Merhaba,
Öncelikle şu kabullenmemiz gereken bir gerçektir ki; Yaradılanlar olarak yaradanın çizdiği kader doğrusunu tamamen değiştirebilmemiz mümkün değildir. Eğer ki bunu yapabiliyor olsaydık, yani bir canlının kader olgusuna hükmedebilseydik yetkimiz ve gücümüz Tanrıya denk olurdu. O zamanda tek tanrı değil tanrılar kavramından bahsediyor olurduk... Kader dediğimiz olgu; Arş ve Rahmet (Endirah) katında yaşadığımız fiziki boyuta gönderilmeden önce Tanrı tarafından belli kriterlere ya da sonsuzluk bazlı oluşturulan silsilelerdir. Her kaderin (yani kader kavramı içerisinde yaşanılan milyarlarca olayın) Kubbe katında alternatifleri ve yaşanması muhtemel, hiç yaşanmaması gereken (bu kriter çok uzatılabilir) trilyonlarca gerçeklikleri vardır. Şöyle anlatayım. Bir büyücü, cadı, itirafçı, medyum, medyum kökenli falcı, ruhani falcı, hiskapanlar gibi çeşitli özelliklere sahip varlıklar bir canlı hakkında geleceğe dair görüş bildirdiğinde ya da kehanette bulunduğunda aslında bildirdiği görüş, karşısındaki kişinin muhtemel ya da görülmesi zor alternatif gerçekliklerinden biridir. Bu gerçekliğin kişinin kader ağına, çizgisine girip giremeyeceğini bilemeyiz ya da bunun için ayrı bir çalışma metodu bulunmuyor. Mutlak ve ebedi kadere müdahale edilemez. Lakin muhtemel geleceğe anlık müdahelelerde bulunulabilir. MÖ 9800 lerde yaşamış olan ilk düzen torunu olan Aydıril şehrinin büyücüsü ve başitirafçısı "Gureya" halkına ve tüm doğa üstülere şöyle bir geri bildirim vermiştir. Bir büyücü, cadı, itirafçı ya da diğer doğaüstülerin hayatlarında yapacağı en büyük tek hata kubbenin bizler için belirlediğini izinsiz değiştirmeye çalışmak olur demiştir.
Saygılarımla.