Işık Hızı Aşılırsa Ne Olur?

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
Işık Hızı Aşıldı

Önce “Işık Hızını” Aşan Bilimadamları, Şimdi de “Işığı Durdurmayı” Başardılar…
20. yüzyılın fizik yasalarını alt üst edecek bir deney gerçekleşti ve Işık hızının bilinenden 300 kat hızlı seyahat edebildiği kanıtlandı. Amerikalı bilim adamları, fizik kurallarını altüst eden bir deney gerçekleştirerek ışık hızının aşıldığını kanıtladılar. Laboratuvar koşullarında ışık hızının, bilinen sınırı olan saniyede 300 bin kilometreyi 300 kat aştığını açıklandı. Princeton Üniversitesi’nde yapılan deneylerde “ışığın gideceği yere daha seyahatine başlamadan önce vardığı” saptandı. Başka değişle ışığın zamanda ileri doğru atladığı tespit edildi.

Princeton NEC Enstitüsü’nün uzmanlarından Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi. Wang’ın verdiği bilgiye göre, aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre devam ettikten sonra, ortama daha o anda girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık demetinin, iki yerde aynı anda bulunduğunu söyledi. Yani ışık daha test ortamına girmeden dışarıya çıktı. Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin “inanılmaz bir duruma işaret ettiğini” söyledi. Bilinen fizik kurallarına göre her türlü veri, en fazla, saniyede 300 bin kilometre olarak kabul edilen ışık hızıyla iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli olarak hesaplanıyor.

Etki- Tepki Yasası:
Wang’ın deneyinin geçerli kabul edilmesi halinde, fiziğin temel kanunlarından olan ve “neden sonuçtan önce gelir veya bir olgunun sonu başından sonra gelir” şeklinde özetlenebilecek “etki-tepki” yasasının da geçersiz kalacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda, bir olgunun sonucu, onu yaratan nedenden önce geliyor.
Ve başlamadan bitmesi mümkün olabililiyor. Deney sonuçları bilinen zaman kavramının “çökeceğine” işaret ediyor.
Köln Üniversitesi Dr. Guenter Nimtz de, konuyla ilgili yaptığı açıklamada böylece “bilgi”nin ışıktan daha hızlı bir şekilde ulaştırılabileceğinin kanıtlandığını söyledi. Lijun Wang ve ekibinin araştırmasının tüm ayrıntıları, ünlü bilim dergisi Nature tarafından satın alındı.

Uzay – Zaman Ayrımı Yok ;
Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin “inanılmaz bir duruma işaret ettiğini” söyledi. Wang’ın deneyinin fiziksel dünyanın şimdiye kadar doğru kabul edilen kurallara göre davranmadığını kanıtladığını ifade eden Chiao, modern bilimin, atomdan küçük parçacıkların aynı anda iki ayrı yerde birden bulunduğunu keşfetmeye başladığını bildirdi. Chiao, böylelikle uzay – zaman ayrımının ortadan kalktığını vurguladı.

Avrupa’daki deneyler ; Bu arada, İtalya’da Ulusal Araştırma Konseyi’nden bir grup fizikçinin mikrodalgalar üzerinde yaptığı araştırmalar da ışık hızının aşılabileceğini gösterdi. İtalyanlar ışık hızını yüzde 25 oranında geçtiler. Almanya’nın Köln Üniversitesi uzmanlarından Dr. Guenter Nimtz de yaptığı deneylerde benzer sonuçlara ulaştı.

Işık hızı aşılınca neler olacak :
Evrenin yapısı hakkındaki tüm bilgiler değişecek, yeni bir model geliştirilecek.
Zamanda yolculuk mümkün olabilecek.
İnsan ömrü binyıllarla ifade edilebilecek, ölümsüzlüğe adım atılacak.
Öteki yıldızlar veya galaksilere gidilebilecek.

IŞIK Durduruldu
Fizikçiler, çok kısa bir süre için de olsa ışığı tamamen durdurdular ve sonra tekrar “yoluna” gönderdiler. Harvard Üniversitesi’nde yapılan deneyde, araştırmacılar, bir ışık demetinin tüm enerjisini almadan sabit tutmayı başardılar. Foton olarak da bilinen ışık parçacıklarının hareketini denetleyebilmek, kuantum bilgisayarların geliştirilmesini sağlayabilir.
2001’de yapılan bir önceki deneyde, ışık parçacıkları, bir gaz kütlesinin içindeki atomlar tarafından “alınmış” ve böylelikle ışık demetleri kısa süreliğine “depolanabilmişti”. Harvard’daki deney, ışığı ve onun enerjisini bir anlığına “dondurduğu” için daha büyük bir başarı anlamına geliyor.

Deney nasıl yapıldı?
Fizikçiler, “sinyal atımı” adı verilen bir ışık demetini, kapalı bir cam silindirin içinden gönderdiler. Bu silindir, rubidyum elementinin atomlarını içeren sıcak bir gazla doluydu ve “kontrol demeti” olarak bilinen güçlü bir ışık demetiyle aydınlanıyordu. Sinyal atımı rubidyum gazının içinden geçerken, araştırmacılar kontrol demetini durdurdu. Böylece, rubidyum atomları üzerinde sinyal atımının holografik bir baskısı çıktı.
Daha önce, bu aşamaya gelindiğinde tek bir kontrol demeti yollanıyor ve sinyal atımı tekrar yaratılıyor, ışık da yoluna devam ediyordu. Ama son araştırmada fizikçiler, iki kontrol demeti kullandılar. Bu da, bir dizi ayna etkisi yaratan bir müdahale yarattı. Tekrar canlanan sinyal atımı cam silindir içinde ilerlemeye çalışırken fotonlar ileri-geri sıçradılar, ama genel olarak sinyal atımı sabit kaldı. Kısacası ışık, dondurulmuştu.

Bir an için…
Araştırmacılar, fotonları bu tuzağın içinde 10-20 mikrosaniye boyunca sabit tutmayı başardı. Bu önemli deneyi gerçekleştirenler; Mikhail Lukin, Michal Bajcsy ve Alexander Zibrov.
Bajcsy, ışığın kontrol edilmesi sayesinde, gelecekte güçlü kuantum bilgisayarlar üretilebileceğini belirtiyor: “Kuantum bilgisayarlarında, bilgiyi fotondan fotona aktarmanız gerekir. Bunu yapmak için de fotonları, birbirleriyle etkileşim içinde olmalarını sağlayacak biçimde, kesin bir denetim altına almalıyız.”
A&M Üniversitesi’nden Profesör Süheyl Zübeyri, Harvard ekibinin deneyinin, kuantum bilgisayarlar ve kuantum şifreleme yolunda önemli bir adım olduğunu belirtiyor.
Kuantum şifreleme; çok güvenli elektronik şifreleme yolları sunabilir. Çünkü elektronik bir mesajı dinleme işleminin kendisi, mesaja zarar vererek onu okunmaz hale getirecektir. Böylelikle, mesaja müdahale edilip edilmediğini anlayabiliriz.

Alıntıdır.
 

RoyalArch

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
676
Tepkime puanı
20
Konum
İstanbul
Işık Hızı Aşıldı

Önce “Işık Hızını” Aşan Bilimadamları, Şimdi de “Işığı Durdurmayı” Başardılar…
20. yüzyılın fizik yasalarını alt üst edecek bir deney gerçekleşti ve Işık hızının bilinenden 300 kat hızlı seyahat edebildiği kanıtlandı. Amerikalı bilim adamları, fizik kurallarını altüst eden bir deney gerçekleştirerek ışık hızının aşıldığını kanıtladılar. Laboratuvar koşullarında ışık hızının, bilinen sınırı olan saniyede 300 bin kilometreyi 300 kat aştığını açıklandı. Princeton Üniversitesi’nde yapılan deneylerde “ışığın gideceği yere daha seyahatine başlamadan önce vardığı” saptandı. Başka değişle ışığın zamanda ileri doğru atladığı tespit edildi.

Princeton NEC Enstitüsü’nün uzmanlarından Dr. Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını söyledi. Wang’ın verdiği bilgiye göre, aşırı hassas zaman ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti, daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20 metre devam ettikten sonra, ortama daha o anda girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık demetinin, iki yerde aynı anda bulunduğunu söyledi. Yani ışık daha test ortamına girmeden dışarıya çıktı. Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin “inanılmaz bir duruma işaret ettiğini” söyledi. Bilinen fizik kurallarına göre her türlü veri, en fazla, saniyede 300 bin kilometre olarak kabul edilen ışık hızıyla iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli olarak hesaplanıyor.

Etki- Tepki Yasası:
Wang’ın deneyinin geçerli kabul edilmesi halinde, fiziğin temel kanunlarından olan ve “neden sonuçtan önce gelir veya bir olgunun sonu başından sonra gelir” şeklinde özetlenebilecek “etki-tepki” yasasının da geçersiz kalacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda, bir olgunun sonucu, onu yaratan nedenden önce geliyor.
Ve başlamadan bitmesi mümkün olabililiyor. Deney sonuçları bilinen zaman kavramının “çökeceğine” işaret ediyor.
Köln Üniversitesi Dr. Guenter Nimtz de, konuyla ilgili yaptığı açıklamada böylece “bilgi”nin ışıktan daha hızlı bir şekilde ulaştırılabileceğinin kanıtlandığını söyledi. Lijun Wang ve ekibinin araştırmasının tüm ayrıntıları, ünlü bilim dergisi Nature tarafından satın alındı.

Uzay – Zaman Ayrımı Yok ;
Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin “inanılmaz bir duruma işaret ettiğini” söyledi. Wang’ın deneyinin fiziksel dünyanın şimdiye kadar doğru kabul edilen kurallara göre davranmadığını kanıtladığını ifade eden Chiao, modern bilimin, atomdan küçük parçacıkların aynı anda iki ayrı yerde birden bulunduğunu keşfetmeye başladığını bildirdi. Chiao, böylelikle uzay – zaman ayrımının ortadan kalktığını vurguladı.

Avrupa’daki deneyler ; Bu arada, İtalya’da Ulusal Araştırma Konseyi’nden bir grup fizikçinin mikrodalgalar üzerinde yaptığı araştırmalar da ışık hızının aşılabileceğini gösterdi. İtalyanlar ışık hızını yüzde 25 oranında geçtiler. Almanya’nın Köln Üniversitesi uzmanlarından Dr. Guenter Nimtz de yaptığı deneylerde benzer sonuçlara ulaştı.

Işık hızı aşılınca neler olacak :
Evrenin yapısı hakkındaki tüm bilgiler değişecek, yeni bir model geliştirilecek.
Zamanda yolculuk mümkün olabilecek.
İnsan ömrü binyıllarla ifade edilebilecek, ölümsüzlüğe adım atılacak.
Öteki yıldızlar veya galaksilere gidilebilecek.

IŞIK Durduruldu
Fizikçiler, çok kısa bir süre için de olsa ışığı tamamen durdurdular ve sonra tekrar “yoluna” gönderdiler. Harvard Üniversitesi’nde yapılan deneyde, araştırmacılar, bir ışık demetinin tüm enerjisini almadan sabit tutmayı başardılar. Foton olarak da bilinen ışık parçacıklarının hareketini denetleyebilmek, kuantum bilgisayarların geliştirilmesini sağlayabilir.
2001’de yapılan bir önceki deneyde, ışık parçacıkları, bir gaz kütlesinin içindeki atomlar tarafından “alınmış” ve böylelikle ışık demetleri kısa süreliğine “depolanabilmişti”. Harvard’daki deney, ışığı ve onun enerjisini bir anlığına “dondurduğu” için daha büyük bir başarı anlamına geliyor.

Deney nasıl yapıldı?
Fizikçiler, “sinyal atımı” adı verilen bir ışık demetini, kapalı bir cam silindirin içinden gönderdiler. Bu silindir, rubidyum elementinin atomlarını içeren sıcak bir gazla doluydu ve “kontrol demeti” olarak bilinen güçlü bir ışık demetiyle aydınlanıyordu. Sinyal atımı rubidyum gazının içinden geçerken, araştırmacılar kontrol demetini durdurdu. Böylece, rubidyum atomları üzerinde sinyal atımının holografik bir baskısı çıktı.
Daha önce, bu aşamaya gelindiğinde tek bir kontrol demeti yollanıyor ve sinyal atımı tekrar yaratılıyor, ışık da yoluna devam ediyordu. Ama son araştırmada fizikçiler, iki kontrol demeti kullandılar. Bu da, bir dizi ayna etkisi yaratan bir müdahale yarattı. Tekrar canlanan sinyal atımı cam silindir içinde ilerlemeye çalışırken fotonlar ileri-geri sıçradılar, ama genel olarak sinyal atımı sabit kaldı. Kısacası ışık, dondurulmuştu.

Bir an için…
Araştırmacılar, fotonları bu tuzağın içinde 10-20 mikrosaniye boyunca sabit tutmayı başardı. Bu önemli deneyi gerçekleştirenler; Mikhail Lukin, Michal Bajcsy ve Alexander Zibrov.
Bajcsy, ışığın kontrol edilmesi sayesinde, gelecekte güçlü kuantum bilgisayarlar üretilebileceğini belirtiyor: “Kuantum bilgisayarlarında, bilgiyi fotondan fotona aktarmanız gerekir. Bunu yapmak için de fotonları, birbirleriyle etkileşim içinde olmalarını sağlayacak biçimde, kesin bir denetim altına almalıyız.”
A&M Üniversitesi’nden Profesör Süheyl Zübeyri, Harvard ekibinin deneyinin, kuantum bilgisayarlar ve kuantum şifreleme yolunda önemli bir adım olduğunu belirtiyor.
Kuantum şifreleme; çok güvenli elektronik şifreleme yolları sunabilir. Çünkü elektronik bir mesajı dinleme işleminin kendisi, mesaja zarar vererek onu okunmaz hale getirecektir. Böylelikle, mesaja müdahale edilip edilmediğini anlayabiliriz.

Alıntıdır.

Güzel bir ekleme ancak ışık hızına ulaşıldığı zaman maddenin ışına dönüşme problemi çözülmesi gerek.
 

gogolisk

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Haz 2014
Mesajlar
87
Tepkime puanı
1
İş
Web Desing
Zaten Allah bizi yarattıktan sonra ölümsüzlüğe çare aramaya başlamış ve bulmuş. Sarmısağın tohumu, ölümsüzlüğün tek çaresi imiş. Yüce yaradan da dünyadaki bütün sarmısak tohumlarını yağmaurlarla, sellerle, tayfunlarla, depremlerle ve akla gelecek en kötü doğa olayları ile dünya üzerinden süpürmüş ve yok etmiş.
O yüzden ölümsüzlüğe çare var ama bu dünya da değil.


güzel video. ama bence en önemlisi ölümsüzlük bulunabilir . bu da zaman makinesi icat edilirse olur . tam öleceğimiz zaman ya da öldükten sonra zaman makinesini çalıştırıp doğduğumuz güne ya da istediğimiz yaşa geri dönebiliriz . video da galaksilerin görüntüsü milyonlarca yıl sonra bize ulaşıyor denmiş zaten şu an da bile güneş ışınları bize 8 dk geç ulaşıyor ışık hızı olmasına rağmen . ki galaksiler den bahsediyoruz . yok olmuş ihtimalleri oldukça fazla
 

RoyalArch

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
676
Tepkime puanı
20
Konum
İstanbul
Zaten Allah bizi yarattıktan sonra ölümsüzlüğe çare aramaya başlamış ve bulmuş. Sarmısağın tohumu, ölümsüzlüğün tek çaresi imiş. Yüce yaradan da dünyadaki bütün sarmısak tohumlarını yağmaurlarla, sellerle, tayfunlarla, depremlerle ve akla gelecek en kötü doğa olayları ile dünya üzerinden süpürmüş ve yok etmiş.
O yüzden ölümsüzlüğe çare var ama bu dünya da değil.

Allah mı ölümsüzlüğe çare aramış?
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Ölümsüzlük bulunamaz ama çoook uzun süre ertelenebilir. Lijun wang ın yaptığı deney laboratuvar ortamındaydı zaten ve insan bedeni böyle bir hızda moleküllerine ayrılacağı için zaten ölümsüzlük mümkün değil. Ama dünya ve uzay arasında sürekli bir seyahat haline olursanız zamanla torunlarınızdan bile genç kalabilirsiniz.
 

RoyalArch

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
676
Tepkime puanı
20
Konum
İstanbul
Ölümsüzlük bulunamaz ama çoook uzun süre ertelenebilir. Lijun wang ın yaptığı deney laboratuvar ortamındaydı zaten ve insan bedeni böyle bir hızda moleküllerine ayrılacağı için zaten ölümsüzlük mümkün değil. Ama dünya ve uzay arasında sürekli bir seyahat haline olursanız zamanla torunlarınızdan bile genç kalabilirsiniz.


Onların arasında yaşamadıktan sonra gidip gelmenin ne anlamı var ki :)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Mesele de o zaten ölümsüzlük bulunursa herkes için, dünyada nüfus patlaması olur diğer sorunda kısıtlı kişiler ölümsüz olursa sürekli yeni bir aile ve yeni ailenin acı kaybı. Ölümsüzlüğü istemek şu dünya düzenindeki en saçma ve boş istek bence. İnsanların hayatta neye doyamayıp ne için bukadar çok yaşamak isteyeceklerina anlayamam heralde. Allah bana kolay ve erken ölüm nasip etsin düşüncesindeyim :)
 

RoyalArch

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
676
Tepkime puanı
20
Konum
İstanbul
Mesele de o zaten ölümsüzlük bulunursa herkes için, dünyada nüfus patlaması olur diğer sorunda kısıtlı kişiler ölümsüz olursa sürekli yeni bir aile ve yeni ailenin acı kaybı. Ölümsüzlüğü istemek şu dünya düzenindeki en saçma ve boş istek bence. İnsanların hayatta neye doyamayıp ne için bukadar çok yaşamak isteyeceklerina anlayamam heralde. Allah bana kolay ve erken ölüm nasip etsin düşüncesindeyim :)

Işık hızı aşılıp ölümsüzlük bulacak kadar ileri bir teknolojiye gelirsek zaten diğer galaksilere yolculuğu yapmış ve hayat olan bir çok gezegen bulmuş oluruz :) Kalabalık olmaz yani :)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Ölme eşşeğim ölme. Argo kullanmamışımdır umarım aklıma başka bişe gelmedi :D Hücreler yenilenecek bir sistem olsa dahi ölümsüzlük bulunmuş olunmaz sadece çok uzun süre ertelenebilir. Ama yaşamak isteyenlere kendi ömrümü vereyim madem anladığım kadarıyla çok isteyen var :D Ben ölücem <3
 

RoyalArch

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
676
Tepkime puanı
20
Konum
İstanbul
Ölme eşşeğim ölme. Argo kullanmamışımdır umarım aklıma başka bişe gelmedi :D Hücreler yenilenecek bir sistem olsa dahi ölümsüzlük bulunmuş olunmaz sadece çok uzun süre ertelenebilir. Ama yaşamak isteyenlere kendi ömrümü vereyim madem anladığım kadarıyla çok isteyen var :D Ben ölücem <3

200 yıl önce insanlar uçamaz,eşyalar uçamaz diyenlerden bir fark göremedim yorumunda. Her neyse pekala :)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
İnsanlar ve eşyalar uçamıyor zaten :) Ben sığ görüşlü bir bilim düşmanı değilim aksine astronomi ve uzay bilimi master öğrencisiyim sadece bilimin sürekli kendini yenilemesi ile birlikte belli bir keskinlik vardır. Çok sayılı konuda, mesela geçmişe yolculuk yapılmaz ve ölümsüzlük bulunamaz gibi. Geçmişe yolculuk yapılmaz ama geçmiş izlenebilir. Ölümsüzlük bulunamaz ama ölüm ertelenebilir. Gibi gibi. Şuan o sığ görüşlü bilim düşmanı insanlarla beni aynı yere koyduğun için kalbim kırıldı. Belkide siteye hiç dönmemeliydim diye düşünmeye başladım çünkü eskiden olsa beni burada anlayan ve bu yorumun bana yakışmayacaını bilen çok kişi vardı. Ne varsa eskilerde var. Hiç bir konu hakkında bilgim olmasa da en iyi bildiğim konu hakkında görüş bildirdim ve bilim yanılgıyı kabul eder umarım bende yanılmışımdır.
 

Cruella

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eki 2013
Mesajlar
152
Tepkime puanı
7
Nette dolaşırken buldum. .
ABD’li bir bilim adamı, fizik kurallarını altüst
eden bir gelişmede, laboratuvar koşullarında ışık
hızının, bilinen sınırı olan saniyede 300 bin kilometreyi
300 kat aştığını açıkladı. Bu deneyin sonucunun
doğrulanması halinde bile, ünlü fizik bilgini Albert
Einstein’ın izafiyet teorisi geçerliliğini yitirmeyecek. Princeton NEC Enstitüsü’nün uzmanlarından Dr.
Lijun Wang, açıklamasında, laboratuvar deneyinin, bir
ışık demetinin, içinde özel olarak hazırlanmış sezyum
gazı bulunan test ortamına gönderilmesiyle yapıldığını
söyledi.
Wang’ın verdiği bilgiye göre, aşırı hassas zaman
ölçme cihazlarının kullanıldığı deneyde, ışık demeti,
daha sezyum gazlı test ortamına girmeden ortamdan
çıktı. Işık demetinin test ortamından çıkıp yoluna 20
metre daha devam ettikten sonra, ortama daha o anda
girdiği belirlendi. Wang, bir başka deyişle, ışık
demetinin, daha test ortamına girmeden dışarıya çıktığını
belirtti.
Test sonuçlarını inceleyen Berkeley Üniversitesi
fizik profesörü Raymond Chiao, deney verilerinin
“inanılmaz bir duruma işaret ettiğini” söyledi. Bilinen
fizik kurallarına göre her türlü veri, en fazla, saniyede
300 bin kilometre olarak kabul edilen ışık hızıyla
iletilebildiği gibi, zaman da, bu ışık hızıyla göreceli
olarak hesaplanıyor.
Wang’ın deneyinin geçerli kabul edilmesi halinde,
fiziğin temel kanunlarından olan ve “nedensiz sonuç
olmaz veya bir olgunun sonu başından sonra gelir”
şeklinde özetlenebilecek “etki-tepki yasası”nın da yoğun
tartışmalara yol açacağına dikkat çekiliyor. Bu durumda,
bir olgunun başlamadan önce bitmesinin mümkün
olabileceğini belirten kimi uzmanlar, bilinen zaman
kavramının “çökeceğini” öne sürerken bazı uzmanlar ise
ünlü fizikçinin teorisinin geçerliliğini sürdüreceğini
söylüyor.
Bu bilim adamlarının tezine göre, Wang’ın deneyi,
şu örnekle açıklanabilir. Camdan dışarı baktığınızda bir
adamın buza basarak düştüğünü görüyorsunuz, ama
aslında o adam hala yürüyor. İşte bu durumda zamanı
geri çevirip o insanı düşmeden önce uyaramayacağınız
için Einstein’in teorisi geçerliliğini yitirmeyecek.

Alıntı.
 

Gaos

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eki 2012
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Konum
Kıbrıs
İnsanlar ve eşyalar uçamıyor zaten :) Ben sığ görüşlü bir bilim düşmanı değilim aksine astronomi ve uzay bilimi master öğrencisiyim sadece bilimin sürekli kendini yenilemesi ile birlikte belli bir keskinlik vardır. Çok sayılı konuda, mesela geçmişe yolculuk yapılmaz ve ölümsüzlük bulunamaz gibi. Geçmişe yolculuk yapılmaz ama geçmiş izlenebilir. Ölümsüzlük bulunamaz ama ölüm ertelenebilir. Gibi gibi. Şuan o sığ görüşlü bilim düşmanı insanlarla beni aynı yere koyduğun için kalbim kırıldı. Belkide siteye hiç dönmemeliydim diye düşünmeye başladım çünkü eskiden olsa beni burada anlayan ve bu yorumun bana yakışmayacaını bilen çok kişi vardı. Ne varsa eskilerde var. Hiç bir konu hakkında bilgim olmasa da en iyi bildiğim konu hakkında görüş bildirdim ve bilim yanılgıyı kabul eder umarım bende yanılmışımdır.

"geçmişe yolculuk yapılmaz ama geçmiş izlenebilir" demeniz, aslında kafamda olan birşeyi tekrar canlandırdı . bence bu olay beyin dalgalarıyla yapılan bir araçla sağlanabilir . makineye veya icata vs bağlanan kişi , bir çeşit hipnoz ile geçmişe gönderilebilir . eğer herkes birse , herşey tekse , teklikten gelindiyse tarih boyunca içine işlenen kodlara giriş yapabilmemiz mümkün . o kodlara bağlanan icat , insana görüntüler sunabilir . ha o icat nasıl olacak bir fikrim yok . farklı alanlardaki bilimadamlarının ortak çalışma yapması gerek herhalde :)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Oda bir yöntem olabilir ama ben sağlıklı bulmuyorum. Benim aklıma gelen yöntem dünyanın uzayda bir gezegenden izlenmesi. Örneğin dünyaya 200 ışık yılı uzak bir gezegene dünyanın görüntüleri 200 ışık yılı geç gider. İnsanlar ışık hızında hareket edemeyecekleri ve eden bir araçta bulunurlarsa da milyonlarca parçaya ayrılacakları için anca bir model makine ile mümkün olur bu. Görüntüler ordan elde edilerek dünyaya gönderilir. yani şimdi şuan o gezene bu sistem için donanımlı bir araç inse 200 yıl geçmişimizi izlememiz mümkün.
 

Gaos

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eki 2012
Mesajlar
85
Tepkime puanı
1
Konum
Kıbrıs
Oda bir yöntem olabilir ama ben sağlıklı bulmuyorum. Benim aklıma gelen yöntem dünyanın uzayda bir gezegenden izlenmesi. Örneğin dünyaya 200 ışık yılı uzak bir gezegene dünyanın görüntüleri 200 ışık yılı geç gider. İnsanlar ışık hızında hareket edemeyecekleri ve eden bir araçta bulunurlarsa da milyonlarca parçaya ayrılacakları için anca bir model makine ile mümkün olur bu. Görüntüler ordan elde edilerek dünyaya gönderilir. yani şimdi şuan o gezene bu sistem için donanımlı bir araç inse 200 yıl geçmişimizi izlememiz mümkün.

evet dediğin daha sağlıklı duruyor . insanların ışık hızında hareket edemeyeceğine katılmıyorum ama :) şu an için evet hareket edemez, fiziksel yapımız buna elverişli değil . diyelimki 1000 sene sonra insanlık bir element keşfetti başka bir gezegende . şu şu şu , kullanmaya başladılar . ondan sonraki nesillerde farklı elementler vs derken belkide 1 milyon sene sonra ışınlanabilinir :D o 1 milyon sene gelmeden önce bunu bir araçla da halletmişlerdir zaten . ama öncelikli hedef söylediğin, onu da gerçekleştirebilmek için çok hızlı giden bir araç veya solucan delikleri :)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Yinede ışık hızında insan yolculuğu olacağını sanmıyorum. Lijun wang izafiyet teorisini çürütseydi zaman makinasıda mümkün olurdu ama o yıl bu deneyi yaptıklarında herkes çok heycanlanmasına rağmen izafiyet çürümedi. Einstein izafiyet çürütülemez ama bilim kendini yeniler buda mümkün demişti. Kimbilir belki.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Bir parapsikoloji platformundayız. Daha yaratıcı olun, daha geniş düşünün. Bilimi kurgulamaktan da çekinmeyin zira bilim kurgu, bilimi şekillendiren ufuklar açar.
Işık hızı diyoruz, ışın demeti diyoruz, geçmiş-gelecek diyoruz ya, buradaki bazı konulara sanki hiç yorum yazmamış, paylaşmamış gibisiniz. :)
Bazı yeteneklerimizi düşünün. Hadi inanın inanmayın demiyorum da, paylaşılanlar size bu konuda dehşet ufuklar açmalı. Mesela geleceği de geçmişi de görebiliyoruz (kalitesini demiyorum, sonuçta bir mevzu var kaliteli veya kalitesiz), bazı şeylere pozitif ve negatif olarak, bilerek isteyerek ve hatta çabalayarak müdahale edebiliyoruz, kısaca ışık hızını önemsizleştiren, boyutları teknoloji olmadan kendi bedenimiz, enerjimiz ve ruhumuzla bükebilen canlılarız.
Şöyle söyleyeyim, düşüncemizin ulaşabildiği her ana ve her yere bağlıyız. Düşünceniz ne kadar gerçekse bağlantınız da o kadar gerçektir. Düşünceler gerçek değilse siz zaten gerçek değilsiniz, hiçbir şey için çabalamaya değmez.. ;)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Ama benim bahsettiğim ruhsal birşey değildi, ruhsalsa zaten yetenekli insanlar herşeyi yapabilirler bu konuda yeteneklerine göre. Ben yine yapamam :D Yani yanlış anlamadıysam bahsettiğiniz bu. Örnek vereyim mevlana hazretlerinin sabah namazı için mekkeye gittiği ve geldi söylenir her gün. Bu ruhsal olarak mümkün olabilecek birşey. Bahsettiğiniz böyle bir şey mi?
 
Üst