"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Dünya hassas kalpler için bir cehennemdir

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan magicex
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
hassas kalpler...

bunun tanımı kişiden kişiye göre değişir. Mesela ben yaşamayı bu kadar arzu ederken, etrafımdaki insanların tabiriyle "optimist" bir yapıyı içselleştirmişken ben için cehennem olmuyorsa o zaman hassas kalp olayı biraz kurban rolünü oynamak gibi geliyor bana...

Hayat hedonist bir anlayışla mutlak mutluluğu elde etme yeri değil. ama acılarla çevrili bir yerde değil.... hayat olduğu gibi bişey... sadece olduğu gibi...

nefsimiz bunu kabullenmekte zorlanıyor. ama bu da olduğu gibi olanın bir matematiği... bütün canlılar yaptığı tüm eylemleri kendini korumak için değil, daha fazlası olmak için yapar ve güç istemi yaşamın devamlılığı için şart... ama bu gücü kendince elde edemeyenler oyuna küsüyor...

2014 de İnternete video koyarak hemen arkasından intahar eden. ve bunu çok cool ve "hassas bir kalple" yapan adamı hatırlarsınız. bu davranış baya bir hayran kitlesi uyandırmıştı. ekşi sözlükte o adamla ilgili yorumları okuyabilirsiniz. Hassas kalpler mevzuu deneyime küsenlerin mevzuudur.


insanoğlu güce doğrudan ya da dolaylı olarak sahip olmak ister. kas gücü, zeka, para, statü... bunların hepsi gücün tezahürleridir. dönemden döneme gücün sembolü değişmiştir. ama ona duyulan istek, hayatta kalma dürtüsü kadar taze ve süreğendir. bunları kazanamadığında iyiliğin, erdemin yanında gibi hissederek dünyada yaşanan acıların savaşların ardına sığınarak vicdanını rahatlatır.

ama bu az çok hepimizde var. içimizde bir yerlerde özel olduğumuza inanıyoruz. inanmak istiyoruz. özel olmak güzeldir...

Çok iyi bir arkadaş olduğumuza inanmak istiyoruz. çok iyi fal baktığımıza... çok iyi telepati ve durugörü yeteneğimiz olduğuna... rüyalarımızın çıktığını görmek istiyoruz... karabasanlarımızı aslında içten içe seviyoruz... cinler bize görünsün istiyoruz. bunun için büyü bile deniyoruz... başımıza kötü bişey geldiğinde bize kesin büyü yapılmış olduğuna inanmak istiyoruz... astrolojik yorumlar bizim burcumuzun en sıradışı burç olduğunu söylüyor... "burcum koç... yükselenim terazi... hımmm demekki ben çok özelim... lider ruhlu ve zekiyim aynı zamanda ne kadarda hassas ve duygusalım içimde... ne özelim" demeyi seviyoruz... özel hissetmeye ihtiyacımız var.

çünkü kendimizi sevmiyoruz...
 
Maneviyata girmeden önce yani okulda ve iş hayatında başarılı olucam, elit yerlerde takılıcam bilincinde iken kendimi hayvanlardan farklı bir varlık olarak görüyordum tamamen doğal yaşamdan uzak hissediyordum. Çünkü benim hayatta kalabilmem için gerekli olan hayvanlardaki avcılık faaliyetini kasaplar benim adıma yapıp, hazırlayıp önüme koyuyorlardı, ben ise bilgisayar öğrenicem, kanunları öğrenicem genel kültürümü arttırıcağım gibi doğal yaşamdan uzak bilimlerin kazandırdığı likidite ile kasaptan avımı alıp, yiyerek hayatta kalıyordum. Yani hayvanlardaki hayatta kalmak için avını parçalayarak öldürme olayını yapmama gerek kalmıyordu.

Şimdi bu hassas kalpten kasıt nedir? Hassas kalbe sahip olanlar et yemiyor mu? Benim gördüğüm kadarıyla bayıla bayıla yiyorlar ama avlanmak için gerekli olan vahşi parçalama olayını kendileri yapmadıkları için aman ben kimseye kıyamam çok hassasım yanılgısına düşmüyorlar mı sizce? Hayatın gerçeği, hayatta kalabilmenin gereği zaten hassas olmak değil vahşi olmayı gerektirmiyor mu?
Gerektirmiyor. Kime göre neye göre vahşi? İnsan doğaya kolay adapte olabilen bir canlı.
Hassas insan et yemez diye bir gerçek yok. Asıl hassas insan kalp kırmaz, sevgiyle yaklaşır, kendisini çevresinden izole etmez, nefretle bakmaz, sövene sövmez,...
Evde eşinin kalbini her gün 40 defa tuzla buz eden biri hayvan eti yemek vahşettir diyorsa yalnızca masal okuyordur.

Nitekim vahşet gözlükleriyle bakacak olursak bir gülü sebepsiz yere dalından koparmakta bir cinayet olur.
Et yemeyen yine yemesin ama bundan sonra fasulyeyi dalında koparırken 2 defa, kendi canına kıyarken 32 defa düşünsün!

Rikkatli kalp her zaman gaddar ve katı kalpten daha makbuldür.
"Merhamet etmeyene merhamet edilmez."
@magicex ikisinin ortası olamıyorsan hassas yöne kaykılman hem dünyan hemde ahiretin için evla olanıdır.
 
Kendini severek demiyorum. Herkesinki başka çünkü.
Ben kimin hangi tahtası eksikse ona göre yazıyorum.?

Sen kendine içinden nasıl geliyorsa öyle davran. Senin için, senden gelen davranışı nasıl yorumlayacagini bilir. ? Bi kere içinden geldiği için senin sorgulamaya bile hakkın yok.
Neden her şeyi bu kadar karmaşıklaştırıyorsun :confused:
 
icinde gizem , heyecan , tutku ve aksiyon yok efekti
tek seferde agizdan cikan ve soyleyen kisinin citasinin ne kadar yuksek oldugunu belirten niteleme sifati :D
 
Sağlıklı bir insan dualiteden bilișsel olarak çıkabilen ve zor zamanlarda sırtını kanunlara yaslayarak anı pozitif yasalar ile yaşayan kişidir.

Hangi kanun? Fakirlerin çocuklarının içemediği sütü, zenginlerin köpeklerine içiren kanunlar mı?

“Kanunlar örümcek ağı gibidir. Büyük sinekler deler geçer, küçükler ise takılır kalır.” Honore de Balzac

Kuranı Kerimdeki kurallara göre kanun koyulduğunu zannetmiyorum ama diğer yandan şuandaki kanunlara göre hüküm verilmesine de yine Yaratan' ın izin verdiğini düşünüyorum o yüzden işin içinden çıkmakta zorlanıyorum.
 
Gerektirmiyor. Kime göre neye göre vahşi? İnsan doğaya kolay adapte olabilen bir canlı.
Hassas insan et yemez diye bir gerçek yok. Asıl hassas insan kalp kırmaz, sevgiyle yaklaşır, kendisini çevresinden izole etmez, nefretle bakmaz, sövene sövmez,...

Klasik imam hatip veya kuran kursu öğretilerinden biraz daha ilerisinde varoluşçuluk düşüncesiyle avlanma olayına bakarsak hayatta kalabilmek için avladığınız canlıyı kendi yakınlarından koparıyorsunuz ve o canlıda aslında Yaratan' ın bir yansıması. Sadece iki ayağı üzerinde yürüyebilen varlıkların arasındaki hukukla bu iş bitmiyor. Kendi varoluşunuzu devam ettirebilmek için bir kaplandan yada canlı canlı bir kuşu yiyen diğer kuş türünden insanın pek de farkı yok gibi.

Kapitalist sistemde de insan kendi varoluşunu devam ettirebilmek için yanında personel çalıştırdığında, o personeli belki canlı canlı yemiyor ama onun emeğini sömürüyor. İş verenin hayatta kalabilmesi için işçinin sağlığı tükeniyor ama iş veren işçinin kalbini kırmıyor tabi nazik nazik sömürüyor.
 
Klasik imam hatip veya kuran kursu öğretilerinden biraz daha ilerisinde varoluşçuluk düşüncesiyle avlanma olayına bakarsak
Önce önyargılarınızdan sıyrılmalısınız.

Klasik İmam hatip ve Kuran Kursu...
Anlıyorum.

Kalsik veya modern ne farkeder?
Problemi başkalarının bakış açılarında degil kendi ruhunuzda arayın.

Önyargılarınızdan kurtulamadıgınız müddetçe sorularınıza da sorunlarınıza da çözüm bulamayacaksınız.
 
Hangi kanun? Fakirlerin çocuklarının içemediği sütü, zenginlerin köpeklerine içiren kanunlar mı?

Ortada bir oyun varsa kuralina gore oynanir. Kuralina gore oynayabilmek akil, zeka, olgunluk hatta bir tik ileri gidersek sezgi, basiret ve feraset gerekir.

Kusara bakmayin ama bunlar eksikse kendi imkanlarinizi artik yaratamayacak haldesinizdir. Dis dugumlusunuzdur.

Inanmayan insanlar icin hayat cok zordur. Inanan insanlari kendilerini kandiriyorlar zannederler. Halbuki inanmak sadece bakis acisidir.
 
Klasik imam hatip veya kuran kursu öğretilerinden biraz daha ilerisinde varoluşçuluk düşüncesiyle avlanma olayına bakarsak hayatta kalabilmek için avladığınız canlıyı kendi yakınlarından koparıyorsunuz ve o canlıda aslında Yaratan' ın bir yansıması.


Cok carpik bir dusunce.
Yaratanin esmalari durmaksizin tezahur alanini degistirir,

Latif esmasi bir yavru ceylandir. Cebbar esmasi bir kaplandir. Bedi esmasi mucittir. Icad ettigi sistemin donusumunu ayakta tutar.

Hicbir esma yok olmaz. Tezahurlerinin yansimalari bir yerde soner baska yerde ortaya cikar.
Cebbar esmali bir aslan elinden avini surekli kacirir. Cebbar esmasi o an icin LAtif esmasina malup olur. bu boyledir. Surekli bir esmalar etkilesimi vardir. Frekansi yuksek olan esma daha sureklidir. Dusuk olan esma surekli tezahur alani degistirir.

Allahi tek bir esmadan goremezsiniz. Tek nota dinleyemezsiniz. Tek notaya maruz kalmak cildirtir. Aheng ve seramoniyi taktir edebildikce iyilesirsiniz.

Ayriyetten dunya dediginiz yer sadece bir deneme tahtasi. Bir fabrikanin defolu urunlarinin tespit edilmesi icin ozel yaratilan test alanidir dunya.
Cennet denen baska bir yildizdaki baska bir yasam kodu ile yeniden tasarlanacagimiz uzerine uyarildik. Buna inanmak zordur. Ama bu dunyanin felsefesini biraz irdeleyince anlarsiniz ki burasi sadece bir draft alani. Taslak gercekligi. Huzunler de yersiz. Agizlarin kulaklara varacak kadar gulup eglenmesi de yersiz. Dualiteden cikilmasi icin dengelenmek sarttir.
 
Kuranda gereginin yapilacagi yazar. Dunyanin Cennet olarak yasanacagi yazmaz. Adaletin saglanmasi icin adaleti bozabilecek iradeler gerekir. Yoksa adalet gunu tesis etmek gerekmezdi. Oyunun bir kisa, orta ve uzun vadede raconu var. Kisinin aklinin uzun mu kisa mi oldugunu belirlemek icin ; )

Dunyadaki guzel anilar, keyifli vakitler, elde edilen o basarilar vs ancak Cennetten bir hatirlatma, bir tesviklenme, bir fragman, bir motivasyon olarak ele alinirsa dunya isabetli yasanmis olur.

Kotu anilar, icten kibirlenme, isyan vs ise Cehennemin dusuk enerjisinin ibretlik deneyimidir.

Dunyayi yasayis bicimimiz oldukten sonra Kozmik CV`miz haline gelen bir kitap olarak elimize verilecek.
Artik ve kimin hangi yildiza transfer edilecegi Kozmik CV sine gore tespit edilecek.

Simdi bu cok uzun bir akil, ilimde felsefede inancta derinlesmeden aklimizi bu kadar genis capta isletmek komik kacar. Bu zamanla oturan bisey.
 
Önce önyargılarınızdan sıyrılmalısınız.

Klasik İmam hatip ve Kuran Kursu...
Anlıyorum.

Kalsik veya modern ne farkeder?
Problemi başkalarının bakış açılarında degil kendi ruhunuzda arayın.

Önyargılarınızdan kurtulamadıgınız müddetçe sorularınıza da sorunlarınıza da çözüm bulamayacaksınız.

Dur, dur kızma hemen, tartışıyoruz sadece, senin alınacağını düşündüğüm için elimden geldiğince incelterek yazmaya çalıştım ama yine alındın. Yorumlarına ihtiyacım var yazmaya devam et lütfen.

Dennise uzun uzun yazıyorsun sana cevap yazmak için fazla zaman kalmadı, inşallah daha sonra yazarım.

Herkese iyi geceler.
 
Dur, dur kızma hemen, tartışıyoruz sadece, senin alınacağını düşündüğüm için elimden geldiğince incelterek yazmaya çalıştım ama yine alındın. Yorumlarına ihtiyacım var yazmaya devam et lütfen.

Dennise uzun uzun yazıyorsun sana cevap yazmak için fazla zaman kalmadı, inşallah daha sonra yazarım.

Herkese iyi geceler.

Aşık der incitenden,
İncinme incitenden,
Kemâlde noksan imiş,
İncinen incitenden.


...

Her şey kendiliginden oluyordu.
Aslında hiç bir şey olmuyordu.
Ya da olan ne, kimse bilmiyordu.
 
Geri
Üst