bendekiben
Elit Üye
“Ben zaten yapamam” diyenlerden misin ?
Bazen denemekten vazgeçeriz.Belki bir diyet, belki yolunda gitmeyen ama kopamadığımız bir ilişki, belki hayatımızı kabusa çeviren işimiz?Sen de yapamayacağına, başaramayacağına inandırılmışsan gel beraber yeniden başlayalım.Değişimimi başlatan kitaptan senin için birkaç notum var !
Psikolojide öğrenilmiş çaresizlik olarak geçen bir durum. 'Ben zaten yapamam' hissi... bir diyete başlarız, ben zaten zayıf bir insan olamam deyip bırakırız. ya da sen de bir arkadaş grubuna 'beni zaten sevmezler' diye yaklaşmıyor olabilirsin.. önemli bir iş toplantısında senin fikrinin müthiş olabileceğine inanmadığın için söz alıp belirtmezsin ve az sonra yanındaki arkadaşın senin fikrinin aynını söyleyip de alkışlandığında keşke diye hayıflanıp durursun... hepimizin bilinçaltına yerleşen bazı olaylar ve durumlar nedeniyle, yaşamımızın geri kalanında alıkonulduğumuz bazı konular vardır.
Ben de, hayatımın önemli noktalarında belki de öğrenilmiş çaresizlik hissiyle boğuluyordum. son zamanlarda beğenmediğim bir vücudum, sevmediğim bir işim olmasına rağmen 'ben yapamam'larla yeniden başlayamıyordum. Ve bir gece kütüphanemde bekleyen bir kitabı elime aldım uyumadan önce... Yasemin Soysal'ın Tek Suçlu Beyniniz isimli kitabı... sadece kilo vermek isteyenlere yazılmış gibi yansıtılmaya çalışılmasının ticari bir kaygı taşıdığını düşünüyorum. Bence kitap sadece kilo verenleri değil, karar veremeyenleri, yeniden başlayamayanları, zincirlerinden kopamayanları herkesi hepimizi ilgilendiriyor !
Kitabın tümü başarılı ancak beni sarsan bir bölümü seninle paylaşmak istiyorum. belki sen de zincirlerinden kopmayı çok istiyorsundur.!!!
'BİLİNÇALTINDAKİ KODLARA RAĞMEN YENİDEN DENEMEK
Devasa büyüklükteki bir filin önüne geçip onu durdurabilir misiniz? Gitmek isterse engelleyebilir misiniz?
Afrika'daki devasa filler ince bir halat ve bir kazık yardımıyla tutulur. Nasıl mı? Filler daha yavruyken, ayaklarına bir halat bağlanır. Tabii ki, başlangıçta yavru fili tutmak kolay değildir. Hemen teslim olmayıp, halattan kurtulmak için elinden geleni yapan yavru fil, defalarca ayaklarını çekiştirir ve kaçmaya çalışır. Yavru fil, vazgeçmeden o ipten kurtulmak için meydan okur. Fakat halat, küçük bir fili durudurabilecek kalınlıktadır. Sonunda kurtulamayacağını anlayan yavru fil vazgeçer ve bu halatla birlikte yaşamayı kabul eder. Artık, durumu değiştirmek için çaba göstermez, çünkü ne yaparsa yapsın halattan kurtulamayacağını öğrenir bu küçük fil. Bunu zihnine kodlar. Yaşamının bundan sonrasını, kendini tutsak eden bu ipe saygı göstererek geçirecektr.
Fil küçükken, o ipten kurutlamayacağını öğrendiği için tekrar kaçmayı denemez. Sonrasında tonlarca ağırlığa ulaşsa bile bedeninin ulaştığı gücün farkında olmadığı için kaderinin o ipe bağlı bir şekilde yaşamak olduğunu düşünür. Oysa hareketlerini kısıtlayan şeyin, ip değil, kendisin olduğunun farkına varsa; biraz zorlasa, toprağı köküyle birlikte yerinden cıkartabilecek güçtedir!! Eskiden sahip olmadığı bir güce ulaşmış, ama en önemli özelliğini, cesaretini ve kendine olan özgüvenini kaybetmiştir. Sahip olduğu inanılmaz gücün farkında değildir; çünkü, öğrendiği bilgi kendisi yere bağlayan halattan çok daha sağlamdır. Tıpkı bizlerin bilinçaltı kodlamaları gibi...,
Geçmişin şartları, koşulları, bilgisi ve deneyimi ile bugün arasında dağlar kadar fark olmasına karşın, geçmişteki bir deneyimi bugünün deneyimi olarak kabul edebiliyoruz. Kodladığımız çaresizliklerimizi hayatımızın değişmez birer parçası olarak düşünüp, çaresizliklerimize meydan okumaktan vazgeçiyoruz! Tıpkı minik bir ipe bağlı, dev filler gibi !
Size öğretlen başarısızlıklarınızı, başarıya dönüştürmek için yeni denemelere girişmeniz lazım! Belki de bu zamana kadar, bebek bir filin olgunlaşması gibi siz de olgunlaşıyordunuz. İşte o zaman; bu, şu anlama geliyor. Eskiden başaramadığınız bir şeyi artık başarmak için potansiyelleriniz var. Bilinçaltınızda eskidenberi kodlanan durumların esiri olmak zorunda değilsiniz !
Bu seferki denemenizde sonuçlar tümüyle farklı olabilir. Değişim; zaman içinde, yavaş yavaş olduğu için ne kadar gelişmiş olduğunuzu farkedememiş olabilirsiniz. NE KADAR GÜÇLENDİĞİNİZİ VE BÜYÜDÜĞÜNÜZÜ GÖZDEN KAÇIRMIŞ OLABİLİRİSİNİZ ! Geçmişinizle bugün arasında ne kadar yol aldığınızı farkedebilirseniz, işte o zaman başarı şansınız çok daha yüksek olacaktır. İŞTE O ZAMAN KÜÇÜK BİR FİL GİBİ DEĞİL, BÜYÜK BİR FİL GİBİ İPİ ÇEKERSİNİZ ! Kalbi kırılmış bir çocuk gibi değil, kocaman aşklara yelken açabilecek yürekler gibi davranırsınız. İlgiyi yemeklerde arayan küçük çocuk değil, yemeklerle ilgi gördüğü anları süsleyen bireylere dönüşürsünüz. BU DÖNÜŞÜM; FİLİN İPİ KOPARTMASI KADAR ÖZGÜR BİR DUYGUDUR!
Bilinçaltınızdaki kalıplardan çıkmak, ruhunuza işlemiş tutsaklığı söküp atmak sizi özgürleştirecektir.!
Kodları, kalıpları değiştirebilmenin hazzı, farkındalığın ödülü ile birleştiğinde; düğümü çözen çocuğun, şımarık gülümsemesi belirir yüzünüzde. O gülümsemenin özgürlüğü, yaşamı değiştirmek için gerekli tüm sihri saklar içerisinde...
DEĞİŞİM MACERANIZI, HEMEN BUGÜNÜN KARARLILIĞI İLE YAPMANIZ GEREKİR ! Bugünkü olgun yüreğinizle !
Ve bir gün, bir fil ayağındaki ipi kopartabildiğini gördüğünde, artık onu tutsak etmek mümkün değildir. !
Kaynak :Yasemin Soysal "Tek Suçlu Beyniniz!" adlı kitabından
Bazen denemekten vazgeçeriz.Belki bir diyet, belki yolunda gitmeyen ama kopamadığımız bir ilişki, belki hayatımızı kabusa çeviren işimiz?Sen de yapamayacağına, başaramayacağına inandırılmışsan gel beraber yeniden başlayalım.Değişimimi başlatan kitaptan senin için birkaç notum var !
Psikolojide öğrenilmiş çaresizlik olarak geçen bir durum. 'Ben zaten yapamam' hissi... bir diyete başlarız, ben zaten zayıf bir insan olamam deyip bırakırız. ya da sen de bir arkadaş grubuna 'beni zaten sevmezler' diye yaklaşmıyor olabilirsin.. önemli bir iş toplantısında senin fikrinin müthiş olabileceğine inanmadığın için söz alıp belirtmezsin ve az sonra yanındaki arkadaşın senin fikrinin aynını söyleyip de alkışlandığında keşke diye hayıflanıp durursun... hepimizin bilinçaltına yerleşen bazı olaylar ve durumlar nedeniyle, yaşamımızın geri kalanında alıkonulduğumuz bazı konular vardır.
Ben de, hayatımın önemli noktalarında belki de öğrenilmiş çaresizlik hissiyle boğuluyordum. son zamanlarda beğenmediğim bir vücudum, sevmediğim bir işim olmasına rağmen 'ben yapamam'larla yeniden başlayamıyordum. Ve bir gece kütüphanemde bekleyen bir kitabı elime aldım uyumadan önce... Yasemin Soysal'ın Tek Suçlu Beyniniz isimli kitabı... sadece kilo vermek isteyenlere yazılmış gibi yansıtılmaya çalışılmasının ticari bir kaygı taşıdığını düşünüyorum. Bence kitap sadece kilo verenleri değil, karar veremeyenleri, yeniden başlayamayanları, zincirlerinden kopamayanları herkesi hepimizi ilgilendiriyor !
Kitabın tümü başarılı ancak beni sarsan bir bölümü seninle paylaşmak istiyorum. belki sen de zincirlerinden kopmayı çok istiyorsundur.!!!
'BİLİNÇALTINDAKİ KODLARA RAĞMEN YENİDEN DENEMEK
Devasa büyüklükteki bir filin önüne geçip onu durdurabilir misiniz? Gitmek isterse engelleyebilir misiniz?
Afrika'daki devasa filler ince bir halat ve bir kazık yardımıyla tutulur. Nasıl mı? Filler daha yavruyken, ayaklarına bir halat bağlanır. Tabii ki, başlangıçta yavru fili tutmak kolay değildir. Hemen teslim olmayıp, halattan kurtulmak için elinden geleni yapan yavru fil, defalarca ayaklarını çekiştirir ve kaçmaya çalışır. Yavru fil, vazgeçmeden o ipten kurtulmak için meydan okur. Fakat halat, küçük bir fili durudurabilecek kalınlıktadır. Sonunda kurtulamayacağını anlayan yavru fil vazgeçer ve bu halatla birlikte yaşamayı kabul eder. Artık, durumu değiştirmek için çaba göstermez, çünkü ne yaparsa yapsın halattan kurtulamayacağını öğrenir bu küçük fil. Bunu zihnine kodlar. Yaşamının bundan sonrasını, kendini tutsak eden bu ipe saygı göstererek geçirecektr.
Fil küçükken, o ipten kurutlamayacağını öğrendiği için tekrar kaçmayı denemez. Sonrasında tonlarca ağırlığa ulaşsa bile bedeninin ulaştığı gücün farkında olmadığı için kaderinin o ipe bağlı bir şekilde yaşamak olduğunu düşünür. Oysa hareketlerini kısıtlayan şeyin, ip değil, kendisin olduğunun farkına varsa; biraz zorlasa, toprağı köküyle birlikte yerinden cıkartabilecek güçtedir!! Eskiden sahip olmadığı bir güce ulaşmış, ama en önemli özelliğini, cesaretini ve kendine olan özgüvenini kaybetmiştir. Sahip olduğu inanılmaz gücün farkında değildir; çünkü, öğrendiği bilgi kendisi yere bağlayan halattan çok daha sağlamdır. Tıpkı bizlerin bilinçaltı kodlamaları gibi...,
Geçmişin şartları, koşulları, bilgisi ve deneyimi ile bugün arasında dağlar kadar fark olmasına karşın, geçmişteki bir deneyimi bugünün deneyimi olarak kabul edebiliyoruz. Kodladığımız çaresizliklerimizi hayatımızın değişmez birer parçası olarak düşünüp, çaresizliklerimize meydan okumaktan vazgeçiyoruz! Tıpkı minik bir ipe bağlı, dev filler gibi !
Size öğretlen başarısızlıklarınızı, başarıya dönüştürmek için yeni denemelere girişmeniz lazım! Belki de bu zamana kadar, bebek bir filin olgunlaşması gibi siz de olgunlaşıyordunuz. İşte o zaman; bu, şu anlama geliyor. Eskiden başaramadığınız bir şeyi artık başarmak için potansiyelleriniz var. Bilinçaltınızda eskidenberi kodlanan durumların esiri olmak zorunda değilsiniz !
Bu seferki denemenizde sonuçlar tümüyle farklı olabilir. Değişim; zaman içinde, yavaş yavaş olduğu için ne kadar gelişmiş olduğunuzu farkedememiş olabilirsiniz. NE KADAR GÜÇLENDİĞİNİZİ VE BÜYÜDÜĞÜNÜZÜ GÖZDEN KAÇIRMIŞ OLABİLİRİSİNİZ ! Geçmişinizle bugün arasında ne kadar yol aldığınızı farkedebilirseniz, işte o zaman başarı şansınız çok daha yüksek olacaktır. İŞTE O ZAMAN KÜÇÜK BİR FİL GİBİ DEĞİL, BÜYÜK BİR FİL GİBİ İPİ ÇEKERSİNİZ ! Kalbi kırılmış bir çocuk gibi değil, kocaman aşklara yelken açabilecek yürekler gibi davranırsınız. İlgiyi yemeklerde arayan küçük çocuk değil, yemeklerle ilgi gördüğü anları süsleyen bireylere dönüşürsünüz. BU DÖNÜŞÜM; FİLİN İPİ KOPARTMASI KADAR ÖZGÜR BİR DUYGUDUR!
Bilinçaltınızdaki kalıplardan çıkmak, ruhunuza işlemiş tutsaklığı söküp atmak sizi özgürleştirecektir.!
Kodları, kalıpları değiştirebilmenin hazzı, farkındalığın ödülü ile birleştiğinde; düğümü çözen çocuğun, şımarık gülümsemesi belirir yüzünüzde. O gülümsemenin özgürlüğü, yaşamı değiştirmek için gerekli tüm sihri saklar içerisinde...
DEĞİŞİM MACERANIZI, HEMEN BUGÜNÜN KARARLILIĞI İLE YAPMANIZ GEREKİR ! Bugünkü olgun yüreğinizle !
Ve bir gün, bir fil ayağındaki ipi kopartabildiğini gördüğünde, artık onu tutsak etmek mümkün değildir. !
Kaynak :Yasemin Soysal "Tek Suçlu Beyniniz!" adlı kitabından