Sayın Retro'ya sorduğunuz soru dikkatimi çektiği için haddim olmayarak bir şeyler yazacağım. Umarım saygısızlık olarak algılanmaz ve arkadaşımın geniş bilgi birikimiyle daha kapsamlı bir cevap vereceğinden eminim.
Öncelikle öğrenmede her birimizin kendimize çizdiği bir yol vardır. Burada amaç bakımından ayrılabiliyoruz; majiyi öğrenmek ya da ilmi öğrenmeye çalışmak. Başladığımızda kendimize bir ekol ediniriz, biliyorsunuz ki yelpaze çok geniştir. Genellikle başlangıç ekolümüzü temel alarak sonrasında diğer ekoller hakkında okuma ve araştırma yaparız. Eğer ilmi öğrenmeye çalışıyorsak birçoğumuz şöyle düşünürüz; yeryüzünde gelmiş geçmiş tüm ekollerde ilmin parçası olan bir şeyler vardır. Bu çakralar olabilir, Annunakiler olabilir, uzaylılar olabilir hatta teknolojinin ta kendisi de olabilir. Bu nedenle ilmi öğrenmeye gönül vermiş kişiler olarak bir bilginin doğruluğunu tamamen kabullenmek ya da reddetmek yerine işlevselliğine bakarız ancak bunu yaparken var olan inancımızı korumaya da devam ederiz. İlim öğrenmeye çalışmak hatta majiyi çözmeye çalışmak da bizleri eklektik bakmaya/çalışmaya zorlar. Bu nedenle konuya tek bir din bağlamında değil dinler bağlamında bakmak belki işinizi kolaylaştırabilir. Çünkü inanışlar ve tüm bilgiler aslında tek bir kaynağa bağlıdır. Hatta uzak durduğumuz kara büyüler, büyük bir kitleye sahip olan şeytani inanışlar da dahil. Zaten ilerleyen süreçlerde araştırarak, okuyarak, deneyimleyerek bakış açınız genişleyecektir. O yüzden bunun değerlendirmesi bana kalırsa kişiseldir ve kendi sürecinizde yaşayarak öğreneceksiniz.
Diğer bir yandan zikirle ilgili yukarıda Sayın Retro çok güzel açıklamalarda bulunmuş. Ona görüşüyle ilgili gönülden katılıyorum. Bir ekole girişmeden önce mantığını anlayıp kalbinizi vermeniz gerekir. Yaptığınız esma okumalarındaki asıl amaç "esmayı gönlün vird edinmesidir." Böylelikle siz esmayı okuyor olmasanız dahi kalbiniz, hücreleriniz, bilinçaltınız esmayı okumaya ve sizde yaşatmaya çalışacaktır. Bu gibi uygulamalarda evet sayı önemlidir ancak maji boyutunda ilgileniyorsanız sayılar önemlidir. Ancak ilmi olarak yaklaşacaksanız sayının önemi azalır, hissin ve frekansın önemi devreye girer. Kalple okuyamıyorsanız bu işleri biraz zorlaştırabilir. Biz insanlar olarak özellikle yaşadığımız toplumda koşulsuz sevgiyi deneyimleyemiyorken yaratıcıya karşı koşulsuz sevgiyi oluşturmak zor olabilir. Retro'nun da söylediği gibi girişecekseniz öncelikle buralardan başlamakta fayda var. Çalışmanız sonuca ulaşmadığında veya başınıza gerçekten "kötü" diyebileceğimiz bir sınav geldiğinde yaratıcıyı gönülden sevip teslim olabilecek misiniz yoksa isyan mı edeceksiniz? Yaratıcı size istediğini vermediğinde de aynı şekilde onu sevebilecek misiniz? Bunları içimizde tartmakta fayda var.
Esmalarınızın sayısını arttırmanızı şu an için faydalı bulmuyorum ancak bu benim kişisel görüşüm. Öncelikle okumalı, öğrenmeli, altta yatan felsefeyi idrak edebilmelisiniz. Saat olarak ise aynı saatlerde değil daha çok esmanın uygun olduğu gezegenin saatine veya çalışmanızın hitap ettiği alanın gezegen saatine göre yapmanızda fayda var ancak bunlar çok sonraki konular. İlimle ilgili sınavların temelinde sevgi, majiyle ilgili sınavların temelinde genellikle korku ve öfke yatar. Bunlar pekala genelleme olup kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Ancak ilim de öğreniyorsanız, ilmin bir kolu olan havası da öğreniyorsanız her ikisinde de önceliğiniz felsefeyi anlamak olsun diye tavsiye verebilirim. Sağlam altyapıyla çok daha hızlı sonuç alırsınız.
Kardeşcağzım
bazı yerlerlere katılıyorum kainattaki her şey allahın ilminin bir yansımasıdır
lakin bir tek dinle değil diğer dinlerlede ilgilen der gibi bir söz söylemişsin
biz insanlar tek bir dine inanırız
Tüm hepsine inanıp onların yapdığı iş ve davranışları yapmayız
misal kendim üzerinden örnek vereyim
Satanistler
Bazı büyüler onların uzmanlık alanıdır misal kabala
Onunlada çok ilgililer
kabala büyü sözlerinin manasını bilirmisin
Orada şeytanın üstünlüğü kabul ediliyor bunu ben yapsam şirke girerim
misal yahudiler büyü ve sihrin babasıdır
Ben onların yaptıklarını yapsam neymiş
İşlerim açılsın neymiş sınavda başarılı olayım neymiş annem babam iyi davransın gibi
Saçma sebepler nedeni ile büyü yapsam onların ritüellerini yapsam benim islamdan yana nasıl bir nimetim kalır elimde
dinim çuf gider
yine misal vereyim
Paganlar bilirsinki doğanın kutsal olduğuna inanır
Ve bazı bana göre saçma olan ritueller yapar
Ve ben o rituelleri yapsam
Misal ateşe dileklerimin yazılı olduğu kağıdı attım ve beklemeye başladım ne zaman gerçekleşecek diye
ben burada ateşten medet ummuş olmazmıyım şirk ve küfür ehli olup kafirleşmezmiyim
bak bir insan ve varlık
hangi insanla yada hayvanla yada din ile
Yada fikir ve düşünceler ile samimi olursa elbet aklı ona kayar
biraz açayım ne demek istedim
ben yahudilerin yanına gittim ve onlarla samimi oldum diyelim arkadaş edindim
Onlarla yedin içtim
Elbet islam içimde soğumaya ve yahudilik yerini almaya başlar kalp kayar yani
aynı şekilde ritüel ve işlemlerde öyle
tabiri caizse ben burada kendimi parçalıyorum
siz diyorum
Dilek dileyip onu yakıyorsunuz ve dileğiniz kabul oluyor
Sonra tekrar diliyorsunuz yine kabul oluyor
Tekrar tekrar ve tekrar
ve zamanla kalp kayıyor artık ateşin güçlü olduğuna inanıp ona dua etmeye başlıyorsunuz
misal veriyorum şahsi veya çoğul konuşmuyorum kimse alınmasın darılmasın
ve ben ne diyorum sizi ateşe yaklaştıran iblisdir sizin dileğinizi ateş değil iblis yapıyo,yapıyor ki dinden çıkasınız ve kalbiniz oraya kaysın artık ona tapın diye
şeytan islam haricindeki her inançta edilen duaya karışır hepsine
Nedenmi çünkü diğer dinler boşluktur boşluk ise iblistir
Yani mülüman olmayan herkese satanist bile denebilir
allah ne buyuruyor benden yalnızca namaz kılarak ve ümit kesmeden dileyin
amacım diğer dinler hakkında kötü bir şey söylemek değil bir hatayı düzeltmekti
kimsenin inancına müdahale etmek elbette hattime değil
Bu konuda yorum yapılmasın