"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Astral Seyahat: Herkes için mümkün mü?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan cortana
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
C

cortana

1983 yılında Stargate Projesi'nin bir programı olan Gateway Deneyi, Monroe Enstitüsü ile işbirliği ile başlatıldı. Amaç insanın üç boyutlu dünyasının dışında, 5 duyu organının ötesinde farklı gerçekliklerin, farklı boyutların, farklı alemlerin olup olmadığının araştırılmasıydı. Araştırmaya döneminin ileri gelen biyomühendisleri, kuantum fizik uzmanları, teorik fizik uzmanları da dahil edilmişti.

Gateway Programının temeli, 1950'lerde değişen ses frekanslarının insan bilincini değiştirebileceğini keşfeden eski radyo yöneticisi Bob Monroe'nun "yeniden keşfiydi" (özellikle bu terimi kullanıyorum, Antik medeniyetler ses dalgalarının, frekansların insan zihni üzerindeki etkisinden haberdardı.). Bir araba veya uçaktaki akustik titreşimler nedeniyle uykuya daldıysanız, bu olguyu bir şekilde deneyimlemiş olabilirsiniz. Monroe'nun kendi kendine yaptığı deneyler birçok beden dışı deneyime yol açtı, deneyimlerini paylaşmak için "Beden Dışı Deneyim" kitabını yazdı ve 1971'de kendi enstitüsünü kurdu. Soğuk Savaş'ın son aşamalarında, Sovyetlerin casusluk için psişik yetenekler araştırdığına ikna olan CIA, bu yöntemleri kendileri için araştırmak üzere Monroe Enstitüsü'yle işbirliği yaptı.

Enstitünün programları her zaman savaştan daha saf uygulamalara yönelikti. Gizliliği kaldırılmış bir dosyada programın amacı şu sözlerle tanımlanmıştır: "kişinin belirli içsel kaynakları, içsel yetenekleri ve hepsinden önemlisi kişinin içselliği hakkında daha bilinçli olma sanatının öğretimi."

Monroe'nun sürecinin temeli, "hemi-sync" durumu olarak adlandırılan, beynin sol ve sağ yarı-kürelerinin senkronize edilmesine dayanmaktadır. Beynin iki yarım küresi farklı frekanslarla titreştiğinden gün içerisinde, rutin hayatta kaotik bir yapıya sahiptir, ancak Hemi-Sync ile beynimiz bir dalga boyuna odaklanır ve daha keskin, net bir yapıya bürünür. Binaural vuruşlar olarak da adlandırılan belirli değişen tonlar kulaklık aracılığıyla dinlendiğinde, her iki beyin yarımküresi de frekans seviyelerini eşitlemeye başlar. Bunu derin bir sakinlik durumu takip eder ve işte o zaman, tabiri caizse portal açılır. Rapor bize bu durumda zaman ve mekan sınırlamalarından kurtulmanın ve evrenin sezgisel bilgisinden yararlanmanın mümkün olduğunu söylüyor.

Elbette bu program, diğer tüm programlar gibi belli aşamalar içeriyordu ve bir aşamayı tamamlamadan bir diğerine geçmek uygun görülmüyordu. Temel seviyede astral deneyim üzerine eğitilen bireylerin Focus 10 seviyesinde şifa, psişik yetenekler ve uzaktan görüntüleme (yeryüzündeki herhangi bir yeri veya bir nesneyi görebilme) gibi yetenekler sergileyebildiği, Focus 12 seviyesinde kendi yüksek benliğine ulaşabildiği ve Focus 15 seviyesinde zamanın ve mekanın manipüle edilebildiği, güçlü ve göksel bir rehber edinebildiği gibi ibareler yer almaktadır. Buna göre kişi bilincin üst seviyelerine ulaştığında, farklı gerçeklikleri ve farklı alemleri anlayabildiği gibi kendi dünyasında da irade sahibi, gerçekliği değiştirmeye yatkın biri haline gelir.

Programın en önemli katkılarından biri "çekim yasasını" bir şekilde kanıtlamış olmasıdır. Manifestler, çekime yönelik güçlü düşüncelerin kişinin gerçekliği haline gelebileceği bu raporlarda mevcuttu. CIA'in Gateway Analizi'nin 22. sayfasında, "Modelleme" olarak tanımlanan gelişmiş bir teknikten bahsedilir ve Focus 12 durumunda, düşüncelerimizi "arzulanan hedefin zaten belirlenmiş (hatta kadersel) bir başarı meselesi olduğu niyetiyle evrene yansıtabileceğimizi" açıklıyor.

Kuantum fiziği, atom altı parçacıkların nasıl gözlemlendiklerine bağlı olarak farklı davrandıklarını kanıtlamıştı. Algımız (düşüncelerimiz) parçacıkları (maddeyi) etkileme gücüne sahiptir. Raporun devamında: "Bilincimiz tüm gerçekliğin kaynağı olduğundan, düşüncelerimiz gerçekliğin zaman-uzaydaki gelişimini etkileme gücüne sahiptir... Tabii bu düşünceler yeterli yoğunlukta yansıtılabilirse." şeklindeki ibare ise aslında astral yolculuğun yalnız "astral yolculuk" olmadığının bir çeşit kanıtı olarak görülebilir.

Deney sonucunda raporlarda geçen bilgiler aslında evrenin bir hologram olduğu ve insan bilincinin bu holograma uyum sağlayarak, onunla eşlenik hale gelerek gerçekliği inşa ettiğini yansıtmaktadır. Ancak evren bir hologramsa ve insan bilinci yüksek seviyelerde farklı hologramlar, farklı gerçeklikler deneyimleyebiliyorsa o halde toplu halde dünyamızdaki hologramı değiştirmek mümkün mü?

Desenleme modeli bize burada "evet" yanıtını veriyor. Düşünceler eğer belli bir yoğunlukta belli bir yere kanalize edilebilirse gerçeklik değiştirilebilir. Çünkü rapora göre; "Tüm bedenimiz, bilinç, beden ve her şey onu çevreleyen evren de dahil, kompleks bir enerji alanından ibarettir. Maddenin halleri ise yalnız enerjinin değişim-dönüşümünden kaynaklanmaktadır. İnsan bilinci ise bu enerjiyle etkileşimin bir sonucudur."

Astral yolculuğa odaklanan Gateway Deneyi doğrultusunda CIA raporlarında hemen herkesin astral seyahat yapabileceği sonucuna varıldı. Ancak astral yolculuğu gerçekleştirmek birtakım gereklilikler sunmaktadır; rahatlama teknikleri, meditasyon ve yüksek odaklanma. Yani yatar pozisyonda, uyur halde olmaktan ziyade; beynin ve bilincin uyanık olduğu ancak bedenin rahatlayıp uykuya geçtiği her durum değerlendirilebilir. Olayın meditatif kısmının dışında zihnin yeni deneyimlere açık olacak şekilde eğitilmesi ve tutunduğu kalıpları bırakabilmesi gerekir.

Rahatlama egzersizleri kulağa kolay ve gereksiz gelse de astral düzleme ulaşabilmek için en önemli adımlardan biridir; beyin sürekli tetikte ve kaslar gerginken üç boyutlu gerçeklikten ayrılmak neredeyse imkansızdır. Rahatlama egzersizleri, genellikle nefes egzersizlerini ve birtakım basit vücut hareketlerini içerir. Diğer bir yandan meditasyonlar ve odaklanma aşamalarındaki önemli bir nokta hayal gücünü serbest bırakabilmekten geçer. Çünkü zihnin hayali bir ürünü olarak sandığımız şey aslında bilincin keskin görüşü olabilir.

Günümüzde Monroe Enstitüsü hala faaliyetlerine devam etmektedir ve; "Geçmiş Yaşamları Keşfetme", "Bilinçli Rüya Görmeye Giriş", "Zihinsel Medyumluk", "Meditasyon Ötesine Giriş", "Geçit Deneyimi" gibi birçok kurs vermektedir. Kursların hepsi halka açık ve bazıları için online katılım mümkün. Ayrıca meditasyon için ücretsiz ses-frekans yayınları da mevcut. Aşağıya meditasyonlar için tasarlanmış özel bir video ekliyorum.

Ayrıca “Hemi-Sync Frekanslar” şeklinde bir arama yaparak, meditasyonlarınız, astral deneyimleriniz için kendinize bir dinleme listesi de oluşturabilirsiniz.

İlgilenenler kısacık bir araştırmayla Gateway Deneyi'ne ait CIA raporlarına ve Monroe Enstitüsü'nün verilerine kolayca ulaşabilirler.

(Birden fazla kaynaktan derlenmiştir.)

 
Bu güzel bir anlatım, tesadüf ki dün bir kanalın bu konu ile ilgili hazırladığı videoyu izlemiştim ve kendisi de güce duyarlı olan bu arkadaş vesilesi ile zihnimde çok güzel kapılar açıldı.

Ben kapitalist zihin diyorum.
Neye?

Şuna; yoğun ruhani süreçlerden geçmeden direkt hazza ulaştıran spiritüel sistem ajanlarına. Zira ilk ve son kez çocukken tecrübe ettiğim beden dışı deneyimi bana "sattıklarında" epey pahalı gelmişti. Çoğu şey için düşünmeye meyilli olduğum gibi, bu konu için de "ne gerek var?" fikri peydah oldu ve uzun yıllar tozlu bir kilerin diplerine ittim.

Fakat herkes öğretmendir.

Böylece başa dönüyoruz; yansımalardan ibaret dünyamızda, astral deneyimin idealar alemindeki aslına rücu etmede bir kilometre taşı özelliği taşıyan açıklamalarını dinledikten sonra, işin ciddiyetini "idrak" etmeye yaklaştığıma dair bir umut filizlendi.
 
Bu güzel bir anlatım, tesadüf ki dün bir kanalın bu konu ile ilgili hazırladığı videoyu izlemiştim ve kendisi de güce duyarlı olan bu arkadaş vesilesi ile zihnimde çok güzel kapılar açıldı.

Ben kapitalist zihin diyorum.
Neye?

Şuna; yoğun ruhani süreçlerden geçmeden direkt hazza ulaştıran spiritüel sistem ajanlarına. Zira ilk ve son kez çocukken tecrübe ettiğim beden dışı deneyimi bana "sattıklarında" epey pahalı gelmişti. Çoğu şey için düşünmeye meyilli olduğum gibi, bu konu için de "ne gerek var?" fikri peydah oldu ve uzun yıllar tozlu bir kilerin diplerine ittim.

Fakat herkes öğretmendir.

Böylece başa dönüyoruz; yansımalardan ibaret dünyamızda, astral deneyimin idealar alemindeki aslına rücu etmede bir kilometre taşı özelliği taşıyan açıklamalarını dinledikten sonra, işin ciddiyetini "idrak" etmeye yaklaştığıma dair bir umut filizlendi.
Sanırım aynı videoya ben de araştırırken denk geldim. Bir dergide konuyla ilgili çok güzel bir röportaj vardı eğer denk gelirseniz o da katkı sunacaktır.

Her bir sistemin kendi içerisinde terbiye süreçleri vardır, sistemsiz çalışan biri için bu tecrübe felaketten farksız olmaz. Çünkü bir astral düzlemde her zaman dostlarla karşılaşmayız. Bu nedenle birinin direkt bu konuda hazza ulaşabileceğini sanmıyorum. Zira astral aleme dair vizyon geliştirebilmek bile uzun çalışmalar gerektirebiliyor. Herhangi bir disiplin veya sistem olmadan zaten bu gibi çalışmalarda yol almak pek mümkün görünmüyor.

Bu frekanslar, meditasyonlar yalnızca yolda yürüyenler için destek olabilir. Yola çıkmayan biri için fark edilemeyen bir çukurdan veya duruma göre tümsekten farksızdır.
 
1983 yılında Stargate Projesi'nin bir programı olan Gateway Deneyi, Monroe Enstitüsü ile işbirliği ile başlatıldı. Amaç insanın üç boyutlu dünyasının dışında, 5 duyu organının ötesinde farklı gerçekliklerin, farklı boyutların, farklı alemlerin olup olmadığının araştırılmasıydı. Araştırmaya döneminin ileri gelen biyomühendisleri, kuantum fizik uzmanları, teorik fizik uzmanları da dahil edilmişti.

Gateway Programının temeli, 1950'lerde değişen ses frekanslarının insan bilincini değiştirebileceğini keşfeden eski radyo yöneticisi Bob Monroe'nun "yeniden keşfiydi" (özellikle bu terimi kullanıyorum, Antik medeniyetler ses dalgalarının, frekansların insan zihni üzerindeki etkisinden haberdardı.). Bir araba veya uçaktaki akustik titreşimler nedeniyle uykuya daldıysanız, bu olguyu bir şekilde deneyimlemiş olabilirsiniz. Monroe'nun kendi kendine yaptığı deneyler birçok beden dışı deneyime yol açtı, deneyimlerini paylaşmak için "Beden Dışı Deneyim" kitabını yazdı ve 1971'de kendi enstitüsünü kurdu. Soğuk Savaş'ın son aşamalarında, Sovyetlerin casusluk için psişik yetenekler araştırdığına ikna olan CIA, bu yöntemleri kendileri için araştırmak üzere Monroe Enstitüsü'yle işbirliği yaptı.

Enstitünün programları her zaman savaştan daha saf uygulamalara yönelikti. Gizliliği kaldırılmış bir dosyada programın amacı şu sözlerle tanımlanmıştır: "kişinin belirli içsel kaynakları, içsel yetenekleri ve hepsinden önemlisi kişinin içselliği hakkında daha bilinçli olma sanatının öğretimi."

Monroe'nun sürecinin temeli, "hemi-sync" durumu olarak adlandırılan, beynin sol ve sağ yarı-kürelerinin senkronize edilmesine dayanmaktadır. Beynin iki yarım küresi farklı frekanslarla titreştiğinden gün içerisinde, rutin hayatta kaotik bir yapıya sahiptir, ancak Hemi-Sync ile beynimiz bir dalga boyuna odaklanır ve daha keskin, net bir yapıya bürünür. Binaural vuruşlar olarak da adlandırılan belirli değişen tonlar kulaklık aracılığıyla dinlendiğinde, her iki beyin yarımküresi de frekans seviyelerini eşitlemeye başlar. Bunu derin bir sakinlik durumu takip eder ve işte o zaman, tabiri caizse portal açılır. Rapor bize bu durumda zaman ve mekan sınırlamalarından kurtulmanın ve evrenin sezgisel bilgisinden yararlanmanın mümkün olduğunu söylüyor.

Elbette bu program, diğer tüm programlar gibi belli aşamalar içeriyordu ve bir aşamayı tamamlamadan bir diğerine geçmek uygun görülmüyordu. Temel seviyede astral deneyim üzerine eğitilen bireylerin Focus 10 seviyesinde şifa, psişik yetenekler ve uzaktan görüntüleme (yeryüzündeki herhangi bir yeri veya bir nesneyi görebilme) gibi yetenekler sergileyebildiği, Focus 12 seviyesinde kendi yüksek benliğine ulaşabildiği ve Focus 15 seviyesinde zamanın ve mekanın manipüle edilebildiği, güçlü ve göksel bir rehber edinebildiği gibi ibareler yer almaktadır. Buna göre kişi bilincin üst seviyelerine ulaştığında, farklı gerçeklikleri ve farklı alemleri anlayabildiği gibi kendi dünyasında da irade sahibi, gerçekliği değiştirmeye yatkın biri haline gelir.

Programın en önemli katkılarından biri "çekim yasasını" bir şekilde kanıtlamış olmasıdır. Manifestler, çekime yönelik güçlü düşüncelerin kişinin gerçekliği haline gelebileceği bu raporlarda mevcuttu. CIA'in Gateway Analizi'nin 22. sayfasında, "Modelleme" olarak tanımlanan gelişmiş bir teknikten bahsedilir ve Focus 12 durumunda, düşüncelerimizi "arzulanan hedefin zaten belirlenmiş (hatta kadersel) bir başarı meselesi olduğu niyetiyle evrene yansıtabileceğimizi" açıklıyor.

Kuantum fiziği, atom altı parçacıkların nasıl gözlemlendiklerine bağlı olarak farklı davrandıklarını kanıtlamıştı. Algımız (düşüncelerimiz) parçacıkları (maddeyi) etkileme gücüne sahiptir. Raporun devamında: "Bilincimiz tüm gerçekliğin kaynağı olduğundan, düşüncelerimiz gerçekliğin zaman-uzaydaki gelişimini etkileme gücüne sahiptir... Tabii bu düşünceler yeterli yoğunlukta yansıtılabilirse." şeklindeki ibare ise aslında astral yolculuğun yalnız "astral yolculuk" olmadığının bir çeşit kanıtı olarak görülebilir.

Deney sonucunda raporlarda geçen bilgiler aslında evrenin bir hologram olduğu ve insan bilincinin bu holograma uyum sağlayarak, onunla eşlenik hale gelerek gerçekliği inşa ettiğini yansıtmaktadır. Ancak evren bir hologramsa ve insan bilinci yüksek seviyelerde farklı hologramlar, farklı gerçeklikler deneyimleyebiliyorsa o halde toplu halde dünyamızdaki hologramı değiştirmek mümkün mü?

Desenleme modeli bize burada "evet" yanıtını veriyor. Düşünceler eğer belli bir yoğunlukta belli bir yere kanalize edilebilirse gerçeklik değiştirilebilir. Çünkü rapora göre; "Tüm bedenimiz, bilinç, beden ve her şey onu çevreleyen evren de dahil, kompleks bir enerji alanından ibarettir. Maddenin halleri ise yalnız enerjinin değişim-dönüşümünden kaynaklanmaktadır. İnsan bilinci ise bu enerjiyle etkileşimin bir sonucudur."

Astral yolculuğa odaklanan Gateway Deneyi doğrultusunda CIA raporlarında hemen herkesin astral seyahat yapabileceği sonucuna varıldı. Ancak astral yolculuğu gerçekleştirmek birtakım gereklilikler sunmaktadır; rahatlama teknikleri, meditasyon ve yüksek odaklanma. Yani yatar pozisyonda, uyur halde olmaktan ziyade; beynin ve bilincin uyanık olduğu ancak bedenin rahatlayıp uykuya geçtiği her durum değerlendirilebilir. Olayın meditatif kısmının dışında zihnin yeni deneyimlere açık olacak şekilde eğitilmesi ve tutunduğu kalıpları bırakabilmesi gerekir.

Rahatlama egzersizleri kulağa kolay ve gereksiz gelse de astral düzleme ulaşabilmek için en önemli adımlardan biridir; beyin sürekli tetikte ve kaslar gerginken üç boyutlu gerçeklikten ayrılmak neredeyse imkansızdır. Rahatlama egzersizleri, genellikle nefes egzersizlerini ve birtakım basit vücut hareketlerini içerir. Diğer bir yandan meditasyonlar ve odaklanma aşamalarındaki önemli bir nokta hayal gücünü serbest bırakabilmekten geçer. Çünkü zihnin hayali bir ürünü olarak sandığımız şey aslında bilincin keskin görüşü olabilir.

Günümüzde Monroe Enstitüsü hala faaliyetlerine devam etmektedir ve; "Geçmiş Yaşamları Keşfetme", "Bilinçli Rüya Görmeye Giriş", "Zihinsel Medyumluk", "Meditasyon Ötesine Giriş", "Geçit Deneyimi" gibi birçok kurs vermektedir. Kursların hepsi halka açık ve bazıları için online katılım mümkün. Ayrıca meditasyon için ücretsiz ses-frekans yayınları da mevcut. Aşağıya meditasyonlar için tasarlanmış özel bir video ekliyorum.

Ayrıca “Hemi-Sync Frekanslar” şeklinde bir arama yaparak, meditasyonlarınız, astral deneyimleriniz için kendinize bir dinleme listesi de oluşturabilirsiniz.

İlgilenenler kısacık bir araştırmayla Gateway Deneyi'ne ait CIA raporlarına ve Monroe Enstitüsü'nün verilerine kolayca ulaşabilirler.

(Birden fazla kaynaktan derlenmiştir.)

Çok önce yatar vaziyette kitapta yazılanı uyguladım, maksat tüm bedenimin kaslarını parça parça rahatlamak , o dönemde body yaptığımdan buna gereksinim duydum ve uyguladım. Uyumuşum. O dönemde astral seyahatle ilgili birşey bilmiyordum. Neyse, uyandığımda müthiş rahat ve nötr haldeydim. Hatta gülümser halde olduğumu farketmiştim . Ama enteresan bir rüya görmüştüm, rüyadan öte birşey daha gerçekçi ve net. Hala o ortamı düşünmek bile bana haz veriyor. Devasa bir kütüphane ve bilinç altımda takılı kalan bir soruya her biri ayrı boş sayfaya yazılan üç cevap. Her ne olduysa oldu, önemli olan gördüğüm o muazzam bir ortam. Geçen yıl bir majisyen adayı arkadaşa anlatmıştım ve akaşa'ya çıkmış olacağımı ve ne içtiğimi sormuştu, şaşırmış ve biraz öfkelenmiştim. Ne olduğu önemli değil, benim için önemli olan tarif edilemez bir olaydı yaşadığım. Bu gün, aynı yere gitmeyi yürekten isterim ve hatta dönmek istemem. Yazınız deneyimlerimi hatırlattı. Hatta tekrar denemeyi düşündürdü. Ben inanıyorum ve sorgulamıyorum çünkü yaşadım.

Güzel ve bence faydalı bir paylaşım, teşekkür ederim.
 
Çok önce yatar vaziyette kitapta yazılanı uyguladım, maksat tüm bedenimin kaslarını parça parça rahatlamak , o dönemde body yaptığımdan buna gereksinim duydum ve uyguladım. Uyumuşum. O dönemde astral seyahatle ilgili birşey bilmiyordum. Neyse, uyandığımda müthiş rahat ve nötr haldeydim. Hatta gülümser halde olduğumu farketmiştim . Ama enteresan bir rüya görmüştüm, rüyadan öte birşey daha gerçekçi ve net. Hala o ortamı düşünmek bile bana haz veriyor. Devasa bir kütüphane ve bilinç altımda takılı kalan bir soruya her biri ayrı boş sayfaya yazılan üç cevap. Her ne olduysa oldu, önemli olan gördüğüm o muazzam bir ortam. Geçen yıl bir majisyen adayı arkadaşa anlatmıştım ve akaşa'ya çıkmış olacağımı ve ne içtiğimi sormuştu, şaşırmış ve biraz öfkelenmiştim. Ne olduğu önemli değil, benim için önemli olan tarif edilemez bir olaydı yaşadığım. Bu gün, aynı yere gitmeyi yürekten isterim ve hatta dönmek istemem. Yazınız deneyimlerimi hatırlattı. Hatta tekrar denemeyi düşündürdü. Ben inanıyorum ve sorgulamıyorum çünkü yaşadım.

Güzel ve bence faydalı bir paylaşım, teşekkür ederim.
Şunu da ilave edeyim. Renkli değil di ortam. Net görebildiğim yerler dışında karanlıktı sadece görsel kısım loştu. Siyah beyaz renksiz di. Ve alt zeminin sanki bir bulut üzerinde ve aşağısı boşluk hissini vermişti ama karanlıktı birşey görünmüyordu. Devasa rafların yanında uzun sakallı ve beyaza kaçan uzun giysili ihtiyar bir adam duruyordu....fakat nuazzam bir huzur....böyle bir anımın olması müthiş. Rüya ya da başka birşey, ama dünyasal bir huzur değildi
Bu başka birşeydi.
 
Çok önce yatar vaziyette kitapta yazılanı uyguladım, maksat tüm bedenimin kaslarını parça parça rahatlamak , o dönemde body yaptığımdan buna gereksinim duydum ve uyguladım. Uyumuşum. O dönemde astral seyahatle ilgili birşey bilmiyordum. Neyse, uyandığımda müthiş rahat ve nötr haldeydim. Hatta gülümser halde olduğumu farketmiştim . Ama enteresan bir rüya görmüştüm, rüyadan öte birşey daha gerçekçi ve net. Hala o ortamı düşünmek bile bana haz veriyor. Devasa bir kütüphane ve bilinç altımda takılı kalan bir soruya her biri ayrı boş sayfaya yazılan üç cevap. Her ne olduysa oldu, önemli olan gördüğüm o muazzam bir ortam. Geçen yıl bir majisyen adayı arkadaşa anlatmıştım ve akaşa'ya çıkmış olacağımı ve ne içtiğimi sormuştu, şaşırmış ve biraz öfkelenmiştim. Ne olduğu önemli değil, benim için önemli olan tarif edilemez bir olaydı yaşadığım. Bu gün, aynı yere gitmeyi yürekten isterim ve hatta dönmek istemem. Yazınız deneyimlerimi hatırlattı. Hatta tekrar denemeyi düşündürdü. Ben inanıyorum ve sorgulamıyorum çünkü yaşadım.

Güzel ve bence faydalı bir paylaşım, teşekkür ederim.
Geribildiriminiz için çok teşekkür ederim, deneyiminizi paylaşmanız çok özel, çok kıymetli.

Bir kere geçilen eşik tekrar geçilebilir değil mi? Umarım tekrar, gönlünüzce benzer deneyimler yaşarsınız.
 
Kişiden kişiye farklılık gösterir, ortalama bir insan ne kadar uyuyorsa o kadar uyuyorlar. Deneyde de uyku süresiyle ilgili bir kısıtlama mevcut değil.
Aslında ben tam da özünde uyku veya uykusuzluk ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Ama tabii herkesin tecrübesi kendine. Bir de deney diyince mandal geldi aklıma. .🤣
 
Dinlemek isteriiiim😅 Böyle düşünmekte haksız sayılmazsınız, çoğu insan benzer düşünüyor.
Ben anlatmak isteriiiim demedim ama.
Ayrıca çoğu insanın ne düşündüğünden değil genel geçer tecrübelerden bahsediyorum. Yani 1.şahsi tecrübeler
2.eren evliya peygamber tecrübeleri, dini metinler
3.Cia KGB vs deneyleri
 
Bir zamanlar sırtı siyah karnı beyaz olup damağında da siyah leke olan kedilerin, Peygamber efendimizin dişi kedisi Müezza'nın yavrularından türediği ve Allah katında bir çeşit üstünlüğe makbullüğe sahip olduğu söylentisi dolaşıyordu nette. 🐣
 
Şimdiye kadar bu forumda astral seyahat yapabilenlerin belli bir genetik koda, genetik üstünlüğe farklılığa sahip olduğu söylendi.

Rüya görebilen, vasatın üstü ortalama akılda olan herkes astral deneyim de yaşayabilecek kapasitededir.

Genetik üstünlük ise; yaşadığın paranormal deneyimlere dışarıdan bakabilme ve kendini "gözlemci" konseptinde tutabilme yeteneğindir. Eş zamanlı çok katmanlı bilişsel farkındalık katmanlarına adapte olma kolaylığı genetikten gelir. Sonradan da geliştirilebilirdir.

Genetik olarak üstün olmayan da, 3B algı seviyesinde yaşayan insan da, dürtüsel yaşayan insan da, nefsi emmarede yaşayan insan da hertürlü paranormal deneyimlere açıktır. Sadece bu deneyimleri anlamlandırma ve yönetme kabiliyetleri terbiye edilmimiştir. Her gece kaçırılırlar ve sabah hiçbişey olmamış gibi normal yaşamlarına devam ederler. Umursayacak kadar merak etmezler bile, karınları acıkır ve yemek yerler. 3B'de sıkışmak böyledir. Ama metafizik deneyimlere engel de değildir.

Şimdi bir forum otoritesi tarafından meselenin hayvanlara kadar indirgenmesi ilginç gerçekten.

Hayvanlar bazı konularda bizden daha kabiliyetlidir. Sahibi Sivas'ta ölen bir köpek o anda Antalya'da bulunuyor olsa da ağlar. Bu böyledir.
 
Son düzenleme:
Geri
Üst