Tulpa, kökeni Tibet Budizmi’ne dayanan, yoğun zihinsel odak, hayal gücü ve duygusal enerjiyle bilinçli olarak yaratıldığına inanılan düşünce-formu ya da varlık kavramıdır. Ezoterik anlayışta tulpa, sıradan bir hayal ürünü değildir; uzun süre tekrar edilen imgeleme, inanç ve niyet sayesinde zihnin derin katmanlarında bağımsız bir kimlik kazanan psişik bir oluşumdur. Başlangıçta tulpa, yaratıcısının iradesine bağlıdır. Ancak zamanla kendi tepkileri, kişiliği ve hatta içsel sesi oluşabilir. Bu noktada tulpa, sembolik olarak bilinçaltının somutlaşmış bir parçası hâline gelir ve yaratıcı ile yaratılan arasındaki sınırlar bulanıklaşır.
Tibet geleneğinde tulpalar genellikle zihinsel disiplin ve farkındalık eğitimi amacıyla kullanılmıştır; amaç, zihnin gerçeklik algısını ne kadar güçlü biçimde şekillendirebildiğini deneyimlemekti. Ancak modern okült ve karanlık ezoterik yorumlarda tulpa, kontrolsüz bırakıldığında tehlikeli olabilecek bir oluşum olarak ele alınır. Çünkü tulpa, yaratıcının bastırılmış korkularını, arzularını veya travmalarını da bünyesinde taşıyabilir. Bu durumda kişi, kendi iç dünyasından doğan ama artık kendisi gibi davranmayan bir bilinçle karşı karşıya kalır. Ezoterik literatürde bu durum, kişinin kendi gölgesiyle yüzleşememesinin bir sonucu olarak yorumlanır.
Psikolojik düzeyde tulpa, bilinçaltının özerk bir parçası olarak düşünülebilir. Yoğun imgeleme, yalnızlık, uzun süreli odaklanma ve duygusal yüklenme, bu tür deneyimlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Ezoterik açıdan ise tulpa, düşüncenin enerjiye, enerjinin forma dönüşmesinin en uç örneklerinden biridir. Bu nedenle tulpa kavramı, zihin nerede biter, gerçeklik nerede başlar? sorusunu doğrudan ortaya koyar. Karanlık ezoterizmde tulpa, yaratıcıya şu uyarıyı taşır;
- Zihin, sadece düşünen değil, aynı zamanda doğuran bir güçtür ve kontrol edilmediğinde kendi sahibine ayna tutan bir varlığa dönüşebilir.
Tibet geleneğinde tulpalar genellikle zihinsel disiplin ve farkındalık eğitimi amacıyla kullanılmıştır; amaç, zihnin gerçeklik algısını ne kadar güçlü biçimde şekillendirebildiğini deneyimlemekti. Ancak modern okült ve karanlık ezoterik yorumlarda tulpa, kontrolsüz bırakıldığında tehlikeli olabilecek bir oluşum olarak ele alınır. Çünkü tulpa, yaratıcının bastırılmış korkularını, arzularını veya travmalarını da bünyesinde taşıyabilir. Bu durumda kişi, kendi iç dünyasından doğan ama artık kendisi gibi davranmayan bir bilinçle karşı karşıya kalır. Ezoterik literatürde bu durum, kişinin kendi gölgesiyle yüzleşememesinin bir sonucu olarak yorumlanır.
Psikolojik düzeyde tulpa, bilinçaltının özerk bir parçası olarak düşünülebilir. Yoğun imgeleme, yalnızlık, uzun süreli odaklanma ve duygusal yüklenme, bu tür deneyimlerin ortaya çıkmasını kolaylaştırır. Ezoterik açıdan ise tulpa, düşüncenin enerjiye, enerjinin forma dönüşmesinin en uç örneklerinden biridir. Bu nedenle tulpa kavramı, zihin nerede biter, gerçeklik nerede başlar? sorusunu doğrudan ortaya koyar. Karanlık ezoterizmde tulpa, yaratıcıya şu uyarıyı taşır;
- Zihin, sadece düşünen değil, aynı zamanda doğuran bir güçtür ve kontrol edilmediğinde kendi sahibine ayna tutan bir varlığa dönüşebilir.
