enesuynk
Kayıtlı Üye
Uzun bir süre önce öğrendiğim ve faydasını gördüğüm bir bilginin meraktan ötürü araştırmasını yapmış bulunmaktayım . bunu sizlerle paylaşmak benim için zevktir .
Bilgim ufak bir cümleden ibaret : ''Açlık karanlığa karşı giyilmiş bir zırhtır'' peki neden böyle ilk olarak bunu biraz bilimsel inceleyelim .
''Northwestern Üniversitesi Feinberg School Medicine’da yapılan yeni bir araştırmada, açlığın beyindeki işleyişi, nöronların bizleri yemeğe doğru nasıl yönlendirdiği aşağıda özetle şöyle anlatılmaktadır:
Araştırmada deneklere önce doyana kadar tatlı yediriliyor ve bir başka günde de sekiz saat kadar oruç tutturuluyor. Her iki durumda da deneklere tatlı türünden resimler gösterilerek beyin görüntüleri inceleniyor. Denekler, tıka basa yedikten sonra kendilerine gösterilen tatlı resimlerine daha az ilgi gösterirlerken, 8 saatlik bir oruçtan sonra gösterilen resimlere, beyindeki iki bölge özellikle limbik kısım yoğun bir şekilde aktive oluyor.''
Araştırmada böyle sonuçlar çıkmış , dikkatinizi çekmek istediğim nokta limbik kısmın açlığa fazladan uyarılması peki ya limbik kısım nedir ?
Limbik : içgüdü ve duyuların merkezi bir istasyonu olan beyin bölgesi.
Diğer bir bölge ise :
Beynimizin hipotalamus bölgesinde arkuat nukleus denen bir bölge vardır. Bu bölge vücudumuzdan gelen uyarı veya sinyalleri alarak bunları beynin diğer merkezlerine yönlendiren ve beslenmeyi düzenleyen bir doyum merkezidir.
Gördüğümüz üzere bu bölgelerin 2 ana görevinden biri açlık ile ilgili . peki aç kalırsak ne olur ?
sorumuzun cevabı basit bu bölgeler diğer işlerini minimuma indirir ve açlık sorunu ile uğraşmaya başlar . konumuzun buraya kadarki olan tarafında alınacak ders gayet açık . AÇLIK BİR NOKTADA KÖTÜCÜK VARLIKLARIN BEYNİMİZİ ELE GEÇİRMESİNİ ÖNLER .
Olayı birazda dinden inceleyelim .
Öncelikle nefis evet şeytanların bize saldırmada çokça kullandığı bir silah . nefis nasıl ıslah edilir sorusunun cevabının çoğumuz duymuşuzdur ama ben bir alıntı yaparak bunu bilmeyen arkadaşlarımıza açıklamak isterim .
Bismillahirrahmanirrahim
DOKUZUNCU NÜKTE
Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubûdiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; firavunâne kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, abd olduğunu bildirir.
Hadisin rivayetlerinde vardır ki:
Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: “Ben neyim, sen nesin?”
Nefis demiş: “Ben benim, Sen sensin.”
Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: “Ene ene, ente ente.(Ben benim, Sen sensin.)” Hangi nevi azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş.
Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Men ene? Ve mâ ente?(Ben neyim, sen nesin?)”
Nefis demiş: “Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim. (Mektubat Ramazan Risalesi)
Buradaki konu her ne kadar Ramazan ayındaki oruçtan bahsetsede bize nefsin en büyük zaafını göstermek içindir . O da şüphesizki açlıktır .
hani bir söz vardır duymuştursunuz ''Ramazan ayında şeytan zincire vurulur'' bu sözün artık nerden geldiğini rahatça anlayabiliriz .
Tasavvufun öğütlerinden birinde nefsi ıslah edip allah'a ulaşmayı 4 madde ile belirtmiştir ; yanlızlık , suskunluk , AÇLIK ve uykusuzluk . tasavvufla ilgili okuduğum bir kitapta şöyle bir yer geçmektedir : İlahi aşk ile dolup taşan bir kalbe hiçbir şeytan yaklaşamaz , yaklaşsa bile Allah sevdası ile yanan o kalp ateşinin şiddetiyle ya ölür yada ağır bir yara alır .
yani bunca bilgi bir araya gelince başta kullandığım cümleyi tasdik etmekteler . saygılarımla
Bilgim ufak bir cümleden ibaret : ''Açlık karanlığa karşı giyilmiş bir zırhtır'' peki neden böyle ilk olarak bunu biraz bilimsel inceleyelim .
''Northwestern Üniversitesi Feinberg School Medicine’da yapılan yeni bir araştırmada, açlığın beyindeki işleyişi, nöronların bizleri yemeğe doğru nasıl yönlendirdiği aşağıda özetle şöyle anlatılmaktadır:
Araştırmada deneklere önce doyana kadar tatlı yediriliyor ve bir başka günde de sekiz saat kadar oruç tutturuluyor. Her iki durumda da deneklere tatlı türünden resimler gösterilerek beyin görüntüleri inceleniyor. Denekler, tıka basa yedikten sonra kendilerine gösterilen tatlı resimlerine daha az ilgi gösterirlerken, 8 saatlik bir oruçtan sonra gösterilen resimlere, beyindeki iki bölge özellikle limbik kısım yoğun bir şekilde aktive oluyor.''
Araştırmada böyle sonuçlar çıkmış , dikkatinizi çekmek istediğim nokta limbik kısmın açlığa fazladan uyarılması peki ya limbik kısım nedir ?
Limbik : içgüdü ve duyuların merkezi bir istasyonu olan beyin bölgesi.
Diğer bir bölge ise :
Beynimizin hipotalamus bölgesinde arkuat nukleus denen bir bölge vardır. Bu bölge vücudumuzdan gelen uyarı veya sinyalleri alarak bunları beynin diğer merkezlerine yönlendiren ve beslenmeyi düzenleyen bir doyum merkezidir.
Gördüğümüz üzere bu bölgelerin 2 ana görevinden biri açlık ile ilgili . peki aç kalırsak ne olur ?
sorumuzun cevabı basit bu bölgeler diğer işlerini minimuma indirir ve açlık sorunu ile uğraşmaya başlar . konumuzun buraya kadarki olan tarafında alınacak ders gayet açık . AÇLIK BİR NOKTADA KÖTÜCÜK VARLIKLARIN BEYNİMİZİ ELE GEÇİRMESİNİ ÖNLER .
Olayı birazda dinden inceleyelim .
Öncelikle nefis evet şeytanların bize saldırmada çokça kullandığı bir silah . nefis nasıl ıslah edilir sorusunun cevabının çoğumuz duymuşuzdur ama ben bir alıntı yaparak bunu bilmeyen arkadaşlarımıza açıklamak isterim .
Bismillahirrahmanirrahim
DOKUZUNCU NÜKTE
Ramazan-ı Şerifin orucu, doğrudan doğruya nefsin mevhum rububiyetini kırmak ve aczini göstermekle ubûdiyetini bildirmek cihetindeki hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Nefis Rabbisini tanımak istemiyor; firavunâne kendi rububiyet istiyor. Ne kadar azaplar çektirilse, o damar onda kalır. Fakat açlıkla o damarı kırılır. İşte, Ramazan-ı Şerifteki oruç, doğrudan doğruya nefsin firavunluk cephesine darbe vurur, kırar. Aczini, zaafını, fakrını gösterir, abd olduğunu bildirir.
Hadisin rivayetlerinde vardır ki:
Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: “Ben neyim, sen nesin?”
Nefis demiş: “Ben benim, Sen sensin.”
Azap vermiş, Cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: “Ene ene, ente ente.(Ben benim, Sen sensin.)” Hangi nevi azâbı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş.
Sonra açlıkla azap vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş: “Men ene? Ve mâ ente?(Ben neyim, sen nesin?)”
Nefis demiş: “Sen benim Rabb-i Rahîmimsin. Ben senin âciz bir abdinim. (Mektubat Ramazan Risalesi)
Buradaki konu her ne kadar Ramazan ayındaki oruçtan bahsetsede bize nefsin en büyük zaafını göstermek içindir . O da şüphesizki açlıktır .
hani bir söz vardır duymuştursunuz ''Ramazan ayında şeytan zincire vurulur'' bu sözün artık nerden geldiğini rahatça anlayabiliriz .
Tasavvufun öğütlerinden birinde nefsi ıslah edip allah'a ulaşmayı 4 madde ile belirtmiştir ; yanlızlık , suskunluk , AÇLIK ve uykusuzluk . tasavvufla ilgili okuduğum bir kitapta şöyle bir yer geçmektedir : İlahi aşk ile dolup taşan bir kalbe hiçbir şeytan yaklaşamaz , yaklaşsa bile Allah sevdası ile yanan o kalp ateşinin şiddetiyle ya ölür yada ağır bir yara alır .
yani bunca bilgi bir araya gelince başta kullandığım cümleyi tasdik etmekteler . saygılarımla