omercan, yaşını bilmiyorum. Ancak kabul edilme edilmeme gibi bir konuyu takıntı haline getirmişsin ve iki kutupluluk içinde yaşıyorsun. Bu düşünce yanlış en başta. İnsanlar günümüzde kolay güvenmiyorlar, en iyi ihtimalle seni umursamazlar, nefretle yaklaşanlar da normaldir. Tanışırken aura önemlidir, pek çok etken vardır ama sen insanlarla tanışırken "kabul edilme" üzerine kendini şartlandırdıkça bunun altından kalkamazsın. Böyle bir sorunla geldiğine göre manevi açıdan da bir takım boşlukların olduğunu, hayatla ilgili bir takım kanaat eksikliklerin olduğu çıkarımında bulundum.
Sana bir itirafta bulunayım, üniversiteye gelene kadar senin yaşadıklarının benzerini yaşadım. Hatta kabul edilmek öyle bir açlık haline geldi ki, kendi değerlerimi keşfetmek yerine, karşıdaki insanlar yeter ki kabul etsin diye kendimi tabakta servis ettim pek çok niyeti bozuk kişiye. Sonra ne oldu biliyor musun? Ne yaparsam yapayım, kabul edilmek amaçlı yaptığım hiç bir şeyin faydası olmadığını gördüm. Sen kendini kabul etmiyorsun kısacası azizim. Hayat acımasızdır. Sadece sana değil. Senin en başta iç dünyandaki o pisliklerden arınman lazım. o pislikler, senin bu yaşa gelene kadar çevreden aldığın negatif telkinler. Yapamazsınlar edemezsinler. Ve dost dediğin insanlar olduğunda bile, o insanların senden hazzedemeyeceği şeyler olacağını da unutma. Güzel sözler duymaya şartlananlar, kötü sözlerden daha fazla yara alırlar. Kısacası, kendini tanı, geliştir. İnsanları birinci öncelikten düşür, kendine hedefler koy. Öğren, çevreni gözlemle, insanlar birbirine nasıl yaklaşıyor, ne tepkiler alıyor. Yorumla. Ama şahsimce en güzel tavsiye, Peygamber Efendimiz'i tanıman. O'nun öğretilerini okuyup anlamaya çalışman. Ardından kendi değerlerini, hakikat üzerine kur. Bunlar acı süreç, seneler sürer, ama meyvesi güzeldir. Ondan sonra, dünyada düşman ararsın bulamazsın. İyi insan olmayı kabul edilmek için değil, hayırlara vesile olmak için iste kısacası. Sevildiğin zaman da, kabul edilmenin çok kritik bir konu olmadığını, önemli olanın maneviyat olduğunu görürsün, bir daha zirilyon kez düşsen, kalkmayı bilirsin. Sevgiler.