"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Yer çekimine karşı koyan ne?

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan magicex
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

magicex

Kayıtlı Üye
Arkadaşlar herkese merhaba,

Aşağıda resimlerle anlatmaya çalıştım inşallah açıklayıcı olur. Resim 1 de dünya alemine ait bir koli var, bu kolinin insan müdahalesi olmadan yatay konumdan dikey konuma gelebilmesi için bir mekanizma monte edilmesi gerekir, ilgili sistem kurulduktan sonra dikey hale getirilebilir. Kolinin yer çekimine karşı koyup yatay konumdan, dikey konuma gelmesi, 5 duyu ile algılanan dünya hayatına ait enerjilerle sağlanabilir.

2. resimde ise insanı örnek verdim mesela insan sabah uyandığında bedenini yatay konumdan yer çekimine karşı koyarak dikey konumuna getiren 5 duyu ile algılanan dünya hayatına ait enerjiler değil de acaba bedenle bütünleşik diğer alemden gelen enerji beden ve ilgili enerjiler midir?
Yani şuanda içinde olduğumuz ateş, su, hava ve topraktan yapılan fizik bedeni dünya kendine çekerken, diğer enerji bedeni de, geldiğini alem acaba kendine mi çekiyor?

Bir sohbette kuş kanat çırptıkça dünyadan uzaklaşır, kanat çırpmayı bırakınca dünyaya yaklaşır,
Melek de kanat çırptıkça kendi aleminden uzaklaşır dünyaya yaklaşır, kanat çırpmayı bıraktıkça kendi alemine yaklaşır, dünyadan uzaklaşır tarzında birşeylerden bahsetmişti.





Ekli dosyayı görüntüle 8549
Ekli dosyayı görüntüle 8550
 
Buradaki çekici kim diye sordugumda nedense aklıma ınsanlarda gelıyor. Ruhumuzu ceken bır unsur oldugunu dusunmuyorum tam tersı bız enerjılerı cekıyoruz. Yercekımı ıse maddesel bedenımıze etkı edıyorken ruhumuza veya enerjımıze etkı edebılıyor mu orasıda muamma. Sonucta enerjı yanı saf ve dogal.
 
Bizim bir hacim, kütle, derinlik, uzunluk, genişlik boyutlarımız var. Haliyle illa bir yüksekliğimiz olacak. Anatomik olarak en yüksek olduğumuz an ayakta durduğumuz andır, bunun da doğayla bütünleşik bir çok fayda ve gerekliliği vardır. Sahip olduğumuz kütle de bir çekim yaratır. Ancak bizden daha çok çekime sahip, bize en yakın ve en büyük kütle Dünya olduğundan daha fazla çekim yaratır. Haliyle yer çekimi budur ve en fazla şuan sizi çekebilecek gücü de budur. Yoksa yere yapışır pestil olur, tüm Dünya ile birlikte sürekli çekirdeğe doğru çökerdik. Demek ki kütleden kurtulunca bir boşluk var ve o boşlukla kendi kütlemizin çekimi ve Dünya'nın çekimi sürekli bir ip çekme oyunu içinde. O boşlukta ne kopuyoruz, ne de Dünya'nın içine çöküyoruz. Zıplayıp Dünya kütlesi ile bağımızı koparabiliyoruz. Hatta tüy, az kütlesi sebebiyle hafif bir rüzgarda bile yer çekiminden belli bir ölçüde kurtulabiliyor. Bunlar işin 3. boyuttaki kısımları. Sonra sıra geliyor enerjilere vs.
 
Arkadaşlar cevaplarınız için teşekkür ederim.

Hatta tüy, az kütlesi sebebiyle hafif bir rüzgarda bile yer çekiminden belli bir ölçüde kurtulabiliyor.

Bu bahsettiğin yine dünya hayatına ait enerjilerle oluyor.

Mesela arabanın deposuna konulan benzin yakılarak harekete dönüşüyor. Araba şişmanlayıp, zayıflamıyor. Ama insanın midesine giren enerjiler kiminde vücut kitlesi oluyor, kiminde olmuyor, benden daha kilolu bir kişinin bana söylediği laf geldi aklıma,
-Sen varya benden fazla yiyorsundur :)

Bizim yediklerimiz hem harekete dönüşüyor, hem de daha farklı yerlerde mesela düşünerek de dönüşebiliyor.
Resim 3' te de diğer boyutlardan farklı bilinçlerin fizik bedende yer alabileceğini göstermeye çalıştım umarım doğrudur.
Kişi öldüğünde bedeni çözülüyor, bu dünya hayatına ait olan bedeni yine dünyaya karışarak dönüşüm devam ediyor, diğer aleme ait enerji bedeni ise ait olduğu aleme çekilerek artık spatyom mu neyse orda yaşamaya devam ediyor gibi geliyor bana.

Mesela alkol alındığında enerji bedeninin, fizik bedeni kontrol etmesi zorlaşıyor.
Peki ne yaparsak enerji beden ile fizik bedeni bağlantısı daha güçlenebilir?
Ya da ten kafesinden nasıl kurtulabiliriz?
Ya da bilinçli olarak kontrol edilebilir hale nasıl getirebiliriz?





Ekli dosyayı görüntüle 8556
 
Ruhun maddenin etkilendiği hiçbir şeyden etkilenmeyeceğini düşünüyorum. Onun için uzayda kapladığı bir kütlesi hacmi zamandan mekandan ve diğer parametrelerden etkilenecek bir varlığı olması lazım. Bizim ruh tanımımızda ruh saf enerjiden , bir titreşimden ibarettir. Öyle olmasaydı ruh kendini bedene hapsetmek durumunda olmazdı. Bence bu böyledir.
 
Öyle olmasaydı ruh kendini bedene hapsetmek durumunda olmazdı.

Bence ruhun tanımı daha farklı, bizim bedendeki varlığımız bilinçten ibaret. Youtubeda insan bedenine giren cinlerle konuşan kişiler var. Cin de saf enerjiden ibaret ama çeşitli nedenler bir o beden de, bir bu bedende, hapis değil yani.

Kundalini üstadları yapabilirmuş, yani bilincini farklı alemlerde bilinçli olarak gezdirebilirmuş diye duydum. Ne kadar doğru bilemem.
 
Bence ruhun tanımı daha farklı, bizim bedendeki varlığımız bilinçten ibaret. Youtubeda insan bedenine giren cinlerle konuşan kişiler var. Cin de saf enerjiden ibaret ama çeşitli nedenler bir o beden de, bir bu bedende, hapis değil yani.

Kundalini üstadları yapabilirmuş, yani bilincini farklı alemlerde bilinçli olarak gezdirebilirmuş diye duydum. Ne kadar doğru bilemem.

Bilinç, bir bğ sonuçta. Ruh insan içinde değildir demeye getiriyorsan doğrudur. Bir ayna bir yansımadan ibaret olduğunu söyleyenler de var. Sanki bilgisayar oyununda bir karakteri yönlendirir gibi yukarıdan bu yaşamı tayin ettiğini söyleyenler. Yine de bana göre bu bir hapistir. Olumsuz anlamayın. Ruh formunda tadamayacağı "duyguları" özgürlüğü ve sonsuzluğundan taviz vererek kısıtlı şekilde yaşamayı istemiş? Her düşünceye açığım ruhun kaynağı ve bedene bürünmesindeki amacını konuşabiliriz :)
 
Biraz alınma ama mantıksız bi teori olmuş dostum. Enerji maddesel değildir yukarı yada aşağı gitmez evrenin kendisi enerjidir zaten. Yerçekimi etkisi altında değildir. Cin, melek, vs kötü varlıklar da başka boyutta. paramparça bi teori olmuş ama düşünmek güzeldir =)
 
Flood olcak ama söylemeyi unuttum, cin, şeytan vs kötü varlıkların olduğunu kabul eden bir insan tanrının yukarda değil her yerde evrenin her yerinde olduğunu bilir ne yukarda ne aşağıda, bunuda böyle söyliyim.
 
Flood olcak ama söylemeyi unuttum, cin, şeytan vs kötü varlıkların olduğunu kabul eden bir insan tanrının yukarda değil her yerde evrenin her yerinde olduğunu bilir ne yukarda ne aşağıda, bunuda böyle söyliyim.

Uzayda yukarı yada aşağı diye bir kavram yoktur, dünya haritasını bulan kişi kendini yukarıda göstermek istediği için haritayı öyle çizmiştir diye bir teori duymuştum. Yaratanın her yerde olduğunun farkındayım şimdilik herkese hitap etmeye çalıştığım için böyle şekilde anlatmaya çalıştım.

Her düşünceye açığım ruhun kaynağı ve bedene bürünmesindeki amacını konuşabiliriz.

Olayı biraz detaylandırıcam.

Şimdi bu üstün ırk meselesi var biliyordur çoğu kişi, benim bu olaydan anladığım ise, mesela hayvanlar aleminden bir ayının, bir koyunu kurban ederek

-Gizemli, görünmeyen güçler bu koyunu size kurban ettim, bana yardım edin gibi bir şey yaptığına sanırım kimse şahitlik etmemiştir.

Zannımca üstün ırk meselesi burdan geliyor üstün olduğunu iddia edenler, ezoterik (kurban etme ve benzeri) bilgiler ile 5 duyu ile algılanan dünya aleminden farklı alemlerdeki bilinçler ile irtibata geçebildikleri için kendilerini bir bakıma üstün görüyorlar.

O yüzden de işten eve, evden işe maçtı, arabaydı yada her ne ise dünyaya tamah edip, farklı alemlerdeki bilinçlerle irtibata geçemeyen kişileri hayvan yerine koyuyorlar gibi geliyor bana çünkü hayvanda yiyip, içip, soyunu devam ettirme derdinde, farklı alemlerle irtibata geçme derdi yok.

Anlattıklarım yanlış anlaşılmasın şuan halen araştırıyorum bu konuları sadece yorum yani.

Bilinç farklı alemleri algılamaya başladığında, neler oluyor, algının değişmesi mesela diyelim bir varlığı hissetmeye başladık yada görmeye başladık. Bu fizik bedendeki gözdeki hücrelerin atıyorum çoğalmasıyla mı oluyor, yoksa ruh ve bilinçteki değişimler mi onları hissedebilmeye olanak sağlıyor.

Ruh formunda tadamayacağı "duyguları" özgürlüğü ve sonsuzluğundan taviz vererek kısıtlı şekilde yaşamayı istemiş?

Bunu yeni duyuyorum.

Şimdi ben Yaratan' ın lütfü ile tayyi mekan yapabilen kişilerin bilincine vardıktan sonra beş duyu ile algılanan hayattan ne anlıycam.
Boş bu hayat, arkadaş nette arabaya bakıyor kendinden geçiyor yok 100 km' ye şu kadar saniyede çıkıyor yok az yakıyor, vs. vs.
Tayyi mekan yapan kişi an içerisinde gidebiliyorken gideceği yere artık o arabanın bi anlamı kalır mı? Boş teneke, keza milyon tl.lik uçaklarda, bi anlamı kalmıyor onların.

Şimdi bende 5 duyu hapsi ile sonsuzluğun arasında kalmış hissediyorum kendimi.

Arayış o yüzden yani.

Yoksa bu forumda işim ne?
 
Geri
Üst