Peki bu ölürken miras bırakılan bir eşya aracılığıyla da gerçekleşebilir mi? Ya da büyükler gözüne kestirdiği birini mi seçiyor bunun için? İşler tam olarak nasıl yürüyor?
Objelerle bağ konusunu bu konudan ayrı tutmak gerekir. Şuan üstüne konuştuğumuz konu için obje kullanılmaz, kullanılan obje varsa da başka amaç taşır. Zira burada mevzu bahis miras meselesi obje ile sınırlanabilecek bir şey değil.
Enerji yoğunluğu olan objenin devredilmesi de çoğu zaman etkisizdir. Evet bir enerji yoğunluğu hala aktif olabilir ama obje sahibi X kişisi ile, miras kalan Y kişisinde bu objenin aynı etkiyi meydana getirilmesi beklenemez. Elbette ki kuşaksal bir çalışma değilse. (Örn: sülaleler arası varlık anlaşmaları da bazen objeye indirgenebilmekte)
Obje sahibi enerji anlamında, objeyi miras bırakacağı kişiyi %99,9 kalibre etmişse, ki bu çok ama çok nadirdir, objenin aktifliği de sürüyorsa, miras kalan kişi objeyi aynı şekilde ölene kadar kullanabilir ve devredebilir. Ancak dediğim gibi bu zordur. Bu tür kuşaktan kuşağa aktarılan değerli objeler çoğu zaman kişisel değil, daha çok dini ve tüm insanlıkla alakalı objelerdir ki bunlarda illa kan bağı aranmaz devredilirken, çok daha farklı şartlar aranır. (örn: Ahit Sandığı)
Objenin ayrıca vekaleti de söz konusu olabilmektedir. Örnek vermek gerekirse yaşayan bir kişi, öğrencisine ve/veya enerji kalibrasyonu yapılmış kişiye asasını verip, lazım olan bir yerde asayı yere vurarak su çıkartmasını, asayı vekalet vererek (geçici) sağlayabilmektedir. Bu öyle aklıma gelen bir örnekti sadece.
Göze kestirmek öylesine değil, zaten belli şartları taşıyan bireyde olur. Kaldı ki mirası bırakacak olanın kendisi de keyfine göre seçim yapamaz. Bu iş sadece insanı ilgilendirmez ve haliyle sadece insanın bu konuda söz hakkı yoktur. Kaldı ki söz hakkı olsa bile, seçilecek kişinin zaten seçilmiş olduğu doğuştan bellidir. Aynı anda birden fazla seçilmiş olabilir. Bu güvenlik meselesidir. Ancak ve ancak sadece en uygun olan yani ilk seçilmiş olana devredilir. Onun başına bir iş gelirse diye diğerleri sigortadır ve bazen ölene kadar asla hiçbir aktivasyon göremezler, gizli kalır bu seçim.
Gelelim bunun güzel bir şey olup olmadığına.. Bana göre güzel bir şey değildir, ciddi sorumluluk bilinci ve çelik gibi irade gerektirir. İçinde taşıdığı ateşten bir kılıç ise, savaşacağı şeyi kendi içinde büyüttüğü anda o kılıç onu içten dışa yakar. Hata yapma lüksü yoktur, içinde karanlığın virüsünü geliştiremez zira o virüsün ilacı da içindedir. İkisi bir araya gelirse kabını parçalar. Bu yüzdendir ki, çok sıkı bir bilgi ağı, yardımcı olunması gereken bir ortam, tam gizlilik ve disiplin şarttır.
Eskiden toplumlar daha kapalıydı, doğa ile daha iç içe idi insanlar bu sebeple bu mirasın yanında yukarıda saydığım yardımcı unsurlar da miras kalırdı. Günümüzde ise tam bir yalnızlık var. İşte burada da insan olmayanlar devreye girer. Bu konuda buradan öteye gitmez. Gerisi sırlardır, sistemin kendisidir, kilitlerdir, taşıyıcı olmayana, görevli olmayana da gereksiz bilgilerdir.
Genel kültür olsun diye anlattım bunları. Bir de bir şekilde diğer yalnızlar görürse yalnız olmadıklarını bilsinler diye.
Not: Bu bilgiler Dünya genelinde geçerlidir. Geçerli olmayan durumlar, ekoller ve kişiler de vardır bunu unutmayın.