embriyo
Elit Üye
Kaç kişi var ki, uykuda yaşadıkları tecrübeleri uyandıkları zaman hatırlayabilsinler? Fizik bedenimiz dinlenme halinde iken eğer biz ruh aleminde yaşıyor isek, fizik şuur haline döndüğümüz zaman bu hayattan bazı şeyler hatırlamamız icab eder gibi görünüyor. Silver Birch, bizim bu diğer hayatımıza ait hatıraların, neden dolayı, maddi şuurumuza çok nadiren kaydolunduğunu izah ediyor:
Sizler uyurken sonsuz sevgiyi ve hikmeti öğreniyorsunuz; fakat ne yazık ki, uyanık halinizde, o hatıraların pek çoğunu muhafaza edemiyorsunuz. Her gece her biriniz ölürsünüz, fakat bildiğiniz gibi bir gümüş kordon, bedeninize tekrar dönebilmenizi, temin için yolu açık tutar. Siz gelecekteki mekanınız olacak yeri hazırlamaya, içinde yaşayacağınız pek çok evlerden birisini inşa etmeye ve o aleme geçtikten sonra gerçek hayatınız olacak sahnelere alışmak için oraya gidersiniz her gece. Gelecekteki hayatınızda karşılaşacağınız duruma daha önce aşina kılınmanız ve bu suretle, nihayet uyanma anı gelip çattığında sarsılmamanız... İşte bu da ilahi emrin ve ilahı sevginin bir kısmıdır.
Sizin madde dünyanız, geniş şuurunuzda vaki olanları dar şuurunuzla hatırlayabilmenizi güçleştiriyor. Siz ölmeden önce yaşamaya başlayamayacaksınız.
Bazen kendi dünyanızda, ruh yükselerek, bir an için, o benim dünyamdan size ilham vermeğe çalışanlar ile yakın bir beraberlik ve birlik kurabildiği zaman siz bir lahza için, yüce olan bir aleme ait mutluluğu tadarsınız.
Herkes uykusunda benim dünyamı ziyaret eder, çünkü bu ruh bedenin gelecekteki dünyasına alışabilmesi için ve böylece son ayrılış anı gelip çattığında bir şok yaratmaması, onun yerine, bu aleme yeni gelen ruhun kendisini, siz nasıl çocukluk çağlarınızın geçtiği yerleri ziyaret ettiğiniz zaman oradaki hatıralarınızı yavaş yavaş anımsıyorsanız, öylece muhitine ve oradaki hatıralara yavaş yavaş uyarlayabilmesi için Büyük Ruh'un sağlamış olduğu hazırlığın bir bölümüdür.
Ulaşabileceğiniz ruh seviyesi ruhun tekamül durumuna bağlıdır. Herkes ruhsal seyahat yapabilir ama, bazılarının varabileceği yer sınırlıdır.
Bazı kimseler uykularında, ruhun daha karanlık alemlerine seyahat ederler. Bu, ya kendi ruh hallerine uygun olduğu için böyledir veya onlar bir hizmette kullanılmayı istemiş olabilirler. O zaman bu seyahat onların hür iradeleri ile gerçekleştirdikleri bir eylemdir.
Benim dünyamda bir çokları var ki, onlara, sizin dünyanızda yaşamakta olanların ruh bedenlerini götürerek (kullanarak) yardım etmek kaabildir. (Enkarne varlıklar vasıtasıyla onlara yardım edilebilir, özellikle, teşevvüş halindeki varlıklar bu yardımdan faydalanabilir - JG). Nasiralı'nın, onların 'cehennem' dedikleri yere nasıl indiğini Kitabı Mukaddes'te okuyacaksınız. Onun ki uyku halinde iken olmamıştı ama yinede aynı kanundur.
Uyku halinde iken yaşananları sonradan hatırlamak eğitim ile kaabil olabilir, çünkü şuurunuzu, izlenimlerini beyin hücrelerine kaydetmeğe alıştırmanız icab edecek. Bu bazıları için nispeten daha kolay, bazıları için ise daha zor olacaktır. Bu iki bedenin (fiziksel ve ruhsal bedenin) ne derece sıkı bir irtibat halinde olduğuna bağlıdır. Kolaylıkla hatırlayabilenler en iyi mantal medyom olabilecek olanlardır.
Sorular ve Cevapları
- Rüyalar nasıl nitelendirilmelidir? Bunlardan bazılarının ruhsal seyahat olduğunu kabul edebilmek çok zor.
Rüyalardan rüyalara fark vardır. Bazıları fiziksel sebeplere bağlanabilecek rüyalardır, zira onlar, bir süre için "sükuna vardırılmış beyin" in refleks hareketlerinden ibarettir. Bazılarına da yediğiniz yemekler sebep olur. Fakat; bütün bunların ötesinde, bizim dünyamızdaki tecrübelerinizin hatırasını zihninizde çok küçük kırıntılar halinde muhafaza edebildiğiniz rüyalarınız vardır. Rüyalarınızın çoğunlukla karışmış ve bozulmuş olmasının sebebi şudur ki, siz ruhi planlara geldiğiniz zaman "Arz" ın kayıt ve şartlarından kurtulmuş olursunuz. Ruhsal tecrübelerinizi dünyevi kayıt ve şartlar içinde hatırlamağa uğraşırken de onlar deforme olur.
- İrtibata geçen ruh bizim uyku halindeki şuurumuza bir kayıt yaptığını bilir mi?
Hayır, her zaman değil. Biz, celselerde, o anda ne kadarının nakledildiğini her zaman bilemeyiz, insanları etkilerken de bu çoğu zaman böyledir.
- Eğer uykuda iken rehberlerimizle sık sık buluşuyor isek, celselerde alınan mesajlarda bunlara o kadar seyrek değinilmesinin sebebi nedir?
Yapılır. Sorunun sahibi bir gün bunu bilecek, çünkü bunlar onun ruhuna kaydoluyor. O, şimdi bunları beyin hücreleri aracılığı ile hatırlayamasa bile, bir gün onları yüzeye çıkarmayı becerecek. Biliyor musunuz, doğru doğrudur, siz onu bilseniz de bilmeseniz de.
- Uyku esnasında ruhumuz fizik bedenimizi terkediyor ve o da boş kalıyor ise, Arz'a bağlı herhangi bir avare ruhun onu ele geçirmesine ve obsede etmesine engel olacak ne var? Acaba bu esnada böyle bir saldırıya mani olacak bir ruhi rehberlik vazife başında mıdır?
Böyle bir olaya mani olan şey tabii kanundur ki, şayet siz kendiniz obsede olacak bir durumda değil iseniz, sizi, geri bir varlığın tasallutundan korur. Ruh zaten bedenin 'içinde' değildir. Çünkü ruh, bedenin titreşim frekansı ile aynı titreşim frekansında değildir. Siz, yani gerçek siz bedeninizin içinde değilsiniz. Siz, kalbiniz ile akciğerlerinizin arasında bir yere tıkıştırılmış değilsiniz. Sizin şuurunuz, fizik bedeninizin dünyevi mekanizması aracılığı ile kendisini ifadelendirmektedir.
Siz uyku halinde iken bütün olan şey, şuurunuzun fizik bedeniniz aracılığı ile kendini ifade etmemesinden ibarettir ve bundan dolayı kendisini o esnada ruhi planda ifade etmektedir. Bedeninize bir başkasının girmesi diye bir şey yoktur. Sanki siz, bedeninizin kapısını açıp çıkıyorsunuz da bir başkası içeri girip kapıyı kapatıyor gibi bir şey yok. Bu asla bu tarzda değil. Bu bedeni hala idaresi altında tutan şuurun, kendisini bir başka planda ifade etmesi ve fizik bedenle yeniden sıkı ilişkisini kurması zamanı gelince de; o "plan"a geri dönmesi olayıdır.
- Bu demek midir ki, bir insan obsede olursa, obsedör varlık obsede olanın izni ile bu işi yapmıştır?
Hayır. Fakat obsede olan şahıs, kendi varlığında, obsede olmayı mümkün kılan şartları oluşturmuş demektir. Bu tamamen ferde ait bir sorundur. Siz, sevgi ve hizmet arzusu ile dolup da, sizi bu yolda kullanabilecek olan daha "Üstün" varlıkları kendinize çektiğiniz zaman da aynen böyle olmaktadır. Her ikisinde de aynı kanun geçerlidir. Kanun sadece iyi olan yönde işlemez, diğer yönde de işler. En yüce hizmet yolunda kullanılabilen, aynı şekilde kötüye de kullanılabilir. Çünkü ne kadar çok yükseğe çıkabiliyor iseniz, o nisbette aşağılara düşebilirsiniz. Bu aynı kanundur. Bu, sizin onu nasıl uyguladığınıza bağlıdır.
-Kehanet rüyaları, rüyayı görene sizin aleminizden mi gönderilir?
Bazen öyle olur. Bazen bunları, onları uyarmak isteyen, kendi sevdikleri varlıklar onlara fısıldar. Diğer hallerde bunlar Arz'ın kısıtlayıcı şartlarından kurtulup, gelecek hakkında bazı şeyler farkedebilen, ve onları, ikaz rüyaları şeklinde dünyevi şuuruna aktaran ruh-beden'in kendi izlenimleridir.
- Eğer ruh, uyku esnasında beden'i terk ediyorsa, beden nasıl oluyor da canlı kalıyor ve ölüm gerçekleşmiyor?
Çünkü o sırada gümüş kordon hala bedene bağlıdır ve şuur hali bakidir. Bir kere gümüş kordon kopup da fizik beden ile ruh beden arasındaki ilişki kaybolunca, bedende artık canlılık kalmaz.
- Bir şahıs anestezi altında iken onun ruhu, veya ölümden sonra yaşamağa devam eden kısmı nerededir?
Bilmiyorum. Herhangi bir yerde olabilir. Bu varlığın ulaşabileceği yeri ve gideceği yeri onun tekamül derecesi tayin eder.
- Beyin zedelenmesinden hasıl olan bilinç kaybı ile uyku esnasındaki bilinç kaybı arasında bir fark var mıdır?
Oh, evet. Bir zedelenme dolayısıyla bilinç kaybına uğradığınız zaman bu, ruhunuz ile fizik bedeniniz arasındaki normal ahenk halini etkileyen bir durumdur. Uyuduğunuz zaman ise bu normal bir şeydir. Çünkü ruh her gece fizik bedenin titreşimlerinin yavaşladığını bilir ve ruh, kendisini bizim aleme gelmek üzere hazırlar. Birisi, yaşantınızın normal bir kısmıdır, diğeri ise, sizin bünyenizi ilgilendiren anormal bir hadisedir. Birinde ruh, bedeni kendi isteği ile terk eder, diğerinde ise, bedenden dışarı zorlanır. Çünkü beden, ruhun onun vasıtası ile fonksiyon yapmasına elverişli olamamaktadır.
Alıntı
Sizler uyurken sonsuz sevgiyi ve hikmeti öğreniyorsunuz; fakat ne yazık ki, uyanık halinizde, o hatıraların pek çoğunu muhafaza edemiyorsunuz. Her gece her biriniz ölürsünüz, fakat bildiğiniz gibi bir gümüş kordon, bedeninize tekrar dönebilmenizi, temin için yolu açık tutar. Siz gelecekteki mekanınız olacak yeri hazırlamaya, içinde yaşayacağınız pek çok evlerden birisini inşa etmeye ve o aleme geçtikten sonra gerçek hayatınız olacak sahnelere alışmak için oraya gidersiniz her gece. Gelecekteki hayatınızda karşılaşacağınız duruma daha önce aşina kılınmanız ve bu suretle, nihayet uyanma anı gelip çattığında sarsılmamanız... İşte bu da ilahi emrin ve ilahı sevginin bir kısmıdır.
Sizin madde dünyanız, geniş şuurunuzda vaki olanları dar şuurunuzla hatırlayabilmenizi güçleştiriyor. Siz ölmeden önce yaşamaya başlayamayacaksınız.
Bazen kendi dünyanızda, ruh yükselerek, bir an için, o benim dünyamdan size ilham vermeğe çalışanlar ile yakın bir beraberlik ve birlik kurabildiği zaman siz bir lahza için, yüce olan bir aleme ait mutluluğu tadarsınız.
Herkes uykusunda benim dünyamı ziyaret eder, çünkü bu ruh bedenin gelecekteki dünyasına alışabilmesi için ve böylece son ayrılış anı gelip çattığında bir şok yaratmaması, onun yerine, bu aleme yeni gelen ruhun kendisini, siz nasıl çocukluk çağlarınızın geçtiği yerleri ziyaret ettiğiniz zaman oradaki hatıralarınızı yavaş yavaş anımsıyorsanız, öylece muhitine ve oradaki hatıralara yavaş yavaş uyarlayabilmesi için Büyük Ruh'un sağlamış olduğu hazırlığın bir bölümüdür.
Ulaşabileceğiniz ruh seviyesi ruhun tekamül durumuna bağlıdır. Herkes ruhsal seyahat yapabilir ama, bazılarının varabileceği yer sınırlıdır.
Bazı kimseler uykularında, ruhun daha karanlık alemlerine seyahat ederler. Bu, ya kendi ruh hallerine uygun olduğu için böyledir veya onlar bir hizmette kullanılmayı istemiş olabilirler. O zaman bu seyahat onların hür iradeleri ile gerçekleştirdikleri bir eylemdir.
Benim dünyamda bir çokları var ki, onlara, sizin dünyanızda yaşamakta olanların ruh bedenlerini götürerek (kullanarak) yardım etmek kaabildir. (Enkarne varlıklar vasıtasıyla onlara yardım edilebilir, özellikle, teşevvüş halindeki varlıklar bu yardımdan faydalanabilir - JG). Nasiralı'nın, onların 'cehennem' dedikleri yere nasıl indiğini Kitabı Mukaddes'te okuyacaksınız. Onun ki uyku halinde iken olmamıştı ama yinede aynı kanundur.
Uyku halinde iken yaşananları sonradan hatırlamak eğitim ile kaabil olabilir, çünkü şuurunuzu, izlenimlerini beyin hücrelerine kaydetmeğe alıştırmanız icab edecek. Bu bazıları için nispeten daha kolay, bazıları için ise daha zor olacaktır. Bu iki bedenin (fiziksel ve ruhsal bedenin) ne derece sıkı bir irtibat halinde olduğuna bağlıdır. Kolaylıkla hatırlayabilenler en iyi mantal medyom olabilecek olanlardır.
Sorular ve Cevapları
- Rüyalar nasıl nitelendirilmelidir? Bunlardan bazılarının ruhsal seyahat olduğunu kabul edebilmek çok zor.
Rüyalardan rüyalara fark vardır. Bazıları fiziksel sebeplere bağlanabilecek rüyalardır, zira onlar, bir süre için "sükuna vardırılmış beyin" in refleks hareketlerinden ibarettir. Bazılarına da yediğiniz yemekler sebep olur. Fakat; bütün bunların ötesinde, bizim dünyamızdaki tecrübelerinizin hatırasını zihninizde çok küçük kırıntılar halinde muhafaza edebildiğiniz rüyalarınız vardır. Rüyalarınızın çoğunlukla karışmış ve bozulmuş olmasının sebebi şudur ki, siz ruhi planlara geldiğiniz zaman "Arz" ın kayıt ve şartlarından kurtulmuş olursunuz. Ruhsal tecrübelerinizi dünyevi kayıt ve şartlar içinde hatırlamağa uğraşırken de onlar deforme olur.
- İrtibata geçen ruh bizim uyku halindeki şuurumuza bir kayıt yaptığını bilir mi?
Hayır, her zaman değil. Biz, celselerde, o anda ne kadarının nakledildiğini her zaman bilemeyiz, insanları etkilerken de bu çoğu zaman böyledir.
- Eğer uykuda iken rehberlerimizle sık sık buluşuyor isek, celselerde alınan mesajlarda bunlara o kadar seyrek değinilmesinin sebebi nedir?
Yapılır. Sorunun sahibi bir gün bunu bilecek, çünkü bunlar onun ruhuna kaydoluyor. O, şimdi bunları beyin hücreleri aracılığı ile hatırlayamasa bile, bir gün onları yüzeye çıkarmayı becerecek. Biliyor musunuz, doğru doğrudur, siz onu bilseniz de bilmeseniz de.
- Uyku esnasında ruhumuz fizik bedenimizi terkediyor ve o da boş kalıyor ise, Arz'a bağlı herhangi bir avare ruhun onu ele geçirmesine ve obsede etmesine engel olacak ne var? Acaba bu esnada böyle bir saldırıya mani olacak bir ruhi rehberlik vazife başında mıdır?
Böyle bir olaya mani olan şey tabii kanundur ki, şayet siz kendiniz obsede olacak bir durumda değil iseniz, sizi, geri bir varlığın tasallutundan korur. Ruh zaten bedenin 'içinde' değildir. Çünkü ruh, bedenin titreşim frekansı ile aynı titreşim frekansında değildir. Siz, yani gerçek siz bedeninizin içinde değilsiniz. Siz, kalbiniz ile akciğerlerinizin arasında bir yere tıkıştırılmış değilsiniz. Sizin şuurunuz, fizik bedeninizin dünyevi mekanizması aracılığı ile kendisini ifadelendirmektedir.
Siz uyku halinde iken bütün olan şey, şuurunuzun fizik bedeniniz aracılığı ile kendini ifade etmemesinden ibarettir ve bundan dolayı kendisini o esnada ruhi planda ifade etmektedir. Bedeninize bir başkasının girmesi diye bir şey yoktur. Sanki siz, bedeninizin kapısını açıp çıkıyorsunuz da bir başkası içeri girip kapıyı kapatıyor gibi bir şey yok. Bu asla bu tarzda değil. Bu bedeni hala idaresi altında tutan şuurun, kendisini bir başka planda ifade etmesi ve fizik bedenle yeniden sıkı ilişkisini kurması zamanı gelince de; o "plan"a geri dönmesi olayıdır.
- Bu demek midir ki, bir insan obsede olursa, obsedör varlık obsede olanın izni ile bu işi yapmıştır?
Hayır. Fakat obsede olan şahıs, kendi varlığında, obsede olmayı mümkün kılan şartları oluşturmuş demektir. Bu tamamen ferde ait bir sorundur. Siz, sevgi ve hizmet arzusu ile dolup da, sizi bu yolda kullanabilecek olan daha "Üstün" varlıkları kendinize çektiğiniz zaman da aynen böyle olmaktadır. Her ikisinde de aynı kanun geçerlidir. Kanun sadece iyi olan yönde işlemez, diğer yönde de işler. En yüce hizmet yolunda kullanılabilen, aynı şekilde kötüye de kullanılabilir. Çünkü ne kadar çok yükseğe çıkabiliyor iseniz, o nisbette aşağılara düşebilirsiniz. Bu aynı kanundur. Bu, sizin onu nasıl uyguladığınıza bağlıdır.
-Kehanet rüyaları, rüyayı görene sizin aleminizden mi gönderilir?
Bazen öyle olur. Bazen bunları, onları uyarmak isteyen, kendi sevdikleri varlıklar onlara fısıldar. Diğer hallerde bunlar Arz'ın kısıtlayıcı şartlarından kurtulup, gelecek hakkında bazı şeyler farkedebilen, ve onları, ikaz rüyaları şeklinde dünyevi şuuruna aktaran ruh-beden'in kendi izlenimleridir.
- Eğer ruh, uyku esnasında beden'i terk ediyorsa, beden nasıl oluyor da canlı kalıyor ve ölüm gerçekleşmiyor?
Çünkü o sırada gümüş kordon hala bedene bağlıdır ve şuur hali bakidir. Bir kere gümüş kordon kopup da fizik beden ile ruh beden arasındaki ilişki kaybolunca, bedende artık canlılık kalmaz.
- Bir şahıs anestezi altında iken onun ruhu, veya ölümden sonra yaşamağa devam eden kısmı nerededir?
Bilmiyorum. Herhangi bir yerde olabilir. Bu varlığın ulaşabileceği yeri ve gideceği yeri onun tekamül derecesi tayin eder.
- Beyin zedelenmesinden hasıl olan bilinç kaybı ile uyku esnasındaki bilinç kaybı arasında bir fark var mıdır?
Oh, evet. Bir zedelenme dolayısıyla bilinç kaybına uğradığınız zaman bu, ruhunuz ile fizik bedeniniz arasındaki normal ahenk halini etkileyen bir durumdur. Uyuduğunuz zaman ise bu normal bir şeydir. Çünkü ruh her gece fizik bedenin titreşimlerinin yavaşladığını bilir ve ruh, kendisini bizim aleme gelmek üzere hazırlar. Birisi, yaşantınızın normal bir kısmıdır, diğeri ise, sizin bünyenizi ilgilendiren anormal bir hadisedir. Birinde ruh, bedeni kendi isteği ile terk eder, diğerinde ise, bedenden dışarı zorlanır. Çünkü beden, ruhun onun vasıtası ile fonksiyon yapmasına elverişli olamamaktadır.
Alıntı