Musa'yı dikkatle analiz ederseniz hayatı boyunca doğum travmasının etkisi ile hareket ettiğini görebilirsiniz.
Doğumu esnasında Mısırdaki soykırım, korku ortamı, annesinin korkuları, daha sütten kesilmeden annesinden kopuş, ağlar halde günlerce Nilde kaderine terkediliş.. yetmezmiş gibi şeytanların inine giriş ve gizli gerilimlerle dolu bir saray erkanı olarak başlayan gelişim hikayesi..
İleri kahinlik ve komutanlık eğitimleri verilerek Mısırın ihtişamına hizmet ettirilmeye hazırlanırken, kendi kaderinin ilk garipliklerini sezinlemeye başlaması ve ikileme düşerek bunalıma girmesi..
Kalbinin onu ısrarla Yahudi mahallelerine sürüklemesi..
Bir gün yine bir yahudi mahallesinde, bir saray muhafızının bir tüccarı hırpaladığını görünce araya girmesi ve kavgayı ayırayım derken kontolsuz güç kullanımı ve bir Mısırlı askeri oracıkta öldürmesi. Birikmiş bastırılmış duygular. Yanlış tarafta olduğunu hergeçen gün daha da iyi anlaması.. ve kopma noktsı..
Asası ilk kez yılana dönüştüğünde vahiy mahiy unutup paldır küldür kaçmaya başlaması : )))
Kaçarken bir vahiy daha alıp "sen ne biçim peygambersin git o yılanı tut ve asa haline geri gelsin ikazi" : )))
Kardeşine kardeş dayağı atması)) Kardeşinin ise onun bu hallerini bildiği için "ölmüş annemiz aşkına bir dinle önce" diyerek Musayı taravma etkisinden kurtarışı..
2 de bir Hırızın işine burnunu sokması )))
Musa çok farklı ve özel bir peygamber. Elini nereye atsa bir başka yerden fire veren, paniklemeye çok müsait ama tüm negatif özelliklerini inanç faktörü ile pozitif yani rahmani bir şekilde tezahür ettirebilen ders niteliğinde biri.
Gelişimini tamamladığında ise onu artık Kızındenizin kıyısında tüm aleme meydan okuyacak kadar sakin ve kararlı görüyoruz. Düşmanlar görüş mesafesine girdiğinde dahi en ufak bir paniğe bile kapılmıyor artık.