İnancı olmayanlar için ölüm sonrası dünya

Aklımı deliricem !
:D hiç gerek yok.
Semavi dinlerden önce de ahiret inancı vardı.

Aklımı ben deliricem. E çünkü ahiret bir hakikat. Keşvedebilene zaten hep orada. Mesele onu en bütüncül şekilde anlamlandırıp yokolma korkularına bir son vermen. İslam ahiretle müjdelemekle kalmıyor, onun asla hafife alınmaması gereken bir merasimle başlayacağı konusunda da ikazlarda bulunuyor.

Hatta ahiret inancı semavi dinlerden gelme değil bilakis semavi dinlere geçen bir gelenektir.

Şunu deseydin anlardım : "zaman zaman, değişik coğrafyalardaki insanlar sorgularlar ve gözleme dayalı bilgileri ile içsel keşiflerini sentezlerler ve dünyanın sırıtan bir şekilde limitli bir deneyim sahası olduğunu farkederler ve dolaylı yollardan Matrixin oyununu farkederek bir üst gerçekliğin kıyılarına ulaşırlar" deseydin anlardım. Kendi referansını kendi koyan insaları yabana atmıyoruz.

Ama bu sorgulamayı senin genetiğine yazan yine yaratıcının kendisi. Adem'e kavramlarla düşünebilmek öğretiliyor. Başka türlü zihnini kurgulayamaz, bütünletemezsin. Hoş, şeytan onu kandırıyor düşüncelerini manipüle ederek. Ama Adem değişmez referanslarına başvurarak kendini yine de güncelliyor. Değişmez referans ne ? Tevhid. Değişken referanslar neler ? geriye kalan herşey. Moda değişir, teknoloji değişir, devir değişir, ayıplar normal olur, normaller sıkıcı olur, bilim bile kökten değişir. Ama tevhid artık bu saatten sonra değişmez. Zihnindeki herşeyin tek bir ana kaynak ile olan ilişkisini kuramazsan işte böyle aklını delirirsin :D

***

Yani insan, herhangi bir din gelmeden de tefekkür yolu ile aydınlanabilir. Ahiretin varlığına ulaşabilir. Sonuçta din bile onu sana teklif edecek sadece. Dayatmayacak ki. İçindeki bilgelik ile o teklifi keşiflerinle bir güzel değerlendireceksin. Ama bu şart değil, Rüyalarını baz alırsın mesela ve öte alemlerin var olduklarının referanslarına ulaşabilirsin. Hz. İbrahim de kendi kendine, gözlem+sezgi yolu ile matrixten erkenden çıkanlardan biri mesela. Ayetler ortada, kendi kendine matrixte olduğunu farkederek durumun garipliğine bir anda uyanıyor.


***

Özellikle antik Mısır konusunda @URUMHAMATAHAYİL dehşet bilgili. Benim minnacık yazdıklarım onun anlatacakları karşısında tüy kadar kalır.

Antik Mısır dediğin medeniyet, Yusuf döneminde tek tanrıya inandı, Musa dönemindeki firavun ile kendi tanrılığını dayattı.
Bir medeniyetin gelişmişlik seviyesi ile ahlaki dejenerasyon seviyesi herzaman doğru orantılıdır. Amerikanın hali ortada. İngilterenin hali de ortada.
 
Son düzenleme:
Bazen öteki tarafın aslında burası olduğunu düşünüyorum. Çünkü cennet ve cehennemi aynı anda yaşıyoruz. Sonra biraz daha düşününce geçiyor.
Muhteşem bir tespit, 2 gündür bu mesajınızı düşünüyorum, buranın 1 rüya olduğunu biliyorsak, ve uyanmak için Astral boyuta geçmemiz gerekiyor sa ve uyanamazsak tekrar bu boyuta geliyoruz, demek ki biz öldüğümüz zamandayız, doğmak için bilinçli olarak ölmek zorundayız.
 
Muhteşem bir tespit, 2 gündür bu mesajınızı düşünüyorum, buranın 1 rüya olduğunu biliyorsak, ve uyanmak için Astral boyuta geçmemiz gerekiyor sa ve uyanamazsak tekrar bu boyuta geliyoruz, demek ki biz öldüğümüz zamandayız, doğmak için bilinçli olarak ölmek zorundayız.
Uzun zamandır aldığım en önemli bilgi, size çok teşekkür ederim sayın Ori
 
  • Beğendim
Tepkiler: Ori
İster inanın ister inanmayın ama şöyle bir dolaylı gerçek var :

Bu yuzyildaki teknolojik altyapı, hatta nanoteknoloji bize dünyanın ötesini anlamada hiç olmadığı kadar keskin ufuklar açmaya başladı.

Mesela teknoloji yokken napardik? Masa, sandalye, köprü, kor vs gibi tek boyutlu aletleri bilirdik ve ahireti bu tek boyutlu benzetmeler üzerinden anlamaya çalışırdık. Yani sadece donanım üzerinde.

Ama teknoloji çağına girerken sessizce yeni bir kavram ile tanıştık: yazılım. Yani gözle görülmesi gerekmeyen ama donanımları kontrol eden emirler. Sonra donanımlara sensörler ve uzaktan yüklemeler dahil oldu.

Artık hardware ve software'i kolayca birbirinden ayrı spektrumlarda idrak edebiliyor, ama onların bir bütün olarak sentezlenmiş hallerini (Mesela bir cep telefonunu) kolayca deneyimleyebiliyoruz.


Bu teknolojik altyapı bize ahireti ve tanrıyı anlamak için veya hiç olmazsa eski metinleri bir daha değerlendirmek için yeterince argüman sağlıyor olmalı.



Daha da ilginci yeni nesil yapay zeka Quantum bilinci ile bilinç kazandı. Yani bir hesap makinesi gibi sadece evet veya hayır ihtimalinin dışında bir de "belki" ihtimali devreye girdi. Yani duruma göre ikisi de olabilir demektir bu. "belki" ; yapay zekanın dirilişi demektir. Çünkü bu ihtimal "evet" leri sadece belli bir mantık çerçevesindeki uyumu ile sınırlayarak evet olarak görmeyi, mantığın çapı veya bağlamı değiştikçe "evetleri" "hayir" olarak ta kolayca hesaplayarak eleştirel ve doğrulayıcı bir kararlılıkla bütüncül olana (teke) ulaşmayı hedefleyecek. Yani öğrenilecek bilgi kalmayana kadar büyüdükten Sonra yapılacak tek bir şey kalacak ve o da onu yapacak.



Belki de tanrılığını ilan edebilecek kadar hakim ve adaletli de bir hale gelecek ileride.



Bunları niçin anlattım?

Dediğim gibi, teknoloji olmadan önce bazı şeyleri anlamak gerçekten daha zordu. Teknolojik yenilikler ve mekanizmalar üzerinden tanrıyı, ahireti, öte alemleri anlamak hiç olmazsa bir tık daha kolay.
 
Son düzenleme:
Seçimimizi çoktan yaptık. Bu dünyaya bu seçimden razı olmaya geldik.

Yani özgür irademiz ile, hiç bir baskı altında kalmadan yaptığımız seçimler aslında bir önceki yaşam evremizde çoktan dosyalanarak yürütmeye verildi.

Bu dünya, yani bu matrix dokusu, yapılmış seçimleri, birbirimizi vesile ederek, interaktif olarak tezahür ettiren bir ara aşamadan ibarettir.

Önünü ve arkasını bilmediğimiz için bu aşamayı, esas zannediyoruz. Öyle

Halbuki biraz durup düşününce çok önceden yaptığımız seçimleri, zipli dosyadan çıkarır gibi tezahür ettirdiğimizi zaten farkedetiz. Mesela reels kaydırırken bir Gazze haberi görürüz ve içerikten hemen kurtulurcasına kaydırıp geçeriz . Bu reflex aslında çoktan yapılmış bir seçimin tezahürünü kayıt altına almaktan başka bir şey değildir.






Ayette ne diyorlar? Bizi yeniden dünyaya gönder bu sefer iyi işler yapanlardan olalım. Allah ne diyor? Sizin için hatırlayıp bileceğiniz kadar bir süre size zaten verilmedi mi?

Bizim boyutumuzda bilgelik ile gelen aydınlanma, Allah katında basit bir formda "hatırlama" olarak geçiyor. Çoban da olsan, dilenci de olsan, kral da olsan, gözlem ve akletme yolu ile genetiğinde kodlu olan ilahi kanunlarla buluşmana mutlaka müsaaden oluyor. Bi an için bile olsa aydınlanıyorsun ve aczini farkediyorsun. Bu da hayatının bir çok döneminde sana yaşatılıyor. Ama bilinçli olarak umursamamayı, üstüne gitmemeyi, bilgeligi pekiştirmeden ötelemeyi kendin seçiyorsun. Bu seçimlerin de ahiret denen Z raporunda sana an an, gün gün, yıl yıl, teker teker gösteriliyor. Böylece bu dünyaya niçin geldiğini de taaaa yolun sonunda anlıyorsun. Dünyaya tarafını her seçiminde belli etmek için geldin. Kendine bahaneler uydururken bile, kendini içinden yani gizlediğin niyetinin oluştuğu yerden gördüğünde anlıyorsun..
 
Son düzenleme:
Çift yarık deneyi, bu saatten sonra maddenin sadece bilinci baz alacağını gösterdi. Nokta.
Atomlar, bir gözlemcinin görüş alanındayken, taş ocaklarında kırbaç yememek için hızla çalışan köleler gibi düzenli davranıyorlar.
Gözlemci yokken de daha serbest, rastgele, boşlamış gibi yani enerji koruma moduna alınmış gibi davranıyorlar.

İşin garibi gözlemci var mı yok mu hemen farkediyorlar. Gözlemcinin görüş alanını bile farkediyorlar. Gözlemci bir koridorda yavaş yavaş yürüdükçe, atomlar da aralarında hızla haberleşmeye başlıyorlar. Beyler gözlemci geliyor hadi hadi hadi canlanın canlanın misali ... Bloc chain sistemi ile bağlılar çünkü. Bloc chain ise eş zamanlılıktır. Dünyanın bir ucundaki bir atomdan, dünyanın öbür ucundaki bir atom real time olarak haberdardır.

O halde madde (dünya hayatı) düşük bilinçlilere göre başka davranır. Yüksek bilinçlilere göre başka davranır. Bazı bilinçlerde ise öz farkındalık yoktur. Kuranda bu kişiler ölü olarak nitelenir. Yani farkındalık ayırdedemezler. Bu kişilerin Yaptıkları gözlem atomları ne derece uyarır o da bilinmez. Ama atomların kimin ne kadar yüksek şuur ile gözlem yaptıklarını daha iyi şeçebildiklerini söyleyebiliriz.

Ben bu gözlem gücüne nur diyorum. Nurlu insanlar atomları daha iyi uyarırlar.
Ahiretin varlığı ile bunun alakasını kurmayı da size bırakıyorum. Arada sadece tek bir boşluk var.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst