enesuynk
Kayıtlı Üye
Hepinize merhaba . Uzun zamandır aklımdaki zıtlık sorularına yeni sorular eklendi bunları sizlerle paylaşmak ve düşüncelerinizin sorularıma aydınlık getirmesi dileklerimle konuma başlıyorum .
geçen ki paylaşımım da la-edri ile konuştuk ve düşüncelerimizi paylaştık ama bu konumda alanı biraz daha değiştirmek istiyorum . bu konu altında kafama takılan soruları elimden geldiğince sizlerle paylaşacağım .
Ne demiştik sıcak-soğuk , pozitif-negatif vs kavramlar zıtlık olayını başlıca tanımlamaya yetiyor . biri olmadan diğer olmuyor yani soğuk kavramı olmadan sıcak bir anlam ifade etmiyordu . bu konuda değinmek istediğim asıl konu yaşam ve ölüm zıtlısı üzerine olacak . bu iki terim farklı farklı yorumlanabilir lakin benim istediğim en basit halleri ile ele almak . yaşamı ve ölümü bir bütün değilde eylem halleri ile ele almak istiyorum . yani yaşamdan kasıt aktif hayat faaliyetlerinin gösterim durumu ölüm içinde bunun tam tersini alarak devam etmek istiyorum . geçen konumuzda sıcak ve soğuk zıtlığının arası durum olan ılık terimine değinmiştik . bu durumu yaşam ve ölüm zıtlısına uyarlarsak ortaya ne çıkar diye merak ediyordum ve arayışına girdim . sonra bir yerde gözüme birşey takıldı . bir cümleden ibaret olan bu şey beni düşünmeye sevketti . ''Uyku , ölümün kardeşidir'' ölüme yakın tutulmasının nedeni %100 olmasada aralarında olan benzerlikler değil midir ? lakin cümle biraz taraflı bir şekilde söylenmiş gibi yani yaşam penceresinden bakılınca böyle bir cümle çıkması aynı sıcak - soğuk arasındaki ılık terimine olan bağlantıyı karşıma çıkardı nedir bu bağlantı . sıcak sudan çıkıp ılık suya giren biri ılık suya soğuk gözüyle bakar yani sıcak için ılık soğuk durumuna geçmiş oluyor . yani ılık soğuğun kardeşidir gibi cümle bağlantılarla değiştirilemez mi ? buraya kadar olan kısımda umarım yeterince ifade ettim kendimi . yani demek istediğim yaşam ile ölüm arasında nötr olan şey uyku olabilir demeye getiriyorum . bu zıtlıkların geçiş durumlarına bakalım . insan neden uyuduğunu anı hatırlamaz yani bir biliçsizlik var bu durumda bunun bilinçli haline de astral denmiyor mu ? . peki öyle ise uyku ile ölüm arasındaki geçiş olayında ne olur diye bir soru gelmiyor değil aklıma ki insan öldükten sonra beyin bir süre yaşadığı bilimsel kanıtlanmış bir olay . bu 5-10 dakikalık arada neler oluyor hani hepimiz duymuşuzdur , bütün hayat gözlerin önünden geçer gibisinden lafları . eee kardeşim bu 5 - 10 dakikaya koca ömür nasıl sığar ? sebebi sanırım aynı rüya gibi görmek gibi . yani uzunca gördüğümüz bir rüya sadece 5 yada 6 saniye arası değişirken bunun olmayacağını düşünmek biraz mantıksız . tabi böyle düşünüldüğü zaman rüyalara gereğinden fazla önem mi yüklemiş oluyoruz ne ? şahsen çokta mantıklı rüyalar gördüğümü söyleyemem ama bu o rüyaların mantıksız olduğu anlamına gelmez değil mi ? yani benim dünyamda mesela fiziksel kanunlar var ama rüyada böyle birşey yok mesela . yani bana mantıksız gelmesi benim onun taraflı bir biçimde yorumlamamdan kaynaklı değil mi ? rüya ya ait tutumum aynı sıcak sudan ılık suya geçişteki yorumumla aynı çatı altına girmez mi ? siz bunları düşünürken hemen uyku ölüm ikilisinde kaldığımız yerden devam edelim .
mantık olarak yaşamdan uyku moduna bilinçli geçersek astral boyuta geçiyoruz . peki ya uykudan ölüme geçişte nasıl bir boyuta geçiyoruz sorusu gelmez mi akla ? (bu arada bilinçli ve bilinçsiz ölüme geçiş diye bir şey olmadığını göz önüne alıyoruz yani aklınızda soru işareti kalmasın) o 5 -10 dakikalık zaman diliminde ne olduğunu ne kadar merak etsem de ölüm anı gelmeden öğrenemeyeceğim suratıma tokat gibi vuruluyor . bu durumu hayatımızın gözlerimiz önünden geçmesi yani bir ömür neler yaptığımızı görmemiz sanırım beyinsel belleğimizde geçen bir yolculuk olacak . eğer öyle ise bu biraz şeye benzemez mi hani yolculuğa çıkmadan yanımıza aldıklarımızı kontrol ederiz cep telefonu şu bu vs. yani beyinimiz belkide birşey için son kontrollerini yapıyor olmaz mı ? evet sanırım bu kadar yeter hadi tartışalım
zaman ayıranlara şimdiden teşekkürler .
geçen ki paylaşımım da la-edri ile konuştuk ve düşüncelerimizi paylaştık ama bu konumda alanı biraz daha değiştirmek istiyorum . bu konu altında kafama takılan soruları elimden geldiğince sizlerle paylaşacağım .
Ne demiştik sıcak-soğuk , pozitif-negatif vs kavramlar zıtlık olayını başlıca tanımlamaya yetiyor . biri olmadan diğer olmuyor yani soğuk kavramı olmadan sıcak bir anlam ifade etmiyordu . bu konuda değinmek istediğim asıl konu yaşam ve ölüm zıtlısı üzerine olacak . bu iki terim farklı farklı yorumlanabilir lakin benim istediğim en basit halleri ile ele almak . yaşamı ve ölümü bir bütün değilde eylem halleri ile ele almak istiyorum . yani yaşamdan kasıt aktif hayat faaliyetlerinin gösterim durumu ölüm içinde bunun tam tersini alarak devam etmek istiyorum . geçen konumuzda sıcak ve soğuk zıtlığının arası durum olan ılık terimine değinmiştik . bu durumu yaşam ve ölüm zıtlısına uyarlarsak ortaya ne çıkar diye merak ediyordum ve arayışına girdim . sonra bir yerde gözüme birşey takıldı . bir cümleden ibaret olan bu şey beni düşünmeye sevketti . ''Uyku , ölümün kardeşidir'' ölüme yakın tutulmasının nedeni %100 olmasada aralarında olan benzerlikler değil midir ? lakin cümle biraz taraflı bir şekilde söylenmiş gibi yani yaşam penceresinden bakılınca böyle bir cümle çıkması aynı sıcak - soğuk arasındaki ılık terimine olan bağlantıyı karşıma çıkardı nedir bu bağlantı . sıcak sudan çıkıp ılık suya giren biri ılık suya soğuk gözüyle bakar yani sıcak için ılık soğuk durumuna geçmiş oluyor . yani ılık soğuğun kardeşidir gibi cümle bağlantılarla değiştirilemez mi ? buraya kadar olan kısımda umarım yeterince ifade ettim kendimi . yani demek istediğim yaşam ile ölüm arasında nötr olan şey uyku olabilir demeye getiriyorum . bu zıtlıkların geçiş durumlarına bakalım . insan neden uyuduğunu anı hatırlamaz yani bir biliçsizlik var bu durumda bunun bilinçli haline de astral denmiyor mu ? . peki öyle ise uyku ile ölüm arasındaki geçiş olayında ne olur diye bir soru gelmiyor değil aklıma ki insan öldükten sonra beyin bir süre yaşadığı bilimsel kanıtlanmış bir olay . bu 5-10 dakikalık arada neler oluyor hani hepimiz duymuşuzdur , bütün hayat gözlerin önünden geçer gibisinden lafları . eee kardeşim bu 5 - 10 dakikaya koca ömür nasıl sığar ? sebebi sanırım aynı rüya gibi görmek gibi . yani uzunca gördüğümüz bir rüya sadece 5 yada 6 saniye arası değişirken bunun olmayacağını düşünmek biraz mantıksız . tabi böyle düşünüldüğü zaman rüyalara gereğinden fazla önem mi yüklemiş oluyoruz ne ? şahsen çokta mantıklı rüyalar gördüğümü söyleyemem ama bu o rüyaların mantıksız olduğu anlamına gelmez değil mi ? yani benim dünyamda mesela fiziksel kanunlar var ama rüyada böyle birşey yok mesela . yani bana mantıksız gelmesi benim onun taraflı bir biçimde yorumlamamdan kaynaklı değil mi ? rüya ya ait tutumum aynı sıcak sudan ılık suya geçişteki yorumumla aynı çatı altına girmez mi ? siz bunları düşünürken hemen uyku ölüm ikilisinde kaldığımız yerden devam edelim .
mantık olarak yaşamdan uyku moduna bilinçli geçersek astral boyuta geçiyoruz . peki ya uykudan ölüme geçişte nasıl bir boyuta geçiyoruz sorusu gelmez mi akla ? (bu arada bilinçli ve bilinçsiz ölüme geçiş diye bir şey olmadığını göz önüne alıyoruz yani aklınızda soru işareti kalmasın) o 5 -10 dakikalık zaman diliminde ne olduğunu ne kadar merak etsem de ölüm anı gelmeden öğrenemeyeceğim suratıma tokat gibi vuruluyor . bu durumu hayatımızın gözlerimiz önünden geçmesi yani bir ömür neler yaptığımızı görmemiz sanırım beyinsel belleğimizde geçen bir yolculuk olacak . eğer öyle ise bu biraz şeye benzemez mi hani yolculuğa çıkmadan yanımıza aldıklarımızı kontrol ederiz cep telefonu şu bu vs. yani beyinimiz belkide birşey için son kontrollerini yapıyor olmaz mı ? evet sanırım bu kadar yeter hadi tartışalım
