nikolaateslaa
Kayıtlı Üye
- Katılım
- 12 Eyl 2013
- Mesajlar
- 4
- Tepkime puanı
- 0
Umarım konuyu doğru yere açıyorumdur. Haydi hayırlısı.
Kur'anla oldukça ilgili bir insanım. Yavaş yavaş Kur'an'ı anlamaya ve yaşamaya başladım. Bazı konuları bahsediş biçimi ve öğütleriyle beni benden alan bir kitap. Yeri geldikçe Kur'an'da bahsi geçen konuları durumları araştırırım. Geçenlerdeyse gözüm cin suresine ve süleyman paygamber hadisesine takıldı. Okudum. Hem Kur'an'dan hem de üzerine yazılmış makalelerden. Bu okumalarımın üzerinden 2-3 gün geçmişti ki aklıma daha önceden arkadaşlarımdan birinin bana bahsettiği falcı geldi. Sordum kendime 'acaba insanlarla cinler arasındaki bağlantıdan en çok faydalanan insanlar medyumlar veya falcılar mıdır?' diye. Derken arkadaştan rica ettim. O da başka bir arkadaştan rica etti. En sonunda buluşma ayarlandı ve falcıyla buluşacağımız günü heyecanla beklemeye başladık.
Yanı sıra belirtmekte fayda var. Kadına fal baktırma merakımızın sebebi geleceği veya başka bir şeyi bilmek değil, aksine kadının cinlerle ilişiği olup olmadığını kontrol etmekti. Aslında bi nevi kontrollü deney yapacaktık. Ve eğer bir ilişiği varsa cinlerin davranış biçimini keşfetmeye çalışacaktık. Fakat bunun üzerini ustaca örtmeliydik..
Yüzünde büyük bir beni olan yaşlı başlı bir kadın hayal etmiştim ki öyle olmadı. Oldukça alımlı ve bir o kadar da güzel, normal bir kadındı karşımızda ki. Önceden içip niyet ederek kapattığımız kahve fincanlarımızı kadına uzattık. İlk başta benim falıma baktı. Hayatımda ilk defa rastladığım bu kadın, kimsenin aklına gelmeyen kendimle ilgili inanılmaz gerçekleri ardı ardına söylemeye başladı. Fincana bakmıyordu bile. Tek söylediği geçmişten gerçeklerdi. Arada bana bir dilek tut dedi. Benimde aklıma bir şey gelmedi hemen. Çünkü fazla hırslı olmayan br insanım açıkçası ve bir dilek tutamadım. En sonunda "KUR'AN" dedim içimden. Kadında bana 'kafan çok boş yanı sıra dileğin olacak' dedi. Ve sonra falıma bakmaya devam etti. Yani gerçekleri söylemeye..
Şaşırmıştım. Ağzım açık bir vaziyette donakalmıştım. Çünkü kadın biliyordu. Anılarımın çalınmış olduğunu hissetmiştim bir anda. 'Bırak! Onlar benim anılarım'..
Hemen ertesinde iki arkadaşımın falına daha baktı.
İnanılmazdı...
Arka odaya geçtik arkadaşlarla. Konuyu tartıştık. Nasıl biliyor, nasıl yapıyor diye sorduk birbirimize. Bir cevap bulamadık elbette ve cinler olabilir dedik haliyle. Ve aklımızda ki soru işaretleriyle evlerimize dağıldık.
Bu olaydan bir hafta kadar sonra buluşmayı ayarlayan arkadaşla görüştük. Ve dediğine göre kadın bize fal baktıktan sonra artık bir daha bakmayı reddetmiş ve tümüyle elini eteğini bu işlerden çekmiş.
Yine şaşırmıştık. Ertesinde sormaya başladık. Neden, niye, niçin yaw?
Aklıma şöyle bir düşünce hızla çarpmıştı bu sorgulamadan sonra: Acaba, acaba Kur'an mı acaba Allah mı, acaba kadını rahatsız eden bu cinler müslüman mı olmuşlardı. Acaba kadın mıydı Allah diyen, acaba, acaba..
Gene aklımızda ki soru işaretleriyle kalakalmıştık.
Acaba niye bıraktı?
Kur'anla oldukça ilgili bir insanım. Yavaş yavaş Kur'an'ı anlamaya ve yaşamaya başladım. Bazı konuları bahsediş biçimi ve öğütleriyle beni benden alan bir kitap. Yeri geldikçe Kur'an'da bahsi geçen konuları durumları araştırırım. Geçenlerdeyse gözüm cin suresine ve süleyman paygamber hadisesine takıldı. Okudum. Hem Kur'an'dan hem de üzerine yazılmış makalelerden. Bu okumalarımın üzerinden 2-3 gün geçmişti ki aklıma daha önceden arkadaşlarımdan birinin bana bahsettiği falcı geldi. Sordum kendime 'acaba insanlarla cinler arasındaki bağlantıdan en çok faydalanan insanlar medyumlar veya falcılar mıdır?' diye. Derken arkadaştan rica ettim. O da başka bir arkadaştan rica etti. En sonunda buluşma ayarlandı ve falcıyla buluşacağımız günü heyecanla beklemeye başladık.
Yanı sıra belirtmekte fayda var. Kadına fal baktırma merakımızın sebebi geleceği veya başka bir şeyi bilmek değil, aksine kadının cinlerle ilişiği olup olmadığını kontrol etmekti. Aslında bi nevi kontrollü deney yapacaktık. Ve eğer bir ilişiği varsa cinlerin davranış biçimini keşfetmeye çalışacaktık. Fakat bunun üzerini ustaca örtmeliydik..
Yüzünde büyük bir beni olan yaşlı başlı bir kadın hayal etmiştim ki öyle olmadı. Oldukça alımlı ve bir o kadar da güzel, normal bir kadındı karşımızda ki. Önceden içip niyet ederek kapattığımız kahve fincanlarımızı kadına uzattık. İlk başta benim falıma baktı. Hayatımda ilk defa rastladığım bu kadın, kimsenin aklına gelmeyen kendimle ilgili inanılmaz gerçekleri ardı ardına söylemeye başladı. Fincana bakmıyordu bile. Tek söylediği geçmişten gerçeklerdi. Arada bana bir dilek tut dedi. Benimde aklıma bir şey gelmedi hemen. Çünkü fazla hırslı olmayan br insanım açıkçası ve bir dilek tutamadım. En sonunda "KUR'AN" dedim içimden. Kadında bana 'kafan çok boş yanı sıra dileğin olacak' dedi. Ve sonra falıma bakmaya devam etti. Yani gerçekleri söylemeye..
Şaşırmıştım. Ağzım açık bir vaziyette donakalmıştım. Çünkü kadın biliyordu. Anılarımın çalınmış olduğunu hissetmiştim bir anda. 'Bırak! Onlar benim anılarım'..
Hemen ertesinde iki arkadaşımın falına daha baktı.
İnanılmazdı...
Arka odaya geçtik arkadaşlarla. Konuyu tartıştık. Nasıl biliyor, nasıl yapıyor diye sorduk birbirimize. Bir cevap bulamadık elbette ve cinler olabilir dedik haliyle. Ve aklımızda ki soru işaretleriyle evlerimize dağıldık.
Bu olaydan bir hafta kadar sonra buluşmayı ayarlayan arkadaşla görüştük. Ve dediğine göre kadın bize fal baktıktan sonra artık bir daha bakmayı reddetmiş ve tümüyle elini eteğini bu işlerden çekmiş.
Yine şaşırmıştık. Ertesinde sormaya başladık. Neden, niye, niçin yaw?
Aklıma şöyle bir düşünce hızla çarpmıştı bu sorgulamadan sonra: Acaba, acaba Kur'an mı acaba Allah mı, acaba kadını rahatsız eden bu cinler müslüman mı olmuşlardı. Acaba kadın mıydı Allah diyen, acaba, acaba..
Gene aklımızda ki soru işaretleriyle kalakalmıştık.
Acaba niye bıraktı?