aris
Kayıtlı Üye
ARZULARIN AYRILIMLARI / KATAGORİLERİ
Ruhun 613 arzusu ikiye ayrılır. 248 tanesi olumlu arzular ve insan bunlar vasıtasıyla “niyet” (lişma) edinebilir. Geriye kalan 365 arzusu olumsuz arzulardır ve kişi bu arzularını niyet edinebilmek için kullanamaz. Bu iki arzu arasındaki farkın niyetle hiçbir alakası yoktur. Her iki koşulda da niyet doğal olarak ve sadece “Yaratan’a yöneliktir.” Fark arzunun sahip olduğu güçtedir: Eğer arzu zayıfsa yeterince yoğun bir zevk uyandırmaz. Ancak, bu arzu Yaratan’la bir bağ oluşumunu hissetmek için yeterlidir. Bu hazza sınır olmadan ihsan etmek/vermek denir. Yani Yaratan’a mutluluk vermek, zira kişi ancak O’ndan alarak O’na mutluluk verebilir. Yalnız bu arzu yeterince güçlü hissedilmediği için, gerçek anlamıyla Yaratan’a ihsan edemez. Bu arzu sadece Yaratan’la form eşitliği sağlanan seviyede vardır.
İnsanın içerisindeki tüm arzular bencildir. Bu kişinin kendi kişisel zevki için alma arzusudur. Sadece “yönü Yaratan’a çevrilmiş” bir niyet vasıtasıyla özgecil ve ihsansal bir arzu haline gelebilir. Dolayısıyla fark sadece niyettedir.
Bu koşul manevi çalışmayı (içselliği) çok önemli kılar. Niyetimizi değiştirmemize yardımcı olur. “Yaratan’a yönlendirilmiş bir niyete”, “perde” denir, çünkü kişinin “kendisi için almasını” engeller ve niyetin “Yaratan’a yönelik olmasını sağlar.”
alıntı
Ruhun 613 arzusu ikiye ayrılır. 248 tanesi olumlu arzular ve insan bunlar vasıtasıyla “niyet” (lişma) edinebilir. Geriye kalan 365 arzusu olumsuz arzulardır ve kişi bu arzularını niyet edinebilmek için kullanamaz. Bu iki arzu arasındaki farkın niyetle hiçbir alakası yoktur. Her iki koşulda da niyet doğal olarak ve sadece “Yaratan’a yöneliktir.” Fark arzunun sahip olduğu güçtedir: Eğer arzu zayıfsa yeterince yoğun bir zevk uyandırmaz. Ancak, bu arzu Yaratan’la bir bağ oluşumunu hissetmek için yeterlidir. Bu hazza sınır olmadan ihsan etmek/vermek denir. Yani Yaratan’a mutluluk vermek, zira kişi ancak O’ndan alarak O’na mutluluk verebilir. Yalnız bu arzu yeterince güçlü hissedilmediği için, gerçek anlamıyla Yaratan’a ihsan edemez. Bu arzu sadece Yaratan’la form eşitliği sağlanan seviyede vardır.
İnsanın içerisindeki tüm arzular bencildir. Bu kişinin kendi kişisel zevki için alma arzusudur. Sadece “yönü Yaratan’a çevrilmiş” bir niyet vasıtasıyla özgecil ve ihsansal bir arzu haline gelebilir. Dolayısıyla fark sadece niyettedir.
Bu koşul manevi çalışmayı (içselliği) çok önemli kılar. Niyetimizi değiştirmemize yardımcı olur. “Yaratan’a yönlendirilmiş bir niyete”, “perde” denir, çünkü kişinin “kendisi için almasını” engeller ve niyetin “Yaratan’a yönelik olmasını sağlar.”
alıntı