Troxler etkisi gözlerin uzun süre aynı noktaya odaklanmasıyla ortaya çıkan bir algı fenomenidir. İnsan gözü sürekli küçük hareketler yaparak çevreden bilgi toplar. Eğer bu mikro hareketler azalırsa beynin çevredeki sabit ayrıntıları işlemleme biçimi değişir. Bu durumda odağın dışındaki şekiller solmaya başlar ya da tamamen kaybolur. Bu etki özellikle düşük kontrastlı görüntülerde ve loş ışıkta daha belirgindir. Çünkü beyin karanlık ortamda önemli bulduğu bilgiyi öne çıkarır. Kenarlarda duran sabit ve hareketsiz şekiller önem sırasında geriye düştüğü için zamanla görünmez hale gelebilir. Bu görünmezlik gerçek bir kaybolma değil algısal bir tükenmedir. Troxler etkisi yalnızca görsel bir ilizyondur. Nesneler kesinlikle fiziksel olarak kaybolmaz. Beyin dikkat merkezini bir noktaya sabitleyince çevredeki verileri gereksiz bulup yokmuş gibi işler. Örneğin uzun süre aynı noktaya bakınca etraftaki nesnelerin bulanıklaşması Troxler etkisinin basit bir örneğidir. Uzun süre aynaya bakarken yüz hatlarının değişmesi de aynı mekanizmanın bir sonucudur. Ritüellerde Troxler etkisinin ortaya çıkması tamamen insan algısının doğal çalışma biçimiyle ilgilidir. Ritüeller genellikle loş ışıkta yapılır ve kişi dikkatini tek bir noktaya sabitler. Bu ortam Troxler etkisini en kolay tetikleyen koşuldur. Dikkatin bir noktaya uzun süre odaklanması gözün mikro hareketlerini azaltır. Mikro hareketler azalınca beyin çevredeki sabit ayrıntıları gereksiz bilgi olarak görür ve işlemeyi bırakır. Bu durum çevresel görüntülerin silikleşmesine yol açar. Ritüel sırasında kişi bir mum alevine ya da bir sembole odaklandığında çevredeki diğer şekiller yavaş yavaş solmaya başlar. Bu solma ritüeli yapan kişi tarafından enerji değişimi ya da boyut kapısının açılması olarak yorumlanabilir. Oysa bu durum beynin dikkat mekanizmasının doğal bir sonucudur. Loş ışık ortamı bu etkiyi daha da güçlendirir. Karanlık ortamda beyin yalnızca en gerekli bilgiyi işler. Bu yüzden kenarlardaki görüntüler daha hızlı kaybolur ve bu durum kişide farklı bir atmosfer hissi oluşturur. Ayna ritüellerinde yüz hatlarının erimesi ya da değişiyormuş gibi görünmesi de bu mekanizmanın bir parçasıdır. Troxler etkisi yüzün bazı kısımlarını görünmez hale getirir. Beyin bu eksik alanları kendi içsel imgeleriyle tamamlamaya çalışır. Bu tamamlamalar kişiye sembolik bir yüz ya da değişmiş bir ifade olarak yansıyabilir. Ritüeli yapan kişi bunu kendi iç dünyasıyla temas olarak hisseder. Bütün bu algısal değişimler mistik bir olay olmak zorunda değildir. Ancak bu etki zihinsel yoğunlaşmayı artırdığı için ritüelin atmosferini güçlendirir. Kişi algısındaki bu değişimi içsel derinleşme için bir kapı olarak kullanabilir ve bu da ritüelin daha etkili olduğu hissini yaratır.