Gevezelikler gevezelikler....

EbruA

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2015
Mesajlar
49
Tepkime puanı
2
Bu konuyu ve genel anlamda Hazar'ı ilgiyle takip ediyorum.Yazdıkları,düşünceleri bana büyüleyici geliyor açıkçası.Kurduğu cümleler çok derin bence.Hayal gücü çok yüksek ve keskin bir zekası olduğunu düşünüyorum.Bu saydıklarım bende de olmayınca daha da bir hayranlık duyuyorum açıkçası.Başarılar ve mutluluklar seninle olsun Hazar.
 

Rein

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Mar 2013
Mesajlar
291
Tepkime puanı
26
Konum
İstanbul
İş
Üniversite Öğrencisi
Geçmişte neredeyse hiç anlamazdım Hazarın yazdıklarını, gerçekten normal insanlar bir şey yaşamamış insanların anlayabileceği biri değil. Şimdi de pek anladığım sayılmaz yani şu açıdan insan nasıl şeyler yaşamış da böyle yazılar böyle benzetmeler yapıyor gerçekten hayranlık duyuyorum.. Her zaman ayakta dur Hazar ve gidenlere katılma lütfen seni seviyoruz ^^
 

xgenion

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Tem 2011
Mesajlar
392
Tepkime puanı
34
Konum
Nota Alemi
İş
Müzik ve Grafik Tasarım
Yazmak iyi geliyor insana ama yazabilmek önemli. hazaR bence bunu çok iyi yapıyor. hazaR bana soracak olursan bir blog sitesi aç kendine bunun için ücretsiz servisler mevcut.
 

dynamic apnea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
2,596
Tepkime puanı
165
Konum
somewhere outthere
İş
dış ticaret uzmanı
Yazmak iyi geliyor insana ama yazabilmek önemli. hazaR bence bunu çok iyi yapıyor. hazaR bana soracak olursan bir blog sitesi aç kendine bunun için ücretsiz servisler mevcut.
Yazmak bir ihtiyaç. Bu yüzden ki insan yazmak için yazamıyor. Yazmayı istemek yetmiyor. Bazen aylarca tıkandığın oluyor, duygu kabızlığı gibi. İğrenç bir tabir oldu farkındayım.
Yazdıranlar yok olunca yazılanlar da terkediyor seni. Hayata bakış değişince bocalıyor insan. Ya da yaşama sebebin. Ya da belki harekete geç diye bağırırken kalbin, beyninin kırmızı sinyallerine takılıp kalınca kalemin bile sırt çevirip küsüyor sana.
Sevgili xgenion, kurban sizsiniz:) Boşluğa yazmayı bazen pek istemiyorum. Son sayfada siz vardınız sizi alıntıladım. Alakasız olsa da okuduğunuz için teşekkürler:)
 

uzumakikamilov

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Nis 2015
Mesajlar
176
Tepkime puanı
13
Sayın hazar ve pembe pelerin'in yazılarını okuyorum gördükçe. Açıkçası hiçbir şey anlamıyorum. Bir başkasına duyulan sevgi ve özlemin şiddetinden dolayı. Ne tattım ne de arzuladım bu duyguları. Ancak yazılarının bir gücü olduğu gerçeği yadsınamaz. Severek okuyorum.
 

dynamic apnea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
2,596
Tepkime puanı
165
Konum
somewhere outthere
İş
dış ticaret uzmanı
Sayın hazar ve pembe pelerin'in yazılarını okuyorum gördükçe. Açıkçası hiçbir şey anlamıyorum. Bir başkasına duyulan sevgi ve özlemin şiddetinden dolayı. Ne tattım ne de arzuladım bu duyguları. Ancak yazılarının bir gücü olduğu gerçeği yadsınamaz. Severek okuyorum.
Halbuki tuhaf bir şekilde sizin tarafınızdan anlaşıldığımı düşünürdüm. Yanılmışım:)
Bir başkasına duyulan özlem veya sevgi diye kısıtlamayıp, bir 'şeylere' dersek anlaşılması daha zor olur ama gerçek bu. Sizin yorumlarınız da ağır. Yazdıklarınızı herkesin anladığını sanmıyorum. -Ben anlayabiliyorum ya:p-
Yazılarımı okuduğunuz için teşekkürler.
 

uzumakikamilov

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Nis 2015
Mesajlar
176
Tepkime puanı
13
Halbuki tuhaf bir şekilde sizin tarafınızdan anlaşıldığımı düşünürdüm. Yanılmışım:)
Bir başkasına duyulan özlem veya sevgi diye kısıtlamayıp, bir 'şeylere' dersek anlaşılması daha zor olur ama gerçek bu. Sizin yorumlarınız da ağır. Yazdıklarınızı herkesin anladığını sanmıyorum. -Ben anlayabiliyorum ya:p-
Yazılarımı okuduğunuz için teşekkürler.

Bir başkasına ve bir şeylerenin arasında sonsuz fark var haklısınız.
 

xgenion

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Tem 2011
Mesajlar
392
Tepkime puanı
34
Konum
Nota Alemi
İş
Müzik ve Grafik Tasarım
Yazmak bir ihtiyaç. Bu yüzden ki insan yazmak için yazamıyor. Yazmayı istemek yetmiyor. Bazen aylarca tıkandığın oluyor, duygu kabızlığı gibi. İğrenç bir tabir oldu farkındayım.
Yazdıranlar yok olunca yazılanlar da terkediyor seni. Hayata bakış değişince bocalıyor insan. Ya da yaşama sebebin. Ya da belki harekete geç diye bağırırken kalbin, beyninin kırmızı sinyallerine takılıp kalınca kalemin bile sırt çevirip küsüyor sana.
Sevgili xgenion, kurban sizsiniz:) Boşluğa yazmayı bazen pek istemiyorum. Son sayfada siz vardınız sizi alıntıladım. Alakasız olsa da okuduğunuz için teşekkürler:)

Söylemek istediğinizi çok iyi anlıyorum. Benim de küçük bir ajandam var, bir şeyler karalıyorum bazen. Ama şu sıralar, bir kaç cümleden fazlasını yazamaz oldum. Biraz dinleneyim belki düzelir :)
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Yazı yazmaya başlamak için daha sevimsiz bir vakit seçemezdim sanırım.Yirmi çift sıfır elli dokuz.Sanki de ki trajik bir trafik kazasının maktüllerinden en küçük olanının ölüm saatini ilan ediyorum.Öyle bir uğursuz, öyle kara..Taa yolun başında bilmem kaç yıl.Adı senden önce.Çıkmadan, karşılaşmadan.Ayağım takılmaz sanmıştım.Dizlerim hiç kanamayacakmış gibi koşardım..Düşürdüler..Dizlerimde derman kalmayana kadar.Ayağa kaldırıp kaldırıp düşürdüler..Bir öyküyü yerde geçirdim.Adına gençlik dediğim zamanı yerde geçirdim.Sonunda ayaktayım..Gençliğim yerde kaldı.Çocukluğumu ise nerede düşürdüğümü bir türlü hatırlamıyorum.
Bir daha bu kadar melankolik şeyler yazmayacaktım.Bu kadar abartmayacaktım..Ama bir kez geldimi cümleler kıyıya vurana kadar kasıp kavuruyor insanın içini..Sonra ayağa kalktımda bir düşmüş daha koydular yoluma..Üstüne basmadan geçeyim dedim de ayağımdan nasıl olduğunu anlayamadan tutuldum.

Kendini bile bile yakmaya çalışan bir yürek..Kendi kuş kadar hafif, sırtında belki arşı taşıyor.Öyle bir yolcu.Öldüm diyor ama ölmüyor.Yandım diyor ama yanamıyor..Çünkü ateş sandığıyla arasına kilometreler koyup yanmaya çalışıyor...Benim şems olduğuma kanaat getiremeden mevlana olmaya çalışıyor.

Ey gül.
Ben güneş değilim ki seni mesafelerden arından ısıtayım..
Ey ateş.
Ben ibrahim miyim ki bir güzel uğruna bu kadar yanayım.
 

Semiyail

Banlı Kullanıcı
Katılım
27 Nis 2014
Mesajlar
272
Tepkime puanı
4
Konum
World
Anlattıklarına göre epey dertlisin hazar.Bir okyanusun ortasında küreksiz bir kayıkta,tek başına kalmış ve çaresiz,kıyıya çıkmaya ümidi kalmamış yalnız bir insan.
 

dynamic apnea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2008
Mesajlar
2,596
Tepkime puanı
165
Konum
somewhere outthere
İş
dış ticaret uzmanı
Anlattıklarına göre epey dertlisin hazar.Bir okyanusun ortasında küreksiz bir kayıkta,tek başına kalmış ve çaresiz,kıyıya çıkmaya ümidi kalmamış yalnız bir insan.
Hepimiz okyanus ortasında küreksiz bir kayıkta yapayalnızız aslında. Dertler bazen kurtuluşa çağrı olabilir. Ve ya yalnızlık.. Evet, yalnızlık müthiş bir olgunluğa sebep olabilir.
Bazen herkes istediğini alamaz hayattan. Hayat bu çünkü, 'nasip'.
Bence hazar doğru yolda yavaş da olsa bir şekilde ilerliyor. Acının insana kattıklarına bazen hayran kalıyorum. Acıyı sevmek de böyle birşey olsa gerek..
 

Rein

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Mar 2013
Mesajlar
291
Tepkime puanı
26
Konum
İstanbul
İş
Üniversite Öğrencisi
Tekrar ve tekrar burayı okuyuşum.. Hazar bir tanesin sen.. Benim abimle aramda 16 yaş var kısacası bana abi değil babalık yapıyor. Benim gerçek abim sensin gibi hissediyorum. İyi ki varsın iyi ki yazıyorsun :)
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Yapmaaa.Yaşlandırma beni :D Yok amca.
Bu konuda unutulup gitmiş.Diğer sayfaları okumaya cesaret edemedim.On bir sayfa ne yazmışım ben yav.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
İlk yazdığını okudum,konuyu güncellenince farkettim , görmemişim herhalde emin değilim..İlk paragrafa bayıldım özellikle...Arada yaz böyle bişeyler.:)

Maalesef artık böyle şeyler yazmıyorum biliyorsunuz.Çok derinlermiş.Fazla okumaya devam edemedim çünkü hiç açmak istemiyorum eski defterleri.Konu bana kalsa silinsin ama oda imkansız.İçinde sadece kendi mesajlarım yok..
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Yazdığım şeyleri çoğu insan anlamıyormuş.Bende parantez içlerinde açıklamalar yaptım.Böylece soyut şeyler yazmadığımı ve her yazdığımın bir anlamı olduğuna kendimi ikna ederek egomu sakinleştirdim)
Bir de böyle okumayı deneyin.Veya denemeyin.Yazıyı da israf ettim resmen.Gitti güzelim yazı.


Öyle.Küçük bir resmin altında(whatsapp profil resmi).Adın yok(isimsiz kaydedilen numara), sesin yok.Sürekli kanattığım o yara(sürekli eski defterleri açmam), deki vücudumun bir parçası olmuş.Sonbaharda başlayıp da zor dayanmış kışın ortasına kadar(Yaklaşık dört ay sürmüş bir ilişki)..Bu anlayamadığım mevsimler(edebiyat)..Bu bir kadının yaralarımı yok saymaya çalışması.Beni yaralarımdan tekrar yaratmaya çalışması.(Biri tarafından sevilmem ve onu sevmemi istemesi.Maziyi unutarak beni başka birine dönüştürme isteği)
Öyle işte..Küçük bir resimin altında.Ne yüzün yüzümde(insanın suratına bakmayan resimler), ne de adım dilinde(kendi adını sevdiğinden duyamamak).Duymayalı üç sene,adımı sesinle duymarak geçirdiğim koskoca üç sene.Tükeniyor muyum, yeniden mi yazılıyorum bilmiyorum(belirsizlik hissi işte).Bu bir kadının yaralarımı yok saymaya çalışması.Seni,seni yok saymaya çalışması(dediğim gibi maziyi silmeye çalışmak)..Başıma yıkılan sema, bu bir karıncaya sus diyemeyecek kalbim(yazar burda turfa ve naif yürekli olduğunundan bahsediyor)Gözyaşlarını ta çöllerin ardından görüyor da gelmiyor elinden bir şey(o kişi çok uzaklarda fazla açıklamayacağım)...Ah saf ah tecrübesiz ben.Oturup da kime neler anlatıyor...Kendisi hiç tutunmamış gibi o daldan, hiç içmemiş gibi o çeşmeden(oluru olmayacağını anlatma çabam.).Üstü başı yerçekimine yenik geçmemiş gibi o kervandan.Oturup da bulmuşa aşkı anlatıyor.(sanki bana anlattıklarında ben dinlemişim de o dinleyecekmiş diyişim)
Ah saf ben.
Ah tecrübesiz ben.(burayı anladınız zaten)
Söyledim de inanmadılar, sende atabilceğime.(benim başka birini sevemeyeceğimi söylemem ama bu lafların havada kalması)Sadece sen olabilceğine, gelmişime geçmişime..İnanmadılar.Sonra beni bir ağacın en tepesinden aşağı attılar(insanın kırıldığı o an).Aylarca düştüm de tutuncak bir dal bulamadı elim(eş dost kayıp dinleyecek kimsen kalmamış)..Merak ediyordum çocuksu bir akılla.Daha ne kadar düşebilirim diye.Anladım ki o ağaç yerde değil bende yere düşmüyorum..Ve idrak gelmiş bulundu bana.Sevenin sevdikce yaşadığı.Öldüm diyip durup da yaşadığı.Düşmem diyip düştüğü.Şaşmam diyip şaştığı...(burayı da siz anlayın bi zahmet)

İçimde bir korku.(nefis).Gün olurda tutulursam bir dudağa ne yapar ne ederim ?(ya başka birine aşık olursam) Bu kadar sözü, bu kadar sevdayı, bu kadar karanlığı kim alır sırtına da uzaklara götürür.Kimlerle kalır sevdam? Yazar mıyım daha böyle şeyler..(bir daha açar mıyım bu defterleri, maziye gömülür müyüm gerçekten kaygısı)
Bana sevmeyi öğreten aynı günün sabahında sevmeyi haram kıldı.Kalakaldım.(Açıklamayacağım)
Elimde siyah bir bıçakla kalakaldım.(siyah bıçak bir sembol.İki tarafta da olan bir eşyaydı.ikiside birbirine ulaşamadan başka ellere gitti)

Bu kadar.
 

Rein

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Mar 2013
Mesajlar
291
Tepkime puanı
26
Konum
İstanbul
İş
Üniversite Öğrencisi
Abi okurken ciddiye alamadım nedense. Parantez içleri ciddiyeti kaçırıyor
 
Üst