Felak Nas Sureleri Okununca Büyü Bozulur Mu?

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Bu sorunun cevabına geçmeden önce Felak ve Nas Surelerinin indiriliş amacına değinmek istiyoruz.

Müslim, Buhari, Tirmizi, Nesai’den nakledilen hadisler aynen şöyledir:

İbni Abbas ve Hz Aişe’den rivayetle; Yahudilerden bir çocuk Hz. Peygamber (S.A.V.)’e hiz****met ederdi. Yahudiler onun aklını çelip Rasûlullah (S.A.V.)’ın taradığı saçlarından ve tarağından bir kaç diş almasını istediler. O da bunları alıp yahudilere verdi. Yahudiler de bunlarla Rasûlullah (S.A.V.)’a büyü yaptılar. Bunu yapan kişi içlerin****den İbn A”sam adında birisiydi. Yaptıktan sonra o büyüyü Züreyk oğullarının kuyusuna attılar ki o kuyuya Zervan denilirdi.
Bu büyü ile Rasûlullah (S.A.V.) rahatsızlandı. Başında saçları dağıldı ve döküldü. Altı ay süreyle kadınlara gittiğini görüyor (ona öyle geliyor) ve fakat onlara (aslında) yaklaşmamış oluyordu. Bir iş yaptığını sanıyor ve fakat yapmamış oluyordu. Erimeye başlamıştı fakat başına ne geldiğini bilmiyordu.
Bir gün uyuduğu bir sırada kendisine (rüyasında) iki melek geldi. Birisi baş tarafına, diğeri ayak ucuna oturdu. Ayak tarafına oturan baş tarafına oturana:
“Adamın nesi var?” diye sordu. Başucundaki:
“Hasta olmuş.” dedi. Ayakucun****daki:
“Neden hastalanmış?” diye sordu. Başucundaki:
“Kendisine büyü yapıl****mış.” dedi.
“Ona kim büyü yapmış?” sorusuna da:
“Yahudi Lebîd ibn A’sam.” demiş.
“Ona ne ile büyü yapmış?” sorusuna da:
“Tarağı ve taraktan düşen saçıy****la.” cevabını vermiş.
“Peki o büyü nerede?” deyince de
“Bir hurma çiçeğinin kabuğunda, Zervan kuyusunun dip taşının altında.” diye cevap vermiş ve o sıra****da Hz. Peygamber (S.A.V.) uykusundan uyanmış ve:
“Ey Aişe, farkında mısın Allah Tealâ bana ilâcımı bildirdi.” buyurmuş, sonra da Ali, Zübeyr ve Ammâr ibn Yâsir’i o büyüyü alıp getirmeye göndermiş. Kuyunun başına gelmişler, kuyu****nun ipini çekmişler, kuyudaki su sanki kına suyu gibiymiş. Kayayı kaldırmışlar, altındaki hurma çiçeği kabuğunu çıkarmışlar. İçinde Hz. Peygamber (S.A.V.)’in sa****çından düşen kıllarla, tarağından kırılmış iki diş ve yanında bağlanmış bir ip varmış. İpin üzerinde iğne ile dikilmiş on iki düğüm varmış.
İşte bunun üzerine Allah Tealâ bu iki Sûreyi indirmiş de her âyet okunduk****ça bir düğüm çözülmüş ve Rasûlullah (S.A.V.), ondan her bir düğüm çözüldükçe bir hafiflik hissediyormuş. Nihayet son düğüm de çözülünce rahatlayıp sanki ipten kurtulmuş gibi kalkmışlar.

Görüldüğü gibi, Felak ve Nas Sureleri Peygamberimize (S.A.V) yapılan bir büyü-sihir sonucu indiriliyor. Ancak önemli olan nokta, öncelikle Peygamberimiz (S.A.V.) kendisine yapılan büyünün yerini rüyasında görüyor, gösteriliyor, bildiriliyor. Kuyuda olduğu bilinen büyü, öncelikle bulunuyor ve sonrasında büyünün etkileri Felak ve Nas Sureleri okunarak gideriliyor.

Kur’an-ı Kerim baştan sona bir şifa hazinesidir. Felak ve Nas sureleri ise büyücülerin şerrinden Allah’a sığınmayı öğütleyen Ayetlerdir.

Dua her zaman Kul ile Allah arasında bir köprüdür. İsteğinizle bağlantılı olarak o köprüye ulaşır, yüce yaradandan isteğiniz, amacınızı, muradınızı veya şifanızı dilersiniz. Felak ve Nas Sureleri büyünün kişinin üzerinde var olan etkilerini kaldırmada büyük yardımcı olduğunu tüm islam alimleri bildirmişlerdir. Ancak öncelikle yapılan büyünün ne olduğu ve nasıl, ne zaman, kimler tarafından yapıldığını bilmek önemlidir. Büyünün nasıl yapıldığı, ne zaman, kimler tarafından yapıldığı neyle yapılıp, nereye koyulduğu öğrenilmeden dua okumak, kısa süreli bir rahatlamanın ötesine geçmeyecektir. Aynen vücuda giren bir toplu iğnenin vücuttan çıkmasını beklemeden üzerine merhem sürülmesi gibidir. Toplu iğne vücutta kaldıkça üzerine sürülen merhem etki etmeyecek, durum belki dahada kötü bir hal alacaktır. Öncelikle toplu iğnenin vücuttan çıkarılması, bölgenin temizlenmesi ve sonrasında merhem sürülmesi yarayı daha çabuk temizleyecektir.

Her zaman tekrar ettiğimiz gibi, Havas ilmi dahil her ilimde şifayı önce Allah’tan bilmek gerekir, sonrasında Allah’ın izni doğrultusunda tedavi her zaman başarıya ulaşacaktır.

Önce teşhis ardından tedavi gelmelidir…

(Alıntı)
 
Üst