Doğru bir örneklendirme değil özellikle yapılan genelleme, inancın ortaya çıkması bakımından bile tutarsıza düşüyor çünkü ;
Musa'ya gelen öğreti yasa üzerineydi. Halkın kölelikten çıkıp özgürleşmesi yetersizdi, nitekim özgüvenini kaybetmiş dağınık topluluğun disipline edilmesi gerekiyordu. Bir arada tutacak çerçeve, her şeye söylenen halk için, yalnızca emir nitelikli bir güç olabilirdi.
İsa'ya gelen öğreti ise daha çok sevgi ve merhamet üzerineydi. Yahudi toplumu, Roma işgali altında kendi kimliğini koruma kaygısındayken dini kurallarını daha da katılaştırdı. İnanç aynı zamanda hukuk ve siyaset sistemi güdüyordu. Haliyle çıkar arttı, katılaşmış öğretiler halkı ; ruhsuz din anlayışına yöneltti. Kalplerin yeniden yumuşaması, merhametin ve sevginin aşılanması gereken dönemde ortaya çıktı, İsa.
Musa yoğun bakımda acil tedavi birimiyken, İsa nefes egzersizi rolü gördü. Birinde hayatta kaldılar diğerinde kalbi dirilttiler. Kısacası sevme gafleti dediğin şey katı gelenekler ya da katı inançlar ile boğulan bir toplumun yeniden ayağa kalkma sürecidir. Ve geliş biçimi gereği çokta kıymetlidir, anlamlıdır.