Tanımlayamadığım kişilik bozukluğu

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
Belirtilerinin en önemli birünci özelliği tribüne oynama toplumda onaylanan olmak için sürekli kendinden ödün vermek.
Aile düzeni kurmamak.ailesi ile değil sadece arkadaşlarını anne babasını memnun etmek için yaşamak.onlara olan sorumluluğunu da bazen işine geldiği gibi boşlamak.
Onu canı gönülden sevenlere kötü davranmak ihmal etmek.
Kendisindeki eksikleri gösterip düzgün bir dille uyaranlara düşman olmak.
Sürekli memnun ettiğini düşündüğü parazıt insanlar için para harcamak.ama onu gercekten sevenlere ne maddi ne manevi. Fedakarlıkta bulunmamak.
Sadece parasızlık ile korkutulup denetim altına alınmak.
İnsanları seviyormuş gibi görünüp maddi değerlere 1.derecede önem vermek
Simdi bu belirtileri çoğu zaman az çok insanlarda var ama hepsi bir insanda olursa hangi kişilik bozukluğuna girer?
 

Düşmüş Kartal

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Ocak 2019
Mesajlar
366
Tepkime puanı
775
Konum
İzmit
Haddim olmayarak boşanmaya çalıştığın eşini mi tarif ediyorsun diye soracağım.
Bence birkaç bozukluk ve sorun var. Bir kere narsist, bencil, baskıcı, yetiştirme tarzı yüzünden bunlar açığa çıkmış olabilir. Anne babası iki yüzlü insanlar olabilir, toplum içinde farklı evde farklı tipler olabilirler, o da çocukken bunu farkedip dışarıya nasıl görüneceğini evdekilere de farklı tutum izlemesi gerektiğini kendine kodlamış olabilir. Kimseye güvenmediği için de çıkarına göre insanlara yaklaşmakta. Ben uzman değilim bu bir hastalık mı yoksa komplike bir bozukluk mu bilemem ama o kişinin reptil veya büyük oranda reptil tarafı ağır bir melez olduğunu rahatlıkla söylerim.
 

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
Haddim olmayarak boşanmaya çalıştığın eşini mi tarif ediyorsun diye soracağım.
Bence birkaç bozukluk ve sorun var. Bir kere narsist, bencil, baskıcı, yetiştirme tarzı yüzünden bunlar açığa çıkmış olabilir. Anne babası iki yüzlü insanlar olabilir, toplum içinde farklı evde farklı tipler olabilirler, o da çocukken bunu farkedip dışarıya nasıl görüneceğini evdekilere de farklı tutum izlemesi gerektiğini kendine kodlamış olabilir. Kimseye güvenmediği için de çıkarına göre insanlara yaklaşmakta. Ben uzman değilim bu bir hastalık mı yoksa komplike bir bozukluk mu bilemem ama o kişinin reptil veya büyük oranda reptil tarafı ağır bir melez olduğunu rahatlıkla söylerim.
Evet onda da var fakat başkalarında da gördüm bu tip karakter mi desem karaktersizlik mi bilemiyorum.ama bozukluk olarak ne olduğumı merak ediyorum
 

Aisling

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Tem 2016
Mesajlar
978
Tepkime puanı
1,487
Konum
HARİKALAR DİYARINDA
İnsan menfaatlerini korumaya çalışan bir varlık. Yazdıklarınıza çok da şaşırmamak gerek. Normal şeyler bunlar.
Bunların hiçbirini yapmayan melek olurdu. Henüz yirmi birimdeyim ama neer gördüm neler. Kimi de ayıpladıysam hepsi başıma geldi.

Belirtilerinin en önemli birünci özelliği tribüne oynama toplumda onaylanan olmak için sürekli kendinden ödün vermek.

İnsan duygusal bir varlık, sevilme ihtiyacı, sevgi enerjisini bir şekilde alma ihtiyacı var. Bunun için kendinden ödün vermeyeceği ortam ya da kişiler yoksa ödün verecektir.

Aile düzeni kurmamak.ailesi ile değil sadece arkadaşlarını anne babasını memnun etmek için yaşamak.onlara olan sorumluluğunu da bazen işine geldiği gibi boşlamak.

Aile işleri karışık. Belki anne babasına karşı kızgınlıkları ve kırgınlıkları var, belki yeter artık dedi ve bunaldı omuzlarına binen yükten? Robot değil ya bu. Kendi istekleri, arzuları olacak elbet.

Onu canı gönülden sevenlere kötü davranmak ihmal etmek.

Öfkeyi yöneltmektir bunun adı. Savunma mekanizmalarından biri. Diğerine sinirleniriz ama pençelerimiz yetişmez, sonra da döner dolaşır pençelerimizi geçirebildiğimiz birinden hıncımızı alırız. Kolay hedeflerden. İncitebileceğimizi bildiklerimizden. Sevdiklerimiz!

Kendisindeki eksikleri gösterip düzgün bir dille uyaranlara düşman olmak.

Kimse nasihat dinlemeyi sevmez aslında. Doğruları değil, duymak istediklerimizi söylesinler isteriz. Çok doğrucu insan çok düşman edinir, dili acı gelir. Çevresindekiler dağılır.

Sürekli memnun ettiğini düşündüğü parazıt insanlar için para harcamak.ama onu gercekten sevenlere ne maddi ne manevi. Fedakarlıkta bulunmamak.

O insanlara bağımlıdır bir yönden. Duygusal, mental... bağımlılığı vardır. Yahut, çaresizliğini bilmiş, parazit yuvası rolünü kabullenmiştir. Ne kadar derine batılırsa, o kadar umursamaz olunur. Pes edime halidir bu, boş vermişlik. Onu sevenlere zaten cepte gözüyle bakar, der ki ha zaten bu ne yaparsam yapayım benim yanımda kalacak, bunun için çabalamama gerek yok. Çantada keklik.

Sadece parasızlık ile korkutulup denetim altına alınmak.

Ekonomik özgürlüğü olmayan herkes, bu şiddeti yaşıyor. Çevre baskısı, eşler arası, evebeynden çocuğa (mesela bunu yaşıyorum)

İnsanları seviyormuş gibi görünüp maddi değerlere 1.derecede önem vermek

aaa mış gibi yapmak da insanın üstüne yoktur, tabi ki seviyormuş gibi yapacak, ama kara gününde dönüp bir tekme atacak, yanında duruyormuş gibi yapacak, çünkü henüz o döner tekmeyi atacak ortam oluşmadı, hala bir şekilde muhtaç, hala sömürüyor

Simdi bu belirtileri çoğu zaman az çok insanlarda var ama hepsi bir insanda olursa hangi kişilik bozukluğuna girer?

Bu kişilik bozukluğunun adı: İNSAN. Hata yapan varlık.
İyiliği seçebildiği gibi, kötülüğüde seçebilen varlık.
Ama bu da göreceli. İşi görüldü mü, kendini güvenceye aldı mı kendine "iyilik" yapmış olur. Diğerlerini kötülük olarak görmez.
 

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
İnsan menfaatlerini korumaya çalışan bir varlık. Yazdıklarınıza çok da şaşırmamak gerek. Normal şeyler bunlar.
Bunların hiçbirini yapmayan melek olurdu. Henüz yirmi birimdeyim ama neer gördüm neler. Kimi de ayıpladıysam hepsi başıma geldi.



İnsan duygusal bir varlık, sevilme ihtiyacı, sevgi enerjisini bir şekilde alma ihtiyacı var. Bunun için kendinden ödün vermeyeceği ortam ya da kişiler yoksa ödün verecektir.



Aile işleri karışık. Belki anne babasına karşı kızgınlıkları ve kırgınlıkları var, belki yeter artık dedi ve bunaldı omuzlarına binen yükten? Robot değil ya bu. Kendi istekleri, arzuları olacak elbet.



Öfkeyi yöneltmektir bunun adı. Savunma mekanizmalarından biri. Diğerine sinirleniriz ama pençelerimiz yetişmez, sonra da döner dolaşır pençelerimizi geçirebildiğimiz birinden hıncımızı alırız. Kolay hedeflerden. İncitebileceğimizi bildiklerimizden. Sevdiklerimiz!



Kimse nasihat dinlemeyi sevmez aslında. Doğruları değil, duymak istediklerimizi söylesinler isteriz. Çok doğrucu insan çok düşman edinir, dili acı gelir. Çevresindekiler dağılır.



O insanlara bağımlıdır bir yönden. Duygusal, mental... bağımlılığı vardır. Yahut, çaresizliğini bilmiş, parazit yuvası rolünü kabullenmiştir. Ne kadar derine batılırsa, o kadar umursamaz olunur. Pes edime halidir bu, boş vermişlik. Onu sevenlere zaten cepte gözüyle bakar, der ki ha zaten bu ne yaparsam yapayım benim yanımda kalacak, bunun için çabalamama gerek yok. Çantada keklik.



Ekonomik özgürlüğü olmayan herkes, bu şiddeti yaşıyor. Çevre baskısı, eşler arası, evebeynden çocuğa (mesela bunu yaşıyorum)



aaa mış gibi yapmak da insanın üstüne yoktur, tabi ki seviyormuş gibi yapacak, ama kara gününde dönüp bir tekme atacak, yanında duruyormuş gibi yapacak, çünkü henüz o döner tekmeyi atacak ortam oluşmadı, hala bir şekilde muhtaç, hala sömürüyor



Bu kişilik bozukluğunun adı: İNSAN. Hata yapan varlık.
İyiliği seçebildiği gibi, kötülüğüde seçebilen varlık.
Ama bu da göreceli. İşi görüldü mü, kendini güvenceye aldı mı kendine "iyilik" yapmış olur. Diğerlerini kötülük olarak görmez.
insan dört dörtlük değil fakat üstüne sevdiklerini bozuk para gibi harcayama da akıl fikir bulamiyorum.
Insan gerçek insan ise hatalarını övgü gibi görmez özür dilemek af dilemek gibi ozeĺlikleri de vardir
 

EXECUTİONEREXECUTED

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Tem 2014
Mesajlar
40
Tepkime puanı
38
Konum
I'm not here
İş
Psikolog
Kişilik bozukluğu denilen şey psikolojinin bir konusudur ve bir davranışın normal dışı olduğunu kabul etmemiz için öncelikle bu davranışın sağlıklı -her anlamda- olmaması, kişinin kendisine fiziksel açıdan zararı dokunması, hayatının işlevselliğini bozması, içinde bulunduğu toplumun değerlerine doğrudan saldırır nitelikte hareket etmesi, kişinin bundan rahatsızlık duyması ve en önemlisi de belli bir süredir devam ediyor olması gerekmektedir. Anormal bir davranış olduğu kabul edildikten sonra gerçekten bir kişilik bozukluğu olabilir mi diye bakacak olursak da farklı kümelere ayrılmış ufak detaylarla birbirinden farklılık da gösterebilen bir çok kişilik bozukluğu vardır. Ve aynı şekilde bu bozukluklardan söz edebilmek için her birinin genel ortalama 7-8 belirtisinin en az 4-5 i genel olarak 6 ay süre ile gözlenebilmelidir. Tabi kompleks bozukluklar da söz konusu olabilir fakat bu tarz vakalarda durum psikopatolojik olarak daha ağır seyreder. Bahsedilen kişinin davranışlarına bir kılıf arayıp üzerine damga vurmaktansa bu davranışlarının altında ne yattığına kafa yorulmalı diye düşünüyorum. Biyolojik, çevresel, bilişsel/davranışsal birçok değişken etkiler davranışlarımızı ve bunların çözümlenebilmesi için de bir uzmanın yapacağı profesyonel testlerin ve görüşmelerin sonucuna bakılmalı. Gerçekten faydalı bir şeyler yapmak istiyorsanız o kişi için bir uzmana danışmalı veya danışmasını tavsiye etmelisiniz. Şunu da söylemekte fayda var insanlar hayatlarının farklı dönemlerde yaşadıkları durumlardan herkese göre farklı etkilerle çıkabilirler. Hiç olmadığımız biri haline gelebiliriz bazen. Bu zamanlarda yardım alma ihtiyacımız illa hasta veya bir bozukluğa sahip olmamızı gerektirmez. Belki de sadece takılı kalıp baktığımız bakış açısı yanlıştır o an için, bilemeyiz. İnsan psikolojisinin hala beynin de olduğu gibi sırrı çözülememiş noktaları vardır. Bu yüzden hassas davranmak çok önemli bir faktördür. Umarım sıkıntılar son bulur.
 

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
702
Tepkime puanı
1,221
(Aşağıda yazdığım genellemeler istisna kalan insanları ekarte edilerek yazılmıştır.)

O kadar yazmıştım ki sildim. Çünkü çok uzun anlatılacak sebepleri var. Geçelim özete..
Narsistleşmeye ısınan kapitalist kazanda kendi dogmalarında boğulan bir milletiz. Bence anlattığınız bu yıllar için çok uygun bir ürün. Sosyal medya kirliliği, haber kirliliği, siyasi kirlilik, eğitilememezlik, kokuşmuş gelenekselcilik, beşeri makyevelizmin maskesi haline gelmiş din ve ahlak yozlaşması, aile ve bireyin ne olduğunu bilmeden hayata atılma, üretmeyi üremek olarak algılama, aza tamah edeyim derken insanı yaşamsal standartını aşamayan bir toplum olduğumuzu unutmayalım.. Her türlü anormaliyi göreceksiniz bu toplumda. Ne mutlu ki buna hayret edebiliyor bu nasıl psikolojik bir hastalık diye sorguluyorsunuz. Ben 25 yaşımdayım hayret etmeyi 23 yaşımda bıraktım. Sizin gibi 6 yılımı insanlara hayret ederek ve bu gibi psikolojik durumları araştırarak geçirdim.. Her türlü çeşitini içinde barındıran kitlesel bir kaosa gidiyoruz. Bu kaosta hiçbir işe yaramayan ama mış gibi yapanların yalakalık ve dayı statüsüyle, kara para ile bir yerlere geldiğini gören eğitilememiş birey onlar gibi olmak istiyor. İşine yarayacağını düşündüğünü yalıyor. Diğerini eziyor. Çünkü sistem böyle işliyor. Üre(t)mek istemiyorsa da çocuktan değil sorumluluktan, ya da diğer seçeneklerin elinden kaçacağından korkuyor. Kısacası iyi bir aile iyi bir psikolojiye sahip bireyler şu an zayıf halka olarak görülüyor. Baksanıza ekranlara film, dizi, haber vs. Hep bağırış, çağırış.. Reytingler en şiddetlisine en hoyratına... Toplum bireyi şekillendirirken her bir birey her bir aile de toplum biçiminin altlığını oluşturuyor. Döngü böyle devam ediyor..
Birçok tanı konabilir anlattığınız örneğe. Psikiyatristlerin işi. Biz yazmaya kalksak buraya her bir hastalığı karşılayacak cümle cımbızlarız yazdığınızdan. Narsizm dominant ama onu belirtebilrim . Ve nacizane size tek tavsiyem eğer çözüm arıyorsanız bu sahıs/lar için, uzaklaşın.
 

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
(Aşağıda yazdığım genellemeler istisna kalan insanları ekarte edilerek yazılmıştır.)

O kadar yazmıştım ki sildim. Çünkü çok uzun anlatılacak sebepleri var. Geçelim özete..
Narsistleşmeye ısınan kapitalist kazanda kendi dogmalarında boğulan bir milletiz. Bence anlattığınız bu yıllar için çok uygun bir ürün. Sosyal medya kirliliği, haber kirliliği, siyasi kirlilik, eğitilememezlik, kokuşmuş gelenekselcilik, beşeri makyevelizmin maskesi haline gelmiş din ve ahlak yozlaşması, aile ve bireyin ne olduğunu bilmeden hayata atılma, üretmeyi üremek olarak algılama, aza tamah edeyim derken insanı yaşamsal standartını aşamayan bir toplum olduğumuzu unutmayalım.. Her türlü anormaliyi göreceksiniz bu toplumda. Ne mutlu ki buna hayret edebiliyor bu nasıl psikolojik bir hastalık diye sorguluyorsunuz. Ben 25 yaşımdayım hayret etmeyi 23 yaşımda bıraktım. Sizin gibi 6 yılımı insanlara hayret ederek ve bu gibi psikolojik durumları araştırarak geçirdim.. Her türlü çeşitini içinde barındıran kitlesel bir kaosa gidiyoruz. Bu kaosta hiçbir işe yaramayan ama mış gibi yapanların yalakalık ve dayı statüsüyle, kara para ile bir yerlere geldiğini gören eğitilememiş birey onlar gibi olmak istiyor. İşine yarayacağını düşündüğünü yalıyor. Diğerini eziyor. Çünkü sistem böyle işliyor. Üre(t)mek istemiyorsa da çocuktan değil sorumluluktan, ya da diğer seçeneklerin elinden kaçacağından korkuyor. Kısacası iyi bir aile iyi bir psikolojiye sahip bireyler şu an zayıf halka olarak görülüyor. Baksanıza ekranlara film, dizi, haber vs. Hep bağırış, çağırış.. Reytingler en şiddetlisine en hoyratına... Toplum bireyi şekillendirirken her bir birey her bir aile de toplum biçiminin altlığını oluşturuyor. Döngü böyle devam ediyor..
Birçok tanı konabilir anlattığınız örneğe. Psikiyatristlerin işi. Biz yazmaya kalksak buraya her bir hastalığı karşılayacak cümle cımbızlarız yazdığınızdan. Narsizm dominant ama onu belirtebilrim . Ve nacizane size tek tavsiyem eğer çözüm arıyorsanız bu sahıs/lar için, uzaklaşın.
Evet açıklamalı güzel cevabınız için teşekkür ederim.dediginiz gibi hayret içinde kalan azınlıklara psikolojimi bozulmuş muamelesi yapılıyor
Kimi hayret içinde kalanlar karşısındaki insanın kınadığı davranışı yapıp kabullenmedikleri de oluyor.sahsen bir sürü dengesiz insana enerjimi harcamaktansa belli kişilerden çevre kuruyorum.bazi ortamlarda da bu seçicilik yalnızlığı getiriyor.
Sosyal ortam yada cağın insanı modunda davrananların da kisisel doyuma ulaştığını zannetmiyorumm.sadece psikolojik bozukluklarını daha fazla artırmaktalar
Tabi bu yozlaşmış düzen basit aile yapısına en büyük darbe çocuklar düzgün bir hayat görmüyorlar ki anne babalarından düzgün seçimleri olsun.
 

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
Kişilik bozukluğu denilen şey psikolojinin bir konusudur ve bir davranışın normal dışı olduğunu kabul etmemiz için öncelikle bu davranışın sağlıklı -her anlamda- olmaması, kişinin kendisine fiziksel açıdan zararı dokunması, hayatının işlevselliğini bozması, içinde bulunduğu toplumun değerlerine doğrudan saldırır nitelikte hareket etmesi, kişinin bundan rahatsızlık duyması ve en önemlisi de belli bir süredir devam ediyor olması gerekmektedir. Anormal bir davranış olduğu kabul edildikten sonra gerçekten bir kişilik bozukluğu olabilir mi diye bakacak olursak da farklı kümelere ayrılmış ufak detaylarla birbirinden farklılık da gösterebilen bir çok kişilik bozukluğu vardır. Ve aynı şekilde bu bozukluklardan söz edebilmek için her birinin genel ortalama 7-8 belirtisinin en az 4-5 i genel olarak 6 ay süre ile gözlenebilmelidir. Tabi kompleks bozukluklar da söz konusu olabilir fakat bu tarz vakalarda durum psikopatolojik olarak daha ağır seyreder. Bahsedilen kişinin davranışlarına bir kılıf arayıp üzerine damga vurmaktansa bu davranışlarının altında ne yattığına kafa yorulmalı diye düşünüyorum. Biyolojik, çevresel, bilişsel/davranışsal birçok değişken etkiler davranışlarımızı ve bunların çözümlenebilmesi için de bir uzmanın yapacağı profesyonel testlerin ve görüşmelerin sonucuna bakılmalı. Gerçekten faydalı bir şeyler yapmak istiyorsanız o kişi için bir uzmana danışmalı veya danışmasını tavsiye etmelisiniz. Şunu da söylemekte fayda var insanlar hayatlarının farklı dönemlerde yaşadıkları durumlardan herkese göre farklı etkilerle çıkabilirler. Hiç olmadığımız biri haline gelebiliriz bazen. Bu zamanlarda yardım alma ihtiyacımız illa hasta veya bir bozukluğa sahip olmamızı gerektirmez. Belki de sadece takılı kalıp baktığımız bakış açısı yanlıştır o an için, bilemeyiz. İnsan psikolojisinin hala beynin de olduğu gibi sırrı çözülememiş noktaları vardır. Bu yüzden hassas davranmak çok önemli bir faktördür. Umarım sıkıntılar son bulur.
Ben baya kisinin kendisine zarar verdiğini düşünüyorum.ve kötüsü tam bir hasta oldukları için hastalıklarını artık hastanelik boyuta gelene kadar gözardı etmeleri.benim dediğim kişilerden biri boşanma aşamasındaki eşim onun doğduğundan beri böyle bozuk yetiştirilmiş.2. Annem annemi sürekli aşağılayıp durmuşlar.o da benim takıntılarımın mimarı dır.babam da sıkıntı genetikti mesela.bunlar en yakınlarımdan basit örnekler.hepsinin ortak noktası da tam hasta gibi olmaları.bu sorunlarına çözüm bulmak istememeleri daha büyük sorunlara yol acmasi.
 

EXECUTİONEREXECUTED

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Tem 2014
Mesajlar
40
Tepkime puanı
38
Konum
I'm not here
İş
Psikolog
Ben baya kisinin kendisine zarar verdiğini düşünüyorum.ve kötüsü tam bir hasta oldukları için hastalıklarını artık hastanelik boyuta gelene kadar gözardı etmeleri.benim dediğim kişilerden biri boşanma aşamasındaki eşim onun doğduğundan beri böyle bozuk yetiştirilmiş.2. Annem annemi sürekli aşağılayıp durmuşlar.o da benim takıntılarımın mimarı dır.babam da sıkıntı genetikti mesela.bunlar en yakınlarımdan basit örnekler.hepsinin ortak noktası da tam hasta gibi olmaları.bu sorunlarına çözüm bulmak istememeleri daha büyük sorunlara yol acmasi.
Bizler değiştiremeyeceğimiz birçok etken içine doğarız. Bazen de imkanlar uygun değildir bir şeyleri değiştirmek için. Her şeyi detaylı olarak bilmeden özele indirgeyip anneniz ve eşinizle ilgili yorumlar yapamam. Fakat onların yaşadığı şeylerle bir savaş halinde olmanız iki taraftan birisinin yenilmesi demektir. Bunun olmaması için de kabullenmeniz gereken şeyler olabilir. Ek olarak insanın sosyal bir varlık olmasına karşın kendisini her türlü tehlikeden -sorundan- korumalı ki bunlar en yakınları olsa bile. Yani kendi iyiliğiniz için çabalayın belki birçok şeyin çözümü ordan geçiyordur kim bilir.
 

taroh

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2017
Mesajlar
534
Tepkime puanı
222
Bizler değiştiremeyeceğimiz birçok etken içine doğarız. Bazen de imkanlar uygun değildir bir şeyleri değiştirmek için. Her şeyi detaylı olarak bilmeden özele indirgeyip anneniz ve eşinizle ilgili yorumlar yapamam. Fakat onların yaşadığı şeylerle bir savaş halinde olmanız iki taraftan birisinin yenilmesi demektir. Bunun olmaması için de kabullenmeniz gereken şeyler olabilir. Ek olarak insanın sosyal bir varlık olmasına karşın kendisini her türlü tehlikeden -sorundan- korumalı ki bunlar en yakınları olsa bile. Yani kendi iyiliğiniz için çabalayın belki birçok şeyin çözümü ordan geçiyordur kim bilir.
işte işin garibi burda başlıyor.cunku onlar bu halleri ile benle savaş halindeler.kabullenmek ile alakası yok
 
Üst