"düşünen ve inanan" teşekkür ederim. Sadece arkadaşlarımın sorunları, dertleri değil ailem de yoruyor beni. Bu nedenle de sohbetlerimiz ister istemez kısa sürüyor. Ben böyle değildim aslında ailenin en küçüğü olmama rağmen 16 yaşımdan beri hem çalışıyor, hem ablamın çatırdayan evliliğine, sağlık problemlerine ve çocuğunu büyütmesine destek oluyor, hem de anne babama, sorunlarına ve evin çekip çevrilmesine destek oluyordum. Belki de bütün bunlar yordu beni ablamın ayrılıp yanımıza yerleşmesi, işsiz kaldığım dönemde çocuğun ve evin sorumluluğunu daha fazla üstlenmem, başımızdan derdin sorunun eksik olmaması, ablamın umarsızlıkları... beni evlilikten, çocuktan bile korkuttu. Kendimi 60 yaşına gelmiş bir kadından daha sıkıntılı ve bıkmış hissediyorum. Karşı cinsin yada arkadaşlarımın soruları, bitmek bilmeyen istekleri, ısrarları, dertleri çok yoruyor beni. Enerjim kalmadı sanki, kendimi öyle unutmuşum ki belki kendim için bir şeyler yapmış olsaydım şimdi kendi evim kendi kapım olurdu. Kendi dertlerimle uğraşırdım en azından. Başkalarının dertleriyle yıprandım.
"-Unicolf-" teşekkür ederim. Doğru arkadaşlıklar sadece gülüp eğlenmek için değil aynı zamanda dertlerini, üzüntülerini paylaşmak için de vardır. Kötü gün dostu da değilim... ama inanın kaldıramıyorum enerjim yok çok istesemde insanlarla vakit geçirmek işkence gibi geliyor bana suratım hep asık beni bırakın bir süre sonra yanımdaki kişi de rahatsız oluyor bu durumdan. Ve soru sormaya başlıyor ne oldu benim yüzümden mi neyin var anlatamıyorum kendimi amaçsız bir boşvermişlik, bıkmışlık sanki bu. Öneriniz için ayrıca teşekkür ederim ama keyif aldığım şeyler öyle az ki herşey önemini yitirmeye başladı, son olarak spiritüel konulara merak saldım şu ara beni şaşırtan bazen korkutan ve hayatımda yeni olan tek şey.
"Selenit" teşekkür ederim. Evet aslında doğru merak etmiyorum, sorgulamıyorum da aslında çok kalabalık bir arkadaş çevresine sahip değilim ancak hepsi son derece ilginç ve başaralı dallarla uğraşan, ileri görüşlü insanlar. Sorun ben de ben keyif alamıyorum. Sevgiye gelirsek artık aileme karşı bile bu duyguyu hissedemiyorum. Görüntüsünden yada zekasından ne kadar etkilenirsem etkileneyim aşık da olamıyorum. O kadar takıntılı bir insan oldum ki tek bir yanlış cümle sohbeti tartışmaya dönüştürüyor bu durumda ne gerek var onun da hayatını mahvetmeye diyorum.
"yare-i yarim"teşekkür ederim. Aslında sorunun kaynağı benim insanın çevresinde ne olursa olsun gardını bir noktada almayı bilmeli. Durum bana zarar vermeye başladığında bunu görmezden gelmeye çalışıyorum. Mutsuz olduğumda geri çekilmeyi beceremiyorum aileme ve dostlarıma karşı fazla özveriliydim bu da beni bulunduğum noktaya taşıdı. 26 yaşındayım inanın bu yaşıma kadar kendim için hiç bir şey yapmadım. Eğitim hayatım, iş hayatım, özel hayatım hep aman ailem fayda görsün aman dostlarım üzülmesin aman erkek arkadaşım küsmesin diyerek hayallerimi erteleyerek geçti. Liseyi yarıda bırakıp açıktan okudum, üniversiteyi de öyle, işimi bile ben ne istiyorum demeden seçtim tek kriter kazancı ve saatleriydi benim için. Üniversite hayatının hayallerini kurdum hep ama onu da ailem için açıktan okumaya karar verdim. Kısacası şu an elimde beni mutlu eden hiç bir şey yok, bir uğraş, hobi vs... edebiyata çok düşkündüm hayalim de edebiyat okumaktı sayfalar dolusu hikayelerim, şiirlerim var hepsini bir köşeye attım onlar bile mutlu etmiyor artık beni, bitkilerim de kurudu bakamıyorum onlara. Meditasyon yapıyorum, arındırma yapıyorum tuzdu, sirkeydi hala pat! çat! elektrik çıkıyor vücudumdan. Gözlerim kapalıyken gölge şeklinde siyah siyah odamı, çevremi görüyorum. Ve hareket eden insan büyüklüğünde gölgeleri... Uyanıkken fısıltılar duymaya başladım sanırım meditasyon farklı şeyleri uyandırdı bende bunların heyecanını yaşıyorum pozititif bir durum mu bilmiyorum. Ancak hala mutsuzum sanırım bu dünya beni mutlu etmiyor artık. Eğer yaşam enerjimi geri getirebilmek için bir yöntem varsa öğrenebilmeyi çok isterim.