Aile Baskısı

createtherules

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
680
Tepkime puanı
1,154
hiç kimsenin haklılıgı % 100 olmadıgı gıbı haksızlıgıda %100 degıldır. konuyu acan arkadas ve ondan sonra yorum yapan arkadasların yasını bılmıyorum ancak henuz cok genc olduklarını anlıyorum

33 yasımdayım. zor bir iş yapıyorum. bu ise ve daha da otesınde bu hayata basta anne babam olmak uzere aılem ıcın katlanıyorum. Allah benım omrumden alıp anne babama versın de derım arada klasık ve bos bır dua ama arada ıcımden gecer

hıc kusura bakmayın gencler: ana babanız sızı pazarlamıyorsa. organlarınızı satmıyorsa. dılendırmıyorsa. pıs ıslerıne alet etmıyorlarsa o yukarda soyledıgınız hıc bır seyı soylemeye hakkınız yok

hele bıde bunları soyledıkten sonra namazdan rıyazetten soz etmeye hıc hakkınız yok.

yukarda saydıklarım dısında ana babanızın her kahrını cekeceksınız. bu kahrı cekemıyorsanız namazı rıyazetı bır kenara bırakın terkedın bu hayatı. selametle
Geç görmüşüm ama forumda gördüğüm en sıkıntılı yorumlardan biri olduğu için cevap yazacağım.
35 yaşındayım. İstediğim işi yapamıyorum!
Bu hayatta başta annem ve babam öyle istiyor diye ne varsa onu yapmışım. Beceremeyip de benzerine kaysam bile yargılanmışım.
Bence arkadaşım asıl sen hiç kusura bakma!
Organlarımı satmıyor elbet ama beni dünyaya getiren ailem beni kendi iç organlarından biri olarak görüp üzerimde hak sahibi olmaya çalıştıkları için ben bugün tuvalete giderken bile hesap veriyorum.
Bu anormal yaşamım yüzünden herkes tarafından dışlandım. Telefonum çaldığında anksiyete geçiriyorum annem arayıp neye kızacak veya annemin kızacağı ne olmuş olabilir diye.
Hayatımda bir kez bile biri bana spontane bir soru sorduğundan gönlümden geçen cevabı vermedim! Annem nasıl cevap verirsem kızmaz seçeneklerini düşünüp ona göre cevap verdim. Girdiğim işlerin, gittiğim doktorların metodlarına kadar karışıldı.
Şimdi uzaktan davulun sesi hoş gelenler der ki... Dik dur baş kaldır... Karşılığında yaşayacaklarımıza da gelin siz maruz kalın. Karşınızdaki kiişi sinir krizleri geçirip evi yıkar başınıza, eşyalarınızı parçalar, kendini bilinçli olarak hastanelik yapar ki size vicdan yönünden de saldırmış olsun. Kontrolsüzce sevgi ve fedakarlık akıtır ve yönetemediği anda onu hızla keserek sizi zihin kontrolüyle tımar etmeye çalışır.
"hele bıde bunları soyledıkten sonra namazdan rıyazetten soz etmeye hıc hakkınız yok." demişsin...
Herkesin her şeyden söz etmeye hakkı var ama senin gibi uzaktan maval okuyanların biraz daha az. Bilesin istedim...
Kaderimizi değiştireceğiz tabii ki.. Tabii ki mücadele edeceğiz. Tabii ki yol arayacağız!
Gönderiyi açan da bugün yapmazsa, benim gibi olacak hayatı. Zararın neresinden dönersek alacağımız kar bize. Sen de mutluysan şükret haline ve kimseyi yargılama.
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,756
Tepkime puanı
7,686
Konum
Nirvana
İş
Witch
Geç görmüşüm ama forumda gördüğüm en sıkıntılı yorumlardan biri olduğu için cevap yazacağım.
35 yaşındayım. İstediğim işi yapamıyorum!
Bu hayatta başta annem ve babam öyle istiyor diye ne varsa onu yapmışım. Beceremeyip de benzerine kaysam bile yargılanmışım.
Bence arkadaşım asıl sen hiç kusura bakma!
Organlarımı satmıyor elbet ama beni dünyaya getiren ailem beni kendi iç organlarından biri olarak görüp üzerimde hak sahibi olmaya çalıştıkları için ben bugün tuvalete giderken bile hesap veriyorum.
Bu anormal yaşamım yüzünden herkes tarafından dışlandım. Telefonum çaldığında anksiyete geçiriyorum annem arayıp neye kızacak veya annemin kızacağı ne olmuş olabilir diye.
Hayatımda bir kez bile biri bana spontane bir soru sorduğundan gönlümden geçen cevabı vermedim! Annem nasıl cevap verirsem kızmaz seçeneklerini düşünüp ona göre cevap verdim. Girdiğim işlerin, gittiğim doktorların metodlarına kadar karışıldı.
Şimdi uzaktan davulun sesi hoş gelenler der ki... Dik dur baş kaldır... Karşılığında yaşayacaklarımıza da gelin siz maruz kalın. Karşınızdaki kiişi sinir krizleri geçirip evi yıkar başınıza, eşyalarınızı parçalar, kendini bilinçli olarak hastanelik yapar ki size vicdan yönünden de saldırmış olsun. Kontrolsüzce sevgi ve fedakarlık akıtır ve yönetemediği anda onu hızla keserek sizi zihin kontrolüyle tımar etmeye çalışır.
"hele bıde bunları soyledıkten sonra namazdan rıyazetten soz etmeye hıc hakkınız yok." demişsin...
Herkesin her şeyden söz etmeye hakkı var ama senin gibi uzaktan maval okuyanların biraz daha az. Bilesin istedim...
Kaderimizi değiştireceğiz tabii ki.. Tabii ki mücadele edeceğiz. Tabii ki yol arayacağız!
Gönderiyi açan da bugün yapmazsa, benim gibi olacak hayatı. Zararın neresinden dönersek alacağımız kar bize. Sen de mutluysan şükret haline ve kimseyi yargılama.
Okuduğum en iyi yorumlardan birisi.. Kimsenin uzaktan ahkam kesmeye hakkı yok, herkes kendi çektiğini bilir.. aile denilen kişiler düşmanından beterse en kesin çözüm onlardan uzaklaşıp sınırlarını çizmendir..
 
Son düzenleme:

Absoluta Virtute

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2020
Mesajlar
3,242
Tepkime puanı
7,673
Karşınızdaki kiişi sinir krizleri geçirip evi yıkar başınıza, eşyalarınızı parçalar, kendini bilinçli olarak hastanelik yapar ki size vicdan yönünden de saldırmış olsun. Kontrolsüzce sevgi ve fedakarlık akıtır ve yönetemediği anda onu hızla keserek sizi zihin kontrolüyle tımar etmeye çalışır.
"hele bıde bunları soyledıkten sonra namazdan rıyazetten soz etmeye hıc hakkınız yok." demişsin...
Bu konuda kendi deneyimi paylaşmak istiyorum. Karşınızdaki kişinin size yaptığının aynısını üstelik te abartarak yapın. Çok işe yarıyor.
 

createtherules

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
680
Tepkime puanı
1,154
Bu konuda kendi deneyimi paylaşmak istiyorum. Karşınızdaki kişinin size yaptığının aynısını üstelik te abartarak yapın. Çok işe yarıyor.
O kadar alıştırmışım ki yıllardır sürekli "Evet" demeye. En ufak bir "Hayır" tsunami etkisi yaratıyor zaten. Bir de belli bir dönem, gereken işimi gücümü saklama, yalan söyleme halinde idare etmişim ki onların sınavı da çok birikmiş olmalı. "Bu sorun böyle halledilmez" diye kapıma dayanmış gibi...
 

Absoluta Virtute

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2020
Mesajlar
3,242
Tepkime puanı
7,673
Değişmek çok zor, ve daha da zor değişmiş olma gerçeğini çevreye kabul ettirmek. Türü baskılar yaparlar, eskisi gibi olun diye. Sapa sağlam durmak gerekir. İşiniz zor. Ama dediğiniz gibi böyle devam etmemeli.
 

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,100
İş
Teacher
Merhaba,

Öncelikle yaşamış olduğunuz bu durum din, dil, din, ırk ayrımı yapmaksızın her çocuğun başına gelebilen ve birçok çocuğun ebebeyninde "ben onun iyiliğini istiyorum" felsefesine dayandırılan klasikleşmiş bir davranış haline gelmiştir. Bazen fazla sevgiden, bazen gelecek kaygısını çocuğundan daha fazla onun için duymasından ve bazende kendi atalarından ne gördüyse onu mutlak doğru olarak kabul etmesinden kaynaklanan alışagelmiş bu durumdan bilindik ve etkili şekilde kurtulmanın bir yolu vardır. Özürgürlüğünüzü, bağımsızlığınızı kazanmak...! Büyü sadece ama sadece insan olarak çözüm bulamadığımız, müdahale edemediğimiz ve gerçekten müdahale edilmezse birçok canlının yaşamını tehdit eder hale gelebilecek durumlar engellemek amacı ile yapılmalıdır. Aksi takdirde sonu yapanda, yaptıranda ve etki alanında ki herkes içinde felaketle sonuçlanır. Kişinin iradesine kısa süreli ya da mutlak olarak müdahale edilerek, yönlendirilmesi ya da komutlar gönderilerek istenilen şeylerin yaptırılmaya çalışılması arş katında hiç hoş karşılanmaz. Ancak, enerji ve düşünce transferi çalışmaları ile birlikte nasıl hissettiğinizi, neler düşündüğünüzü ve neler istediğinizi sizi anlamadığını düşündüğünüz anne babanıza transfer edebilirsiniz. Bu onların sizi anlamalarını daha kolay hale getirecektir.

Bilginize Saygılarımla.
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,756
Tepkime puanı
7,686
Konum
Nirvana
İş
Witch
Ancak, enerji ve düşünce transferi çalışmaları ile birlikte nasıl hissettiğinizi, neler düşündüğünüzü ve neler istediğinizi sizi anlamadığını düşündüğünüz anne babanıza transfer edebilirsiniz. Bu onların sizi anlamalarını daha kolay hale getirecektir.
Bunu nasıl yapabiliriz?
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,462
Bu konuda kendi deneyimi paylaşmak istiyorum. Karşınızdaki kişinin size yaptığının aynısını üstelik te abartarak yapın. Çok işe yarıyor.
Maalesef doğru.Bakın burası çok önemli:''Abartarak''yapın.@createtherules İnsan karşısındaki kişinin sinirine bir katlanır iki katlanır ve alttan alındığında karşıdakinin de sakinleşeceğini zanneder.Ama anneniz ya da her kimse karşısındaki kişinin susup kaldığını gördükçe hayata karşı bütün sinirini o insandan çıkarır.Öfkeli kişiyi alttan aldığınızda o kişi düşündüğümüz gibi sakinleşmez,her seferinde iki katına çıkarır.Eğer karşıdaki sinir krizi geçiriyorsa o sırada olmasa bile başka bir seferde siz de incir çekirdeğini doldurmayan bir sebepten evde fırtına estirin ve bu tavrınızı biraz uzatın.Nasıl da şaşırdıklarını ,size karşı nasıl da endişeli ve korku dolu gözlerle baktıklarını gözlemleyeceksiniz.İnsan ilişkilerinde normalde hep olumlu yaklaşılması taraftarıyım ama yıllar boyunca taviz verilen ilişkiler söz konusu olduğunda durum değişiyor.Yaşımızın büyük olmasına rağmen aynı evde yaşıyor olsak da herkesin bir hayatı olduğunu bu şekilde öğretebiliyoruz.Tatlı dille ve anlayışla yaklaşmayı denediğim bütün aile ilişkilerinden sonra bana nasıl davranılıyorsa iki katını (olumlu-olumsuz) davranışlarımla sergilemeye başladım.Örnek:Arkadaşlara ya da telefona mı karışılıyor,ben de onlara aynı şekilde karıştım.Ya da tabak,bardak mı kırılıyor,bir dahakine ben sandalyeyi masaya çarptım,benim gibi sakin birini bile bu şekilde davranmaya zorladılar,ki duygularımı çok bastırırdım ,artık onlar gibiyim.Hiç bir duygumu bastırmıyorum ve kızdırmaktan da korkmuyorum.İş ya da arkadaşlar konusunda da fikirlerinizi açıkça paylaşın.en fazla kızacaklar,daha ötesi yok...Cem Mumcu 'nun bir sözü var:''Birilerini hayal kırıklığına uğratmadan kendi destanını yazmış kimseyi görmedim''der.Hepimiz ailelerimizi,sevgililerimizi,arkadaşlarımızı memnun etmeye çalıştık ama hiçbiri de bizi düşünmedi değil mi?Hayatta ilerlemek istiyorsanız kendi hayatınıza sahip çıkıp kimsenin lafına bakmayacaksınız,en önemlisi ,kimseye zarar vermedikten sonra hayatınızı istediğiniz gibi yaşama özgürlüğüne sahipsiniz.BUgüne kadar farklı ilerlemiş olabilir ama kararlı olalım lütfen!Bütün korkumuz ailelerimizi kızdırmak ya da üzmek olmamalı.İnanın ki siz kendi hayatınıza sahip çıkınca düşündüğünüz kadar üzülmüyorlar.Aillerin tek yaptığı''elalem ne der''uğruna yaşamak.Aslında kimsenin(anneniz de olsa)sizin iyiliğinizi istediği yok.Sizin iyiliğiniz isteyen ''sizin mutlu olacağınızı sağlayacak bağımsızlığa ulaşmanızı,kendi ayaklarınız üzerinde duracağınız bir hayatı,kimseye bağımlı olmadan (onlar bir gün bu hayattan göçtüğünde)yaşamınızı sürdürebilmenizi''isteyenlerdir,diğer türlüsü tamamen bencillik.Bir annenin yapacağı en büyük iyilik çocukarını ''bağımsız''olabilecek şekilde yetiştirmektir.Kimseye bağımlı olmadan,gerketiğinde yardım isteyebilen ,sağlıklı psikoloide bireyler olarak büyütmektir.Bizim ülkemizde aile kavramı çok başka anlaşılmış ama yeni gelen kuşak bu döngüyü kıracak gibi görünüyor.Bugüne kadar ailenize aynı şekilde davranmış olabilirsiniz ama hayatından ve ailesinden memnun olmayan herkes durumu değiştirebilir.Birdenbire olmasa da yavaş yavaş olur.Çocukluktan gelen travmalar normal ama artık kendi ebeveynimiz biziz,artık yetişkiniz.Bir yetişkin olduğumuza önce biz inanalım!Sorumluluk almak demek ,yaptığın yanlış bile olsa ,''kendi hatam ''deyip yaptığınızın arkasında durmaktır.Hepimize söylüyorum:Onu bunu sinirlendirmekten korkmayalım,kızdırsak ne olacak ki?Kızacaklar ve susacaklar....Ben burada sürekli kitap tavsiyesi veriyor gibi oluyorum ama konu da tam üstüne gelince bütün söylemek istediklerimi buraya yazamıyorum.Etkilendiğim bazı yazarlar var:Rollo May,Nihan Kaya ve Alice Miller gibi..Aile ve toplum konusunda zorluk çeken herkes okumalı ve içselleştirmeli diye düşünüyorum.
 

createtherules

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
680
Tepkime puanı
1,154
Yorum yapan tüm arkadaşlara teşekkür ederim.
Bahsettikleriniz çok doğru ve davranış modelimi o çizgide elimden geldiğince yönlendirmeye çalışıyorum.
@Lords Of The Shadows İşin metafiziksel boyutu hakkında uyarınız tabii ki çok yerinde. İnsanlar çıkmaza girdiğinde her şeyi denemeye yeltenebilir ama ben normal yaşamımda bu tür konuların çok içindeyim ama işin içinde ebeveyn bağlantısı olduğu için bu konuda çok fazla metodu es geçiyorum genelde kendim bazlı işlemler üzerinden gitmeye çalışıyorum. Odağı kendi faydam üzerine kurarak güvenli bir çalışma mümkünse onu deniyorum ama bu noktada düşünmemiz gereken başka bir detay var. Karşınızda bir kişi olduğunu düşünün ve makul bir şekilde dünyanın en mantıklı argümanlarını sunuyorsunuz. Bu kişide kontrolsüz yönetme problemi var ve yönetmeye çalıştığı fikirlerin temeli bozuk, yanlış hatta çoğu gerçek değil tamamen vesvese ürünü. Öyle olmayanlar da şahsi tercih tahakkümü. Bu insan kendisine sunulan mantıklı cevapları mantıksız olarak yanıtlıyor ve takıldığı noktada kendini ele veriyor.
"Evet çünkü ben öyle istiyorum. Karışırım, senin hayatın bu olacak çünkü ben olmazsam sen hiç bir şeyi yapamazsın. Doğruyu ben senden iyi bilirim."
Buna psikolojik sorun diyebilirsiniz. Doktorluk diyebilirsiniz ama bu sitede buluşabiliyorsak bazı enerjilerin hayatımızı şekillendirdiğine inanıyoruz ki doktorluk çok konuyla yeri geliyor ilişkili olduğu çıkıyor ve ben bu işin içinde bir negatif etken ararım. Ararım bulurum. Genelde yaptığım çalışmalarım başarılıdır bugüne kadar bu konuya hiç eğilmeme sebebim canımdan bezmişliğin verdiği üstünü kapatma eğilimidir ama inanın ki o kadar büyük bir şeyi kaybetme riskiyle yüzyüzeyim ki şu an hayatım için bu konuyu artık masaya yatırmakta çok büyük bir uyarı aldığımı düşünüyorum. Tabii ki genel eğilimim karanlık tarafa geçmemektir.
 

Lords Of The Shadows

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ocak 2016
Mesajlar
608
Tepkime puanı
1,100
İş
Teacher
Bunu nasıl yapabiliriz?
Merhaba Mya,

Enerji transferi ya da ahitte ki diğer adı ile "Lorzoyn-i Edum Kinah" olarak bilinen bu yöntemin oldukça dikkatli ve bililinçli şekilde uygulanması gerekir. Sahip olduğun enerji dalgalarının ısısını, hareketlilik düzeyini/oranını ve hangi boyuttan beslendiğini bilmen gerekir. Bu bilgilere sahip isen; karşında ki kişinin enerji dalgaları ile kendi enerji dalgalarını vudem denilen odak noktasında birleştirmeniz ve nötrlemeniz gerekir. Bu sıfırlama işleminden sonra karşındaki kişiye temas ederek hücrelerin hareketini hissetmelisin. Hissettiğin her hücre sana ait olan bir hissi, düşünceyi içlerinde ki manyetik spektlere alarak beyne ve kalbe iletirler. Bu işlemi ortalama 3 gün tekrarlarsan karşındaki insan zihinsel ve karar mekanizması olarak kısmi sana benzemeye başlayacaktır.

Saygılarımla.
 

abc123

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2019
Mesajlar
129
Tepkime puanı
141
Bazı arkadaslar yazmıslar uzaktan ahkam kesme vs diye. Bir arkadas yazmıs sıkıntılı bir yorum vs diye. Arkadaslar herkesin acıları var herkesin sıkıntıları var.

Ben o yorumumda kimse acı cekmiyor ben acı cekmiyorum mu dedim ?
Acı cekenleri anlamıyorum mu dedim?

Tek söylediğim Ana babaya katlanmak / bazen roller degisir ana baba evlada katlanır. Bu katlanma biçimi hayatın en temel sınavıdır. Önceki yorumum da belirttiğim kötü şeyler dışında bu katlanmayı basaramayanlar hayatlarındaki ilk ve en önemli sınavı kaybederler

Söylediğim şey bu kadar basit

Ailen sana baskımı yapıyor. Çok kötü bir şey. Ben buna iyi demiyorum. Dediğim şey sadece ve sadece sabret ve herkesi minimum derecede üzecek çözüm yolları ara

Bu kadar basit bir şeyi gerçekten anlamıyormusunuz yoksa sözlerim sizin açınızdan gerçeklık tasıdıgı ıcın agır mı geldı ?
 

createtherules

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
680
Tepkime puanı
1,154
Bilinçaltında çocuğunu iç organı gibi görmeye meyilli olanlar, gelecekte onların kendi hayatları olması gerektiğini kabullenemeyecekleri için daha şimdiden kendi katlanılabilirliklerini garantiye almaya çalışıyor. Ne yazık...
Not: Biz bu dünyaya zorbalığa ve tahakküme katlanmak zorunda olduğumuz için gelmedik.
 

abc123

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2019
Mesajlar
129
Tepkime puanı
141
Yanılıyorsun kardesim. İnsanlar bu dünyaya bir çok şeye katlanmaya geldi. Katlanmaktan kastım kabullenmek değildir yanlıs anlama. Çözüm bulana kadar minimum zararla bu süreçleri atlatmaktan bahsediyorum.

Bak ben küçükken babamın bazı davranısları bana ters gelirdi. Yasım ılerledikce çocuklugunu gençliğini vs anlattıkca bu davranıslarının neden kaynaklandıgını az çok anladım herkese olmustur bu.

Demem o ki ana baba dediğinde bir zamanlar çocuktu. Onlarda ana babalarıyla çatışmalar yaşadı yaşadıkları döneme göre. İleride kendi çocukların seninle yaşayacaklar veya yasıyorlardır. Yasamazlar ya da yasamayacaklar deme bosuna her dönemin farklı enstanteneleri var.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,462
Demem o ki ana baba dediğinde bir zamanlar çocuktu. Onlarda ana babalarıyla çatışmalar yaşadı yaşadıkları döneme göre. İleride kendi çocukların seninle yaşayacaklar veya yasıyorlardır. Yasamazlar ya da yasamayacaklar deme bosuna her dönemin farklı enstanteneleri var.
Bazı arkadaslar yazmıslar uzaktan ahkam kesme vs diye. Bir arkadas yazmıs sıkıntılı bir yorum vs diye. Arkadaslar herkesin acıları var herkesin sıkıntıları var.

Ben o yorumumda kimse acı cekmiyor ben acı cekmiyorum mu dedim ?
Acı cekenleri anlamıyorum mu dedim?

Tek söylediğim Ana babaya katlanmak / bazen roller degisir ana baba evlada katlanır. Bu katlanma biçimi hayatın en temel sınavıdır. Önceki yorumum da belirttiğim kötü şeyler dışında bu katlanmayı basaramayanlar hayatlarındaki ilk ve en önemli sınavı kaybederler

Söylediğim şey bu kadar basit22sev

Ailen sana baskımı yapıyor. Çok kötü bir şey. Ben buna iyi demiyorum. Dediğim şey sadece ve sadece sabret ve herkesi minimum derecede üzecek çözüm yolları ara

Bu kadar basit bir şeyi gerçekten anlamıyormusunuz yoksa sözlerim sizin açınızdan gerçeklık tasıdıgı ıcın agır mı geldı ?22
@Çetin İyi ,güzel de ;biz zaten kaldırılamaycak bazı tavırlara hep anlayışla yaklaşan,onları memnun etmek için elinden geleni yapan,onların çocukluklarında yaşadıklarına biz sebep olmasak da şefkatle yaklaşan insanlarız.Ama bu anlayış tek taraflı olduğu için hepimiz bu konuda öfkeli ve acılıyız...Hiç kimse anne ve babasının uzantısı olmak zorunda değildir.Bizim gösterdiğimiz ''sevme ,özen gösterme ve memnun etme''davranışlarımızın yarısını ebeveynler de gösterse ortada sorun kalmazdı.Ama insanlar hem yaşlarını hem de ebeveyn oluşlarını öne sürerek ''duygu sömürüsü ve bencillik ''yapabiliyorlar.Senin ailen daha farklı olabilir ama ev içinde susan ve her şeye katlanan,itiraz etmeyen çocuklar olduğumuz sürece dışarıda da ruhumuzun kabul etmediği davranışlara boyun eğerek kendi hayatımızı baltalıyoruz(iş,aşk,arkadaş,dost...her alanda).Sonra da aileler ''Neden kendini savunamıyor bu çocuk''diye soruyorlar.Bu çocuk evde hep susturulduysa,ezildiyse ,evde hep sessiz olması öğütlendiyse dışarıda ''hayır''demesi gereken yeri de bilmiyor.Sonra başına belaları çekiyor.Bu çocuklar yetişkin olduğunda kimseye ''hayır''diyemediği için ve de böyle bir tip oldukları dışarıdan belli olduğu için rahatça kurban durumuna düşürürlüyor.Siz hiç başkasına para konusunda kefil olup dolandırılan ya da kadınlar/erkekler tarafından kandırılıp duyguları (maddi/manevi)anlamda sömürülen insanlar görmediniz mi?Ya da iş yerinde maşa olarak kullanılıp işten çıkarılan masum insanlara denk gelmediniz mi?Bu insanlar hep aile içindeki bu tarz davranışlar yüzünden bu hale getiriliyorlardır.Sonra da aileler dışarıda ''özgüvenli,aktif,kendi haklarını savunabilen,başarılı''öğrenciler ya da yetişkinler isityorlar karşılarında.Asıl sevgi çocuğun ''kendi sorumluluğunu alabilecek''şekilde yetiştirilmesi ve aileden bağımsız hayat kurabilmesine destek olunmasıdır.''Aile'yi''kötüleyen yok,çünkü insanın ailesi her şeye rağmen sığındığı limandır ve hayatı güzelleştirir bir aileye ait hissetmek .Burada sadece ailelerin ve çocukların yanlış şekillenen hayatlarının sebeplerini tartışıyoruz.''Biz''bazı gelenek ve göreneklerin yanlışlıklarını anlayıp hep beraber düzeltmeye çalışıyoruz.Hiç bir şey için geç değildir,bize değilse bile belki bazı gençlere ve anne-babalara başka bir yol olduğunu göstermeye çalışıyoruz.Hiç bir uç nokta güzel değildir!Sabit fikirleri bir yana bırakıp iki taraftan bakmak gerekiyor her şeye.Hem aile sevgisini,hem de bağımlı olmadan bağlı olabilmeyi başarabilriz.Ebeveynlerin artık''çocuğun iyiliği için''lafının ardına sığınıp bencilliği bırakmaları ve asıl iyiliğin çocuğun ''yetişkin''hale geçebilmesine yardımcı olmayı gerektirdiğidir.Bazı insanlar bu tip ''bencil''aileler yüzünden ne iş ne aile kurabilir,sonra da 40 yaşına gelmiş çocuklarına sitem ederler.''Neden acaba?''Kendi gelenekleri ve terbiye anlayışları yüzünden (biraz da bencillik)yine mutsuz olan kendileri olur.Demek istediğim hem çocukları sindirip hem onlardan ''topluma uyum sağlamalarını,başarılı olmalarını ya da çoluk -çocuğa karışmalarını''isteyemezsiniz.Çatışmaların çoğu, zamanında ''herşeye boyun eğen,itiraz etmesine izin verilmeyen ,uslu çocuk''yetiştirmekten dolayı çıkıyor zaten.En azından gelecek nesillerde hem mutlu anne-babalar hem de mutlu çocuklar olsun diye uğraşıyoruz.''Aile''kavramını kutsamadan,olduğu haliyle kabul edersek sorunlar azalır.En ufak bir fikir çatışmasında''hain''gibi bakılmamalı,anne-babaların ''insan''olduğunu unutmayalım ve anne-babalar da bize sadece ''evlat''sıfatıyla yaklaşmasın!Biz aynı zamanda onlardan ayrı''bireyiz''ve ''insanız''.Ruhumuz farklı olabilir.Ama genç insanlar bile ''ebeveynlerine''toz konduramıyorsa biz bu kelimelerle bizim yaşlı ebeveynlerimize nasıl ulaşabiliriz?Anne-babalar hep mutlu olsun,her istediklerini dayatsınlar ama evlatlar bir konuda farklı düşünse bile suçlu hissettirilip duygu sömürüsü yapılsın?Yazacak çooook şey olsa da uzatmayayım artık...
 

Rhea

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2017
Mesajlar
4,756
Tepkime puanı
7,686
Konum
Nirvana
İş
Witch
@Çetin İyi ,güzel de ;biz zaten kaldırılamaycak bazı tavırlara hep anlayışla yaklaşan,onları memnun etmek için elinden geleni yapan,onların çocukluklarında yaşadıklarına biz sebep olmasak da şefkatle yaklaşan insanlarız.Ama bu anlayış tek taraflı olduğu için hepimiz bu konuda öfkeli ve acılıyız...Hiç kimse anne ve babasının uzantısı olmak zorunda değildir.Bizim gösterdiğimiz ''sevme ,özen gösterme ve memnun etme''davranışlarımızın yarısını ebeveynler de gösterse ortada sorun kalmazdı.Ama insanlar hem yaşlarını hem de ebeveyn oluşlarını öne sürerek ''duygu sömürüsü ve bencillik ''yapabiliyorlar.Senin ailen daha farklı olabilir ama ev içinde susan ve her şeye katlanan,itiraz etmeyen çocuklar olduğumuz sürece dışarıda da ruhumuzun kabul etmediği davranışlara boyun eğerek kendi hayatımızı baltalıyoruz(iş,aşk,arkadaş,dost...her alanda).Sonra da aileler ''Neden kendini savunamıyor bu çocuk''diye soruyorlar.Bu çocuk evde hep susturulduysa,ezildiyse ,evde hep sessiz olması öğütlendiyse dışarıda ''hayır''demesi gereken yeri de bilmiyor.Sonra başına belaları çekiyor.Bu çocuklar yetişkin olduğunda kimseye ''hayır''diyemediği için ve de böyle bir tip oldukları dışarıdan belli olduğu için rahatça kurban durumuna düşürürlüyor.Siz hiç başkasına para konusunda kefil olup dolandırılan ya da kadınlar/erkekler tarafından kandırılıp duyguları (maddi/manevi)anlamda sömürülen insanlar görmediniz mi?Ya da iş yerinde maşa olarak kullanılıp işten çıkarılan masum insanlara denk gelmediniz mi?Bu insanlar hep aile içindeki bu tarz davranışlar yüzünden bu hale getiriliyorlardır.Sonra da aileler dışarıda ''özgüvenli,aktif,kendi haklarını savunabilen,başarılı''öğrenciler ya da yetişkinler isityorlar karşılarında.Asıl sevgi çocuğun ''kendi sorumluluğunu alabilecek''şekilde yetiştirilmesi ve aileden bağımsız hayat kurabilmesine destek olunmasıdır.''Aile'yi''kötüleyen yok,çünkü insanın ailesi her şeye rağmen sığındığı limandır ve hayatı güzelleştirir bir aileye ait hissetmek .Burada sadece ailelerin ve çocukların yanlış şekillenen hayatlarının sebeplerini tartışıyoruz.''Biz''bazı gelenek ve göreneklerin yanlışlıklarını anlayıp hep beraber düzeltmeye çalışıyoruz.Hiç bir şey için geç değildir,bize değilse bile belki bazı gençlere ve anne-babalara başka bir yol olduğunu göstermeye çalışıyoruz.Hiç bir uç nokta güzel değildir!Sabit fikirleri bir yana bırakıp iki taraftan bakmak gerekiyor her şeye.Hem aile sevgisini,hem de bağımlı olmadan bağlı olabilmeyi başarabilriz.Ebeveynlerin artık''çocuğun iyiliği için''lafının ardına sığınıp bencilliği bırakmaları ve asıl iyiliğin çocuğun ''yetişkin''hale geçebilmesine yardımcı olmayı gerektirdiğidir.Bazı insanlar bu tip ''bencil''aileler yüzünden ne iş ne aile kurabilir,sonra da 40 yaşına gelmiş çocuklarına sitem ederler.''Neden acaba?''Kendi gelenekleri ve terbiye anlayışları yüzünden (biraz da bencillik)yine mutsuz olan kendileri olur.Demek istediğim hem çocukları sindirip hem onlardan ''topluma uyum sağlamalarını,başarılı olmalarını ya da çoluk -çocuğa karışmalarını''isteyemezsiniz.Çatışmaların çoğu, zamanında ''herşeye boyun eğen,itiraz etmesine izin verilmeyen ,uslu çocuk''yetiştirmekten dolayı çıkıyor zaten.En azından gelecek nesillerde hem mutlu anne-babalar hem de mutlu çocuklar olsun diye uğraşıyoruz.''Aile''kavramını kutsamadan,olduğu haliyle kabul edersek sorunlar azalır.En ufak bir fikir çatışmasında''hain''gibi bakılmamalı,anne-babaların ''insan''olduğunu unutmayalım ve anne-babalar da bize sadece ''evlat''sıfatıyla yaklaşmasın!Biz aynı zamanda onlardan ayrı''bireyiz''ve ''insanız''.Ruhumuz farklı olabilir.Ama genç insanlar bile ''ebeveynlerine''toz konduramıyorsa biz bu kelimelerle bizim yaşlı ebeveynlerimize nasıl ulaşabiliriz?Anne-babalar hep mutlu olsun,her istediklerini dayatsınlar ama evlatlar bir konuda farklı düşünse bile suçlu hissettirilip duygu sömürüsü yapılsın?Yazacak çooook şey olsa da uzatmayayım artık...
Kesinlikle katılıyorum.. Bu tarz toksit ailelerde büyüyen çocuklar, öz değerden yoksun, kendine güvensiz, ezilmeye müsait ideal kurbanlar oluyor. İnsanlar kendisine saygı göstermediğinde, hak etmediği şekilde muamele ettiğinde ses çıkaracak, haklarını savunacak, sınırlarını çizecek kadar gelişemiyor. Küçükken maruz kalınan ortamlar, çocuğa gösterilen tavırlar bilinçaltına işliyor, ne yazıkki sonrasında çocuk kalmış yetişkin epey yenilgilerle karşılaşıp kendini deşmeye başlıyor ve altı kanalizasyon çukuru, iyileşmek sancılı ve uzun bir süreç. Hayat zaten yeteri kadar zor, bi de insanlar doğru düzgün bakamayacaksa çocuk yapmasın, hasarlı çocuklar bırakıyorlar dünyaya..
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,462
Maalesef doğru.Bakın burası çok önemli:''Abartarak''yapın.@createtherules İnsan karşısındaki kişinin sinirine bir katlanır iki katlanır ve alttan alındığında karşıdakinin de sakinleşeceğini zanneder.Ama anneniz ya da her kimse karşısındaki kişinin susup kaldığını gördükçe hayata karşı bütün sinirini o insandan çıkarır.Öfkeli kişiyi alttan aldığınızda o kişi düşündüğümüz gibi sakinleşmez,her seferinde iki katına çıkarır.Eğer karşıdaki sinir krizi geçiriyorsa o sırada olmasa bile başka bir seferde siz de incir çekirdeğini doldurmayan bir sebepten evde fırtına estirin ve bu tavrınızı biraz uzatın.Nasıl da şaşırdıklarını ,size karşı nasıl da endişeli ve korku dolu gözlerle baktıklarını gözlemleyeceksiniz.İnsan ilişkilerinde normalde hep olumlu yaklaşılması taraftarıyım ama yıllar boyunca taviz verilen ilişkiler söz konusu olduğunda durum değişiyor.Yaşımızın büyük olmasına rağmen aynı evde yaşıyor olsak da herkesin bir hayatı olduğunu bu şekilde öğretebiliyoruz.Tatlı dille ve anlayışla yaklaşmayı denediğim bütün aile ilişkilerinden sonra bana nasıl davranılıyorsa iki katını (olumlu-olumsuz) davranışlarımla sergilemeye başladım.Örnek:Arkadaşlara ya da telefona mı karışılıyor,ben de onlara aynı şekilde karıştım.Ya da tabak,bardak mı kırılıyor,bir dahakine ben sandalyeyi masaya çarptım,benim gibi sakin birini bile bu şekilde davranmaya zorladılar,ki duygularımı çok bastırırdım ,artık onlar gibiyim.Hiç bir duygumu bastırmıyorum ve kızdırmaktan da korkmuyorum.İş ya da arkadaşlar konusunda da fikirlerinizi açıkça paylaşın.en fazla kızacaklar,daha ötesi yok...Cem Mumcu 'nun bir sözü var:''Birilerini hayal kırıklığına uğratmadan kendi destanını yazmış kimseyi görmedim''der.Hepimiz ailelerimizi,sevgililerimizi,arkadaşlarımızı memnun etmeye çalıştık ama hiçbiri de bizi düşünmedi değil mi?Hayatta ilerlemek istiyorsanız kendi hayatınıza sahip çıkıp kimsenin lafına bakmayacaksınız,en önemlisi ,kimseye zarar vermedikten sonra hayatınızı istediğiniz gibi yaşama özgürlüğüne sahipsiniz.BUgüne kadar farklı ilerlemiş olabilir ama kararlı olalım lütfen!Bütün korkumuz ailelerimizi kızdırmak ya da üzmek olmamalı.İnanın ki siz kendi hayatınıza sahip çıkınca düşündüğünüz kadar üzülmüyorlar.Aillerin tek yaptığı''elalem ne der''uğruna yaşamak.Aslında kimsenin(anneniz de olsa)sizin iyiliğinizi istediği yok.Sizin iyiliğiniz isteyen ''sizin mutlu olacağınızı sağlayacak bağımsızlığa ulaşmanızı,kendi ayaklarınız üzerinde duracağınız bir hayatı,kimseye bağımlı olmadan (onlar bir gün bu hayattan göçtüğünde)yaşamınızı sürdürebilmenizi''isteyenlerdir,diğer türlüsü tamamen bencillik.Bir annenin yapacağı en büyük iyilik çocukarını ''bağımsız''olabilecek şekilde yetiştirmektir.Kimseye bağımlı olmadan,gerketiğinde yardım isteyebilen ,sağlıklı psikoloide bireyler olarak büyütmektir.Bizim ülkemizde aile kavramı çok başka anlaşılmış ama yeni gelen kuşak bu döngüyü kıracak gibi görünüyor.Bugüne kadar ailenize aynı şekilde davranmış olabilirsiniz ama hayatından ve ailesinden memnun olmayan herkes durumu değiştirebilir.Birdenbire olmasa da yavaş yavaş olur.Çocukluktan gelen travmalar normal ama artık kendi ebeveynimiz biziz,artık yetişkiniz.Bir yetişkin olduğumuza önce biz inanalım!Sorumluluk almak demek ,yaptığın yanlış bile olsa ,''kendi hatam ''deyip yaptığınızın arkasında durmaktır.Hepimize söylüyorum:Onu bunu sinirlendirmekten korkmayalım,kızdırsak ne olacak ki?Kızacaklar ve susacaklar....Ben burada sürekli kitap tavsiyesi veriyor gibi oluyorum ama konu da tam üstüne gelince bütün söylemek istediklerimi buraya yazamıyorum.Etkilendiğim bazı yazarlar var:Rollo May,Nihan Kaya ve Alice Miller gibi..Aile ve toplum konusunda zorluk çeken herkes okumalı ve içselleştirmeli diye düşünüyorum.
@createtherules Buraya da zaten senin için yazmışım,bir daha okuyalım hep birlikte,iyi gelir...Ailesiyle sorunları olan herkese kolaylıklar diliyorum....Sorunlarımızı çözmeye çalışmamız bazı insanlar tarafından olumsuz karşılanabiliyor.Sanki biz ailemizi sevmiyor ya da dışlıyormuşuz gibi algılanabilir.Sevmek başka ,kendimizi korumak başka...Çevrenizin ne dediğine de çok takılmayın...Çünkü biz ailemize karşı çıktığımızda hemen bunu olumsuz bazı ifadelerle engellemeye çalışanlar olur...''Onlar senin anan-baban,nankör evlat''gibi...Bu konuyla bu sıfatların hiçbir ilgisi olmadığını herkes bilsin artık!Birini çok sevmek başka,ezmek-ezilmek başka...Sadece ebeveynler de değil ki...Sevgilimiz,öğretmenlerimiz,akrabalarımız hiç hak etmediğimiz halde ''uyumlu davrandığımız için''neler yaptılar?Her şey ailede başlar.Eğer ki ailemizde baş kaldırmayı öğrenebilirsek o zaman dışarıdaki hayatta da itiraz etmeyi öğrenebiliriz.Hiç bir şey için geç değildir.İnsanlar 30-40-50-60 yaşlarında bile değişip dönüşebilirler...Yeter ki niyet edin!Kimseyi kaybetmekten de korkmayın!Sevgiler:)
 

createtherules

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2022
Mesajlar
680
Tepkime puanı
1,154
@createtherules Buraya da zaten senin için yazmışım,bir daha okuyalım hep birlikte,iyi gelir...Ailesiyle sorunları olan herkese kolaylıklar diliyorum....Sorunlarımızı çözmeye çalışmamız bazı insanlar tarafından olumsuz karşılanabiliyor.Sanki biz ailemizi sevmiyor ya da dışlıyormuşuz gibi algılanabilir.Sevmek başka ,kendimizi korumak başka...Çevrenizin ne dediğine de çok takılmayın...Çünkü biz ailemize karşı çıktığımızda hemen bunu olumsuz bazı ifadelerle engellemeye çalışanlar olur...''Onlar senin anan-baban,nankör evlat''gibi...Bu konuyla bu sıfatların hiçbir ilgisi olmadığını herkes bilsin artık!Birini çok sevmek başka,ezmek-ezilmek başka...Sadece ebeveynler de değil ki...Sevgilimiz,öğretmenlerimiz,akrabalarımız hiç hak etmediğimiz halde ''uyumlu davrandığımız için''neler yaptılar?Her şey ailede başlar.Eğer ki ailemizde baş kaldırmayı öğrenebilirsek o zaman dışarıdaki hayatta da itiraz etmeyi öğrenebiliriz.Hiç bir şey için geç değildir.İnsanlar 30-40-50-60 yaşlarında bile değişip dönüşebilirler...Yeter ki niyet edin!Kimseyi kaybetmekten de korkmayın!Sevgiler:)
Evet şımarıklık falan diyen vardır. 35 yaşıma gelmişim ne şımarıklığı yahu...Toksik işgalci ebeveynlik işte onun yanında da enerji vampirliği. Elin adamı olsa atsan atarsın satsan satarsın. Kendilerini dışarı normal gösterip (onu da başarabildiği kadar) senin üzerinde bütün sorunlarını uyguluyorlarsa, psikolojik ve vicdani baskı tehditi yaratacak şeyleri kullanıyorsa yani var elbet bir sorunum ki hem fiziksel hem zihinsel boyutta çözüm aramışım yani :) Ama neyse isteyen istediği şekilde düşünebilir. Sana da ayrıca teşekkür ederim ilgilendiğin için.
 

endlessnothingness

Banlı Kullanıcı
Katılım
24 Şub 2022
Mesajlar
48
Tepkime puanı
60
Konum
Alice harikalar diyarı
İş
Zebanilik
hiç kimsenin haklılıgı % 100 olmadıgı gıbı haksızlıgıda %100 degıldır. konuyu acan arkadas ve ondan sonra yorum yapan arkadasların yasını bılmıyorum ancak henuz cok genc olduklarını anlıyorum

33 yasımdayım. zor bir iş yapıyorum. bu ise ve daha da otesınde bu hayata basta anne babam olmak uzere aılem ıcın katlanıyorum. Allah benım omrumden alıp anne babama versın de derım arada klasık ve bos bır dua ama arada ıcımden gecer

hıc kusura bakmayın gencler: ana babanız sızı pazarlamıyorsa. organlarınızı satmıyorsa. dılendırmıyorsa. pıs ıslerıne alet etmıyorlarsa o yukarda soyledıgınız hıc bır seyı soylemeye hakkınız yok

hele bıde bunları soyledıkten sonra namazdan rıyazetten soz etmeye hıc hakkınız yok.

yukarda saydıklarım dısında ana babanızın her kahrını cekeceksınız. bu kahrı cekemıyorsanız namazı rıyazetı bır kenara bırakın terkedın bu hayatı. selametle
Bu işe ailen için katlanmanın sebebi sana karşı iyi olmaları kötü olsalardı katlanmazdın kendimizi kandırmayalım lütfen.İnsan olumsuz olaylardan,negatif enerjiden etkileniyor ve buna burda çözüm araması yanlış bir şey değil.Tabiki aileye büyü yapılmaz forumdakilerde bunu güzel bir şekilde dile getirmişler ama söylediğiniz “hayatı terk edin”önerisi tamamen bir gencin söyleyebileceği bir cümle oysaki siz cümlelerinizde olgun olduğunuzu iddia etmiştiniz.Bazı arkadaşlarımızın ailesi sizinkiler kadar iyi olmaması buna katlanabilecekleri anlamına gelmez.
 

cathrine

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Eki 2012
Mesajlar
1,046
Tepkime puanı
1,462
Evet şımarıklık falan diyen vardır. 35 yaşıma gelmişim ne şımarıklığı yahu...Toksik işgalci ebeveynlik işte onun yanında da enerji vampirliği. Elin adamı olsa atsan atarsın satsan satarsın
Yaşamayan bilmez,bazı insanların normal psikolojiye sahip ailesi olabilir ama affınıza sığınarak söylüyorum:''dengesiz annelerin''ne yapabileceğini bilmedikleri için böyle konuşuyorlar.Herkese sesleniyorum burada:Eğer anneniz birileriyle görüşmenizi istemiyorsa,gelir o ortama arkadaşınızın önünde sizi rezil eder ya da sevgilinizin olmasını istemiyorsa sürekli gözetim altında tutarak birlikte olmanızı bile engellemeye çalışır,sevgilinizn önünde ''birey olamamış insan ''durumuna da düşersiniz eğer ki anlayışlı değilse...Oysa ki sorunlu ailelerin çocukları da birey olmak için uğraşmıştır ama diğer anneler gibi konuşarak çözüm arayan insanlar değil bu anneler.Sürekli tansiyon,kalp der ,ağlama krizlerine girer,kıyameti koparıp apartmanı ayağa kaldırır ve doktora da gitmezler.Hastaneye gitseler numaraları ortaya çıkar..Tansiyon hapını içenler de var,tansiyon hastalıkları gerçek olsa bile ikide birde yılın oniki ay'ında her ay aşırı yükselmeler olmaz,yani yarısı gerçekse yarısı numaradır...Gerçek hastalar gördüm,çocukaları üzülmesin diye en ağır,ölümcül hastalıklarını bile belli etmiyorlar....Bir de ''ileride sen bizi huzur evine gönderirsin,bakmazsın''diye suçluluk hissettimeye çalışırlar.''Zaten bakmayacağım,bana güvenmeyin ''deyin lütfen.Çünkü bakacağınızı anladıkları zaman yaşlandıkları zaman psikolojik olarak düşüne düşüne kendilerini hastalandırmayı başarırlar...Etrafımda gözlemliyorum,çocuğu olmayıp da 95 yaşına gelen insanlar hep turp gibi,çünkü hasta olacak lüksleri yok:)Yarı şaka yarı ciddi söylüyorum ama gerçekten eskiden biri hastalığında sinirlenirdim,şefkat göstermekten çok üzüntüm ağır basardı,sonra doğru davrandığımı anladım...Bir insana hastayken çok ilgi gösterirseniz daha çok hastalanırmış.Öfkelenirseniz''Senin ayakta olman lazım,hadi iyileş bir an önce''o kişiyi daha güçlü kılarmışsınız...Aslında bir insana bakılacağına dair güven vermemek ya da aşırı şefkat göstermemek o kişinin iyileşmesine sebep oluyormuş.Daha sonradan bir kişisel gelişimci örnek verirken geçmişte doğru davrandığımı anladım.Hasta olanlar ,neden sinirlendiğimi sorduklarında''Sana bir şey olacağını sanıyorum ve hayata öfkeleniyorum''diyordum...Uç bir örnek gibi gelmiştir belki ama küçükken düştüğümüzde annemiz de kızardı(tasvip etmiyorum tabii ki)Duygu sömürülerine pabuç bırakmayın!Gerçek hastaları bu söylediklerimden muaf tutuyorum,yanlış anlaşılma olmasın...Gerçek hastalar ,sürekli hastanede tedavi görenler başka...Benim anlatmaya çalıştığım kişiler ''hastalık hastası''insanlar içindir...Evlilik,iş,gelecekteki yaşlılık sürecine girmeden yaşlanınca kimin bakacağı konusunda sürekli duygu sömürüsü yapan ailelere hiçbir ortamda katlanamıyorum...Kimse ailesini ortada bırakmaz,aileler merak etmesin!Bu yazıyı neden yazdım biliyor musunuz?Kimse kimseyi yadırgamasın,şımarıklık demesin...Bu ebeveynler ''yukarı tükürsen bıyık,aşağı tükürsen sakal''deyiminin yaşayan örnekleridir.Hastalandığında bir bardak su vereyim,ayran yapayım ya da limon sıkayım dediğinde başka bir eşya fırlatırlar...Yani şefkat göstersen onu da kabul etmezler zaten,bir de bakım beklerler...Böyle insana kim ,niye baksın?Böyle düşünseler kimse kimseye bu kadar psikolojik şiddette bulunmaz...Bakılmak isteyen ebeveynler çocuklarını öyle sevsinler ki,çocukları da bakmaya zorsunmasın.Tabii burada sadece örnek veriyorum,yoksa çocuklarını çok sevip de çocukları tarafından sevilen ebeveynler de kendi yaşıtlarıyla birlikte olmayı tercih ediyor bazen...Onlar zaten bizim yaşadıklarımızı deneyimlememiş,yaşlılık psikolojisine girmemiş,yalnızlıklarıyla baş edebilen,yaşlanınca bile kendi hobileri olan ,ruhlarını doyurabilen ,çocuklarına sarmayan,kendi yaşıtlarıyla birlikte olmaktan mutluluk duyan psikolojik olarak çok sağlıklı bulduğum kişiler...İşin komik yanı bu kişiler çocukalrıyla yaşasalar bile huzur veren insanlar olur...Ama onlara yalvarsan bile birlikte kalmak istemezler.Öyle anneanneler ve babaanneler var ki;''Torun bakamam,benim de bir hayatım var ''deyip hayatlarının hakkını veren...Bir de klasik ailelere bakın:''Toruna bakmak için yarışan nineler''topluluğu..Çocuklarına sardıkları yetmezmiş gibi bir de torunu da sahiplenmek isterler.Toplum olarak çözmemiz gereken gelenek ,görenek ve kültür adı altında bize yutturulan kuralları artık değştirmeye başlasak!Tamam çalışan annelerin çocuklarına anneanneler,babaanneler bakıyor mecburiyetten ama işlerine de geliyor.Bu insanların çocukları,torunları olmasaydı ne olurdu?Tutunacak kimseleri olmasaydı neye saracaklardı?Kendi kendiyle vakit geçirmeyen,sürekli yalnızlıktan şikayet eden yaşlı bir çifte denk gelmiştim,onlar da komşularına sarıyorlardı.Çocuğunuzun olması ya da olmaması ,torun sahibi olmak ya da olmamak bir kişiyi bu kadar etkiliyorsa insanın dönüp kendine bir bakması gerekiyor.Hayatta daha önemli amaçlar da olmalı...İnsan kendi kendini yeniden doğurmalı o zaman,sadece aile uğruna yaşamaya mı geldik?
 
Üst