"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Cinler hep zarar verecek anı mı kollar?

venusyenbiri

Kayıtlı Üye
Ne zaman ölümü aklımdan geçirsem bir şekilde buna engel olmaya çalışıyorlar. Bu gece çok öfkelendim bana sakin olmamı kırılıp kıracağımı boş yere söyledi. Dinlemedim ve kırdım da kırıldım da. Beş parasız çıktım sokağa eve dön dedi çok kez. Başına bir iş gelecek eve dön dedi. Dönmedim ama bana otur bayılacaksın dediğinde oturdum ve cidden çok güçsüz kalmıştım sonra gelip beni aldı evden biri ordan. Benle dalga geçtiği oldu, öfkelendiği, çok iyi davrandığı da ama burada okuduğum çoğu şey ve genel olarak verilen her bilgide intihara sürüklediği söylenirken bu varlıkların o genelde bana hep etik olanı öğütledi. Neden? Bu gece ölmemi neden istemedi?
 
Aman aman. Tamda istenilen kıvama gelmişsiniz zaten.

İlk önce yalnız ve çaresiz hissettir, sevdiklerinden uzaklaştır, ve o kişi çaresizce yılana sarılsın. Sonra yılan kollarını açsın ve şunları düşündürsün

"Hey aslında kötü değilim. "

"Seni düşünüyorum, önemsiyorum. O yüzden bana güven, inan, karşımda gardını düşür. Seni ıstediğim gibi sömüreyim. "

Gönlünüz çok güzel çelinmiş Aynı zamanda birer gönül çelerdir onlar.

Yanlış anlamayın zamanında Adem ve Havvada günahsız iki ve iki çocuk kadar saftı. Ruhsal olarak çocuk olgunluğuna sahip, kötülük bilmeyen iki kişi idiler. Sonra yılan geldi ve akıllarına girip gönüllerini çeldi. İnsan sürgün edildi. Çünkü onlar "saftı"

Zamanlar, kişiler, mekanlar değişsede hikâyenin özü hep aynı. Laf gelimi "romantik " düşüncelere kapılmaya pek meraklı insan. Hala hepimiz ruhsal bütünlüğe erişmemiş ruhsal birer çocuğuz. Hala aldanıyoruz.

Aldanıyorsunuz.

İnsanlar, başka varlıkları yer. Başka varlıklar da insanın enerjisini. Olay bu. Bir su kaynağı buldu ve kana kana içiyor, bir av buldu ve her gün etinden bir parca koparıyor. Enerjisini sömürdüğü birininin ölümünü niye istesinler ki?

Av ve avcı. Tek ilişki bu.
Av olmaktan çıkın. İntihar düşüncesi de havadan gelmiyor insana, ilk önce dibe çek, sonra kurtarıyormuş gibi yap. :)
 
Aman aman. Tamda istenilen kıvama gelmişsiniz zaten.

İlk önce yalnız ve çaresiz hissettir, sevdiklerinden uzaklaştır, ve o kişi çaresizce yılana sarılsın. Sonra yılan kollarını açsın ve şunları düşündürsün

"Hey aslında kötü değilim. "

"Seni düşünüyorum, önemsiyorum. O yüzden bana güven, inan, karşımda gardını düşür. Seni ıstediğim gibi sömüreyim. "

Gönlünüz çok güzel çelinmiş Aynı zamanda birer gönül çelerdir onlar.

Yanlış anlamayın zamanında Adem ve Havvada günahsız iki ve iki çocuk kadar saftı. Ruhsal olarak çocuk olgunluğuna sahip, kötülük bilmeyen iki kişi idiler. Sonra yılan geldi ve akıllarına girip gönüllerini çeldi. İnsan sürgün edildi. Çünkü onlar "saftı"

Zamanlar, kişiler, mekanlar değişsede hikâyenin özü hep aynı. Laf gelimi "romantik " düşüncelere kapılmaya pek meraklı insan. Hala hepimiz ruhsal bütünlüğe erişmemiş ruhsal birer çocuğuz. Hala aldanıyoruz.

Aldanıyorsunuz.

İnsanlar, başka varlıkları yer. Başka varlıklar da insanın enerjisini. Olay bu. Bir su kaynağı buldu ve kana kana içiyor, bir av buldu ve her gün etinden bir parca koparıyor. Enerjisini sömürdüğü birininin ölümünü niye istesinler ki?

Av ve avcı. Tek ilişki bu.
Av olmaktan çıkın. İntihar düşüncesi de havadan gelmiyor insana, ilk önce dibe çek, sonra kurtarıyormuş gibi yap. :)

Mukemmelsiniz
 
Aislinge katılıyorum gerçek manada bir etik anlayışı olsa idi zaten kendi alemini bırakıp senin frekansına girmezdi, dost görünümlü düşman en tehlikelisidir, kesinlikle aldanma bataklığa bir defa girersen bir daha çıkamazsın her yeltendiğinde daha çok batarsın bunun idrakını yapabiliyorken durumu lehine çevir ve ondan kurtul.
 
Geri
Üst