Karabasan, halisulasyon vs olayları genelde beynin bir oyunu sayarız.
Evet bunlar beynin bir oyunudur.
Ama beynimizin bize rağmen bize oyun oynamasını kim yönetiyor acaba?
Her akşam Ayetel kursi, felak, nas okunmalı yatmadan önce.
Gömlegimizi giymeden önce napariz? Ütüleriz.
O halde içtiğimiz suyu da aynı şekilde ütülememiz yani kodlamamız gerekir. Suya okunacak bir Ayetel kursi, enerjinin daha kalıcı olmasını sağlar.
Su damarlarda dolaşır. Damarlara birikmiş negatif kodları pozitife kodlayarak tükenir.
Şeytan yani kafir cinler de zaten damarlarda dolaşırlar. Beyne de vücudun tüm uzuvlarına da şeytanlar sirayet edebilir. Çünkü beyin sinir sistemine bağlıdır. Ayağımıza dış uyarıcı verilirse beyne ulaşır. Beyne hinoz ile uyarıcı verilirse de bu sefer o his beyinden ayağa ulaşır. Bu sanal bir histir. Ama deneyim olarak gerçektir. Yani cinin beyinde mi ayakta mı kalpte mi olduğunun bir önemi yoktur. Beyinde olsa da ayaklardan yakalayabilir. Beyinden düşünce olarak kovulsa sa ayaklardaki sinir uçlarından musallat olabilir. İşte bu yüzden psikolojik destek yetersiz kalabiliyor. Çünkü herşey beyinde bitmiyor. Bedenin tamamı gerektiği gibi korunmak zorunda. Enerji beyinden bedene telkinle aksa da, musallat beyinden kovulunca bedenin dışından verdiği hislerle beyni yeniden şüphelerle ve daha çaresiz girdaplara surukleyebilir. Sayısız vaka var böyle. Çünkü mahiyeti bilinmiyor.
Bazen musallat durumlarında, okuma yapıldıkça cinler rahatsız olurlar ve bir uzuvdan başka uzva ya da organa kaçarak saklanırlar ve oradan rahatsızlık verirler. Bazen tamamen kaçarlar ve uzaktan izlerler. Yani cinler sürekli bedende döner dururlar ve ileri vakalarda kişi korunamazsa vertigo, şizofreni, akıl hastası vs hallerine suruklenebilir.
Şimdi kimse kusura bakmayacak toplumun en büyük sorunu bu :
Gece duş almaya korkuyorsanız, yüzünüzü sabunlamaya korkuyorsanız, çaresiz bir içgüdüye kapiliyirsanoz, karanlık sizi sebepsizce korkutuyorsa artık bu varlıkları inkar edemezsiniz.
Çünkü ayette gecenin (karanlığın) varlıkları oldukları söyleniyor.
Ahir zaman şeytanın ordularının her eve girdiği zamandır. Bu da kafir cinlerle oluyor artık. İnsanlarla oynuyorlar.
İnsan bunu itiraf etmeye korkuyor. Alaya alınacak diye. Cinlere inanmayanlar onu başka yöntemlere zorlayacak diye. Ya da cin korkusu olanlar toplumu sözde korkutmamak için bunu psikolojiye yoruyorlar. Psikoloji asıl sorunun şifası olamaz. En fazla pansuman görevi görür psikolojik destek. O da asıl sorun aşılabilirse anca.
İnsanın başına gelen tüm musibetler, ayrılıklar, iç huzirsuzluklari, yaşama sevinci dusuklukleri kesin olarak şeytandandır.
Şeytan ise mecaz bir varlık değil cin irkindandir.
Bunu anlayan kişiler Malesef artık tüm çareleri tüketmiş olduktan sonra perişan hale gelerek kendilerine bunu itiraf edebiliyorlar.
Kuranda hiçbir hastalıktan bahsedilmez. Tek bir hastalıktan bahsedilir ama : kalplerdeki hastalıktan : Düşünce bozukluğundan.
Düşünce bozukluğu biraz ilerlerse dürtü bozukluğuna kayar. Dürtü bozukluğu zaten hormonal dengeyi bozar ve kişi ben neden istemedigim halde öyle hallere giriyorum der. Bunu da ne yazık ki iki şey tetikler :
"Minel cinneti ven nas."
İnsanlardan da oluyor cinlerden de.
Yani nazar ve bulanık psișik saldırı da, cin musallatı da aynı sonuca çıkarıyor.
İnsan arınmamıș haldeyse ruhsal psișik hastalık bulaştırır. Bakışı ile bile kişiyi zihinsel kilit altına alıp hasta edebilir. Cinler zaten bir kişi üzerinden onun takıldığı kişilere de bulașırlar.
Beyin işin sırrına inilirse ölü bir organdır. Kendi başına bitkisel Hayattadır. Onu bilinç yönetir. Bilinç ise ne yazık ki cinlere bulasabilecek kadar saydamdir. Cinler çok rahat beyne girebilirler. Kisi kendi beynini doğru yonetemezse cinler onun beynini kendileri üzerinden yönetirler.
Artık şeytan demeye gerek yok. Şeytan çok mecaz kalıyor. Şeytan zaten cin irkindandir.
Herkese vesvese veren şeytan aslında herkesin kendi musallatıdır. Bunu kabul edemeyen insan ne yazık ki hallerindeki bulanıklıktan kurtulamaz çünkü ya başkasını suçlar, ya çareyi alakasız yöntemlerden umar ama içindeki beynini paylaşan harici ruhaniyi deşifre edemez ve ileri vakalarda artık hayatı altüst hale bile gelebilir. Çünkü beynini kaptırdı mi kendi kendini yonetemeyecek hale gelir. Kendisi olarak annesini sever, ama cin beynini yönetirken annesini öldürmek gelir içinden ve bahane üretir. İntiharlar ve cinnetler bu yüzden arttı. İnsanlar çok korunmasız ve akıl sağlıklarını bu yizden çok rahat yiretmenin esigindeler.
Bugun boşanmalar arttı. İnsanlar mutsuz. Satasacak yer arıyor insanlar. Bunun en bariz sebebi kişinin evren modelindeni doğru tabana oturtamamasidir.