi öğrenmeden tanrıya da varamaz. Doğru melekeler inmeden doğru düşünme zaten gerçekleşmez. Ha anlamlı bütünlükler ve kurgusal uyumluluklar oluşturulabilir. Örgüsel ve çapraz bağdaşık yöntemlerle düşünülebilir. Ama buna argoda kuyruklu yalan denir. hakikate ulaşmak noktasında en zekice düşünülmüş bu tarz fikri modeller asla yeterli değil yani.

 
Son düzenleme:
Len o adı zaten biz koymuşuz. Adını kendimizin koyduğu şeyi bir de sorduğumuz soruya ispat olarak kabul etmeye çalışırsak kendimizi aptal yerine koydugumuzu bile anlamayız.
Ok. Sevdim bunu. Şimdi bu algoritmi cennet cehennem meselesine uygulayın.

Bir de ayrıca yer çekiminin ispatı zaten kalemin düşüyor olması. Kalem düşerken sizin onu görüyor ve yere çarpma sesini duyuyor olması. Yer çekimi var bunu birbirimize ispatlayabiliriz.
Kalem niye düşüyor? Güzel soru. lakin ben cehennem niye var diye sormuyorum. Ben cehennem var mı? Soruyorum.
 
Ok. Sevdim bunu. Şimdi bu algoritmi cennet cehennem meselesine uygulayın.

Ona daha çok parça lazım. Ömrüm geçti usul anlata anlata 😀

Bir de ayrıca yer çekiminin ispatı zaten kalemin düşüyor olması.

"Kalem neden düşüyor?" diye sordum.
Bunun cevabı çünkü yer çekimi var (çünkü kelem düşüyor) olamaz 🤣

Bu yanlış bir düşünce pratiği.
Bu düșünceyi değiştirmeden yüksek düşünmeye geçmek olanaksızdır.

Bilim tanrıyı 1000 yıl da geçse bulamayacak o yüzden. Çünkü mekanizmayı çözmeye çalışıyor. Mekanizmayı çözdükçe insanlığı tanrıdan bir tık daha arındırmaya oynuyor.

Halbuki tanrı kanunların kendisi değil. Yanlış düşünme buradan başlıyor. Ben bir otomobile baktığımda küçükken içine binilip gidilen eğlenceli bir şey zannederdim onu. Biraz büyüdüm sürmeyi öğrendim. Biraz daha büyüdüm motor öğrendim. Biraz daha büyüdüm tamir etmeyi komple öğrendim. Şimdi benim otomobile dair eksik bir bilgim kalmadı.

O halde ben yaratıcı otomobilin motorudur diyebilir miyim? Yaratıcı otomobilin direksiyonudur diyebilir miyim peki.. Yoo

Otomobilin heryerini öğrendim. O halde şunu da öğrendim : yapan usta motor biliyor. Sürtünme biliyor. Basınç biliyor. Soğutma biliyor. Yazılım biliyor.

Ustaya varmak için Doğru düşünme böyle yapılır. Usta otomobilin içinde bir yerde hala öğrenemediğimiz bir parça olabilir demek aptallara özgüdür.

Çünkü bu "bilimin hala çözemediği yerler var siz de o boșluklara tanrı diyorsunuz" demekle aynı şeydir.

Bilim mekanizmayı anlatır. Ama onu kimin var ettiğini anlamak ancak mekanizmayı doğru okuma becerisi ile anlaşılır.

Bu yazdıklarımı okuduğun cep telefonunun muhendisi kimdir bilmene gerek yok, ama o muhendisin yazılım bildiğine inanmalısın. İşte inanmak akılla olur. Doğru varsayım üzerinden ilerlelemle olur. Doğru düşünmeye başlamayan kişi için yapacak bir şey yok. Ne kadar kısır düşündüğünü bile anlatamazsın ona. Hali içler acısıdır.
 
Son düzenleme:
Bu yazdıklarımı okuduğun cep telefonunun muhendisi kimdir bilmene gerek yok, ama o muhendisin yazılım bildiğine inanmalısın. İşte inanmak akılla olur. Doğru varsayım üzerinden ilerlelemle olur. Doğru düşünmeye başlamayan kişi için yapacak bir şey yok. Ne kadar kısır düşündüğünü bile anlatamazsın ona. Hali içler acısıdır.
Mühendisi görenler var. Cehennemi gören yok.
Benim sorum söyledi

Cehennemi gören var mı?

İnanmalısın edebiyatı bana göre değil. Ben gören var mı yok mu bilmek isterdim.
 
Mühendisi görenler var. Cehennemi gören yok.

Doğru.
Geriye ne kalıyor? Mühendis sana cehennem var diyorsa, mühendise güvenip güvenmediğin kalıyor.

Cehennem ürün sadece. Üretici bilinmeden ürününü sorgulamayı tavsiye etmiyorum. Doğru düşünce piramidi olmaz bu.

Benim sorum söyledi

Cehennemi gören var mı?

Yok.
Cehennem bir isim sadece. İsme takılı kalma. İsimler kavramayı kolaylaştırsın diye var. İsmin kendisi, kendisine ispat olsun diye değil.

İşini kolaylaştırayım:
Hangi çağrışımlara Cehennem denmiş? Hangi ruhsal deneyimler kastedilmiş? İsimler de şekiller gibidirler ;sadece renk katar. Hakikati tamamen yansıtmazlar.




İnanmalısın edebiyatı bana göre değil.

Bence de körü körüne inanmamalısın.

Ben gören var mı yok mu bilmek isterdim.

Yok 😃
Mesele gözle görmek değil, cehenneme girip çıkan birinin yeminine inanacak mısın? O da hayır 😃önemli olan Ruhunda görmek, ruhunun ikazı ile bilmek. Ruhu da gören yok bak?
 
Son düzenleme:
Geri
Üst