Zor bir aile'de büyümek / toksit ebeveynler

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Zor bir ailede büyümenin ne demek olduğunu böyle bir ailenin içinde olanlar çok iyi bilir.
Bu konuda tarih obası isimli youtube kanalı bir uzmanın kitabından yola çıkara çok iyi açıklamalar yapmış.
Kişinin ailesini kendisini bulunduğu ortamı doğru analiz edebilmesi için bu videonun izlenmesini gerekli görüyorum

 
Ü

Üye silindi 68553

Ben bunu lanetlenmeye benzetiyorum sürekli çevrenizdeki mutlu ailelere bakıp neden ben diye düşünüyorsunuz. Kan bağı denen şey çok kötü bir illet kesip atamıyorsunuz, hayatınızdan tamamen çıkartamıyorsunuz. Şiddetin hangi türlüsü olursa olsun ruhunuzda asla iyileşmeyecek derin yaralar açıyor. Tabiki karakterinizdede.
 
Ü

Üye silindi 58480

Şiddetin hangi türlüsü olursa olsun ruhunuzda asla iyileşmeyecek derin yaralar açıyor. Tabiki karakterinizdede.

Buna katılmıyorum.
Aslında şöyle katılıyorum :

Gördüğümüz bir şiddet eğer ki yüzleșme ve serbest bırakma korkusu ile birleşirse işte kısır döngü dediğimiz gayya kuyusuna düşmüş oluyoruz. Spritualizmde buna lanet denir. Çünkü içeriden dışarıya yol bulamayacak şekilde enerji kilidi ile kendi kendinizi kitlemișsinizdir. Bilișsel olarak ta bundan istem dışı olarak emin olmuşsunuzdur.


Ama asla katılmıyorum çünkü Allah insan zihnini herturlu doldurup boşaltılabilecek, yeniden yeniden ve yeniden rahatlıkla kurgulanabilecek şekilde yaratmıştır.


Ayet der ki : tövbe edin. Hatta zulme uğrayınca bile tövbe etmemiz istenir. İnsan bunu gururuna yediremedigi için işin hikmetini ıskalar ve gizli kibri dolayısı ile de ruhsal lanetini üstlenmiş olur.


Tovbe demek, zulme uğrasan bile, canın yansa bile, haketmemis olsan bile, istem dışı geliştirdiğin kurban bilincini terkedebilmek demektir.

Başka bir ayet :

İyilikler kötülükleri giderir der.
Yani travmatik bilincinizi, hayır amel ișleyerek büyüttüğünüz doğal benliğinizin yanında gittikçe kucultebilirsiniz. Çünkü zihin harita çıkarır. Neye odaklı yaşarsan, onun talepleri enerji olarak sana yağar. Hatta bir süre subliminal olarak bile kusatilirsin. İyiye kullanmaya çabalamakta fafda var.

Bu bu kadar basittir.
Ama işte lanet dediğimiz kısır bilince sapmış gayya kuyusunun içinde isek çıkış ne yazık ki içeriden olmuyor artık.

Dışarıdan oluyor. Yani sağduyu kanalı hala açıksa herzaman kurtuluş vardır.


Kurtuluş tövbe etmekle gelir. Müslüman olmayan kişi ise ne yazık ki benzer bir enerji kanalına girmek zorundadır.

Negatif enerji akışını bilinçli olarak kesen ve Tabiattaki Pozitif akış ile çaba sarfetmeden yüklenmeye devam etmen anca tövbe bilinci ile olur çünkü. Arınmayana kozmostan tam destek yok.
 
Ü

Üye silindi 68553

Buna katılmıyorum.
Aslında şöyle katılıyorum :

Gördüğümüz bir şiddet eğer ki yüzleșme ve serbest bırakma korkusu ile birleşirse işte kısır döngü dediğimiz gayya kuyusuna düşmüş oluyoruz. Spritualizmde buna lanet denir. Çünkü içeriden dışarıya yol bulamayacak şekilde enerji kilidi ile kendi kendinizi kitlemișsinizdir. Bilișsel olarak ta bundan istem dışı olarak emin olmuşsunuzdur.


Ama asla katılmıyorum çünkü Allah insan zihnini herturlu doldurup boşaltılabilecek, yeniden yeniden ve yeniden rahatlıkla kurgulanabilecek şekilde yaratmıştır.


Ayet der ki : tövbe edin. Hatta zulme uğrayınca bile tövbe etmemiz istenir. İnsan bunu gururuna yediremedigi için işin hikmetini ıskalar ve gizli kibri dolayısı ile de ruhsal lanetini üstlenmiş olur.


Tovbe demek, zulme uğrasan bile, canın yansa bile, haketmemis olsan bile, istem dışı geliştirdiğin kurban bilincini terkedebilmek demektir.

Başka bir ayet :

İyilikler kötülükleri giderir der.
Yani travmatik bilincinizi, hayır amel ișleyerek büyüttüğünüz doğal benliğinizin yanında gittikçe kucultebilirsiniz. Çünkü zihin harita çıkarır. Neye odaklı yaşarsan, onun talepleri enerji olarak sana yağar. Hatta bir süre subliminal olarak bile kusatilirsin. İyiye kullanmaya çabalamakta fafda var.

Bu bu kadar basittir.
Ama işte lanet dediğimiz kısır bilince sapmış gayya kuyusunun içinde isek çıkış ne yazık ki içeriden olmuyor artık.

Dışarıdan oluyor. Yani sağduyu kanalı hala açıksa herzaman kurtuluş vardır.


Kurtuluş tövbe etmekle gelir. Müslüman olmayan kişi ise ne yazık ki benzer bir enerji kanalına girmek zorundadır.

Negatif enerji akışını bilinçli olarak kesen ve Tabiattaki Pozitif akış ile çaba sarfetmeden yüklenmeye devam etmen anca tövbe bilinci ile olur çünkü. Arınmayana kozmostan tam destek yok.



Hayır o kadar basit değil! Hiçbir zaman olmadı. Özellikle küçük yaşlarda maruz kalınan şiddet, hangi türlüsü olursa olsun çocuğun gelişimini belli oranda etkiler. Öfke problemleri, asosyal kişilik, iletişim kurma sorunları, dikkat dağınıklığı bunların hepsi şiddetinin birer sonucudur. Keşke söylediğiniz gibi atlatılabilir bir durum olsa maalesef ki değil.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Ben bunu lanetlenmeye benzetiyorum sürekli çevrenizdeki mutlu ailelere bakıp neden ben diye düşünüyorsunuz. Kan bağı denen şey çok kötü bir illet kesip atamıyorsunuz, hayatınızdan tamamen çıkartamıyorsunuz. Şiddetin hangi türlüsü olursa olsun ruhunuzda asla iyileşmeyecek derin yaralar açıyor. Tabiki karakterinizdede.
Asla iyileşmeyecek kısmına pek katılmıyorum çünkü insan değişebilen dönüşebilen bir varlıktır.
Tamam iyileşme kısmı kolay değil doktora gidelim desek her doktorunda başarabileceği birşey değil
ama düzenli bir eğitim ile başımızda ki ehil bir kişinin terapisi ile düzelebileceğine inanıyorum.
Evet gönülde ve zihinde iz kalır
keşke böyle olmasaydı diyebiliriz
ancak yaşadığımız durumun getirdiği sonuçları üzerimizden atabiliriz gene de.
 
Ü

Üye silindi 58480

Hayır o kadar basit değil! Hiçbir zaman olmadı.

Yöntem olarak basit.
Ama yola koyulmak? İşte o artık zor.



Özellikle küçük yaşlarda maruz kalınan şiddet, hangi türlüsü olursa olsun çocuğun gelişimini belli oranda etkiler.


Şiddete maruz kalan kişinin bile tövbe etmesi gerek.

Bunu anlayabilip anlayamamasına bakar iș.

Haketmediğini düşündüğü davranışlara maruz kalmak kişide 2 şeye dönüşür :

1- kınayıcı kişilerden duyduğu kronik korku ve kalıcı kurban bilinci
2 - intilam ve kinden ile beslenen kişilik bozukluğu. Bu kişiler sıradan insanları bile potansiyel kötü olarak algılarlar.

Sağlıklı birey olmak için travma yaşadığımız için bile tövbe etmemiz gerekir.

Sonuçta tek bir Allah var ve hayır da şer de ondan geliyor. Hakettik ki yaşadık. Bebeklikte yaşanan travmalar Bike sonradan düzeltilebilir durumlardır. Ama ego ve gizli kibir, bünyenin travmasına tutunan asıl tehlikedir. Travma bir süre sonra egonun bahanesi olur sadece, anlayamazsın. Travmadan korkma. Ona ölümüne tutunan ve kibri ile seni debeletip duran egondan kork.

Yahu birçok hipnoterapist bırakın bebekligi geçmiş yaşamındaki seni düzeltiyor.

Dünyada adaletsiz birsey yok.
Bebekken kötü muamele görmeyi bile soyundan gelen karmik enerji üzerinden hakediyorsun. Önemli olan bunun kalıcı olmaması. Allahin adaleti de burada belli ediyor kendini.


Dünya'daki canlılık deneyimin, aslında egon ile mücadele alanıdır. İlla haksızlığa ugratilacaksin. Öyle ya da böyle gelip catacak. Gücün yetmeyecek. O gururun kırılacak.

Mesele bu haksızlığı geçmiş günahlarına veya üzerindeki karmik borçlara bir kefaret sayabiliyor musun? Çünkü büyüklük göstermezsen senden düşüyor bu borçlar. Yoksa egonu bireysel olarak benimseyip zurruyetine mi borç bırakacaksın?



Evrende haksızlık yoktur. Kişisel bakmayın olaya. Bebekken tecavüze uğrar. Ama bu travmayı aşarsa mertebe olarak senin benim üstüme çıkar ahirette, zelalet ona vah çeken bize kalır. Bilemeyiz. Bütüncül görün. İmtihanı zor olana acımayın bu kadar. Allah kimi hangi vadede hangi sınama dolayısı ile ne şekilde yükseltir bilemeyiz.




Allah'a rağmen aşılamayacak travma yoktur. Allahtan başka mutlak yıkıcı da yok. Kahredici de yok. Kurtarıcı da.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

gamzedeyim

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Ağu 2018
Mesajlar
73
Tepkime puanı
38
Asla iyileşmeyecek kısmına pek katılmıyorum çünkü insan değişebilen dönüşebilen bir varlıktır.
Tamam iyileşme kısmı kolay değil doktora gidelim desek her doktorunda başarabileceği birşey değil
ama düzenli bir eğitim ile başımızda ki ehil bir kişinin terapisi ile düzelebileceğine inanıyorum.
Evet gönülde ve zihinde iz kalır
keşke böyle olmasaydı diyebiliriz
ancak yaşadığımız durumun getirdiği sonuçları üzerimizden atabiliriz gene de.
Çok doğru. Zaten bahsedilen video ve kitapta da bu anlatılıyor. Çocukluğumuzdaki şeylerden biz sorumlu değiliz ama büyüyünce bunu tedavi etmiyorsak biz suçluyuz. Sonuçta bize bunları yaşatan anne babalar da psikolojiler düzgün olmadığı, öyle gördükleri için bunu yapıyorlar. Kendilerini iyileştirebilen bilinçli insanlar olsalardı bizler bunları yaşamazdık. O yüzden her insan kendini iyileştirmeli, sorunları aşmalı ki anne babasından farkı olsun. Kendi de yara açan anne babalardan olmasın.

Çocukluğumuzda başımıza gelenlerden biz suçlu değiliz onlar suçlu ama büyüyünce düzeltmiyorsak kimseye suç atamayız biz suçluyuz.
 
Ü

Üye silindi 58480

Çocukluğumuzdaki şeylerden biz sorumlu değiliz ama büyüyünce bunu tedavi etmiyorsak biz suçluyuz.

İşte en isabetli yaklaşım. Tebrik ederim.


Asla karşımıza çıkan o zararsız köpekten korkmadık. Ama her seferinde 20 yıl önce bizi ısıran köpeğin hatırasından korktuk. Bunun suçunu da karşımıza çıkan o zararsız süs köpeğine attık.

Aileden gelen yanlış terbiye kalıplarını kırmadıkça hayatta da ilerleyemiyoruz bir noktadan sonra. Bu noktada aileyi suçlamaya gerek yok.

Evin yanıyor çünkü. Napman lazım? Söndürmen lazım. Ama sen alevlerin içinde yangını baban veya annen çıkardı diye hem onları suçlamaya kalkıyorsun hem ceza kesmeye yelteniyorsun hem de yanmaya devam ediyorsun. Aklına önce yangını söndürmek bile gelmiyor.


Aileden gelen hatalı terbiye kalıpları ne yazık ki böyle. Kırman ve kurtulman gerekirken, bunun yerine suçlama yoluna gidiyorsun. Haklı davanda haksız konuma düşüyorsun.
 
Ü

Üye silindi 68553

Elbette sizde haklı olabilirsiniz. Ama ben bu konuda hiçbir zaman iyimser olamıycam.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Allah'a rağmen aşılamayacak travma yoktur. Allahtan başka mutlak yıkıcı da yok. Kahredici de yok. Kurtarıcı da.
Bu herzaman okadar kolay değildir.

Benim bir arkadaşım depresyon geçirdi annesi namaz kıl geçer dedi
kız kuşluk namazına kadar kılmadığı namaz kalmadı ama geçmedi.

Allah bir sistem yaratmış sistem bozulduğunda nasıl müdahale edileceğini de yaratmış ancak buna herkes uğlaşamıyor.
Sağlıklı bireylerin Allaha sığın geçer sözü sağlığını kaybetmiş bireyler için geçerli değildir maalesef.
Keza Allahın bana sığının sıkıntınızdan kurtulun diye bir vaadi de pek yok.
Tam aksine bir ayette SİZDEN ÖNCEKİ ÜMMETLERİN ÇEKTİĞİ SIKINTILARI ÇEKMEDEN CENNETE GİREBİLECEĞİNİZİ Mİ SANIYORSUNUZ der.Başka bir ayette ONLAR BAŞLARINA BİR MUSİBET GELDİĞİNDE MUHAKKAK BİZ ALLAHA DÖNÜCÜLERİZ DERLER der.Yani islamın prensiplerinde sıkıntılara karşı duracağımız tavır anlatılır şunu yap geçsin diye birşey söz konusu değildir.
Zira dediğim gibi bozulmuş bir sistem var ve onun tamir olunması gerekir.
Bunu da terapiler ile yapıyoruz.

Tabi ki bazı manevi yönelimler de terapi niyetine geçebiliyor.
Mesela Allahın varlığı karşısında dertlerin nekadar önemsiz olduğuna dair telkinler çok önemlidir
ama islamiyette bu tür şeyler nasip meseledir herkes te aynı etki ortaya çıkmıyor.

Bazısı yıllarca dua eder namaz kılar zikir çeker sıkıntılar ile boğuşur
bazısı ise yeni depresyona girdiğinde dur şu namazı bir deneyeyim der anında iyi olur.
Kişilerin alt yapısı çok önemlidir bu konuda.
Alt yapısı müsait olan bir dua ile iyi olurken
alt yapısı iyi olmayanı dua zikir kurtarmıyor.

Gene tekrar etmekte fayda görüyorum önemli olan sistemi keşvedip bozulan sistemi düzeltmektir.

Manevi terapistler de buna özen göstermiştir.

Mesela tasavvuf kültüründe 7 nefs tabakasından bahseder her nefsin bir soruna işaret ettiğine inanırlardı.
Soyadını unuttum daha sonradan önemli bir islam araştırmacısına dönüşücek olan annemaria yıllarca depresyon tedavisi
görmesine rağmen iyileşememiş birisidir onu iyileştiren de bir tasavvuf bilgini'nin 7 nefs tabakasına göre bu kadını ele alıp
manevi yönden terapi etmesidir.

Modern psikolojinin de manevi akımların da tespit ettiği sistemler var.
Dini de doğru konumlandırmak lazım Allah diyerek iyileşmek biraz nasip meseledir.
Allaha sığın iyileşirsin dediğimiz kişiler Allaha sığınmasına rağmen iyileşmezler ise kişide dine karşı bir soğukluk olabilir.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Elbette sizde haklı olabilirsiniz. Ama ben bu konuda hiçbir zaman iyimser olamıycam.
Her insan sahip olduğu deneyime göre konuşur o yüzden sizde haklısınız.
Ancak insan kendisini öğrenmeye açık tutmalı.
Sonuçta tekamül diye bir gerçek var bu hayatta.

Bazen hayattaki bir deneyimden almamız gerekeni aldığımızda bakış açımız değişebiliyor
 

dünyalı

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Nis 2010
Mesajlar
455
Tepkime puanı
772
musibet olaylarında sadece aklımıza geldikçe dua edersek samimi olurmu sizce? Yani nasıl anlatayım ki bu durum sınavına çalışmayı son güne bırakan çocuğun hali gibi......düzenli olarak ders çalışmayı ilke edinmiş biri ile bu koca bir ders yılını son güne bırakarak çalışan çocuğun sınavdan alacağı verim birmidir? o çocuk sınavdan iyi not alsa dahi kafası boşaltılmış çöp gibidir.....kafasına öğrenilmiş bilgi degil işini görecek şeyleri koyar ve sınavla birlikte o çöpüde boşaltır.

Sıkışınca Allah Allah dersek ne kadar samimi oluruz bir düşünün........Kalpler sadece Rabbi andıkça huzura kavuşur... demiyor mu Rabbi mizah anmak demek zikir demek zikir demek kalpdekini dile dökmek demek......anmaya anmaya kalp katılaşıyor ve insan uzaklaştıkça başına gelen herşeyin sorumlusu olarak Rabbi görüyor. ..çünkü ona yaklaşıyor şeytan vesvese vermek için kendine ortak arıyor.....

Tam bir teslimiyetle yönelen bu işten karlı çıkıyor .....zaman zaman yanılıyoruz erteliyoruz ama bilmiyoruz ki sadece ertelediğimiz günden güne eksilen sadece biziz...

Huşu içinde Rabbe yönelerek kılınan namaz sonrasında sanmıyorum ki edilen dua kabul olmasın ...

Ama bu varken yok çevirgel duası yok şahmaran duası okursan........Ve bunada Bismillah diye başlarsan başka sözüm yok.....Kuranı Kerimin hangi duası ayeti bunlar???Bilen varsa yazsın ben göremedim :)
Böyle batıl şeyler yapalım yapa büyüye bismillah deyip başlayınca haliyle samimiyet sorgulanıyor .....sonrada okudum okudum olmadı diyor
 
Üst