Ben de böyle düşünüyordum bir dönem.
Benimki doğuştan itibaren başarısızlıklarla dolu bir sarmaldi. Gerçi paralelde hala öyle.
Ama sonradan farkettim ki ben bir anda negatif moda girdiğimde hayatımın sadece kötü yaşanmışlıklarını süzüyorum ve kendimi bu kasti ve suni vizyona inandırmaya çalışıyorum. Hatta yer yer lanetli olduğuma inanıyorum da.
Halbuki adaletli yaklaşınca,
3 sene süren bir aşk hikayesinin 30 ayı güzelse, son 6 ayı kötü sadece. 5 sene çalıştığım bir iş yeri, 4 sene beni iyi idare ettiyse sadece son 1 yıl kötü geçmiş. Bir dostluk kötü bittiyse, uzunca bir süre senle güzel anılar da bırakmış. Kişiler gidici olsa da, ortak yaşantı oluşturma becerileri kalıcıdır.
Süreç asla tek taraflı olarak kötü veya iyi olamaz. Ama negatifi önceleyen bir zihin ayrılıkları, bitişleri, talihsizlikleri ayırır. Yani anıların ızdırap yüklü kesitlerinden oluşan bir kolaj yapar kendine. Halbuki bu bir tuzaktır. Öyle bir tuzaktır ki, olmayanı oldurmak için sapasağlam referanslar ve duygusal motivasyonlar oluşturur içinde.
Zorlukla beraber kolaylık vardır. Ayet diyor bunu. Beraber diyor. Hemen akabininde yani. Bir zorluk varsa ardından mutlaka kolaylık gelir. Hatta quantum teorisine gore beraber aynı anda gelirler, senin görüne göre biri önden seni bulur öteki arkada kalır . Bir şey çok kolaysa da ardından zorluk gelir. İkisi de eşit ağırlıkta dağılır. Ama zihin durumuna göre bir tarafı daha büyük görürsün. Öteki tarafı yaşarken de görün kapanır. Burada da nankörlük devreye girer başka bir ayete göre.
Şu an keyfin bir an için yerine gelse, son 15 yılından öyle dersler, ibretler, tekamuller ve hatta komik anılar çıkarabilirsin ki kendine, Kendine şaşarsın.
Ama bir kilitlenme varsa, bunu da ilimle kendi kendine çözmeni tavsiye ederim.
Hayatta hem kendi merkezinde hem de varoluşla barış içinde kalabilmen bile ancak ilimle olur. Yani işlerin sana bağlı olması için kendini tanıma ilimlerini öğrenmelisin.