Tesettür Ayeti Gerçekte Var mı?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

ruhmin

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
96
Tepkime puanı
30
Konum
Samsun
İş
Memur
Nûr 30-31 ve öncesinden ayetler, Hz Aişe'ye atılan iftira olayı üzerine nazil olmuştur. Meal ve tefsirlerde bunun dikkate alınması, önceki ayetler ile birlikte bir bütün halinde değerlenmesi gerekirdi. O zaman görülecekti ki, Hz. Aişe'nin ziynetini - gerdanlığını yitirmesi ve o nedenle başına iftira olayının gelmiş bulunması dolayısıyla, mü'min kadınlara ziynetlerini gizlemeleri, saklamaları tavsiye edilmektedir. Bu yapılmamış, ayetler müstakil ele alınmış ve hiç ilgisi olmayan yönlere çarpıtılmıştır… …Ayette başın örtüleceğine dair kesin bir anlam yoktur. Başınızı şöyle örtün, diye bir ifade mevcut değildir. Hatta çok önemlidir, baş kelimesi de geçmemektedir… Arapça büyük lûgatlarda ise, humur ve hımar kelimelerinin kök ve asıl anlamlarının örtü, örtmek olduğu yazılı… …Kaldı ki, o kelime, baş örtüsü anlamına gelse bile, bundan başı örtmek farzı çıkmaz. Çünkü açık emir yoktur. Amacın baş ve saç olduğunu ifade eden hiçbir işaret yoktur. Ayetin anlamı ve amacı gerdanlık ve halhal ziynetlerini örtüp korumaktır…
 

Türkmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Ara 2012
Mesajlar
105
Tepkime puanı
14
@ruhmin sen ayetleri peygamberden daha iyi biliyorsun ve daha iyi yorumlayıp uyguluyorsun herhalde. Ama peygamber efendimizin "Her kim kuran'ı kendi görüşüne göre tefsir ederse, ateşten olan yerini hazırlasın" hadisini unutmuşsun. Hz.Aişeye atılan iftiraya gelmiştir diyorsun, peki o dönemden sonra peygamberimiz eşlerinin başını mı açtırdı? Tesettür peygamberimizin her zaman uygulattığı bir uygulama değil miydi? Gören de sanki o olay üzerine ayet inmiş, tesettür yokmuş zannedecek. Ya peygamberimiz yanlış yapıyor, ya da sen yanlış yapıyorsun bi düşün bakalım. Uyduruk hocaların sözüne mi inanıyorsun peygamberin sözüne mi?
 

ruhmin

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
96
Tepkime puanı
30
Konum
Samsun
İş
Memur
Kadının kapanması için kullanılan “tesettür” ifadesi de Kuran’da geçmez. İslam adına etrafında bu kadar büyük fırtınalar koparılan bir kavramın, yani “tesettür” ifadesinin İslam’ın temel kaynağı olan Kuran-ı Kerim’de bulunmaması önemlidir. Demek ki “tesettür” kelimesi dini bir kavram olarak sonradan oluşturulmuştur.

Ayette geçen “humur” ve onun tekili olan “hımar” kelimesini, kadınların başlarına örttükleri kumaşa verilen özel isim gibi değerlendirmek kelimenin anlamını sınırlamak olur. Bir şeyi örten şeye “hımar” yani “o şeyin örtüsü” denir. En ünlü Arapça sözlük olan Lisan-ı Arab’tan “hımar”ın temel manasının “örtmek” olduğunu görebilirsiniz. Kelimenin temel manası, mezheplerin kelimeleri tahrif etmesine rağmen açıktır. ayette kapatılacak yerin yaka açığı olduğuna dikkat çekilir, baştan bahsedilmez. Günümüzde, Arapça’da, kadınların başlarına örttükleri kumaşın özel adı “hımar” değil “mikna” ve “nasıyf”tır. Hangi Arapça sözlüğe bakılırsa bakılsın “mikna (çoğulu mekani)” ve “nasıyf”ın hanımların başlarını örttükleri kumaşın adı olduğu görülecektir.Bu örnek bize, gelenekçi zihniyetin, kendi fikirlerini doğru çıkartmak uğruna gereğinde Kuran’daki kelimelerin manasını kaydırmaktan çekinmediğini göstermektedir.Yani kadınların başını örtmesi, peçe giymesi ve diğer anlatılan sınırlar; Kuran’ın değil geleneklerin ve şahsi görüşlerin dine sokulmasının sonucudur.Eğer Allah kapanmada da kesin sınırlar koymak isteseydi, bunu en azından bir cümleyle belirtebilirdi. Geçmiş kavimlerin başına gelenleri bile detaylarıyla anlatan Kuran, her şeyi açıkladığını kendisi söyleyen Kuran, eğer kapanmada sınırları belirlenmiş bir ölçü olacaksa ve bu bir tek cümleyle bile açıklanabilecekse niye bu cümleyi içermesin?
 

Ghanhan

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Tem 2011
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Cevabı bildiğini düşünüyorsan neden konu açtın ki ben burasını anlayabilmiş değilim.
Bu konu hakkında yorumlarınızı bekliyorum diyorsun ve insanların görüşlerine de karşı çıkıyorsun.
Gerçekten yaptığından bir şey anlayabilmiş değilim.
 

Türkmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Ara 2012
Mesajlar
105
Tepkime puanı
14
Arkadaşım ona kalırsa kuranda "namaz" da "kıyam, ruku, secde ve selam" olarak geçer. Hadi bunların peygamber tarafından yorumlanışını bırakalım da anlam bakımından kıyam başkaldırmaktır dik durmaktır diyip isyan çıkaralım ! bir rekat namaz dahi kılmayalım !?
Bu nasıl bi zihniyet Allah aşkına ya? Peygamberin kuran yorumunu ve uygulamasını bırakıp kendi kendinize fetva veriyorsunuz.

Ben burada gerçekten bilerek ve isteyerek peygamberin uygulayışlarını saf dışı bırakıp, tıpkı yukarıda verdiğim namaz örneği gibi islam hükümlerinin bozulması ve insanların akıllarının bulandırılması konusunda "art niyet" olduğuna inanıyorum. Konuyu kilitleyin lütfen.
 

phoibos

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eyl 2011
Mesajlar
122
Tepkime puanı
7
İş
Müzisyen
Arkadaşlar cevaplarınız beni aydınlattı çok teşekkür ederim..
1-Çok bilmiş gibi bir tavıra girmek istemiyorum fakat hadislerden yola çıkmak bilmem ne kadar doğrudur..? Hadislerin normal sayısı 100 gibi az bir sayı iken bugün kaç bin tane hadis var? .. O zamanlardaki insanların Peygamberimizin demediği şeyleri söylemiş gibi göstermediğini kim ispatlayabilir?

2- Ya da insanların anlamak istediği gibi anlama durumunuda göz ardı edemeyiz.

3- Arap bölgeleri bildiğimiz gibi çok sıcaktır. O zamanlardaki kadınların kapanma amacı güneşin onlara zarar vermemesi için olamaz mı?
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16
Yazılı bir sözde anlatılmak istenileni yada içerdiği hükmü görmezliğe gelmek çok yanlıştır.Birisi başörtüse der kimisi tesettür der kimisi humur kimisi hımar der.Burda maksat nedir amaç nedir bunu düşünmemiz gerekir.Bunu düşünürkende kendi isteklerimizin doğrultusunda bir pay çıkarma niyetide taşımamak gerekmektedir.Ayet gayet açık bir şekilde kadınların iffetlerini korumalarını ve örtünmeleri gerektiğine vurgu yapmıştır.Bu örtünme kelimesini görmezden gelip arap kültüründe böyle giyiniliyor diye karşı çıkılıyorsa ona da araplar gibi giyinme o zaman kendine göre bir giyim şekili seç ama maksadın örtünmek olsun demek düşer bize.Burdaki örtünmekden kasıtda daha önceki mesajımda olduğu gibi kadının vücut hatlarının gizletilmesine dayanır.giyim şekline değil.

Bir arkadaşda el veya ayak fetişliğinden bahsetmiş.El ve ayak fetişliğine gerek yok onu da önceki mesajımda belirttim.İslam dininde sınırlar koyulur.Bize de bu sınırlara uyulmamız ve haddi aşanlardan olmamamız gerektiği vurgulanır.Burda haddi aşanlar kimler peki? El ve ayak fetişleri olduğu gibi kadınlardan hoşlanmayıp erkeklere ilgi duyan erkeklerde var onlar hangi kategoriye giriyor? veya el ve ayak fetişlerinden ziyade 3-4 yaşındaki kız çocuklarına tecavüz etmeye kalkan insanlar var bunları hangi kategoriye sokacağız veya bu bebekleri o insanlara karşı nasıl koruyacağız?n demek istediğim işte haddi aşanlarda bunlardır.İslam dini sınırları koyduk haddi aşanlardan olmayın der.Biz bu sınırlara uygun yaşamalıyız.Bu sınırı geçenlerse yukarıda örneklendirdiğim ve daha bir çok örneklendirebileceğim haddi aşan gruplar ve kişilerdir.Bizim burdaki mesajı anlamamız gerekirken bir arkadaşda acaba o dönem o coğrafya çok sıcak olduğu için mi böyle bir ayet var diye bir açıklama yapmış.Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum.Bu ayeti okumak ve yazılandan bir hüküm çıkarmak bu kadar mı zor.Okumayan arkadaşlar lütfen okusunlar ayet aşağıda yazılıdır.

1. ve kul : ve de
2. li el mu'minâti : mü'min kadınlara
3. yagdudne : çeksinler, indirsinler
4. min ebsâri-hinne : (onların) gözlerinden, bakışlarından, bakışlarını
5. ve yahfazne : ve korusunlar
6. furûce-hunne : (onların) ırzları
7. ve lâ yubdîne : ve açmasınlar
8. zînete-hunne : (onların) ziynetleri
9. illâ : dışında, hariç
10. mâ : şey
11. zahera : zahir oldu
12. min-hâ : ondan
13. vel yadribne (ve li yadribne) : ve örtsünler
14. bi humuri-hinne : (onların) başörtüleri
15. alâ : üzerine
16. cuyûbi-hinne : (onların) yakaları
17. ve lâ yubdîne : ve açmasınlar
18. zînete-hunne : (onların) ziynetleri
19. illâ : dışında, hariç
20. li buûleti-hinne : (onların) eşleri, kocaları
21. ev : veya
22. âbâi-hinne : (onların) babaları
23. ev : veya
24. âbâi buûleti-hinne : (onların) kocalarının babaları
25. ev : veya
26. ebnâi-hinne : (onların) oğulları
27. ev : veya
28. ebnâi buûleti-hinne : (onların) kocalarının oğulları
29. ev : veya
30. ıhvâni-hinne : (onların) erkek kardeşleri
31. ev : veya
32. benî ıhvâni-hinne : (onların) erkek kardeşlerinin oğulları
33. ev : veya
34. benî ehavâti-hinne : (onların) kız kardeşlerinin oğulları
35. ev : veya
36. nisâi-hinne : kadınlar
37. ev : veya
38. mâ meleket eymânu-hunne : (onların) ellerinin altında sahip oldukları, (cariyeler)
39. evit tâbiîne (ev et tâbiîne) : veya onlara tâbî olanlar, hizmetliler
40. gayri ulî el irbeti : kadına ihtiyaç duymayan
41. min er ricâli : erkeklerden
42. evit tıflillezîne : veya çocuklar ki onlar
43. lem yazharû : zahir olmaz, farkına varmaz
44. alâ avrâtin nisâ : kadınların avret yerlerine
45. ve lâ yadribne : ve vurmasınlar
46. bi erculi-hinne : (onların) ayakları
47. li yu'leme : bilinsin diye
48. mâ yuhfîne : gizlediklerini
49. min zîneti-hinne : (onların) ziynetlerinden
50. ve tûbû : ve tövbe edin
51. ilâllâhi (ilâ allâhi) : Allah'a
52. cemîan : topluca (hepiniz)
53. eyyu-hâ : ey
54. el mu'minûne : mü'minler
55. lealle-kum : umulur ki böylece siz
56. tuflihûne : ferâha eresiniz
 

Ghanhan

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Tem 2011
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
"Tercihe göre" diye bir şey yok. Allah emretmiş, üstüne üslük peygamberimiz de hanımlarına ve müslüman kadınlara bunu emretmiştir. Başörtüsü, kadınların yaratılışında var olan "güzelliğini göstermek" arzusunu sindirdiği için onlara zor geliyor. Erkekler de zaten nefis yönünden sürekli açık görmek istediği için böyle polemikler çıkıyor meydana. Allah emretmiş kardeşim, nefsinize uyup da emirleri delmeye çalışmaktan vazgeçin.

Bu kısım bu konuyu bitirir aslında olay bu kadar basit.
Nefsinize ağır gelen herşeyi yapın, nefsinizin istemediği herşey doğrudur.

Kapalı insanlara karışma. kendin emirlere uymuyorsan uyma. Cehennem istiyorsan nefsin yolundan git ama çarşaf giyenleri ya da herhangi şekilde kapalı olanları asla eleştirme.
 

azdaka

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Tem 2011
Mesajlar
169
Tepkime puanı
12
arkadaşlar bi de şöyle düşünün diyelim ki tesettür yok kapananlar boşyere kapandı ve öldüklerinde kapandıklarıyla kaldılar yada kapanmak farz ve buna inanmayanlar kapanmadı ve ölünce onlar öldüklerinde açıldıklarıyla kalmadılar ne de olsa emre karşı gelinmiş olundu ve bir günahı var bunun şimdi siz söyleyin durum böyle olunca şimdi kim zararlı çıktı olaya bi de bu yönden bakın... (cümlelerimin yanlış anlaşılmaması dileğiyle)
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Kutsal bir kitap düşünün ki direk saç kılını ört dememiş olsun! Saç kılı demekten imtina etsin! Hani şu çorbaya düşse, mide kaldıracak saç kılını, kapatın emri olsun ama bunu dolaylı anlatma gereği duysun? Kutsal bir kitap, örtünmemesi halinde, kati günah olacak hangi kısımları yazmaz acaba? Ve biraz akıl yürütün, hani ilk emri oku olan, okumayı anlamayı en esas temele yerleştirmiş kutsal kitap...Sakının, tahrik etmeyin dediği kısımlar, erkekler şimdi daha iyi anlamalı, erkeklerin tahrik olmasına vesile olacak nerelerdir?


Şunu da yapmayın lütfen kendiniz için, yoksa söylediğiniz söz, söylediğiniz kişiden çok, sizi bağlar. Emri kesinleştirdiniz, bir de uymayanları cehenneme yolladınız. Bu hangi büyük günahı işlemekti hatırladınız mı? Neden kesinliği hala tartışılan örtünme kısmı, bu kadar gözümüze sokuluyor? Fitre zekat emir değil mi? En samimi duygularınızla siz ya daçevrenize bir göz atın, şu emri kaç kişi uygulamakta: Asli ihtiyaçlarından ve borcundan başka nisap miktarı veya daha fazla mala sahip olan hür, aklı başında ve buluğ çağını geçmiş Müslümanlar zekât vermekle mükelleftir. Nisap miktarı: Altın: 85 grama ulaşmışsa 40’ta 1’i zekât olarak verilir. Gümüş: 595 grama ulaşmışsa 40’ta 1’i zekât olarak verilir. Nakit parada da nisap altın ve/veya gümüşte olduğu gibidir. Günümüzde gümüş altına oranla hayli değersiz kaldığı için, nisap hesaplanırken altının esas alınması isabetli olacaktır.
Şimdi neden inançlarla ilgili konuşmalar, zekatını vermeyenler üzerinden konuşulmaz da örtünmeye dayatılır? Kadınları kontrol altında tutar, kendi hakimiyetimize güç katar bir de bilir kişi oluruz ne güzel. Ama sayısız emir nedense sözüm meclisten dışarı, göz ardı edilir?


Zamanın iklim şartlarını, şimdilerde bizim önümüze, neden inanç- inançsız ayrımına kadar getirdik? Ben Rabbime aşkla bağlıyım, varsın benim yorduğum yüzünden yakıyorsa beni yaksın, yeter ki kulu karışmasın haddini aşmasın! Kadın erkek ilişkilerinde bu kadar basit ve net ayrımlar varken, bunu bu kadar kullanıp dolandırmanın ne alemi var? Erkek nefsine yenik düşmeyecek (kadın da elbette) ama en çok yapısı gereği erkeği tahrik etmek için kadın bedenini kullanmayacak(helali kişi dışında) nokta.


Örtünenler boşa mı örtünüyor? Olur mu öyle şey? Şayet bir kimse, ortam öyle götürdü, zaman böylesi daha iyi değil de Allah aşkı için örtünüyorsa boşa olur mu? Bir kişi ,başka hiç bir kula gösteriş değil de Allah aşkına her ne yaparsa yapsın ibadettir, bunu da kimse tartışamaz.


Örtünmenin tarihçesini defalarca araştırdım sümerleden eski mitoloji dönemlerine kadar çeşitli dönemler vardır sizler de araştırın. Hele kara çarşaf bize ait bile değil...Yalnız kişi vardır gerçekten Allah aşkı için örtünür, kişi vardır keşke örtünmeseydi de şu giyimi, kuşamı işveyi tonla makyajı yapmasaydı deriz. Aslolan tahrik etmemek değil mi sonuçta?


Yine niyet, hep niyet, kalanı da doğru kim, yanlış kim bırakalım da bunu bizi Yaratan tayin etsin.


Sevgiyle...
 

Türkmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Ara 2012
Mesajlar
105
Tepkime puanı
14
alin yanlışlıkla beğenmeme butonuna bastım kusura bakmayasın.
 

joys

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2010
Mesajlar
642
Tepkime puanı
249
Konum
İzmir
İş
Tekamülü hayırlısı ile tamamlamak İNŞALLAH tıpkı her insan gibi...
Sevgili alinin sözlerine katılmakla birlikte bir parantez açarak fikir belirtmek istiyorum.

Nedir bu kadına karşı tutum? Kadının saçı başı kılık kıyafeti vs yi, bitmeyen bir hırsla irdelemek yerine kadını insan olarak kabul ettiğinde ademoğlu sanıyorum çok daha ileri gidilebilecek.



Sevgiler... :)
 
  • Beğendim
Tepkiler: AJA

mecra

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2008
Mesajlar
482
Tepkime puanı
40
Fitre zekat emir değil mi? En samimi duygularınızla siz ya daçevrenize bir göz atın, şu emri kaç kişi uygulamakta: Asli ihtiyaçlarından ve borcundan başka nisap miktarı veya daha fazla mala sahip olan hür, aklı başında ve buluğ çağını geçmiş Müslümanlar zekât vermekle mükelleftir. Nisap miktarı: Altın: 85 grama ulaşmışsa 40’ta 1’i zekât olarak verilir. Gümüş: 595 grama ulaşmışsa 40’ta 1’i zekât olarak verilir. Nakit parada da nisap altın ve/veya gümüşte olduğu gibidir. Günümüzde gümüş altına oranla hayli değersiz kaldığı için, nisap hesaplanırken altının esas alınması isabetli olacaktır.
Şimdi neden inançlarla ilgili konuşmalar, zekatını vermeyenler üzerinden konuşulmaz da örtünmeye dayatılır? Kadınları kontrol altında tutar, kendi hakimiyetimize güç katar bir de bilir kişi oluruz ne güzel. Ama sayısız emir nedense sözüm meclisten dışarı, göz ardı edilir?

Sevgili alin son noktayi koymus bence. Zekat ornegi de cok guzel. Ulkemizde ekonomi cogunlukla parmakla sayilan sirketlerde ve onlarin eline gecmeye devam ediyor. Peki bu sirketler nasil zengin oldu. Bu sirketlerin sahipleri kimin alin teriyle sahip oldu bu zenginlige. Halkin kafasini sirf bir ortuyle bulandirip alttan alttan parayi goturenler kim ?! Kimse bunlari konusmuyor. Ihtiyactan fazla zenginlik Kur'an'in paylastirici ozelligine aykiridir. Kur'an esitlikcidir. Kadinlarin da bircok hakki vardir ancak bazi kesimler kadini metalastirarak bu haklari sinirlayip onlara, bizlere ikinci sinif muamelesi yapiyor. Bunlar cehennemlik degil mi? Madem bazi arkadaslar kapanmayanlari cehenneme gonderdi bunlara da cevap verin. (Insanlar iclerindeki ilahi nuru degil de nefislerini dinledikleri surece sekil onemli olacak. Oz dogru olmadikca kelam da dogru cikmaz agizdan.)
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16
İnsanların çoğu ben müslümanım veya dindarım diye geçinip, dinin gerekliliklerini yerine getirmiyorsa bunda dinin ne günahı var? Yapamadığınız ibadetleri veya uygulayamadığınız dinin hükümlerini kabullenememek ve bu yüzden kendinize uygun yorumlar getirmek başka şey,, dini gösteriş haline getirip yanlış yapanların yanlışlarını kabullenememek başka bir şey.Adam hacca gitmiş,5 vakit namaz kılıyor ama faiz yiyenin, namussuz, yalancının önde gideni diyelim.Biz bu adamımı günahlandıralım yoksa dinini mi? İnandığı dini değerleri uygulamayan insanların eleştirisi yapılırken neden bu inanç sistemi üzerinden yapılıyor anlamıyorum.Bir adam hacca gitti veya namaz kıldı diye herşeyi doğru yapacak anlamı mı çıkartmaya mı çalışıyorsunuz?

Başını kapatan kadın başı açık kadından daha namusludur diye bir söz söylemekde yanlış.Namus sadece kafada değildir.Niye saç unsuruna takıldınız veya Kuran`da saç niye özellikle vurgulanmamış diye sormuşsunuz.Örtününüz demiş.Namusunuzu, iffetinizi koruyun, sakının demiş ayette.Daha ne desin Allah aşkına.Burda vurgulanmak istenilen maksadı anlayamamak mümkün değil fakat kabullenememek veya kendine göre bir sonuç çıkarma eğilimi elbetteki mümkün.Ama bu insanın kendisini aldatmasından ötesini geçmez kanaatindeyim.
 

görkem35

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Ocak 2013
Mesajlar
29
Tepkime puanı
1
Konum
İzmir
Görüyorum ki bazı arkadaşlarımız kuranda ki namaz kılınışlarıyla ilgili örnek vermiş. Doğrudur kuran da bu şekilde bahsedilmiştir ama peygamber efendimizin sünnetleri ve kılış şekli ile bize örnek olmuştur bizlerde bu şekilde kılarız. Ama inanın insanın kafasıda bu konuda çok karışıyor, kimi tarikatlar kimi cemiyetler namazı dahi kendilerince degiştirmiş farklı şekillerde kılar hale getirmişlerdir. Bu nedenle her konuda da olduğu gibi, hadislerin hangisi doğru hangisi değiştirilmiş olduğu konusunda benim kesin bilgim var ve buna inanırım dien varsa onu uygular. Ama asla benim bu konuda eksiksiz bilgim var diyemem ve doğru hadislerin 50 cıvarında olduğu halde hadi en fazla 100 olsun ama günümüzde 500 den fazla hadis var. Şimdi kim diyebilir şu hadis peygamber efendimizindir diye soruyorum size. Bu noktaya gelindiğinde işte bu nedenle yüce yaradan kuranı bizlere yol gösteren olarak göndermiştir. Ozaman şu cemiyet şöyle demiş , şu hadis bunu demiş değil önemli olan kuran ne demiş. Ayrıca kimi cemiyet çarşafı zorunlu kılar farlı baş örtme şekillerini kabul etmezler ee noldu şimdi buda kuranda geçtiğini söz ettiğiniz ayeti kendilerince değiştirmek olmuyormu. Vede anlamış değil bu erkeklerin nasıl nefisleri vardırki bir saçı, kaba tabirle kıl yumagı altı üstü görünce nefisleri uyanıyor. Buda bir çelişkidir bana göre.
 

Türkmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Ara 2012
Mesajlar
105
Tepkime puanı
14
Öncelikle belirtmek isterim ki açtığımız konu tartışma amacı ile değil, bilgi vermek amacı iledir.

“Ey Âdemoğulları! Şeytan, ana babanız (Hz. Âdem ve Havvâ’y)ı, avret yerlerini kendilerine göstersin diye elbiselerini onlardan soyarak cennetten çıkardığı gibi, sakın sizi de fitneye düşürüp aldatmasın.” (A'râf: 27)

Bu hususta kesin emir olmasına rağmen, âyetlerin sağından solundan kırpılarak ne yorumlar, ne teviller yapıldı. Şeytanı bile hayrete düşürecek ahkâm kesmeler, fetva vermeler aldı başını gitti. Halbuki tartışmaya ne hacet.. Neyse, konumuz bu değil.

Gelelim asıl meselemize! Örtünenler nasıl örtünmeli?
Aramızda islama inanıp da Muhammed (a.s) ye inanmayan var mı? yoktur galiba. Gerçi burada haddinden fazla çelişkiye rastladım ama umuyorum ki yoktur, olsa bile sözümüz ona değildir, nasıl biliyorsa öyle yapsın.

"Yaşayan Kuran" olan Peygamber Efendimiz (a.s)’in hanımlarının giydiği tesettür tarzı ne ise, şüphe yok ki en doğrusu da odur.
Peygamber efendimizin hanımları ise kesinlikle vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde, örtünmenin amacına uygun olarak "edep ve namus abidesi" olarak örtünüyorlardı.

Peygamber efendimiz Allah'ı hatırlatan müslüman olun demiyormu ?
Allah'ı hatırlatan müslüman ! Eğer bir insan örtündüğü zaman Allah'ı değil de karşı tarafa cinsiyetini, güzelliğini ve çekiciliğini hatırlatıyorsa bilin ki o FARZ için değil TARZ için örtünmüştür.
Örtünmek bir aksesuar değildir, örtünmek sadece Allah rızası için yapılan, edep ve namus göstergesidir.

Peki örtünmek sadece kadınlar için midir? Tabi ki de hayır.
Kadınların koruması gereken bir namusu varsa, erkeklerin de vardır. Erkekler de edepli bir şekilde örtünmeli ve Allah'ı hatırlatmalıdır. Günümüzde erkeklerin çoğu, namus kavramının kendilerinde olmadığını zannediyorlar. Galiba hiç Yusuf (a.s)'ı hiç duymamışlar.
Kadınlarda ne derece namus varsa, erkeklerde de o derece namus vardır, Kadınlar için örtünmek ne kadar farz ise, erkekler için de o kadar farzdır. Kadınlar güzellik bakımından erkeklere oranla çok daha yüksek mertebede yaratıldıkları için, örtünme gereği de fazladır.

Son bir şeyi de belirtmek istiyorum arkadaşlar, "örtünme" dediğimiz zaman bazılarının gözünde geri kafalı olabiliyoruz, ama onlar da şunu bilsinler ki, "soyunma" denildiği zaman bizim gözümüzde de onlar taş devri insanlarıdır. 1400 yıl öncesinde yaşamak, milyon yıl öncesinde taş devrinde yaşamaktan iyidir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kanunlarına göre herkes dilediği gibi giyinmekte özgürdür, bizim burda yazdıklarımız ise sadece tavsiye niteliğindedir. Tavsiye dinlemek istemeyenler üzerine alınmasın. Vesselam...
 

canmert196

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Haz 2011
Mesajlar
976
Tepkime puanı
47
Kur an da ortunmeyle ilgili ayette ben ''kullarim zinnetlerini ortun dedigini kendi gozlerimle gordum.''Zinnet kavrami bana gore bir kol degildir.Goz koldan daha guzeldir bu mantiga gore gozlerde ortulmelidir.:)
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Bugüne kadar ki tüm gördüklerim tarz için örtünmüş mübarekler.
 

Türkmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Ara 2012
Mesajlar
105
Tepkime puanı
14
Kur an da ortunmeyle ilgili ayette ben ''kullarim zinnetlerini ortun dedigini kendi gozlerimle gordum.''Zinnet kavrami bana gore bir kol degildir. Goz koldan daha güzeldir bu mantiga gore gozlerde ortulmelidir.:)

Sen anlamak istediğin gibi anlamışsın, peki sen gözünü ört. Nur 31. Ayet uzun ve gayet açık anlamlıdır ancak bilerek ve isteyerek bunu bu şekilde algılıyorsanız o da sizin "şahsi" görüşünüzdür. Yalnız dikkat edin gözünüzü örtünce bir yere takılır düşer kafanızı yararsınız. Benden söylemesi.
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Kur an da ortunmeyle ilgili ayette ben ''kullarim zinnetlerini ortun dedigini kendi gozlerimle gordum.''Zinnet kavrami bana gore bir kol degildir.Goz koldan daha guzeldir bu mantiga gore gozlerde ortulmelidir.:)
Aslında burda bir diğer anlamda gözü haramdan sakınmak. Size katılıyorum bu konuda.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst