"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Yaşadığımız hayatın sahte olması beni yıktı

Siradaninsan

Kayıtlı Üye
Elon Musk evrenin simülasyon olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu söylediğinde şaşırmıştım. Bilgisayar simülasyon gibi konulardan pek anlamadığım için çok üzerinde durmadım. Asıl beni yıkan The Secret Sır kitabıydı. Sırrı öğrenince çok mutlu olacağımı sanmıştım. Kitapta zaman-mekan kavramının olmamasından ve beynin hayal ile gerçeği ayırt edememesinden söz ediyordu. Eğer beynim hayal ile gerçeği ayırt edemiyorsa o zaman gerçek sandığım bir hayal yine.
Çekim yasasıyla istediğimizi yapabilmemiz ise normalde yapamadıklarımızın sanal ortamda, rüyada yapabiliyor düşüncemiz. Eğer mucizeleri bile gerçekleştirebilecek güçteysek zaten bir sahteliğin içinde yaşıyoruz.
Bir simülasyon mu, hayal mi, rüyada mı yaşıyoruz bilmiyorum ama anladığım kadarıyla herşey beyinde olup bitiyor. Dini kitapların ve bazı filozofların bunu desteklemesi beni iyice inandırmaya buna. Kısaca sahte bir alem içinde yaşamak beni anlamsızlığa sürüklüyor ve herşey boş geliyor bana.
Aslında aklım daha da karışık ama burda özet çıkarmaya çalıştım.
 
Bunun bir ileri safhası flat earth kavramı. Uzaya aslinda hic gidilemiyor olmasi..Daha sonrası tarihin bize tamamen yanlış aksettirilmis olması.. Bildiğimiz tarihin tamamen uydurulmuş bir yalan olması.. Hadisler falan filan...
 
Madde alemi sahte ama manevi anlam için bir şey diyemem zaten eşyalara bakınca enerji titreşimleri dikkatli bakınca görürsün ama bu hayattan kopmana neden olmasın yinede gerçeklik payı var bence
 
Gördüğümüz bu evren tamamen holografik yapı her şey zihnimizin (beyin zihin için sadece bir alıcı organ )içinde,Ben Oyum adlı kitabı okuyun.Maddi olan her şey sürekli değişim ve dönüşüm içinde belli bir süre sonra bu dünyada yok olacak o halde gerçek olan nedir ? Sadece siz öz olarak varsınız zamansız ve makansız,bu madde aleminde kapana kısılmış gerçeği idrak edemiyoruz sürekli bir uykudayız.
 
Çok güzel bir öykü var ondan bir alıntı göndereyim bu konuya devamını çoğunluğun değerlerine saldırı olarak algılanmaması için yazmıyorum.Dilerseniz kendiniz bulabilirsiniz." Garip! Bundan yıllar önce - yüzyıllar, çağlar, devirler önce bundan kuşkulanmamış olman, çünkü sen bütün o sonsuz zamanlar boyunca hiç yoldaşın olmadan var olageldin. Garip gerçekten, evrenin ve içindekilerin yalnızca düşler, hayaller, kurmacalar olduğundan hiç kuşkulanmamış olman! Garip çünkü bunlar öylesine apaçık, isteriklik içinde çılgınca şeyler ki - tıpkı bütün düşlerin olduğu gibi:...."
 
Bu konuda "Hologram Evren" isimli belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. The Secret filminde yer alan Dr. Joe Vitale'in "Zero Limit" kitabını da tavsiye edebilirim. Çekim yasası ve Arınma hakkında gerçekten çok güzel bilgilere sahip bi kitap.

Yaşadığımız hayatın hologram olması sizi yıkmamalı.
Aksine, gerçeği aramanıza teşvik etmeli.
 
Bana gerçeği ara diyorsunuz arıyorum ama ya gerçek dediğimizde başka bir yalansa. Ya Matrix filminde ki gibi zionun sahte olması gibiyse. Ya ölümde ölümden sonraki hayatta gerçek değilse?
 
Bu konuda "Hologram Evren" isimli belgeseli izlemenizi tavsiye ederim. The Secret filminde yer alan Dr. Joe Vitale'in "Zero Limit" kitabını da tavsiye edebilirim. Çekim yasası ve Arınma hakkında gerçekten çok güzel bilgilere sahip bi kitap.

Yaşadığımız hayatın hologram olması sizi yıkmamalı.
Aksine, gerçeği aramanıza teşvik etmeli.

20 yaşında ben de sizin yaşadiğinizi yaşadım ve agir depresyona girdim.Herşeyin sahte ve masal gibi olduğunu duşündüm.Gerçegi peşine düştüm ama bu durum beni müthiş yalnizliga itti.Bi sirada ilk defa hayatima biri girdi ama mesafe vardi aramizda benimle evlenmeyi cok istedi ama ben kendi durumumu aşmadan nasil bir çocuk dunyaya getirebilirdim ki.Hastaneye yatma kararı aldım ve erkek arkadasim beni orda terketti.Şimdi gözunde bir sevilen degil de ruh hastasiyim sanirim beni anlayamadi suçladı.1 yil oldu hala ne o hayatina birini alabildi ne ben alabildim.Arinma yapmak istiyorum bu aramizdaki durumu sifalandirmak kendimi ve olan herseyi sifalanfirmak istiyorum.Ve gercegi aramaya devam etmek istiyorum.Benimle konuşmaktan bile kaçan insana anca boyle bisey yapabilirim.Ama gerçekten zero limitdeki arinma metodunun faydasi oluyor mu ?
 
Yaşadığınız hayat sahte veya sanal değil, maddi olanı da değil manevi olanı da.Sadece sizin idrakinize göre sürekli şekil değiştiriyor, bir gerçekliğin nefsani tarafı diğerinin vicdanı tarafını oluşturabiliyor.Bir insan yanarak ölen birini gördüğünde üzülebilir, diğer biri o kişinin yanarak ölmesi gerektiğini anlayarak yoluna devam edebilir.İdrak hangi noktadaysa hayat da odur.Bu maddeselliğin içinde var olmamızın bir nedeni var.Bunu anladığınızda üzülmeyi bırakıcaksınız.
 
Yaşadığımız dünyanın sahte olarak tanımlanmasının sebebi aslında bu dünyanın sadece beyinde oluşan elektrik sinyallerinden, yani algılardan ibaret olmasıdır. Aslında şu anı değil, milisaniyelik bir farkla gerçek dünyanın geçmişini yaşıyoruz. Çünkü duyu organlarından gelen bütün bilgiler beynimizde gecikmeli olarak algılanıyor. Algılarınız yoksa, bu dünya da sizin için yok demektir. Bahsedilen sahtelik bu. Bu dünyanın simülasyon olduğu konusuna gelecek olursak bu sadece bir teori. Bunun gerçek olduğu ya da olmadığı kanıtlanamaz. Ancak bu teorinin bir de açığı mevcut. Eğer biz, üstün bir ırk tarafından bir simülasyona hapsedildiysek, bizi hapseden üstün ırk da bir simülasyona hapsedilmiş olabilir. Onları da başka bir ırk hapsetmiş olabilir. Onları da bir diğer ırk hapsetmiş olabilir. Sonsuz bir döngüden ibarettir bu. Gerçeğe ulaşmak konusunda benim fikrime göre gerçeğe hiçbir zaman ulaşamayız. Çünkü bu hayatı algılarımızla yaşıyoruz. Algılarımız değiştikçe, yaşadığımız dünya da bize göre değişiyor. Düşünmek iyidir ama her şeyde olduğu gibi bunun da fazlası zarardır. Fazla düşünmemeye çalışın. Bırakın zihniniz biraz soğusun, nefeslensin.
 
Evet kucuklugumuzden itibaren bize anlatilanlar tarih ozellikle dinler hepsi masal.isin ilginc tarafi bunlari bize anlatanlarda dogru oldugunu saniyorlar.bir tanri vardir yada yoktur onu bilemem.ben hep supheciydim fakat heralde dunyada tek akilli ben diger butun insanlar salak degildir diye dusunur ve inanirdim.son 3 ay arastirmaya basladim.gercek olmasi cok zor.ve daha bir cok konuda yaniltilmis olabiliriz.ve 3 aydir soktayim.bosluktayim.fazla arastirmayin arkadaslar yoksa ateist olursunuz.huzur istiyorsaniz arastirmadan sorgulamadan inanin.yada cennet istiyorsaniz.hakikati ariyorsaniz isiniz zor.
 
Yasadigimiz hayat sahte degil yahu. Sadece formati buymus demek ki.
Sahtedir derseniz kaziklanmislik ve yok olmusluk psikolojisine girersiniz. Dunyadaki hayat en bastan beri bu sekildeydi zaten.

Asil sahte olani tanimlamak gerek;
Tuketim toplumunda yasamak sahte bir hayattir, hayat gayesini guzel arabe guzel ev ve mal kaygisi eksenine oturtmak sahte bir gayedir gibi..
 
Evet kucuklugumuzden itibaren bize anlatilanlar tarih ozellikle dinler hepsi masal.isin ilginc tarafi bunlari bize anlatanlarda dogru oldugunu saniyorlar.bir tanri vardir yada yoktur onu bilemem.ben hep supheciydim fakat heralde dunyada tek akilli ben diger butun insanlar salak degildir diye dusunur ve inanirdim.son 3 ay arastirmaya basladim.gercek olmasi cok zor.ve daha bir cok konuda yaniltilmis olabiliriz.ve 3 aydir soktayim.bosluktayim.fazla arastirmayin arkadaslar yoksa ateist olursunuz.huzur istiyorsaniz arastirmadan sorgulamadan inanin.yada cennet istiyorsaniz.hakikati ariyorsaniz isiniz zor.

Ben artık dinlere ve tanrının varlığına kesinlikle inanıyorum. Allah'ın varlığına ve dinlere inanmak beni bu düşünceden kurtardı. Paralel evrenler, koskaca evrende bir toz zerresi kadar olmak, simülasyon, antik uzaylılar tarafından maymundan insan yapılması, evrim teorisi, yıldız tozu olmak vs beni değersiz hissettirdi. Allah' a ve dinlerine inanmak beni depresyondan kurtardı. İbadetlerime yavaş yavaş başladım ve ibadet ettikçe iyileşiyorum.
 
Ben artık dinlere ve tanrının varlığına kesinlikle inanıyorum. Allah'ın varlığına ve dinlere inanmak beni bu düşünceden kurtardı. Paralel evrenler, koskaca evrende bir toz zerresi kadar olmak, simülasyon, antik uzaylılar tarafından maymundan insan yapılması, evrim teorisi, yıldız tozu olmak vs beni değersiz hissettirdi. Allah' a ve dinlerine inanmak beni depresyondan kurtardı. İbadetlerime yavaş yavaş başladım ve ibadet ettikçe iyileşiyorum.

Harika,
O halde ilk mesajla sizin mesajinizi da ben birlestireyim :

Darvinizmin, maymundan gelmenin, uzaylilarin karinca ciftliginde yasama psikolojisinin meger hepsi sahteymis. Hayat degil ama hayati bu gibi eksenlere oturtmak demek ki sahteymis. Hayat, itina ile yaratilmis muazzam olan yasayan bir mucize vasfini hala ilk gunku gibi muhafaza eder.

Tek bir ihlas suresi tum bunlari zaten yerlebir eder : O dogmanis dogrulmamistir. Hicbirsey ona denk olmamistir. Yani tantiyi yaratan bir tanri varsa bizim isimiz zaten o tanriyla. Uzaylilari cok mu kafamiza kakkiyorlar bizim isimiz onlari da ortaya koymus olan alemlerin rabbi olan tanriyla, melekler ve cinlerle alisveris yapiyor olabiliriz ama bizim isimiz onlarin da sahibi olan tanriyla.

PEygamberimize o kadar cok dusunce trendi ile geliyorlardi ki, kadim misir bakiyesi alimlerden, eski Cin bakiyesi ilim sahiplerine kadar o kadar cok bilge ile muhattap oldu ki Allahualem Peygamberimizin kafasi karismaya basladi ve muazzam bir ayet indi :

De ki :
Sana hicbirseyle gelemezler ki, biz o seye karsi sana hakki ve en guzel bir aciklama tarzini benimsetmis olmayalim(ayet)
Oyle bir ruhsat ki bu : artik ilim Cinde bile olsa gidip almak farz oldu (hadis)
Ayet sunu diyor : Cocugunuzun elinde bir oyuncak var ve kirik: Ilim oyuncagi, Siz o oyuncagi ondan alip tamir edersiniz o cocuk o oyuncagin daha once farkedemedigi vasiflari ile de oynamaya baslar ve hayatindan gercek anlamda tatmis olur.
 
Ayyy kaç gundur dusunuyorum, konuyu iyi ki actiniz. Sonunda aklima geldi; ilüzyon. Kendimize yasattigimiz her sey ilüzyon. Bilincaltini ve bilinci yonetmeyi ögrendigimizde het sey cok farkli olacak
 
  • Beğendim
Tepkiler: dgo
Arkadaşların da söylediği gibi bizlerin ve yaşadıklarımızın tamamen üstün bir tarafından hazırlanmış bir simülasyondan ibaret olması bir teoridir. Olabilir mi? Olabilir ama kanıtlanmamış bir şeye kendinizi şartlandırarak hayatınızı kendinize zindan etmeyin. Filozofların da bu teoriyi desteklediğini söylemişsiniz, bu konu hakkında felsefede söylenen aslında özet olarak şudur: Bizim fiziksel dünyada karşılaştığımız her şey her olay her madde gerçek değil gerçekliğin bir yansıması. Her şeyin gerçek maddesi fiziksel değil başka bir boyutta. Bu düşünceyi ilk önce sokrates ortaya attı daha sonra bir çok filozof aynı görüşü benimsedi ya da benzer fikirler üretti. Benim düşüncem; bizler bu fiziksel dünyaya saf idrak, saf bilinç, gerçeklik katından gözlem yapmamız, gelişmemiz, öğrenmemiz için indirildik. Sebepleri sonuçları öğrenebilmemiz, etrafımızı idrak edebilmemiz için zaman bizler için yavaşlatıldı. Madde bizler için ağırlaştırıldı ve yoğunlaştırıldı.Bence felsefede bahsedilen sahtelik bu,ortada sahte olan bir şey yok gerçeğinden dönüştürülmüş bir şey var. Bu gerçeğinden dönüştürülmüş şeyi bir simülasyon olarak adlandırabiliriz belki tekammülümüz için gerekli bir simülasyon. Zaman yavaş olduğu için olan olayları daha rahat gözlemliyoruz böylece gelişiyoruz... Gelişip saf gerçeklik katına hazır hale gelmek için burdayız... Size tavsiyem meditasyon yapın, frekansınızı arttıracak çalışmalar yapmalısınız. İnsan hazır olmadığı bilgiyle karşılaşınca o bilgi acıdan başka bir şey getirmiyor. Sizin 'yıkıldım' derken yaşadığınız da bu aslında. Hayatınız yıkılmadı sadece sorgulamaya başladınız. Teşbihte hata olmaz; sorgulamalarınız düşünce kalıplarınızı, kalıplaşmış ve sizi hapsetmiş enerjileri 'çatlattı'. Şimdi o çatlakların arasını bilinç ile enerji ile doldurmanız gerek. Tekammül denilen şey de budur zaten.
 
Arkadaşların da söylediği gibi bizlerin ve yaşadıklarımızın tamamen üstün bir tarafından hazırlanmış bir simülasyondan ibaret olması bir teoridir. Olabilir mi? Olabilir ama kanıtlanmamış bir şeye kendinizi şartlandırarak hayatınızı kendinize zindan etmeyin. Filozofların da bu teoriyi desteklediğini söylemişsiniz, bu konu hakkında felsefede söylenen aslında özet olarak şudur: Bizim fiziksel dünyada karşılaştığımız her şey her olay her madde gerçek değil gerçekliğin bir yansıması. Her şeyin gerçek maddesi fiziksel değil başka bir boyutta. Bu düşünceyi ilk önce sokrates ortaya attı daha sonra bir çok filozof aynı görüşü benimsedi ya da benzer fikirler üretti. Benim düşüncem; bizler bu fiziksel dünyaya saf idrak, saf bilinç, gerçeklik katından gözlem yapmamız, gelişmemiz, öğrenmemiz için indirildik. Sebepleri sonuçları öğrenebilmemiz, etrafımızı idrak edebilmemiz için zaman bizler için yavaşlatıldı. Madde bizler için ağırlaştırıldı ve yoğunlaştırıldı.Bence felsefede bahsedilen sahtelik bu,ortada sahte olan bir şey yok gerçeğinden dönüştürülmüş bir şey var. Bu gerçeğinden dönüştürülmüş şeyi bir simülasyon olarak adlandırabiliriz belki tekammülümüz için gerekli bir simülasyon. Zaman yavaş olduğu için olan olayları daha rahat gözlemliyoruz böylece gelişiyoruz... Gelişip saf gerçeklik katına hazır hale gelmek için burdayız... Size tavsiyem meditasyon yapın, frekansınızı arttıracak çalışmalar yapmalısınız. İnsan hazır olmadığı bilgiyle karşılaşınca o bilgi acıdan başka bir şey getirmiyor. Sizin 'yıkıldım' derken yaşadığınız da bu aslında. Hayatınız yıkılmadı sadece sorgulamaya başladınız. Teşbihte hata olmaz; sorgulamalarınız düşünce kalıplarınızı, kalıplaşmış ve sizi hapsetmiş enerjileri 'çatlattı'. Şimdi o çatlakların arasını bilinç ile enerji ile doldurmanız gerek. Tekammül denilen şey de budur zaten.
Üstün bir ırk*
 
Şimdi teist bakış açıcıyla yazarsam ortak nokta hep aynıdır, yeniden dirilme, yeni bir varolma mekanı vardır. Üst insan modelinin varoluşu için sığınak. Şimdiki varoluş, o üst insan varoluşunun protipidir.

Kendi bakış açımı yazarsam: İçinde bulunduğun durum senin için gerçektir. Ben buradayım, buyum. O zaman burası benim gerçekliğimdir. Sayısız olasılıkta var olabilecek sayısız gerçeklikten birini yaşıyorum. İçinde bulunmadığım gerçeklik beni alakadar etmez.
 
Geri
Üst