Kebair Günahlarının En Büyüğü Allaha Şirk Koşmak Lütfen Dikkatlice Okuyun

Cem

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Eki 2010
Mesajlar
257
Tepkime puanı
27


Kebair günahlarının en büyüğü Allah'a eş ve ortak tanımaktır, şirktir. Şirk iki çeşittir. Birincisi Allah'a ortak tanımak; taş,ağaç,güneş,ay,peygamber,şeyh,yıldız,melek veya başka bir varlık olsun, Allah'tan başkasına tapmaktır.
Allah-u Zülcelal bir kuran ayetinde şöyle buyurmaktadır;
''Allah kendisine eş tanınmasının (gunahını) katiyen affetmez. Ondan başkasını dilediği kimse için affeder'' (Nisa: 116)
''Kim Allah'a eş tanırsa şüphesiz Allah ona cenneti haram etmiştir. Onun varacağı yer de ateştir'' (Maide:72)
''Şüphesiz şirk büyük bir zulumdür'' (Lokman: 13)
Bu husustaki ayetler çoktur.Allah'a ortak tanıyarak ölen müşrik kimselerin cehennemlik olduğu kesindir.
Allah'a iman ederek ölen bir mü'min kimse ise azap görsede sonunda cennetliktir.
Sahih bir hadisi şerifte Hz Peygamber (a.s.v) şöyle buyurmakta;
''Size kebair günahlarının en büyüğünü söyleyeyim mi?
-Evet Ya Resulullah dediler buyurdu ki;
-Allah'a ortak koşmak, ana-baba hakkına riayet etmemek, yalan söz ve yalancı şahitlik. Sonuncusunu o kadar tekrarladıki keşke sussa dedik'' (Buhari, Müslim)
Bir Başka Hadisde ''Dinini değiştiren kimseyi öldürün'' (Buhari)
Şirkin ikinci çeşidide amelde riya ve gösteriş yapaktır. Allah-u Zülcelal ayeti kerimede şöyle buyurmakta;
''Artık kim Rabbine kavuşmayı ümit ediyorsa güzel bir amel işlesin ve Rabbine ibadette kimseyi ortak koşmasın'' (kehf: 110) yani ameliyle başkasına gösteriş (riya) yapmasın
Hz Peygamber (asv) buyurur ki ''Küçük şirkten aman sakının''
-Küçük Şirk nedir Ya Resulullah? dediler
-Riyadır buyurdu. Kıyamet günü Allah-ü zülcelal kullarının amellerini mükafatlandıracağı zaman riyakarlara şöyle der: ''Dünyada amellerinizle gösteriş yaptığınız kimselere gidin, bakalım onlarda bir şey bulacak mısınız? (Ahmed)
Bir hadis-i Kudsi'de Allah-u Zülcelal şöyle buyurmakta ''benimle başkasını da ortak ederek bir amel işleyenin ameli bana değil ortak ettiğine aittir ve ben ondan beriyim'' (Müslim)
bir Hadis-i Şerifde Şöyle Buyrulmakta ''Kim salih amellerini başkalarına duyurursa yayarsa Allah da onu (günahlarını) teşhir eder''
Orucundan açlık ve susuzluktan başka kazancı olamyan oruçlular, gece namazından uykusuz kalmaktan başka kazancı olmayan gececiler de çoktur (Hakim)
Yani oruç ve namaz Allah rızası için olmadığı takdirde sahibine sevap kazandırmaz.Nitekim başka bir hadiste şöyle buyrulur: ‘’Gösteriş için duysunlar diye iyi amel işleyenin durumu, kesesini taş doldurup sonra alış veriş için pazara giren kimsenin durumuna benzer ki satıcının huzurunda açtığı zaman taş olduğu anlaşılır ve onun yüzüne çarpar. Halkın ne dolu kesesi var demesinden başka bir kazancı yoktur. Ona bir şey vermezler’’
İşte riya ve duysunlar diye amel eden de böyledir. Amelinden halkın konuşmasından başka kazancı yok, ahrette de hiçbir sevabı olmaz. Çünkü Allah-u Zülcelal şöyle buyurmakta ‘’Onların yaptıkları herhangi bir amelin önüne geçip onu saçılmış zerreler yaptık (duman ettik)’’ (Taberani)
Adiy b. Hatem (r.a.) Hz Peygamber (a.s.v) şöyle bir hadis rivayet etmektedir: ‘’Kıyamet günü grupların insanların cennete götürülmeleri emrolunur. Tam cennete yaklaşıp kokusunu koklayıp saraylarını ve Allah’ın cennet ehli kimselere hazırladıklarını gördükleri sırada cağırılır vee onları cenneten geri çevirin onların cennette bir nasibi yoktur denilir.
Öyle bir hasret ve nedametle dönerler ki ne geçmiş mahluklar ne gelecek olanlar böylesine hasret ve nedametle dönmemişlerdir.
Bu arada: Allah’ım! (dostların için hazırladığın sevabı bize göstermeden önce ateşe koysaydın daha kolay olurdu) demeleri üzerine: Allah-u Zülcelal ‘’Bunu ben istedim. Çünkü tek başınıza kaldığınız zaman büyük günahlarla bana meydan okurdunuz. İnsanlarla karşılaştığınız zaman ise itaatkar görünürdünüz.’’
Hakikatte bana verdiğinizin aksine iyi amelinizle insanlara gösteriş yapardınız. Halktan korktunuz Hakk’tan korkmadınız.İnsanlara saygı gösterip bana tazim yapmadınız.İnsanların hatırı için bazı şeylerden vazgeçip ama benim için terk etmediniz.
Ben de bugün sizi büyük sevabımdan mahrum bıraktığım gibi en acı azabımı size tattıracağım’’ (Taberani)
Bir adam Hz. Peygamber (a.s.v.)’e ‘’Kurtuluş ne ile mümkün olur?’’ diye sormuş Hz. Peygamber (a.s.v.) de şu cevabı vermiş ‘’Allah’ı aldatmağa kalkışmamakla’’ Adam; Nasıl aldatılabilir?’’ deyince de Hz. Peygamber (a.s.v.) şu cevabı verdi ‘’Allah ve Resulullah’ın sana emrettiği bir şeyi yaparken Allah’dan başkasının rızasını aramakla olur. Riyadan da sakın. Çünkü Riya küçük şirktir. Kıyamet günü bütün mahlukların önünde riyakar kimse şu dört isimle çağırılır : Ey Riyakar, Ey gaddar, ey Günahkar, Ey Hüsrana uğrayan adam; amelin ziyan sevabın duman oldu. Bizde hiçbir ecrin yoktur. Hilekar adam; ameli kim için yaptıysan, git sevabını ondan al’’ (İbn-i Ebi Dünya Zaif)
İslam filozoflarından birine ‘’ihlaslı kimse nasıl olur?’’ demişler. İhlaslı kimse: ‘’Kötü yanlarını sakladığı gibi iyiliklerini de gizleyen kimsedir’’ demiştir.
Bir başkasına ihlasın en yüksek derecesini sordukları zaman şöyle demiştir: ‘’ihlasın zirvesi halkın mehdine övgüsüne sevinmemektir.’’
Fudayl b. İyad (r.a.) şöyle der: ‘’İnsanlar için ameli terk etmek riya sayılır. Onlar için yapmak da şirktir. İhlas ise Cenabı Hakk’ın bu iki durumdan da seni muhafaza etmesidir’’

( ALINTIDIR )


Allah-u Zülcelal Cümlemizi korusun. Bizleri Affına mazhar eylesin. Rahmetiyle Yargılasın. Bizlere razı olacağı amel-i Salih işlemeyi nasih eyLesin. Amin…

 

Cem

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Eki 2010
Mesajlar
257
Tepkime puanı
27
Bu konuyu Vaazdada anlattılar
 
Üst