unseelie
Kayıtlı Üye
Kelt Mitolojisi dönemlere ayrılır. Mitolojik dönemler çok önemlidir, zira bize mitlerin belirsiz çağlarının tarihe dair küçük bilgiler verirler. Bu türün ilk önemli kitabı Lebor Gabala veya İstilâlar Kitabı’dır. 12. Yüzdılda Hristiyan bakış açısıyla yazılmış olsa da, kitabın bütününe hakim olan ruh Pagan’dır. Kitaba göre, İrlandadaki ilk insanlar Hristiyanlık Tufanıyla telef oldular. 268 yıl sonra, Partholon’un öncülük ettiği, 24 erkek ve 24 kadından oluşan bir grup İrlanda’ya ayak bastı. Göller yarattılar, ovalarla ilgilendiler, ancak onlar da bir salgınla yok olup gittiler. En önemli katkıları ise ilk birayı mayalamak oldu. Parthalonların yok oluşlarının ardından İrlanda Nemedialılar tarafından istila edildi. Bunlar maceracı Nemed’in takipçileriydi. Bu insanlar istilacı Fomorianlara karşı İsveç ve Yunanistan’a kadar dünyanın her yerinde savaştılar. Tüm bunların ardından Fir Bolg geldi. Adaya Ağustosun ilk günü ayak bastılar. Beraberlerinde müttefikleri vardı ve bu bilgi, kabileler istilasının kanıtıdır.
Bu istilaların en önemlisi ise bir sonraki, Tuatha De Danann veya “Tanrıça Danu’nun Halkı”nın gelişidir. 1 Mayıs’ta geldiler ve Fir Bolg’ları tek bir savaşla yenip Connacht ve kısmen adanın geri kalan kısmını fethettiler. Karaya çıkışlarıyla ilgili tuhaf olan şey ise, kendilerini saran bir sisle gelmeleri ve bu sayede düşmanın gözüne ilişmeden karanın iç kısımlarına kadar görünmeden nüfuz edebilmiş olmalarıdır. Düşmanlarını yendikten sonra başkentlerini Tara’da inşaa ettiler. Tuatha De Danann sihirli güçleri olan bir soydu. Yetenekliydiler ve sanat ve bilim dışında, büyücülük alanında yüksek seviye ustaydılar. Mitolojik çağda Ölümsüzler arasında yer alırlar. Daha sonraları, âlimler tarafından iblisler veya sürgün edilmiş (düşmüş) melekler olarak sınıflandırılmışlardır. Halklarının en cesurları, liderleri, zaferlerini savaş sanatından ziyade üstün bilgi ve sihirle kazanan, öncelikle büyücü, ikincil olarak da savaşçılardı.
Fiziksel zindelik ve güzellik gerek bu Superman’ler kavminde ve gerekse sonraki Kelt kavimlerinde önemliydi. Bir örnek vermek gerekirse, Mag Tuireadh veya Maytura savaşlarının ilkinde sağ elini kaybeden Tuatha Kralı, Nuada, fiziksel olarak kusursuz olmadığı gerekçesiyle mevziden uzaklaştırılmıştı. Bu kabile, yine 1 Mayıs’ta İrlanda’ya ayak basan Milesian’lar tarafından mağlub edildi.
Burada bir parantez açmamız lazım, zira Galic (Galyalı) kültüründe Mayısın ilk günü yazın başlangıcıdır. Tüm şeytanlıkların dünyada serbest kaldığı, 30 Nisan’daki Walpurgisnacht’ın Teutonic festivalinden hemen sonra gelir. Ayrıca Beltine denilen eski bir Kelt festivali de yine 1 Mayısta idi. Ve tekrar 30 Ekim de kışın gelişini müjdelediği için kaydadeğer bir tarihtir. Bu tarih günümüzde eskisine oranla daha komik tarzda Cadılar Bayramı olarak kutlanıyor. Aynı gün Samain denilen başka bir Kelt bayramında insanlar tanrılara kurban olarak sunulurdu. Druidik İrlanda’da bu günler kutsaldı, böylece bunları yok edemeyen Hristiyanlar, bu inanışları yeniden şekillendirerek Hristiyan inanışları halinde kabul ettiler.
Tuatha De Danann, mağlubiyetlerinin ardından diğer ırklar gibi yok olmadılar, bunun yerine İrlanda kültürel yaşantısının temel yapı taşlarından birine dönüştüler. Yeraltına çekildiler ve büyük sırları ve gizemli sanatları da yanlarında götürerek “Sluagh Sidhe” yani peri halkına dönüştüler. Büyünün gizli diyarlarına girip bugüne değin orada kaldılar.
Periler İrlanda Kültürünün temellerini oluşturur. Ormanda, evlerde, ırmaklarda ve her yerde yaşarlar. Onlara Daoine Maithe denir, “Uslu Halk” veya Daoine Beage, “Küçük Halk” veya Daoine Sidhe, “Huzurlu Halk”. Periler küçük, güzeldirler. Yeşil giyinirler ve pek çok sanatta ustadırlar. Gaydanın mucidi etmiş ve cig dansının yaratıcısıdırlar.
Bu perilerin en önemlisi “Leprechaun”dur. Bu, iyi bir zanaatkâr, terzi ve arkadaş olan küçük bir adamdır ve ancak sabah veya akşam üzeri alacakaranlığında görünür. Biri onu gördüğünde, gören kişi Leprechaun’la gayet nazik konuşmalı, onu dikkatle izlemeli ve doğru zaman geldiğinde boynundan tutuvermelidir. Özgürlüğünü geri kazanabilmek için, kendisini yakalayan efendisini bir küp dolusu altının saklı olduğu yere götürecektir. Gökkuşağının bittiği yerdeki altın dolu küp hikâyesi de bu efsaneden gelir. Bizim için tanıdık bir diğer Tuatha ise diş perisidir.
Gerçeküstülüğün katmanları boyunca ilerlerken, İrlanda Tanrılarının katına da bir adım atmamız gerekiyor. Keltler çok tanrılıydı. İrlandanın her yerine dağılmış küçüklü büyüklü tanrılar ve ilaheler vardı. Ancak tüm bu Tanrıların ana kaynağı Tuatha idi. Kavimlerin kahramanları, bir Tanrı olarak yeniden doğarlardı. Panteon’un en önemli Tanrıları Dagha ve Lug’dur. Dagha “herşeyin babası” olarak anılır. Büyük ve çirkindir. İri, kaba bir sopa taşır. Hayatı alır ve verir, böylece yaşamın ve ölümün de efendisidir. Asla boşalmayan bir kazanı vardır ki bu kazandan “bolluk ırmağı” akar ve bu da halen günümüz edebiyatında kullanılagelen bir semboldür. Dagha, bereket Tanrısı ve haşmetli kalelerin yaratıcısıydı. Onuruna Kasımın ilk günü büyük bir festival verilir, Cadılar bayramı.
Lug ise “Uzun Kol” ve “çok hünerli” olarak anılır. Sihirli gücü demirciliğinden gelirdi ve o zamanlar bu önemli bir zanaat dalıydı. Aynı zamanda bir savaşçı, harp çalar, şair, tarihçi ve büyücüydü. Lug aslında Mag Tuireadh savaşında yer aldı ve Famorianların dev kahramanını, bize Davut ve Goliath’ı hatırlatan şekilde, bir sapan taşıyla öldürdü. Lug, gerek savaşçı gerekse zanaatkar olarak son derece başarılı bir ırk olan Keltlerin becerikli tanrısıydı.
Diğer başlıca tanrılar ise Danu, Toprak Ana ve sonradan Hristiyan inanışında Azize Brigit olan Brigit’tir. Brigit’e tapınmanın rahiplerce önü alınamayınca ruhban sınıfı akıllıca bir hamleyle Brigit’i takdis etmişti.
Bu tanrılara pek çok yolla tapılmıştı. Ritüelin esas uygulayıcısı büyük sihir güçlerine sahip bir şaman olan Druid’dir. Bunlar Öte görücüler, Kâhinler ve Ozanlar olarak farklı sınıflara ait olurlardı. Druid’in kelime anlamı “meşe ağacının yerini bilen ve bulan”dır. Meşe, Druid törenlerinde önemli bir yere sahiptir. Ayin için, ökseotu ve meşe yaprakları altın bir orakla toplanıp, büyük bir kazanda sihirli iksiri hazırlamak üzere kaynatılırdı. Bu ayinin en popüler olduğu ve en çok görüldüğü yer Fransa’daki Carnutes ormanıdır. Bu törenlerde sıklıkla insan kurbanlar verilirdi. Ayinlere dair detaylara antik İrlanda kitapları ve destanlarında değinilmektedir.
Alıntı~
Bu istilaların en önemlisi ise bir sonraki, Tuatha De Danann veya “Tanrıça Danu’nun Halkı”nın gelişidir. 1 Mayıs’ta geldiler ve Fir Bolg’ları tek bir savaşla yenip Connacht ve kısmen adanın geri kalan kısmını fethettiler. Karaya çıkışlarıyla ilgili tuhaf olan şey ise, kendilerini saran bir sisle gelmeleri ve bu sayede düşmanın gözüne ilişmeden karanın iç kısımlarına kadar görünmeden nüfuz edebilmiş olmalarıdır. Düşmanlarını yendikten sonra başkentlerini Tara’da inşaa ettiler. Tuatha De Danann sihirli güçleri olan bir soydu. Yetenekliydiler ve sanat ve bilim dışında, büyücülük alanında yüksek seviye ustaydılar. Mitolojik çağda Ölümsüzler arasında yer alırlar. Daha sonraları, âlimler tarafından iblisler veya sürgün edilmiş (düşmüş) melekler olarak sınıflandırılmışlardır. Halklarının en cesurları, liderleri, zaferlerini savaş sanatından ziyade üstün bilgi ve sihirle kazanan, öncelikle büyücü, ikincil olarak da savaşçılardı.
Fiziksel zindelik ve güzellik gerek bu Superman’ler kavminde ve gerekse sonraki Kelt kavimlerinde önemliydi. Bir örnek vermek gerekirse, Mag Tuireadh veya Maytura savaşlarının ilkinde sağ elini kaybeden Tuatha Kralı, Nuada, fiziksel olarak kusursuz olmadığı gerekçesiyle mevziden uzaklaştırılmıştı. Bu kabile, yine 1 Mayıs’ta İrlanda’ya ayak basan Milesian’lar tarafından mağlub edildi.
Burada bir parantez açmamız lazım, zira Galic (Galyalı) kültüründe Mayısın ilk günü yazın başlangıcıdır. Tüm şeytanlıkların dünyada serbest kaldığı, 30 Nisan’daki Walpurgisnacht’ın Teutonic festivalinden hemen sonra gelir. Ayrıca Beltine denilen eski bir Kelt festivali de yine 1 Mayısta idi. Ve tekrar 30 Ekim de kışın gelişini müjdelediği için kaydadeğer bir tarihtir. Bu tarih günümüzde eskisine oranla daha komik tarzda Cadılar Bayramı olarak kutlanıyor. Aynı gün Samain denilen başka bir Kelt bayramında insanlar tanrılara kurban olarak sunulurdu. Druidik İrlanda’da bu günler kutsaldı, böylece bunları yok edemeyen Hristiyanlar, bu inanışları yeniden şekillendirerek Hristiyan inanışları halinde kabul ettiler.
Tuatha De Danann, mağlubiyetlerinin ardından diğer ırklar gibi yok olmadılar, bunun yerine İrlanda kültürel yaşantısının temel yapı taşlarından birine dönüştüler. Yeraltına çekildiler ve büyük sırları ve gizemli sanatları da yanlarında götürerek “Sluagh Sidhe” yani peri halkına dönüştüler. Büyünün gizli diyarlarına girip bugüne değin orada kaldılar.
Periler İrlanda Kültürünün temellerini oluşturur. Ormanda, evlerde, ırmaklarda ve her yerde yaşarlar. Onlara Daoine Maithe denir, “Uslu Halk” veya Daoine Beage, “Küçük Halk” veya Daoine Sidhe, “Huzurlu Halk”. Periler küçük, güzeldirler. Yeşil giyinirler ve pek çok sanatta ustadırlar. Gaydanın mucidi etmiş ve cig dansının yaratıcısıdırlar.
Bu perilerin en önemlisi “Leprechaun”dur. Bu, iyi bir zanaatkâr, terzi ve arkadaş olan küçük bir adamdır ve ancak sabah veya akşam üzeri alacakaranlığında görünür. Biri onu gördüğünde, gören kişi Leprechaun’la gayet nazik konuşmalı, onu dikkatle izlemeli ve doğru zaman geldiğinde boynundan tutuvermelidir. Özgürlüğünü geri kazanabilmek için, kendisini yakalayan efendisini bir küp dolusu altının saklı olduğu yere götürecektir. Gökkuşağının bittiği yerdeki altın dolu küp hikâyesi de bu efsaneden gelir. Bizim için tanıdık bir diğer Tuatha ise diş perisidir.
Gerçeküstülüğün katmanları boyunca ilerlerken, İrlanda Tanrılarının katına da bir adım atmamız gerekiyor. Keltler çok tanrılıydı. İrlandanın her yerine dağılmış küçüklü büyüklü tanrılar ve ilaheler vardı. Ancak tüm bu Tanrıların ana kaynağı Tuatha idi. Kavimlerin kahramanları, bir Tanrı olarak yeniden doğarlardı. Panteon’un en önemli Tanrıları Dagha ve Lug’dur. Dagha “herşeyin babası” olarak anılır. Büyük ve çirkindir. İri, kaba bir sopa taşır. Hayatı alır ve verir, böylece yaşamın ve ölümün de efendisidir. Asla boşalmayan bir kazanı vardır ki bu kazandan “bolluk ırmağı” akar ve bu da halen günümüz edebiyatında kullanılagelen bir semboldür. Dagha, bereket Tanrısı ve haşmetli kalelerin yaratıcısıydı. Onuruna Kasımın ilk günü büyük bir festival verilir, Cadılar bayramı.
Lug ise “Uzun Kol” ve “çok hünerli” olarak anılır. Sihirli gücü demirciliğinden gelirdi ve o zamanlar bu önemli bir zanaat dalıydı. Aynı zamanda bir savaşçı, harp çalar, şair, tarihçi ve büyücüydü. Lug aslında Mag Tuireadh savaşında yer aldı ve Famorianların dev kahramanını, bize Davut ve Goliath’ı hatırlatan şekilde, bir sapan taşıyla öldürdü. Lug, gerek savaşçı gerekse zanaatkar olarak son derece başarılı bir ırk olan Keltlerin becerikli tanrısıydı.
Diğer başlıca tanrılar ise Danu, Toprak Ana ve sonradan Hristiyan inanışında Azize Brigit olan Brigit’tir. Brigit’e tapınmanın rahiplerce önü alınamayınca ruhban sınıfı akıllıca bir hamleyle Brigit’i takdis etmişti.
Bu tanrılara pek çok yolla tapılmıştı. Ritüelin esas uygulayıcısı büyük sihir güçlerine sahip bir şaman olan Druid’dir. Bunlar Öte görücüler, Kâhinler ve Ozanlar olarak farklı sınıflara ait olurlardı. Druid’in kelime anlamı “meşe ağacının yerini bilen ve bulan”dır. Meşe, Druid törenlerinde önemli bir yere sahiptir. Ayin için, ökseotu ve meşe yaprakları altın bir orakla toplanıp, büyük bir kazanda sihirli iksiri hazırlamak üzere kaynatılırdı. Bu ayinin en popüler olduğu ve en çok görüldüğü yer Fransa’daki Carnutes ormanıdır. Bu törenlerde sıklıkla insan kurbanlar verilirdi. Ayinlere dair detaylara antik İrlanda kitapları ve destanlarında değinilmektedir.
Alıntı~