Bazı din adamları bedenden ayrılan ve geri dönen ruhun cennette bir yere sahip olamayacağını söylüyor. Hatta dahada ileri gidip Allahın bu ruhun kulluğunu kabul etmeyeceğini.
Bunu ilk defa duyuyorum bana hiç mantıklı gelmedi.Dediğim gibi ruh insanın içinde oturuyo zaman zaman dışarı çıkıyor sonra dönüyor diye birşey yok.Ruhla beden arasında bir irtibat var ama bu nasıl birşey onu bilemiyoruz.
İnternette araştırdım sorduğunuz hususu,çok fazla bilgi yok ama 1-2 kaynaktan biraz bilgi buldum.
Diyanete göre :"Astral seyahat denilen hadiseyi ruh beden ilişkisi uyku ve rüyalar bağlamında değerlendirmek gerekir. Kadim insanlık tarihinden beri ruh beden ilişkisi, insanın uykuda durumu ve rüyalar bütün felsefi, dini akımların konusu olmuştur. Ancak henüz bu ilişkinin mahiyeti hakkında pozitif verilere dayalı olarak kesin bir yargıya varılamamıştır
İnsan şuurunun fiziki bedeninin dışına yansıması ya da diğer bir tanımla, şuurluluk alanının genişleyerek beden dışına taşma olayı olarak isimlendirilen "Astral Seyahat" veya "Şuur Projeksiyonu" ise ruh beden ilişkisine bağlı olarak bütün felsefi ve tasavvufi-mistik akımların önemli bir konusudur.
Meseleye Parapsikoloji İlmi açısından bakacak olursak, İslam dini sırf bilimsel saiklerle işin özünü kavramaya matuf çalışmaları uygun görür. Eğer böyle bir astral seyahat'le insanlığa hizmet ve bilimsel gelişmelere katkı sağlanacaksa, İslam öğretisinin ön gördüğü ahlaki ilkeler çerçevesinde, müslümanların da bundan geri kalmaması gerekir."
Sorularla islameyetten açıklama: "Astral seyahat; Ruhun bedenimizi belirli bir süre terk ederek çeşitli yerlere düşünce hızı ile gidip, gittiğimiz yerlerde meydana gelen olayları izleyebilmeye denmektedir.
Ancak esasında ruh bedenden ayrılmamaktadır. Ruh bedenden ayrılmadan da başka yerlerde bulunabilme özelliğine sahiptir. Nitekim nefislerini terbiye etmiş insanların ruhları bir anda bir çok yerde bulunabilmektedir. Abdulkadiri Geylani Hazretleri aynı anda kırktan fazla yerde görülebilmiştir.
Allah’ın veli kullarının yaptığı gibi ruhunu terakki ettirip cesedine galip getirmek. Bu tarz bir ruh yükseltmesi sizi korkutmasın. Çünkü, Allah’ın istediği ve sevdiği bir tarzdır.
İstidrac dediğimiz dinden uzak olan bazı şahısların yaptığı gibi bir ruh - beden ayırımına gitmektir. Bu tarz ise çok zor olmakla beraber tehlikelidir. Bazen istenmeyen ve beklenmeyen bir sonuç ile karşılaşılabilir. "
Prof.Dr.Zekai Nurtaş diye birinin açıklması : "Astral seyahatin kendi başına bir günahı yoktur fakat bu seyahat sırasında gideceğiniz yerlerin ve yapacaklarınızın günahı aynen geçerlidir. O yüzden illa astral seyahat yapacaksanız, edeple kendinize hakim olun. Şeytana uyup da misal, hoşlandığınız kızın/erkeğin odasına falan gitmeyin."
Benim bunlardan çıkardığım sonuç: Astral seyahat günah dil.Ama nefsini eğitmemiş kişi için tehlikelere açık.
Veli zatlar manevi alemlerdeki yolculuklarını rahmani amaçla yapmışlar.Niyetleri Allah ın varlık ve birliğinin delillerini görmek,onun kemalini ve cemalini seyretmek ve O na vasıl olmak.Onun için zarar görmemişler.
Yunus Emre ne güzel anlatmış:
SURETTEN GEL SIFATA
Suretten gel sıfata, onda mana bulasın,
Hayallerde kalmagıl, erden mahrum kalasın.
Bu yolda acayip çok, sen acebe aldanma, (cazip şeylere takılıp kalma demek istiyor)
Acayip anda dost ola dost yüzünü göresin.
Aşk kuşağın kuşangıl, dostun yoluna vargıl,
Mücahede çekersen müşahede göresin. (mücadele edersen çile çekersen manevi gözün açılır demek istiyor)
Bundan aşkın şehrine üç yüz deniz geçerler,
Üç yüz deniz geçüben yedi tamu (ateş) bulasın.
Yedi tamuda yangıl, her birinde kül olgıl,
Vücudun orda kogıl, ayrık(başka) vücut bulasın. (nefsani benliği bırak ilahi benliğini gerçek benliğini bul)
Hakikattır Hak şarı, yedidir kapıları,
Dergâhda yazılıdır, gidip kudret göresin.
Evvelki (birinci) kapısından bir kişi olur orda,
Sana eydür; "beri gel", olmaya ki varasın.
İkinci kapısında iki tane arslan var,
Niceleri korkutmuş, olmasın ki korkasın.
Üçüncü kapısında üç evren(ejderha) vardır orda,
Sana hamle ederler, olmasın ki dönesin.
Dördüncü kapısında dört pirler vardır orda,
Bu söz sana rumuzdur, gör ki delil bulasın.
Beşinci kapısında beş ruhban vardır orda,
Türlü meta satarlar, olmasın ki alasın.
Altıncı kapısında bir huri oturur orda,
Sana eydür; gel beri, olmaya ki varasın.
Çün sen anda varasın, o huriyi alasın,
Bir vayadan (güzel kadın) ötürü yolda mahrum kalasın.
Yedinci kapısında yediler oturur orda,
Sana derler kurtuldun, gir dost yüzün göresin.
Çün içeri giresin, dost yüzünü göresin,
"Enel Hak" şerbetini dost elinden içesin.
Allaha,gerçeğe ulaşmak kolay dil.Bu manevi yolculuk çeşitli engellerle dolu imtihan sırrı gereği.
Evliyanın dediği gibi kulla Allah arasında yetmiş bin nurani ve zulmani perde var.Bu perdeleri kaldırıp aşmak kolay bişe dil.
Güçlü bir irade ve çalışma ister.
Yunus Emre bu yolculuğu 7 kapılı manevi bir yolculuk olarak anlatmış yukardaki şiirde.
Yolda insanı yolundan alıkoyabilecek nefsani duygulardan,şehvetten korkudan bahsetmeiş tavsiyelerde bulunmuş.
Yunus Emre yan ki vucuttan ayrıl yani nefsani vücuttan ayrıl başka yani gerçek vücut bulasın diyor.Yani nefsani benliğinden sıyrıl gerçek ilahi benliğini bul diyor.
Yolculuğu tamamlayabilenler mükafat olarak "enel hakk" şerbeti içerler diyor.
Enel hakk şerbeti içmek gerçek benliğini bulmak demektir.
İnsanoğlu aslında kendini hiç tanımıyor,hep ben ben diyor ama ben dediği şeyin ne olduğunu hiç bilmiyor.
Mesela açıktım diyoruz ama açıkan nefsimiz ben dediğim şey dil.Biz kendimizi nefis zannediyoruz.
Şu anda ben dediğimiz şey asıl benliğimize ualşmak için bize geçici olarak verilmiş vehmi yani sanal bir benlik.
Bizim aslımız Allah ın isimleri.Hepimiz ve tüm varlık Allah ın isimlerindne meydana gelmiş varlıklarız.
Cennetde Allah görülecek denen olay da budur.Yani gerçek benliğini bulmak.Senin Allah da olan karşılığını bulmak.
Bu olaya mirac denir.Sadece Hz.Muhammed bedeni ile birlikte mirac yapmıştır çünkü bu kainat onun nurundan yaratılmış.Onun bedeni ruh kadar hafif ve latifdir.Diğer insanların tümü bedensiz manevi mirac yapar.
Dinde gerçek benliğine ulaşarak yaşadığın hayata cennet hayatı denir.Gerçek benliğinden uzak yaşanan hayata da cehennem hayatı denir.
Yani insan Allah ı red etmekle kendi fıtratını red eder kendi cehennemini kendi hazırlar.
Bu konularda Bediüzzaman hazretlerinin eserlerini okumanı hararetle tavsiye ederim.Kendisi zamanın müceddidir.Yaptığı mirac sonucu edindiği tecrübelerini Risale -i Nur adlı eserde yazmış.Aslında kendisi yazmamış ilham olarak gelen düşüncelerini yanında bulunan şahıslara yazdırmış.Yani bu eserleri odasında masası başında kahvesini yudumlarken yazmamış.Yaşamadığım şeyi yazmadım diyor.
İnsan denen muammamayı masaya yatırmış bütün manevi ve maddi duyularını hislerini organlarını incelemiş.
Yani insana kendisini anlatıyor.Okumak için müslüman olmaya gerek yok çünkü eserleri akla hitap ediyor,akıl sahibi olmak yeterli okumak için.