ay sizde de oluyo mu ilk gün zor bela okuyosam kesinlikle devamı gelmiyo veya okusam bile dilim dönmemeye başlıyo falan.
Kendi kendinizi sabote etme durumunu oluşuyor burada. Bu da yaptığınız şeye kendinizi layık görmüyürsunuz ve/ya keskin, ani değişimlerden doğacak geçici boşluk, tükeniş ve yıkım hislerini kucaklamaya henüz hazır değilsiniz demek. Hazır olsanız direnç görmeden okumalara devam ederdiniz ve protokol baştatılırdı.
Dıştan bir şeyi çok isteyiebilirsiniz. Süperego bir şeye ulaşmak için dış şartları zorlamak için var. Buna okumalar yapmak ta dahil.
Benim çıkardığım sonuç şöyle: Yaradan lutfetmedikçe keskin dönüşümler doğuracak girişimler asla önerilmez. Onun yerine yumuşak girdiler ile
süreklilik tavsiye edilir. Damlayan suyun mermeri delmesi misali. Ayette de dendiği gibi : Rabbin meşru olan bir amelin ancak sürekli olanını sever (destekler) (ayet)
Bu da evrenin
amelde süreklilik (tutarlılık) kavramı ile aslında sana organik bir frekans alanı oluşturttuğunu, ve o frekans üssün üzerinden doğru kollektife kanal açarak bağlandığını, ve bir müddet sonra artık oradan beslendiğini dolaylı yoldan özetler.
Sonuç : Sözüm meclisten dışarı elbette , ama esmaya asla bir heves ile abanmayın. Kendimi bildim bileli usanmadan bunu tekrar ediyorum. Onun yerine yumuşak girdilerle
süreklilik oluşturun kendinize. Hayatımıza birini alırken bile davranışları tutarlı mı diye bir müddet izleriz. Anlık olarak havaya kapılarak davranış ve düşünce değiştirenler genellikle kendilerine tutarlı frekans alanı oluşturamazlar. Evren kendini ispatlamış olanları seçer. Yani tutarlı olanları.