O kedi erkek olsa burada taht oyunları dönerdi. Ama dişi olduğu için el üstünde tutulur buradaki diğer kediler tarafından. Şu iki şirin şey de sülalesini 5 nesildir beslediğimiz kedilerin geri kalanlarından ikisi. Ama tamamen bağlandığım tek bir kedim vardı. İnsan gibiydi. Liseye yeni başlamıştım onunla ilk tanıştığımızda. İlk gördüğü insan yüzü bendim zaten
Kendisiyle sıralı bir şekilde dertleşirdik. Bir kere bana küsmüştü bir haftada zor ikna etmiştim. Her sabah gelir beni kaldırırdı. Hafta sonu beraber uyurduk, oynardık. Annem çaya gidince onunla giderdi. Güya kollamaya. Devriye atardı etrafında
O öldükten sonra hiç bir kediye tam bağlanmadım. Severim, daha doğrusu ayı gibi yoğururum. Sonra geçerim. Şimdiye kadar baya bir mezar kazdım bu şirin şeylere. Etrafımdaki insanlar ruhsuz olduğu için. Maalesef eve sokamıyorum. Dışarda da yığınla köpek var. Bunlara odunluğa girsinler diye yer açtım orda konaklıyorlar. Üstüne yolumu kesip "ya yemek ya gidemezsin" de diyorlar ama olsun bu da tuzu biberi ? Birde sülaleme savaş açmıştım bunları başka bir yere götürelim diye konuşunca. Ciddi olduğumu anlayınca bıraktılar peşlerini. Yani kediyi dedektör olarak lütfen kullanmayalım. Başını okşayalım, "buralarda define var mı?" diye soralım. O sizi götürecek. Ama bu fare ve yılan da olabilir, benden söylemesi