"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Enerji Kaçağı Hakkında Aklıma Takılanlar

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan cathrine
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

cathrine

Kayıtlı Üye
Enerjiyle ilgilenen bazı uzmanları ya da öyle olduğunu iddia eden kişilerin videolarına denk geliyorum bazen....Birini ,yani arkadaşımızı,eski sevgilimizi ya da tanıdığımız herhangi birini çok fazla düşündüğümüzde ;o kişiye iyi anlamda çok fazla enerji aktardığımız için o kişinin şansının her alanda açıldığını ve bize negatif davransalar bile işlerinin de bizden sonra hep iyiye gidip şanslarının açıldığından bahsediyorlar...Sizler hiç yaşadınız mı?Bazı kişiler size kötü olaylar yaşattıktan sonra çok olumsuz hissettirmelerine rağmen bu kişilerin dört dörtlük hayat yaşadığına ve çok şanslı olduklarına şahit oldunuz mu?Örneğin beddua edildiği halde yükseldikçe yükselen insanlar olduğunu yorumlarda okudum....Peki ektiğimizi biçiyorsak bu nasıl oluyor?Biizim de şansımızn yükselmesi için birilerinin de bize duygusal yatırım mı yapması gerekiyor?Umarım anlatabilmişimdir....Yani bizim de başkalarına birşeyler yaşatıp bizi düşünmelerini mi sağlamalıyız?...Buna enerji kaçağı deniliyor....Enerjimizi kendi merkezimizde tutmayıp onları düşünerek enerjimizi yanlış yere aktarıyoruz...Ben daha önceden de bu kavramı biliyordum,araştırıyordum ,elimden geldiğince kendi merkezimde kalmaya da başladım ama kafama takılan ;biz kendimize nasıl duygu yatırımı sağlayabiliriz o zaman?....Enerji vampirliğinden bahsetmiyorum...Yakın zamanda bir video izledim ve etkilendim,o videodaki örnek:İki arkadaş sürekli başka arkadaşları hakkında konuşup düşünüyorlar...Konuşulan kişiler hayatlarının her alanında daha da ilerliyorlar ....Ama ne zaman ki enerji göndermeyi bırakıp kendi işlerine odaklanıyorlar diğer kişiler her alanda geriliyor,,yıldızları sönüyor...Şimdi ben de merak ediyorum...O zaman biri bizi düşündüğünde neden bazen psişik saldırı gibi oluyor ya da nazar gibi geri dönüyor da diğer kişilerde iyi anlamda etki ediyor....Konuyla ilgilenen bütün arkadaşlarımdan yorum bekliyorum...
 
Biri seni düşündüğünde sen ondan enerjini çekmişsen o zaman geri almak için saldirganlaşacağı için psişik saldırı olur. Veya bir vampir bunun için gelir, seni düşünür. Telepatik olarak sana ulaşmaya çalışır. Yani bunlar frekansı zaten düşük veya bir nedenle düşmüş kişiler.
Diğer örneğe bakarsak bir kişinin enerjisi normal olsa bile karşıya gönderdiği sinyalin içerigini bilmek gerekir. Mesela normalde özgüvenli biri ancak sadece x kisisini gözünde büyütmüş ona göndercegi bir frekansın içinde kıskanclık yani kendini eksik görme olacaktır. Bu sebeple karşıdaki kişi ona bunun aynalığını yapmak için daha da kıskanacağı biri haline gelmelidir. Bunun sistemdeki amacı da kişinin bu durumu fark ederek kendine özdeğer geliştirmesi veya konuya göre ne eksikse onu tamamlamasıdır
 
Dönem dönem insanların iyi gittiği zamanlar oluyor.Yukardakilerin yanı sıra herkes karmik borçlarını ödüyor.Oturup kitap okuyamadıklarındandır.
 
Reenkarnasyon tartışma konusu halen.. belki ektiğimizi biçiyoruzdur. Artık öyle düşünmeye başladım. Artı atalardan gelen aktarımlar karmik borçlar oluyor. Yani her şey bize bağlı değil işte
Bu açıdan da düşünmeye başlamam lazım...Atalardan gelen aktarımlar olabilir...
 
Şans zaten göreceli bir kavram...Ama benim merak ettiğiim ve sizinle paylaşmak istediğim insan olarak birbirimizi nasıl etkilediğimiz...Çok ilginç değil mi?Konu konuyu açıyor...Örneğin uzun süre yalnız kalırsınız ,biri size ilgi duymaya başlar ve aynı hafta içinde üç kişi daha yerin altından çıkmış gibi sizinle ilgilenmeye başlar...Bu da benim çok ilgimi çekmiştir....
 
labilir.. ataların suça karıştıysa çok kişinin ahını aldıysa seni de etkiler.. hani derler dede erik yemiş torununun dişi kamaşmış. Benimkiler muhtemelen peygambere büyü yaptı :D
Ama dedeler ve nenelerden sonra bunlara bir çözüm bulmalıyız....Ömür boyu biz mi ödeyeceğiz böyle bir durum varsa?😂
 
Şans zaten göreceli bir kavram...Ama benim merak ettiğiim ve sizinle paylaşmak istediğim insan olarak birbirimizi nasıl etkilediğimiz...Çok ilginç değil mi?Konu konuyu açıyor...Örneğin uzun süre yalnız kalırsınız ,biri size ilgi duymaya başlar ve aynı hafta içinde üç kişi daha yerin altından çıkmış gibi sizinle ilgilenmeye başlar...Bu da benim çok ilgimi çekmiştir....
Önceden de ilgilenenler olmuştur ama belki ona kalbin ısınmıştır o nedenle fark ettin ve flört enerjini davet gibi algılayıp başkaları da ilgilerini belli etti.

Ama dedeler ve nenelerden sonra bunlara bir çözüm bulmalıyız....Ömür boyu biz mi ödeyeceğiz böyle bir durum varsa?😂
Sorma benimkilerin ödemesi bitmiyor bitürlü ben bittim.. borç bitmedi..
 
Şans zaten göreceli bir kavram...Ama benim merak ettiğiim ve sizinle paylaşmak istediğim insan olarak birbirimizi nasıl etkilediğimiz...Çok ilginç değil mi?Konu konuyu açıyor...Örneğin uzun süre yalnız kalırsınız ,biri size ilgi duymaya başlar ve aynı hafta içinde üç kişi daha yerin altından çıkmış gibi sizinle ilgilenmeye başlar...Bu da benim çok ilgimi çekmiştir....
Aşkı kabul eden bir frekansa girdiysen olasılıkların çoğu alanına giriyor
 
Biri seni düşündüğünde sen ondan enerjini çekmişsen o zaman geri almak için saldirganlaşacağı için psişik saldırı olur. Veya bir vampir bunun için gelir, seni düşünür. Telepatik olarak sana ulaşmaya çalışır. Yani bunlar frekansı zaten düşük veya bir nedenle düşmüş kişiler.
Diğer örneğe bakarsak bir kişinin enerjisi normal olsa bile karşıya gönderdiği sinyalin içerigini bilmek gerekir. Mesela normalde özgüvenli biri ancak sadece x kisisini gözünde büyütmüş ona göndercegi bir frekansın içinde kıskanclık yani kendini eksik görme olacaktır. Bu sebeple karşıdaki kişi ona bunun aynalığını yapmak için daha da kıskanacağı biri haline gelmelidir. Bunun sistemdeki amacı da kişinin bu durumu fark ederek kendine özdeğer geliştirmesi veya konuya göre ne eksikse onu tamamlamasıdır
Peki biz bazı duygular yüklemeden sadece nötr olarak bakıyorsak kişilere ya da bize nötr bakılıyorsa ;demek istediğim kısakançlık,sevgi ya da neffret olmadan düşününce ne olur?Bir etkisi olmaz o zaman buradaki teoriye göre....
 
Tabii yoğun bir etkisi olmaz. Veya hiç olmaz. Yogunluğa bağlı olarak kendini gösterir zaten. Mesela minicik bir yargı ufak bir uyarı verir. Hani eskiler boğazina bir şey kaçıp öksürürse derler ya "Ay falancaya kötü bir şey diyordum, günahını mı aldım?" falan diye. Onun gibi. Büyük enerji ise büyük yansıma yapar.Zaten enerjinin yakıtı ona yüklediğimiz duygu
 
Herşey adaletle yaratılıyor.
Dünyaya karmik borç ödemeye gelenler bile bu borçlarını kolayca kapatabilecekleri ve hatta evrenden alacaklı hale gelerek evlatlarına pozitif karma bırakabilecekleri bir alt benlik ve hazır melekut paketi ile dünyaya geliyorlar. İçsel aydınlanmaları başladığı anda durumu farkedip bilinçli adımlar atmaları ve zaman yönetimlerini daha verimli hale getirmeleri isteniyor. Kendilerini başkaları ile kıyaslamaları değil. Çünkü kendilerini kıyasladıkları refaha ermişlerin, bu güzellikleri evlatlarına bırakıp bırakamayacaklarına amin hiçbir fikirleri yok. Bakınız Rahmetli sabancı, evladı nasıl doğdu..
 
Herşey adaletle yaratılıyor.
Dünyaya karmik borç ödemeye gelenler bile bu borçlarını kolayca kapatabilecekleri ve hatta evrenden alacaklı hale gelerek evlatlarına pozitif karma bırakabilecekleri bir alt benlik ve hazır melekut paketi ile dünyaya geliyorlar. İçsel aydınlanmaları başladığı anda durumu farkedip bilinçli adımlar atmaları ve zaman yönetimlerini daha verimli hale getirmeleri isteniyor. Kendilerini başkaları ile kıyaslamaları değil. Çünkü kendilerini kıyasladıkları refaha ermişlerin, bu güzellikleri evlatlarına bırakıp bırakamayacaklarına amin hiçbir fikirleri yok. Bakınız Rahmetli sabancı, evladı nasıl doğdu..


Zaman yönetimi herşeyin başı. Hatta "zaman suresi" bile var. Çünkü zaman, aleyhimize işleyen bir alt kader algoritmasıdır.

Google'a 1000 kere AHMAK yazın ve aratın. Bir süre sonra her A'ya basmanızda size AHMAK yazdırmaya çalışacaktır.
Sonra bir gün 40 yaşınıza gelin, hayata bakışınızı değiştirin ve AHMET yazacak olun. A'ya bastınız AHMAK, AH yazdınız yine AHMAK, AHM yazdınız yine AHMAK..

Ahmet yazınca bile Google size AHMET"i hemen vermeyecek. AHMAK mı demek istediniz diye soracak. Yani eski ezberleriniz ve enerji yollarınız size muhalefet etmeye devam edecek.

Siz en az 1000+1 kere direne direne AHMET olarak girdilemedikçe google sizin her girdinizi yavaşlatmak, engelleme hatta sizi eskiye yönlendirmek için uğraşacaktır.

Şimdi asıl soru şu : 40 yaşındasınız ve en az 1000+1 kere AHMET yazabilecek kadar vaktiniz kaldı mı rüzgarı arkanıza alabilmek için ?
Çünkü hatta bazı girdilerimiz vardır ki gençliğin yoğun enerjisi ile 20 kat fazla puan kaybettirir ve orta yaş telaşı ile bu bedellerin ödenmesi artık çok zora girmiştir. Gençlik geri gelmeyecektir ve bazı bedelerin telafisi ileri yaşlarda seni enflasyona uğratmış gibi değer kaybına uğratır. Yaşlılıkta sex dürtülerini bastiramazsın zaten kendisi azalır. Yani zinadan sakınman söz konusu almaktan çıkar ve bedelin yüzündeki nurla ödenir.


Dünya hayatının sırrı rüzgarı arkana almaktır. Onun da gizemi rutininde saklıdır. Zaman yönetimi insanlara en baştan öğretilmelidir.
 
Son düzenleme:
Rutinlerden kasıt ;disiplin mi?

Evet disiplin.
İçimizden gelen ve hiç zorlanmadan yaptığımız şeyler başlarda disiplinle başlar. Aile terbiyesi de buna dahil.
Üşendiğimiz şeyler, elimizin gitmediği şeyler, ayağımızın bizi götürmediği şeyler ise disiplinsizlik dolayısı ile dürtü merkezimizin inisiyatifine kalır. Gaz verirlerse yaparız ama beyin gerisini getirmemeye programlı olduğu için bir daha o işe kalkışmamak için önümüze set bile çeker. Anlayamayız bu blokajı.

Dürtülerimiz son derece oynak ve yanardöner bir beyin lobu tarafından yönetilirler. Buraya amigdala bölgesi denir. Bir plan ve düzene değil tamamen bir dış uyarana göre çalışır ve hormonal sistemi bir anda harekete geçirir. Sonuç itibari ile dış güdümlü bireyler oluruz. Bir gün spor yapar 1 hafta yapmayız. Bir anda bir aydınlanma yaşarız ama gerisini getirmeyiz. Bir kişisel gelişim kitabı okur ve coşarız ama sonra onu rafa kaldırır atarız.. Bir döner kokusuna diyet bozar, bir dekolteye azarız... :D

Dürtü merkezi tarafından yönetilen bireyler doğal olarak ta cinni vesveselere, büyülenmeye musallatlara da çok açıktırlar. Kendi hayatları ile ilgili radikal kararlar da alamazlar. Öz saygıları yitik olduğu için pişmanlık hisleri genelde yoktur veya çok zayıftır. Pişmanlıklarını ise genellikle izdıraplarını başkalarına bulaştırmak için kullanırlar, hal ve hareketlerini sorgulamak için değil. Yani dine yorarsak tevbeye yanaşmazlar ve nefsi emmarede kaldıkları için insani bir değerleri de yoktur. Self kontrol mekanizmaları oluşmamış insanları hayvanlar olarak niteleriz. Allah ise hayvandan da daha aşağılıktırlar diyerek onların bu durumunu pekiştirir ve sonsuza kadar nefsi emmarede kalacakları için azabı içten içe çok sevdiklerini bildirir. 70 kat perdenin altındaki sırlanmış çekirdek bilinçleri aslında budur. Izdırap çeker gibi görünürler ama ızdırabı onlardan kardırsan napar ne eder kendilerini acıya kavuşturacak işlere koyulmaktan da geri durmazlar.
 
Son düzenleme:
X ile Y çıkmaya başlıyorlar. Başta flört aşamasında iki tarafın da enerjisi 10=10

Sonra ilişki devam ettikçe sevgide denge bozuluyor X enerjisinden Y'ye veriyor 9-11

Normalde bu bazı zamanlarda X'in bazı zamanlarda ise Y'nin bunu yapmasıyla 10=10 olmayı korur. Ama bu örnekte alma verme dengesi bozuk. X vermeye devam ediyor.

7-13 , 6-14 diye sürekli makas açılıyor. Çünkü X o kadar veriyor ki Y yükseldikçe onu gözünde daha da ulaşılmaz algılıyor ve kaybetme korkusu ile daha çok enerji veriyor. Sürekli yanında oluyor, her yanlışını kabul ediyor. Cevap veremiyor, kendini ona layık görmüyor. Devam ettikçe dibi görüyor. Frekansı yükselen Y tam da ona yukarıdan bakıyor

Ölçüdeki uçurum fark edilip toparlanırsa düzelme olabiliyor. Bazen de bunu aniden farkeden Xler ayrılırsa Yler barışmak istiyor. Biz bundan gerçek hayatta "Kaybedince kıymete bindi" diye bahsediyoruz
 
X ile Y çıkmaya başlıyorlar. Başta flört aşamasında iki tarafın da enerjisi 10=10

Sonra ilişki devam ettikçe sevgide denge bozuluyor X enerjisinden Y'ye veriyor 9-11

Sevgi, kimyası gereği manevi bir duygu iken, manevi gelişimlerini ihmal eden kişiler evrenden aldıkları enerjileri bırakıp, birbirlerinden enerji çekmeye veya almaya çabalıyorlar.

Ne yazık ki bu durum, evrenin ana enerji sistemi içinde kopuk ve izole bir mikro alt evreni simule etme gayretlerine dönüşüyor ve bu offline simülasyon için gereken güç kaynağı olarak ta kendi biyoenerjilerinden harcamaya. Bir süre sonra da kimsenin kimyeye kaptıracak enerjisi kalmıyor ve tükenişe geçiyorlar.

MAnevi gelişimini tamamlayamayan insanlar evrenin sonsuzluğundan beslenemiyorlar. Muhattaplarının evrenden aldıkları enerjilerin artıkları ile beslenmek sureti ile insanlara yük te oluyorlar. Bir süre sonra da yük oldukları insanların enerji artıkları ile beslenmek te yetmiyor kendilerine ve doğrudan onların kendi ana enerji kanalına da kastedebiliyorlar.

Sonra da "ben herkesi seviyorum ama beni hiç kimse sevmiyor, bana değer vermiyorlar" oluyor.
HAYIR ! sen evrenden beslenmiyorsun ve meşru isteklerinin yanında belki de bir kara delik olarak işlev gördüğünü anlayamıyorsun sadece !
 
Son düzenleme:
Sevgi, kimyası gereği manevi bir duygu iken, manevi gelişimlerini ihmal eden kişiler evrenden aldıkları enerjileri bırakıp, birbirlerinden enerji çekmeye veya almaya çabalıyorlar.

Ne yazık ki bu durum, evrenin ana enerji sistemi içinde kopuk ve izole bir mikro alt evreni simule etme gayretlerine dönüşüyor ve güç kaynağı olarak ta kendi biyoenerjilerinden yemeye başlıyorlar. Bir süre sonra da kimsenin kimyeye kaptıracak enerjisi kalmıyor ve tükenişe geçiyorlar.

MAnevi gelişimini tamamlayamayan insanlar evrenin sonsuzluğundan beslenemiyorlar. Muhattaplarının evrenden aldıkları enerjilerin artıkları ile beslenmek sureti ile insanlara yük oluyorlar. Bir süre sonra enerji artıkları ile beslenmek te yetmiyor ve doğrudan kişinin kendi ana enerji kanalına kastedenler de oluyor ..

Sonra da "ben herkesi seviyorum ama beni hiç kimse sevmiyor" oluyor.
HAYIR ! sen evrenden beslenmiyorsun ve bir kara delik olarak işlev gördüğünü anlayamıyorsun sadece !!
Evet hiç bir yerde enerji alamadıkları için ego tatmini yapıp senin moralini bozmaktan enerji alıyorlar.Kabala bilimi yazısında psikolojik öldürme olarak bahsediyor.Kalp kırmanın insanların enerjilerini düşürerek onların enerji düşüklüğünden kendini tatmin etmek.
 
Sevgi, kimyası gereği manevi bir duygu iken, manevi gelişimlerini ihmal eden kişiler evrenden aldıkları enerjileri bırakıp, birbirlerinden enerji çekmeye veya almaya çabalıyorlar.

Ne yazık ki bu durum, evrenin ana enerji sistemi içinde kopuk ve izole bir mikro alt evreni simule etme gayretlerine dönüşüyor ve bu offline simülasyon için gereken güç kaynağı olarak ta kendi biyoenerjilerinden harcamaya. Bir süre sonra da kimsenin kimyeye kaptıracak enerjisi kalmıyor ve tükenişe geçiyorlar.

MAnevi gelişimini tamamlayamayan insanlar evrenin sonsuzluğundan beslenemiyorlar. Muhattaplarının evrenden aldıkları enerjilerin artıkları ile beslenmek sureti ile insanlara yük te oluyorlar. Bir süre sonra da yük oldukları insanların enerji artıkları ile beslenmek te yetmiyor kendilerine ve doğrudan onların kendi ana enerji kanalına da kastedebiliyorlar.

Sonra da "ben herkesi seviyorum ama beni hiç kimse sevmiyor, bana değer vermiyorlar" oluyor.
HAYIR ! sen evrenden beslenmiyorsun ve meşru isteklerinin yanında belki de bir kara delik olarak işlev gördüğünü anlayamıyorsun sadece !
Sevgiyi manevi olarak düşünürsek birleşim ve paylaşım oldugunu kabul etmeliyiz. Birleşip tekliğe ulaşma gerektirir. Bir alışveriş olmalıdır bu normal. Manevidir ama manevi olan şeylerin de maddi anlamda somut ve matematiksel açıklamaları olabilir. Dengeyi bozan sevginin tanımı değil sadece insan. Kendini sevmediği için karşısındakinin seveceğine inanmıyor.
 
Geri
Üst