"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Zekanın Doğası

OneRepublic

Kayıtlı Üye
Akıl ödünç alınır, zeka ise kişiye aittir. Akıl mantıklı ve rasyoneldir; zeka mantıktan öte bir şeydir. Mantık ötesidir, sezgiseldir. Akıllı insanlar sadece tartışma ile yaşar. Tartışmalarla belirli bir noktaya gelebilirsin ancak, bunun ötesine geçmek için önsezi gereklidir. Sadece muhakeme yürüterek çalışan büyük bilim adamları bile mantığın işe yaramadığı bir noktaya gelir ve orada bir önsezi, bir çeşit anlık sezgi, bilinmeyenden bir işaret bekler. Ve her defasında da gerçekleşir. Eğer akılla çok yoğun çalıştıysan ve her şeyin akıl olmadığına kanaat getirirsen, daha ötesine geçebilirsin; bir gün bir ışın içine girer. O senin değildir; ama yine de senindir çünkü başka kimsenin değildir. O senin en içindeki merkezden gelmektedir. Sanki sınırların ötesinden geliyormuş gibi görünür, çünkü sezgi merkezinin neresi olduğunu bilmezsin. (...) Mantık olarak ispat edilememiş, ancak yine de varolan şeyler bulunur. Herkes onları bilir ve henüz kimse onları ispat edebilmiş değildir. Çrneğin, sevgi. Kimse onun ne olduğunu ispat etmiş değil. Varolup olmadığı da ispatlanmamıştır. Ama herkes sevginin varolduğunu bilir. Mantığın ötesinde hiçbir şeyi kabullenmeyen insanlar bile aşık olur. Çşık oldukları zaman bir sorun yaşarlar. Kendilerini suçlu hissederler. Ama sevgi var. Ve kimse sadece akılla tatmin olamamıştır. Ayrıca kalbin de doyurulması gerekiyor. İçindeki iki kutup budur. Kafa ve kalp. Zeka doğuştan varolan görme, algılama kapasitesidir. Her çocuk zeki doğar. Ve sonra toplum onu aptallaştırır. Ona aptallık eğitimi veririz ve er ya da geç aptallıktan mezun olur. Zeka doğal bir olgudur. Tıpkı nefes almak gibi. Tıpkı görmek gibi. Zeka, içten görmektir. Sezgiseldir. Onun akılla hiçbir ilgisi yoktur. Asla akıl ile zekayı birbirine karıştırma. Onlar birbirinin karşıtıdır. Akıl kafada olur. Başkaları tarafından öğretilir. Sana empoze edilir. Onu tazelemen gerekir. Çdünç alınmıştır. Dışarıdan gelen bir şeydir. Doğuştan varolan bir şey değil. Ancak zeka, doğuştan vardır. O senin varlığın, kendi doğandır. Bütün hayvanlar zekidir. Birer entelektüel olmasalar da, hepsi zekidir. Ağaçlar zekidir. Bütün varoluş zekidir. Ve her çocuk zeki doğar. Sen hiç aptal bir çocukla karşılaştın mı? Bu imkansızdır. Ancak, zeki bir yetişkinle karşılaşmak çok zordur. Arada, bir şeyler ters gider. (...) Eğer gerçekten zeki olmak istiyorsan, asi olman gerekir. Sadece asiler zekidir. Asi ile neyi kastediyorum? Kendi rızana rağmen sana zorla dikte edilmiş şeylerden kurtulmak! Kim olduğunu tekrar araştır. En baştan başla. O ana kadar yaşadıklarının bir vakit kaybı oldu- ğunu düşün. Hiçbir insan bir başkasına benzemez. Her biri özgündür. Zekanın doğası budur. O yüzden insanlar birbirleri ile kıyaslanamaz. Kendini kimseyle kıyaslama. Nasıl kıyaslayabilirsin? Sen sensin, diğeri ise bir başkası. Benzer olmadığınız için kıyaslama söz konusu olamaz. Ama bize kıyaslamak öğretildi. Ve biz sürekli kıyaslıyoruz. Doğrudan, dolaylı olarak, bilinçli ya da bilinçsiz, sürekli karşılaştırma yapıyoruz. Eğer kıyaslarsan, asla kendine saygı duy- mazsın. Biri senden daha güzeldir. Biri senden daha uzundur. Biri senden daha sağlıklıdır, biri de başka bir şeydir. Birinin sesi daha güzeldir. Eğer kıyaslamaya devam edersen, üzerinde yük oluşturursun. Etrafta milyonlarca insan var. Bu kıyaslamaların seni ezer. Ve senin güzel bir ruhun vardı. Yeşermek isteyen güzel bir ruh. Altın bir çiçeğe dönüşmek istiyordu ama sen ona izin vermedin.

OSHO
 
Geri
Üst