PyroKinesisT
Kayıtlı Üye
Arkadaşlar psişik yeteneklerin neden zamanla oldugunu merak edenler için ufak bi makale.
‘Yeni Çağ’ düşüncesinin en derin aldatmalarından birisi de, deneyimlerimizden geçerken ‘gelişmekte’ olduğumuzdur. Bunun neden bu şekilde anlaşıldığını anlıyorum, çünkü bu, yanlış bir şekilde Charles Darwin’e atfedilen gelişim teorisinin spiritüel versiyonu oluyor, çünkü Darwin Teorisi (‘Ve Gerçek Seni Özgür Kılacak’ kitabıma bkn.) en güçlünün hayatta kalması ve çağlar boyunca gereken genetik değişimin tetiklenmesinden söz ediyor. Bu durumda Yeni Çağ, sonsuzluk içinde spiritüel olarak geliştiğimiz, bu dünyada tekrarlanan bir çembere, yani enkarnasyona inanıyor. Yani, fiziksel dünya ile spiritüel alem arasında her hayatı deneyimliyor, bu suretle yaşanan derslerden birşeyler öğrenip spiritüel olarak daha yüksek titreşimlere ulaşıyor ve sonunda ‘Tek’ olanla bütünleşiyoruz. Oysa biz zaten ‘Sonsuz Bütün’ ve ‘Mümkün olan herşey’iz. Neden zaten olduğumuz birşey olmak için gelişelim ki? Bu inanç, Matriks’in bizim realitemizi ; sadece Zaman Döngüsü’nde değil, fiziksel olmayan seviyelerde de tutmasını sağlıyor.
Aydınlanmak için gelişmemize gerek yok, çünkü zaten aydınlanmış durumdayız, sadece bu illüzyona yakalanmış olduğumuz için kim olduğumuzu unutmuşuz. O ses, “ ‘Sonsuz olan’ın enkarne olmaya ihtiyacı var mıdır sence?” diye sormuştu, “Matriks’deki bilinç de ‘Sonsuz’, o halde neden enkarne olsun ki?” ...
İnsanlar, deneyimlerden öğrendiklerini söylüyorlar, bunu gayet iyi anlıyorum, ama ben şöyle olduğunu söylüyorum; deneyim onlara hiçbirşey öğretmiyor, sadece perdenin bir katını daha açıyor, o kadar, böylece zaten bildikleri birşeyi daha kolay hatırlıyorlar.
Biz Tanrı'dan bir parçayız mümkün olan herşeyiz. Hepimizin içinde bu güç var arkadaşlar ama gerçektende makalenin sonlarinda dediği gibi ilüzyona yakalanmişiz sübminal mesajlar vs. forumda mevcut konular ve kendimizi keşfetmemiz için farkindaligi yakalamamiz lazim gerçegi görmemiz.. umarim faydası olur
Alıntı
Sevgi ve ışıkla kalın..
‘Yeni Çağ’ düşüncesinin en derin aldatmalarından birisi de, deneyimlerimizden geçerken ‘gelişmekte’ olduğumuzdur. Bunun neden bu şekilde anlaşıldığını anlıyorum, çünkü bu, yanlış bir şekilde Charles Darwin’e atfedilen gelişim teorisinin spiritüel versiyonu oluyor, çünkü Darwin Teorisi (‘Ve Gerçek Seni Özgür Kılacak’ kitabıma bkn.) en güçlünün hayatta kalması ve çağlar boyunca gereken genetik değişimin tetiklenmesinden söz ediyor. Bu durumda Yeni Çağ, sonsuzluk içinde spiritüel olarak geliştiğimiz, bu dünyada tekrarlanan bir çembere, yani enkarnasyona inanıyor. Yani, fiziksel dünya ile spiritüel alem arasında her hayatı deneyimliyor, bu suretle yaşanan derslerden birşeyler öğrenip spiritüel olarak daha yüksek titreşimlere ulaşıyor ve sonunda ‘Tek’ olanla bütünleşiyoruz. Oysa biz zaten ‘Sonsuz Bütün’ ve ‘Mümkün olan herşey’iz. Neden zaten olduğumuz birşey olmak için gelişelim ki? Bu inanç, Matriks’in bizim realitemizi ; sadece Zaman Döngüsü’nde değil, fiziksel olmayan seviyelerde de tutmasını sağlıyor.
Aydınlanmak için gelişmemize gerek yok, çünkü zaten aydınlanmış durumdayız, sadece bu illüzyona yakalanmış olduğumuz için kim olduğumuzu unutmuşuz. O ses, “ ‘Sonsuz olan’ın enkarne olmaya ihtiyacı var mıdır sence?” diye sormuştu, “Matriks’deki bilinç de ‘Sonsuz’, o halde neden enkarne olsun ki?” ...
İnsanlar, deneyimlerden öğrendiklerini söylüyorlar, bunu gayet iyi anlıyorum, ama ben şöyle olduğunu söylüyorum; deneyim onlara hiçbirşey öğretmiyor, sadece perdenin bir katını daha açıyor, o kadar, böylece zaten bildikleri birşeyi daha kolay hatırlıyorlar.
Biz Tanrı'dan bir parçayız mümkün olan herşeyiz. Hepimizin içinde bu güç var arkadaşlar ama gerçektende makalenin sonlarinda dediği gibi ilüzyona yakalanmişiz sübminal mesajlar vs. forumda mevcut konular ve kendimizi keşfetmemiz için farkindaligi yakalamamiz lazim gerçegi görmemiz.. umarim faydası olur

Alıntı
Sevgi ve ışıkla kalın..