Bazı olumsuz özelliklerimiz olabilir, çevremize ya da kendimize istemeden zarar veriyor olabiliriz. Bunun farkına varmak da güzel ama asıl sorun farkına vardıktan sonra ne yapabileceğimiz, nasıl değişebileceğimiz. Bu noktada ne yapabiliriz diyorsunuz anladığım kadarıyla.
Aslında önce bu özelliklerimizin sebebini düşünmek, hatta bazen çocukluğumuza inmek yararlı olabilir.

Gelişim hayat boyu devam eder ama bebekliğimizden itibaren içinde bulunduğumuz şartlar, ailemizle ve çevremizle olan ilişkilerimiz, genlerimiz kişiliğimiz üstünde çok önemli rol oynar.
Örneğin bazen narsist bir babayla büyümüş kadınlar sürekli narsist bir partnerle birlikte olurlar. Her seferinde mutsuz olurlar ama yine aynı adamları bulurlar. Halbuki bu insanların ne kadar kötü olduğunu bizzat aile içinde görmüşlerdir. "Bütün erkekler aynı" diye düşünmeye başlarlar. Aslında o erkekler gidip onları bulmaz. Küçüklüklerinden beri bilinçdışında narsist bir partnerle yaşamak vardır. Bunu görmüş ve buna alışmışlardır. Bilinçli bir şekilde değil, aslında alıştıkları ve bildikleri durumları hayat boyunca yeniden yaratırlar farkında olmadan. Çünkü alışılmış ve bilindik olan beyin için daha güvenlidir. "Comfort zone" dediğimiz şeydir. Bunun farkına varınca alışılmışın dışına çıkmayı, daha öncekilerden daha farklı insanlarla tanışmayı öğrenebilirler.
Bu gibi sürekli tekrarlanan kötü deneyimler yaşıyorsak beynimiz bize oyun oynuyor olabilir. Alışılmış olan güvenli gibi geliyor olabilir. O yüzden böyle olayların çıkış noktasına odaklanıp benzerlikleri bulabiliriz. Belki doğru eşi, işi, arkadaşı bu sefer farklı bir yolla, farklı bir yerde arayabiliriz.
Diyelim ki cimrilik, alınganlık, kıskançlık gibi kişisel özelliklerimizin farkına vardık. Hayatımıza zarar verdiğini fark ettik. Şimdi bundan nasıl kurtulacağız? Pat diye bir gecede değişemeyiz. Bütün gece "artık kıskançlık yapmayacağım" diye tekrarlayıp ertesi gün kıskandığımızı hissedince umutsuzluğa kapılmak gerçekçi olmaz

O yüzden önce bunun büyümek için gereken bir süreç olduğunu kabul etmeliyiz. Yavaş yavaş bunu hayatıma oturtacağım diye düşünmeliyiz.
Daha önceki davranışlarımızı düşünüp "ne yapsam daha doğru olurdu?" diye kendimize sorabiliriz. Eğer neden bu davranışta bulunduğumuzu ve doğru davranışın ne olduğunu fark edersek sonrasında benzer durumlarla karşılaştığımızda daha sağlıklı bir karar verebiliriz.
Bir de değişmek istediğimiz konuda "bundan sonra .......... yapmayacağım." demek doğru değil. Onun yerine "bundan sonra .......... konusunda daha iyi düşüneceğim." diyebiliriz. Çünkü kendimizi tam zıt davranışa şartlamaya çalışırsak yanlış karar verebiliriz. Mesela kıskançlıktan kurtulmak istiyorsak "bundan sonra sevgilimi kimseden kıskanmayacağım." diye kendimizi şartlarsak ve her kıskandığımızı hissettiğimizde susarsak bunun sonuçları da zarar verici olabilir. Onun yerine "kıskançlık konusunda daha iyi düşüneceğim." diyebiliriz. Böylece kıskandığımızı hissettiğimizde önce düşünüp sonra aklımıza takılan şeyi sevgilimize tatlı bir dille sorarsak hem fevri bir harekette bulunmamış oluruz hem içimize atmamış oluruz hem de artık daha düşünceli olduğumuzu karşı tarafa göstermiş oluruz. 1 taşla 3 kuş
Kim olursak olalım değişmek kolay değildir. Ama bir şeyin farkına varıp değişmek için bir adım atmak kendimizle gurur duymamız için yeterlidir. Kibirin altında yatan duygu kimi zaman yetersizlik hissi olabiliyor. Soğukkanlılık bazen ilgi ve sevgi ihtiyacının üzerini örtüyor olabiliyor. Yani bazen çok abartılan duygular tam zıttı olan duyguları bastırmak için ortaya çıkabiliyor.
Bu yüzden o olumsuz özelliğimiz her ne ise sebebini ve sonucunu düşünmeliyiz. Bizi bir şeyden mi koruyor? Bir şeye mi yaklaştırıyor? Bir şeyden kaçmamızı mı sağlıyor? Hangi konuda avantaj sağlıyor? Belki de aslında sorunumuz çok başkadır. Belki de başarısızlıktan korktuğumuz için çekingen davranıyoruzdur?
Mesela ben eskiden yakınlarıma yalanlar söylerdim çünkü üzülecekler diye korkardım. Sonra o yalanlar ortaya çıkmasın diye başka yalanlar söylemeye başladım. Hayatım kocaman bir yalan oldu. Sonra fark ettim ki aslında yalan söylediğim şeyler hep aynıydı. Hep arada kaldığım durumlarda yalan söylüyordum çünkü bir seçim yapmaktan korkuyordum. Doğruları söylemeye cesaret edemiyordum çünkü sonuçlarıyla yüzleşmekten korkuyordum. Üzülür, küser, kızar, gider vs diye düşünüp yalan söylüyordum. Sonra bunların farkına vardığımda önce bir seçim yapmayı öğrendim. Aynı anda herkesi mutlu edemeyeceğimi kabul ettim. Sonra dürüst olmayı öğrendim. İnsanlar beni ben olduğum için sevmeyecekse sevmesinler dedim. Ve zamanla çevremde beni olduğum gibi kabul eden insanlar olmaya başladı. Bir süreçti ve değdi.
"Yumurta dışarıdan kırılırsa ölüm, içeriden kırılırsa yaşam başlar." O yüzden kalbimizin derinliklerinde daha iyi olma çabası varsa sonuçları hep yaşam olacaktır. ?