URUMHAMATAHAYİL
Yönetici
Merhabalar. 
Ekli dosyayı görüntüle 4235
Ekli dosyayı görüntüle 4236
Yapılan bir araştırmaya göre, yemek alışkanlıkları karakterimizle ilgili önemli ipuçları barındırıyor. Buna göre et sevenler sosyal, peynir sevenlerse düzenli
Geçmişte, psikiyatristler hastalarının bilinçaltını tanımlayabilmek için, onların mürekkep lekelerine bakmasını istiyordu. Fakat 'Koku ve Tat Araştırma Merkezi'nden Dr. Alan Hirsch'e göre; beslenme alışkanlıkları, bilinçaltı hakkında kişinin mürekkep lekesine baktığı zaman gördüklerinden çok daha fazla şey söylüyor. Çünkü beyindeki koku ve tat merkezi aynı zamanda duygularımızın da işlendiği yer! Hirsch, iddialarının gerçekleğini kanıtlamak için, yaşları 17 ile 77 arasında değişen ve en az 3 yıldır duygusal bir ilişkisi bulunan 800 'aç' gönüllüyle bir araştırma yaptı. Üç bölümlük bu testin ilk bölümünde, bir dizi psikolojik soru eşliğinde, gönüllülerin kişisel özellikleri belirlenmeye çalışıldı. İkinci aşamada; katılımcılara patates cipsi, çubuk kraker, pizza gibi 'abur cuburlar'dan hangisini tercih ettiği soruldu. Son olarak da, gönüllülerin partnerlerine aynı sorular soruldu.
Elde ettiği sonuçları analiz eden Hirsch, yemek tercihleriyle karakter arasındaki bazı bağlantıları çözdüğünü ve örneğin, "Patates cipsi sevenler tutkulu mudur?" gibi sorulara yanıt bulduğunu iddia ediyor. İşte bu ilginç araştırmadan çıkan sonuçlardan birkaçı:
* Patates kızartması sevenler: Başarılıdırlar. Hem iş, hem de özel hayatlarında ödüllendirilmeyi severler. Patates kızartması ve kraker sevenlerle iyi anlaşırlar.
* Kraker sevenler: Her zaman dalgın ve düşüncelidirler. Kararlarını duygularından ziyade mantıklarına göre verirler. Analizcidirler. Kraker sevenlerle iyi anlaşırlar.
* Kırmızı et sevenler: Son derece sosyaldirler. Arkadaşlarına sadıktırlar ve güvenilir kişilerdir. Kırmızı et ve patatez kızartması sevenlerle iyi anlaşırlar.
* Meksika yemeği sevenler: Mükemmeliyetçidirler. Dünyadaki adaletsizliklerden rahatsız olurlar. Etraflarındaki insanları eleştirmeye meyillidirler. Meksika yemeği seven diğer insanlarla iyi anlaşırlar.
* Peynir sevenler: Vicdan sahibi, resmi ve düzenlidirler. Fakat kendilerini büyük görmeleri, insanların onlardan uzaklaşmasına neden olur. Patates kızartması sevenlerle iyi anlaşırlar.
sevgiler ve saygılar.
Bu yazıda farklı bir yerden ama konu ile alakalı diye koyuyorum .
Hamur işleri (Mantı, Makarna, Börek vb) : Evine bağlı, yumuşak huylu, fazla duygusal, insan ilişkileri iyi olan fakat başka fikirlerden çabuk etkilenen, geleneklere bağlı bir yapıdadır.
Et yemekleri (Kebap, köfte, ızgara vb) : Sinirli fakat yerine göre öfke kontrolünü sağlayabilen, şüpheci, titiz bazen geçimi zor, kuralcı, hırçın, dürüst, kendine güvenen bir yapıdadır.
Sebze yemekleri : Mantıklı, bazen fazla inatçı, kararlı ve idealist, aceleci, merhametli, becerikli, insanların sevgisini çabuk kazanan, etrafında beğenilen bir yapıdadır.
Baklagiller : Kimse hakkında kötülük düşünmeyen, saf, iyilik sever, insanlara çabuk kanan, kırılgan ve yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen hayatı ve insanları seven bir yapıdadır.
Ekli dosyayı görüntüle 4235
Ekli dosyayı görüntüle 4236
Yapılan bir araştırmaya göre, yemek alışkanlıkları karakterimizle ilgili önemli ipuçları barındırıyor. Buna göre et sevenler sosyal, peynir sevenlerse düzenli
Geçmişte, psikiyatristler hastalarının bilinçaltını tanımlayabilmek için, onların mürekkep lekelerine bakmasını istiyordu. Fakat 'Koku ve Tat Araştırma Merkezi'nden Dr. Alan Hirsch'e göre; beslenme alışkanlıkları, bilinçaltı hakkında kişinin mürekkep lekesine baktığı zaman gördüklerinden çok daha fazla şey söylüyor. Çünkü beyindeki koku ve tat merkezi aynı zamanda duygularımızın da işlendiği yer! Hirsch, iddialarının gerçekleğini kanıtlamak için, yaşları 17 ile 77 arasında değişen ve en az 3 yıldır duygusal bir ilişkisi bulunan 800 'aç' gönüllüyle bir araştırma yaptı. Üç bölümlük bu testin ilk bölümünde, bir dizi psikolojik soru eşliğinde, gönüllülerin kişisel özellikleri belirlenmeye çalışıldı. İkinci aşamada; katılımcılara patates cipsi, çubuk kraker, pizza gibi 'abur cuburlar'dan hangisini tercih ettiği soruldu. Son olarak da, gönüllülerin partnerlerine aynı sorular soruldu.
Elde ettiği sonuçları analiz eden Hirsch, yemek tercihleriyle karakter arasındaki bazı bağlantıları çözdüğünü ve örneğin, "Patates cipsi sevenler tutkulu mudur?" gibi sorulara yanıt bulduğunu iddia ediyor. İşte bu ilginç araştırmadan çıkan sonuçlardan birkaçı:
* Patates kızartması sevenler: Başarılıdırlar. Hem iş, hem de özel hayatlarında ödüllendirilmeyi severler. Patates kızartması ve kraker sevenlerle iyi anlaşırlar.
* Kraker sevenler: Her zaman dalgın ve düşüncelidirler. Kararlarını duygularından ziyade mantıklarına göre verirler. Analizcidirler. Kraker sevenlerle iyi anlaşırlar.
* Kırmızı et sevenler: Son derece sosyaldirler. Arkadaşlarına sadıktırlar ve güvenilir kişilerdir. Kırmızı et ve patatez kızartması sevenlerle iyi anlaşırlar.
* Meksika yemeği sevenler: Mükemmeliyetçidirler. Dünyadaki adaletsizliklerden rahatsız olurlar. Etraflarındaki insanları eleştirmeye meyillidirler. Meksika yemeği seven diğer insanlarla iyi anlaşırlar.
* Peynir sevenler: Vicdan sahibi, resmi ve düzenlidirler. Fakat kendilerini büyük görmeleri, insanların onlardan uzaklaşmasına neden olur. Patates kızartması sevenlerle iyi anlaşırlar.
sevgiler ve saygılar.
Bu yazıda farklı bir yerden ama konu ile alakalı diye koyuyorum .
Hamur işleri (Mantı, Makarna, Börek vb) : Evine bağlı, yumuşak huylu, fazla duygusal, insan ilişkileri iyi olan fakat başka fikirlerden çabuk etkilenen, geleneklere bağlı bir yapıdadır.
Et yemekleri (Kebap, köfte, ızgara vb) : Sinirli fakat yerine göre öfke kontrolünü sağlayabilen, şüpheci, titiz bazen geçimi zor, kuralcı, hırçın, dürüst, kendine güvenen bir yapıdadır.
Sebze yemekleri : Mantıklı, bazen fazla inatçı, kararlı ve idealist, aceleci, merhametli, becerikli, insanların sevgisini çabuk kazanan, etrafında beğenilen bir yapıdadır.
Baklagiller : Kimse hakkında kötülük düşünmeyen, saf, iyilik sever, insanlara çabuk kanan, kırılgan ve yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen hayatı ve insanları seven bir yapıdadır.
