Kurban Bayramı

Merhaba

Kurban bayramında hayvanların kesilmesi durumunu gerçekten anlayamıyorum. O güzel baba oğul durumunu biliyoruz. Ama bununla ilgili bir bilgisi olan var mı? Yani herşey okuduğumuz gibi doğru bu ? Ben bunu orda ki coğrafi ve toplumsal durumdan kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Başka bir konu ile karıştırmadan bilgi verin ama adak gibi konuları ya da fastfood gibi şeyleri konuya dahil etmeyelim, merak ettiğim o tarihsel olaylar ile ilgili bilgisi olanlar
Merakla cevaplarınızı bekliyorum

Saygılar

Islam da Kurban Kesme Seramonisi ve ibadeti yukarida sizin de bahsettiginiz Ibrahim ve Oglu hikayesine dayanmaktadir evet:

İbrahim yaşlanmış olduğu halde Allah’a dua ediyor ve “yarabbi… Ne olur bana bir erkek evladı ver “ diyordu ya… Bir gün de duasında; “Allahım… Bana bir evlat verirsen onu senin için kurban edeyim” diye adakta (söz verdi) bulundu. Sonra bildiğiniz gibi Hacerle evlendi ve ondan İsmail adında bir evladı oldu. İsmail yedi yaşına basınca İbrahim, üç gün üst üste rüyasında; “Ey İbrahim. Adağını yerine getir ve İsmail’i kurban et” diye bir ses duydu. İbrahim yaşadığı yerden Hacerin ve küçük İsmail’in yaşadığı yere yani Mekke’ye gelerek, İsmail’i odun toplamak için yanına aldı ve birlikte ıssız bir yere gittiler. Yolda şeytan onlara insan şeklinde görünerek önce İbrahim i kandırarak onu bu işten vaz geçirmeye çalıştı. O, “Bu Allah’ın bir emridir ve ben de vaz geçmem” diyerek yerden aldığı bir taşı şeytana attı. Sonra şeytan İsmail’e “Baban seni kesecek…” diyerek onu da kandırmaya kalkıştı. O da “Eğer babama Allah emrettiyse onun bunu yapmasına ben karşı gelmem” diyerek o da yerden bir taş alarak onu şeytana attı. Onları kandıramayan şeytan bu sefer Hacer e giderek “İbrahim, İsmail’i kesmeye götürüyor. Onu engellemeyecek misin?” diye sordu. O da “Eğer bunu İbrahim’e Allah emrettiyse ben ona engel olmam” dedi ve yerden bir taş alarak onu şeytana attı. İbrahim oğlu İsmail’e, buraya niçin getirildiğini anlatarak, bu emrin kendisine Allah tarafından verildiğini söyledi. İsmail de; “Baba. Sana emr olanı sen yerine getir. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın” dedi. İsmail’in elleri bağlandı, yüzün koyu yatırıldı ve bıçak boğazına sürüldü. Ama Bıçak İsmail’i kesmiyordu. İbrahim bıçağı masatladı (biledi) ve tekrar İsmail’in boğazına çaldı. Ama bıçak bu sefer yine kesmedi. İbrahim elindeki bıçağı yanında ki bir taşa çaldı. Taş ikiye bölündü. Taşı ikiye bölen bıçak İsmail’i bir türlü kesmiyordu. İbrahim üçüncü kere İsmail’i kesmeyi denedi. Ama olmuyor, bıçak İsmail’i kesmiyordu. Bu esnada Allah İbrahim e seslenerek; “Ey İbrahim. Sen rüyana sadakat gösterdin. Ben de sana oğlun İsmail yerine meleğim Cebrail ile boğazlayabileceğin bir kurbanlık (koyun) veriyorum, onu boğazla” buyurdu. İbrahim, İsmail’e; “Kalk . Allah senin yerine bir fidye (karşılık) gönderdi” dedi ve İsmail’i yerden kaldırdı.

Tarihsel olarak soruyorsanız, kurban kesme uygulamasına bilinen en eski topluluklarda dahi rastlanır. Bu bazı yerlerde insan, kümes hayvanı, büyük/küçük baş hayvanlar, av hayvanları, leylek veya ak baba gibi yenmeyen yabani kuşlar, sürüngenler olarak değişmiştir ve uzayıp gider. Kısaca kurban vermek çok ama çok eski bir işlemdir.
Çok ciddi enerji açığa çıkartır. Bazı toplumlarda kurban yerine cinsel enerji kullanılır ve bu amaca yönelik tapınaklar inşa ederlerdi, buradaki rahibeler de tapınağa, sunağa, duruma göre fakirlere dağıtılacak biçimde parayla cinsel ayin yaparlardı. Bu uygulama bilinen fahişelik gibi değildi zira ayrı fahişelik sokaklarda vardı.
Bu enerji açığa çıkarıp o enerjiyi yönlendirme arzusu için insanlar en uç şeyleri yapmıştır. İster başka bir canlıyı katletmek, ister fahişelik, ister gönüllü varlık kölelikleri olsun konu derin ve ilginçtir fazlasıyla.