Sürekli korku içindeyim, öneriniz var mı?

cosmo

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
17
Merhabalar,
Yaşam kalitemi çok uzun yıllardır etkileyen devamlı bir korku hali içerisindeyim, özellikle son birkaç yıldır. Korkularım 2 temele dayanıyor.

1- hayatını düzgün yaşamaya çalışsan, kurallara uysan da başına çok ama çok kötü şeyler gelebiliyor. cezalandırılabiliyorsun. hem de asıl zalimlik yapanlar rahat yaşarken. yani bir stabilite yok, bu belirsizliğe katlanamıyorum. her adımımı hesaplasam da kaçamayacağımdan korkuyorum.

2- diğer büyük korkum teknolojiyle ilgili. biraz yaptığım işten de kaynaklı olarak aslında tüm akıllı cihazlarımızın hemen her koşulda dinlenebildiğini biliyorum. bu beni çok ama çok ama çok korkutuyor. görüntüler, telefon konuşmaları, aldığınız notlar ve daha nicesi... hatta isimsiz olarak bir foruma yazmak bile şu an anksiyetemi coşturuyor.

Bu sorunlara baktığımda, çocukluğumda yerleşmiş bazı düşünce kalıplarından çıktıklarını ayırt edebiliyorum. Yaklaşık 8 yaşımdan beri belli seviyede bir paranoyam vardı zaten. Çünkü içinde bulunduğum koşullar yaptığım her hareketi, söylediğim her sözü, her seçimimi ince eleyip sık dokumamı gerektiriyordu. Çünkü vereceğim her açık, her düşüncesiz davranışın ağır bedelleri oluyordu. Ben de kendimce böyle bir koruma mekanizması geliştirdim: bir şey yapacağım zaman olabilecek her sonucu hayal etmeye çalıştım. Onlarca senaryodan en uygun gördüklerimle ilerledim. Büyüdükçe yaşamın karmaşıklığı arttığından, bu sürecin şiddeti de artarak ilerledi. 2 yıl önceyse kaldıramayacağım ağırlıkta bir olay yaşadım. Daha doğrusu, galiba yaşadığımı sandım. Detay veremeyeceğim ama konunun benim yanlış anlayıp büyütmemden mi kaynaklandığı yoksa gerçekten altında başka bir şey mi yattığı hala net değil. En büyük korkumu 1.5 sene boyunca durmaksızın deneyimlemek zorunda kaldım diyelim. Problemi yakın arkadaşlarımla çözemeyince en sonunda psikiyatriste gittim ve anksiyete, hafif obsesyon ve şiddetli depresyon tanısı koydu. Aylarca bir terapistle görüştüm. Faydalı oldu, ama birçok konuda beni anlamadığını hissettim. çünkü korkularım 2 temele dayansa da bu hayatımdaki birçok olaya sirayet ediyor ama terapistim her olayla beni tek tek yüzleştirmeye çalışıyordu. "başına bu gerçekten gelse ne olur ki? en kötü ne olabilir?" aklıma gelen en kötü olasılığın çeyreğiyle bile kendi hayatında baş edemeyeceğine yemin edebilirim, bu yüzden önemsizleştirme çabalarını samimi bulamadım. bu arada 2 hafta da bir yapılan zamlar verim alamamayla birleştiğinde 5-6 ay önce terapiyi kestim.

Çok nadir görüşme imkanımın olduğu çok değerli bir arkadaşım var. Onun benimle yaptığı 1 saatlik konuşma, sonrasında işle ilgili çalışmalarımın yoğunlaşması son 4-5 ayımı kurtardı. bu sürede bu konulara çok takılmadan devam edebildim. şu an tekrar boşluğa düştüm ve kolay kolay odaklanamıyorum. aklıma her zaman olabilecek en ama en kötü olasılık takılı kalıyor ve büyüyerek devam ediyor. yazdığım 2 madde gerçekte olan şeyler ama benim başıma gelme ihtimali düşük olabilir. yine de o çizgiyi görmekte ya da bundan emin olmakta zorlanıyorum çoğu zaman. başıma olabilecek en kötü şey gelecek gibi hissedip bu düşünceyle felç oluyorum, hastalıklı kısmı da bu. bunu kendim çözmemin bir yolu var mı?
 

Demre

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2018
Mesajlar
289
Tepkime puanı
580
Yasaminizda neler deneyimlediginizi bilemedigim icin, yazdiklarinizdan algilayabildigim olcude cikarim yapabilirim sadece. Basta bunu soyluyorum ki, alakasiz bir ithamda bulunma gafletine dusersem, sizi negatif etkilemek gibi kotu bi niyetim olmadigini anlayasiniz. Soyle ki; icinde bulundugunuz durum, gecmis travmalarinizin yanisira, fazla akilli ve haddinden fazla duyarli olmanizla alakali diye dusunuyorum. Yazdiklarinizdan, adaletsiz bir ceza/odül sistemine maruz birakildiginizi ve yasinizin kaldiramayacagi yuklerden sorumlu tutuldugunuzu anliyorum. Psikolog/ psikiyatrist yada danismanlar konusunda herzaman herkes sansli olmayabiliyor. Her meslekte oldugu gibi, onlarda da ozgun dusunemeyen, kitap bilgilerinin disina cikamayan, dolayisiyla derde merhem olamayan tipler bulunabilir. Umit kesip denemekten vazgecmemek gerek yine de diye dusunuyorum. Belki daha siprituel alanda calisan birinden yardim almayi dusunmelisiniz. Belki de cevrenizde, pozitif enerjisiyle sizi olumlu yonde etkileyecek bir dost bulundurmalisiniz. Mesela benim annemle aramda oyle bi iliski var. Bazen ben zayif hissediyorum hayatin getirdikleri karsisinda, bazen de o.. oyle zamanlarda muthis yukseltiyoruz birbirimizi. Onun verdigi gazla marsa bile gidebilirmisim gibi hissediyorum 😁 . Ne kadar guclu olsak da hepimiz zaman zaman ihtiyac duyariz guvendigimiz biri tarafindan cesaretlendirilmeye. Annem bigun ( cocuktum o zaman) , yilandan korkmadigini ama gordugu yilani olduremez de kacirirsa ozaman icini korku kapladigini anlatmisti. Cocuklugu limon ve muz bahcelerinde gecmis ve cok yilan oldurme macerasi vardir. Sonra ben buyudum... hayati ve insanlari tanidikca bi suru korkularim olustu.. bi sure sonra deneyimlerim bana, korkularimdan kacamayacagimi ogretti. Eninde sonunda yuzlesiyordum onlarla. Ozellikle de geceleri daha buyuk canavarlara donusuyordu korkularim. Ve kacmaktansa, uzerlerine gitmenin beni nasil huzura kavusturdugunu kesfettim. Yani annem gibi, ben de yilani olduremedigimde tedirgin oluyordum esas. Ve yilanlari bir bir oldurdukce, her seferinde daha buyuk yilanlari oldurebildigimi farkettim. O ozguven mayasini bikere atinca ruhunuza, geri donusu olmuyor emin olun. Artik siz asla eski siz olmuyorsunuz. Benim yilanlarim mecaz tabii😀 hayvanlara hic kiyamam ben. Hele dogada yilan gorunce hipnotize oluyorum resmen, inanilmaz ahenkli surunüsunun buyusune kapilip merakla izlerim onlari.. Son olarak, kader ve kaza konusunda farkli bakis acilariyla yapilmis izahlara bi goz atmanizi oneririm nacizane. Algilarinizin oldukca acik oldugunu tahmin ettigimden, size ozelikle bir isim onermeyecegim. Zira biliyorum ki siz, konuya at gozluguyle bakan despot "yazanlari" kolayca ayiklayip, faydalanabileceginiz dogru insanlari bulabilme idrakindesiniz. Uzun bi yazi oldu, kusura bakmayin. Umudunuz ve huzurunuz daim olsun.
 

düşünen ve inanan

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2013
Mesajlar
702
Tepkime puanı
1,221
Bazı psikolojik rahatsızlıklar devam ettikçe, kişinin "değişimini" sağlayacak edinimsel bilince ve çevresel etkenlere karşı toleransı farketmeden artırıyor. Yani sorunun farkındasın. Çabalıyorsun. Ama değişmiyorsun. Yani başka şeylere değişebilirliğin gün geçtikçe azalıyor. Bu yüzden kendi kalın kafalılığıma dayanarak sana şunları diyebilirim.
Senin yaptıkların dışında, kişinin varolduğu çevreden aykırı bir çevrede uzun süre yaşaması ya da kişide benliğini yıkıma uğratacak şoklar yaşaması gerekir. Önemli olan sizin rahatsızlığınıza eşdeğer şoku bulmakta. Başınıza bir şey gelecek ve değişeceksiniz. Psikoloji bilim insanları dışında kimse size deva olmayacaktır. Çünkü insan başına geleceklerden korkarken bir yandan da onların olmasını arzular. Bu da yetmez ne yapar eder korkularının yaratıcısını seçer, seçemezse de o olur. Bir şekilde onu yaratır onu deneyimlemek için.
Peki bu şoklar nelerdir? Onlara bakalım.
-Negatif açıdan: Ani kazalar, beklenmedik olaylar, darp, savaş, adli suçlu durumuna düşme, kavga, kayıp, ölüm eşiği deneyimi ya da sizin bu korkuları başkasına yaşatır pozisyona geçmeniz sizi değiştirecektir.
+Pozitif açıdan cinsellik-sevilme - sevme tatmini(yaşamadıysanız), piyango vurması, iş hayatında ani yükselişler, çevre değişimi, dinsel mucize yaşama, keşif, ummadığınız derin çoşku kaynakları sizi değiştirecektir..
Bunlardan hangisi sizi sarsarsa değişebilirsiniz. Yani bunlar size bağlı. Belki sizi çok basit bir şey bile çok etkileyebilir.
Bunun yanısıra kişinin değişime açık olmak, akışta olmak, yerine olmayanın kötüsünü kendisine yaşatması aslında karmaya kurşun sıkmasıdır. İşin üzücü tarafı karma olumsuzluklar konusunda oldukça cömert şekilde cevap verir.
Özet olarak ya iyi bir hipnoz ya iyi bir şok sizin döngüsel kabuğunuzu kırabilir.
 

cosmo

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
17
Bazı psikolojik rahatsızlıklar devam ettikçe, kişinin "değişimini" sağlayacak edinimsel bilince ve çevresel etkenlere karşı toleransı farketmeden artırıyor. Yani sorunun farkındasın. Çabalıyorsun. Ama değişmiyorsun. Yani başka şeylere değişebilirliğin gün geçtikçe azalıyor. Bu yüzden kendi kalın kafalılığıma dayanarak sana şunları diyebilirim.
Senin yaptıkların dışında, kişinin varolduğu çevreden aykırı bir çevrede uzun süre yaşaması ya da kişide benliğini yıkıma uğratacak şoklar yaşaması gerekir. Önemli olan sizin rahatsızlığınıza eşdeğer şoku bulmakta. Başınıza bir şey gelecek ve değişeceksiniz. Psikoloji bilim insanları dışında kimse size deva olmayacaktır. Çünkü insan başına geleceklerden korkarken bir yandan da onların olmasını arzular. Bu da yetmez ne yapar eder korkularının yaratıcısını seçer, seçemezse de o olur. Bir şekilde onu yaratır onu deneyimlemek için.
Peki bu şoklar nelerdir? Onlara bakalım.
-Negatif açıdan: Ani kazalar, beklenmedik olaylar, darp, savaş, adli suçlu durumuna düşme, kavga, kayıp, ölüm eşiği deneyimi ya da sizin bu korkuları başkasına yaşatır pozisyona geçmeniz sizi değiştirecektir.
+Pozitif açıdan cinsellik-sevilme - sevme tatmini(yaşamadıysanız), piyango vurması, iş hayatında ani yükselişler, çevre değişimi, dinsel mucize yaşama, keşif, ummadığınız derin çoşku kaynakları sizi değiştirecektir..
Bunlardan hangisi sizi sarsarsa değişebilirsiniz. Yani bunlar size bağlı. Belki sizi çok basit bir şey bile çok etkileyebilir.
Bunun yanısıra kişinin değişime açık olmak, akışta olmak, yerine olmayanın kötüsünü kendisine yaşatması aslında karmaya kurşun sıkmasıdır. İşin üzücü tarafı karma olumsuzluklar konusunda oldukça cömert şekilde cevap verir.
Özet olarak ya iyi bir hipnoz ya iyi bir şok sizin döngüsel kabuğunuzu kırabilir.
Değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Yazdıklarınızı birkaç kez okudum. Aslında durumumu bu seviyeye ilk başta getiren, bu şoklardan birini (negatif olanını) yaşamış olmam. Ardından, terapistimin deyimiyle, içinde bulunduğum çevrenin kurallarını kabul etmeyip kendi doğrularımı yaşamak için uğraşmam ama bu iki durum arasındaki çelişkiden kurtulamamış olmam. Bu iki durumun sürekli çatışma halinde olması. Dönüp baktığımda dediğiniz gibi, korkumu bana yaşatan olayı aslında kendi ellerimle inşa ettiğimi görebiliyorum. O çelişkiyle yüzleşmekten o kadar uzun süre kaçmışım ki, sonra kendimi bununla yüzleştirmenin bir yolunu bulmuşum gibi adeta. Ama bir kez daha böyle bir şey yaşarsam artık bu hayata devam edebileceğimi sanmıyorum. O anlamda tükendim. Bu süreçten bahsettiğiniz pozitif şokların çoğunu, hatta mucize diyebileceğim şeyleri de yaşadım. Evet, bir süre toparladı ama derinde artık her ne varsa temizlenmiyor. Belki de kurtulmak için fazla hasarıyımdır, artık bilmiyorum.
 

cosmo

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
17
Yasaminizda neler deneyimlediginizi bilemedigim icin, yazdiklarinizdan algilayabildigim olcude cikarim yapabilirim sadece. Basta bunu soyluyorum ki, alakasiz bir ithamda bulunma gafletine dusersem, sizi negatif etkilemek gibi kotu bi niyetim olmadigini anlayasiniz. Soyle ki; icinde bulundugunuz durum, gecmis travmalarinizin yanisira, fazla akilli ve haddinden fazla duyarli olmanizla alakali diye dusunuyorum. Yazdiklarinizdan, adaletsiz bir ceza/odül sistemine maruz birakildiginizi ve yasinizin kaldiramayacagi yuklerden sorumlu tutuldugunuzu anliyorum. Psikolog/ psikiyatrist yada danismanlar konusunda herzaman herkes sansli olmayabiliyor. Her meslekte oldugu gibi, onlarda da ozgun dusunemeyen, kitap bilgilerinin disina cikamayan, dolayisiyla derde merhem olamayan tipler bulunabilir. Umit kesip denemekten vazgecmemek gerek yine de diye dusunuyorum. Belki daha siprituel alanda calisan birinden yardim almayi dusunmelisiniz. Belki de cevrenizde, pozitif enerjisiyle sizi olumlu yonde etkileyecek bir dost bulundurmalisiniz. Mesela benim annemle aramda oyle bi iliski var. Bazen ben zayif hissediyorum hayatin getirdikleri karsisinda, bazen de o.. oyle zamanlarda muthis yukseltiyoruz birbirimizi. Onun verdigi gazla marsa bile gidebilirmisim gibi hissediyorum 😁 . Ne kadar guclu olsak da hepimiz zaman zaman ihtiyac duyariz guvendigimiz biri tarafindan cesaretlendirilmeye. Annem bigun ( cocuktum o zaman) , yilandan korkmadigini ama gordugu yilani olduremez de kacirirsa ozaman icini korku kapladigini anlatmisti. Cocuklugu limon ve muz bahcelerinde gecmis ve cok yilan oldurme macerasi vardir. Sonra ben buyudum... hayati ve insanlari tanidikca bi suru korkularim olustu.. bi sure sonra deneyimlerim bana, korkularimdan kacamayacagimi ogretti. Eninde sonunda yuzlesiyordum onlarla. Ozellikle de geceleri daha buyuk canavarlara donusuyordu korkularim. Ve kacmaktansa, uzerlerine gitmenin beni nasil huzura kavusturdugunu kesfettim. Yani annem gibi, ben de yilani olduremedigimde tedirgin oluyordum esas. Ve yilanlari bir bir oldurdukce, her seferinde daha buyuk yilanlari oldurebildigimi farkettim. O ozguven mayasini bikere atinca ruhunuza, geri donusu olmuyor emin olun. Artik siz asla eski siz olmuyorsunuz. Benim yilanlarim mecaz tabii😀 hayvanlara hic kiyamam ben. Hele dogada yilan gorunce hipnotize oluyorum resmen, inanilmaz ahenkli surunüsunun buyusune kapilip merakla izlerim onlari.. Son olarak, kader ve kaza konusunda farkli bakis acilariyla yapilmis izahlara bi goz atmanizi oneririm nacizane. Algilarinizin oldukca acik oldugunu tahmin ettigimden, size ozelikle bir isim onermeyecegim. Zira biliyorum ki siz, konuya at gozluguyle bakan despot "yazanlari" kolayca ayiklayip, faydalanabileceginiz dogru insanlari bulabilme idrakindesiniz. Uzun bi yazi oldu, kusura bakmayin. Umudunuz ve huzurunuz daim olsun.
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Yazdıklarınızı gülümseyerek okudum. Çok uzun süredir Müslüman değilim, yani standart bir kader-kaza anlayışım yok. Bana göre geleceğimizi bir şekilde bilinçaltımız oluşturuyor. Geçmiş yazılarıma baktığımda çok uzun süre önce geleceğimle ilgili koyduğum ama sonradan unuttuğum dileklerimin, ya da laf arasında bahsettiğim korkularımın tek tek gerçekleşmiş olduğunu görüyorum. Böyle düşünmeme rağmen derindeki şeyleri temizlemekte yetersiz kalıyorum. Danıştığım uzmanı değiştirmeyi düşündüm, ama bu, bir kişinin daha hayatıma dair her detayı öğrenmesi anlamına gelecek (hem de kimliğimle birlikte). İşte buna cesaret edemiyorum. Yılanlarımı tek tek öldürmeyi deneyeceğim ben de o zaman :) Teşekkür ederim.
 

abc123

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Nis 2019
Mesajlar
129
Tepkime puanı
141
demre fazla akıllı oldugun konusunda dogru soylemıs. bence su yasadıgımız zamanda sende olan bu korkuların (mıktar belırtmemek kaydıyla) her ınsan da olması gerekıyor

ama gündelik bilincin bu dusunceleri kullandıktan sonra notr hale gelecek sekılde en kısa zamanda tekrar normale donmelı. bu da yılan oldurme hıkayesıne benzıyor

ben psıko sosyal rahatsızlık olarak gorulen bır cok seyın her ınsanda oldugunu ancak cesıtlı kosullar altında farklı derecelerde farklı sonuclar ortaya cıkardıgına ınanıyorum. sonucta paranoya kotu olarak gorulebılır ama elzem bir alettır takım cantasındakı

paranoya gundelık hayatta bır cok kazayı onler bır cok olumsuz durumu baslamadan bıtırır. keske paranoya herkesde su an oldugundan daha fazla olsa. dunya cok daha farklı olurdu. bu sadece gundelık hayat ıcınde degıl kısının ıcsel durumunuda duzeltecek bır sey aslında

attıgı adımı dusunen. agzından cıkan sozu devamlı tartan. soylenen sozu her anlama gelebılecek sekılde tekrar tekrar basa saran. 1 hata yaptıgında ozdesıfre yoluyla bu hatayı 10 a cıkaran. herkesten herseyden once kendısıne karsı ıkıyuzlu olmama gayretı ıcınde olan ınsanların bolca oldugu bır dunya ozlemıyle ;

hasta degılsın arkadasım olması gerektıgı bır ınsansın dıyorum
 

Civab

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Haz 2021
Mesajlar
30
Tepkime puanı
17
Konum
Kocaeli
İş
Yazılımcı , araştırmacı
Merhabalar,
Yaşam kalitemi çok uzun yıllardır etkileyen devamlı bir korku hali içerisindeyim, özellikle son birkaç yıldır. Korkularım 2 temele dayanıyor.

1- hayatını düzgün yaşamaya çalışsan, kurallara uysan da başına çok ama çok kötü şeyler gelebiliyor. cezalandırılabiliyorsun. hem de asıl zalimlik yapanlar rahat yaşarken. yani bir stabilite yok, bu belirsizliğe katlanamıyorum. her adımımı hesaplasam da kaçamayacağımdan korkuyorum.

2- diğer büyük korkum teknolojiyle ilgili. biraz yaptığım işten de kaynaklı olarak aslında tüm akıllı cihazlarımızın hemen her koşulda dinlenebildiğini biliyorum. bu beni çok ama çok ama çok korkutuyor. görüntüler, telefon konuşmaları, aldığınız notlar ve daha nicesi... hatta isimsiz olarak bir foruma yazmak bile şu an anksiyetemi coşturuyor.

Bu sorunlara baktığımda, çocukluğumda yerleşmiş bazı düşünce kalıplarından çıktıklarını ayırt edebiliyorum. Yaklaşık 8 yaşımdan beri belli seviyede bir paranoyam vardı zaten. Çünkü içinde bulunduğum koşullar yaptığım her hareketi, söylediğim her sözü, her seçimimi ince eleyip sık dokumamı gerektiriyordu. Çünkü vereceğim her açık, her düşüncesiz davranışın ağır bedelleri oluyordu. Ben de kendimce böyle bir koruma mekanizması geliştirdim: bir şey yapacağım zaman olabilecek her sonucu hayal etmeye çalıştım. Onlarca senaryodan en uygun gördüklerimle ilerledim. Büyüdükçe yaşamın karmaşıklığı arttığından, bu sürecin şiddeti de artarak ilerledi. 2 yıl önceyse kaldıramayacağım ağırlıkta bir olay yaşadım. Daha doğrusu, galiba yaşadığımı sandım. Detay veremeyeceğim ama konunun benim yanlış anlayıp büyütmemden mi kaynaklandığı yoksa gerçekten altında başka bir şey mi yattığı hala net değil. En büyük korkumu 1.5 sene boyunca durmaksızın deneyimlemek zorunda kaldım diyelim. Problemi yakın arkadaşlarımla çözemeyince en sonunda psikiyatriste gittim ve anksiyete, hafif obsesyon ve şiddetli depresyon tanısı koydu. Aylarca bir terapistle görüştüm. Faydalı oldu, ama birçok konuda beni anlamadığını hissettim. çünkü korkularım 2 temele dayansa da bu hayatımdaki birçok olaya sirayet ediyor ama terapistim her olayla beni tek tek yüzleştirmeye çalışıyordu. "başına bu gerçekten gelse ne olur ki? en kötü ne olabilir?" aklıma gelen en kötü olasılığın çeyreğiyle bile kendi hayatında baş edemeyeceğine yemin edebilirim, bu yüzden önemsizleştirme çabalarını samimi bulamadım. bu arada 2 hafta da bir yapılan zamlar verim alamamayla birleştiğinde 5-6 ay önce terapiyi kestim.

Çok nadir görüşme imkanımın olduğu çok değerli bir arkadaşım var. Onun benimle yaptığı 1 saatlik konuşma, sonrasında işle ilgili çalışmalarımın yoğunlaşması son 4-5 ayımı kurtardı. bu sürede bu konulara çok takılmadan devam edebildim. şu an tekrar boşluğa düştüm ve kolay kolay odaklanamıyorum. aklıma her zaman olabilecek en ama en kötü olasılık takılı kalıyor ve büyüyerek devam ediyor. yazdığım 2 madde gerçekte olan şeyler ama benim başıma gelme ihtimali düşük olabilir. yine de o çizgiyi görmekte ya da bundan emin olmakta zorlanıyorum çoğu zaman. başıma olabilecek en kötü şey gelecek gibi hissedip bu düşünceyle felç oluyorum, hastalıklı kısmı da bu. bunu kendim çözmemin bir yolu var mı?
İlk önce o ikisi herkesin ödünü koparıyor ama merak etme bardağın yarısı boş değil dolu
 

cosmo

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
17
demre fazla akıllı oldugun konusunda dogru soylemıs. bence su yasadıgımız zamanda sende olan bu korkuların (mıktar belırtmemek kaydıyla) her ınsan da olması gerekıyor

ama gündelik bilincin bu dusunceleri kullandıktan sonra notr hale gelecek sekılde en kısa zamanda tekrar normale donmelı. bu da yılan oldurme hıkayesıne benzıyor

ben psıko sosyal rahatsızlık olarak gorulen bır cok seyın her ınsanda oldugunu ancak cesıtlı kosullar altında farklı derecelerde farklı sonuclar ortaya cıkardıgına ınanıyorum. sonucta paranoya kotu olarak gorulebılır ama elzem bir alettır takım cantasındakı

paranoya gundelık hayatta bır cok kazayı onler bır cok olumsuz durumu baslamadan bıtırır. keske paranoya herkesde su an oldugundan daha fazla olsa. dunya cok daha farklı olurdu. bu sadece gundelık hayat ıcınde degıl kısının ıcsel durumunuda duzeltecek bır sey aslında

attıgı adımı dusunen. agzından cıkan sozu devamlı tartan. soylenen sozu her anlama gelebılecek sekılde tekrar tekrar basa saran. 1 hata yaptıgında ozdesıfre yoluyla bu hatayı 10 a cıkaran. herkesten herseyden once kendısıne karsı ıkıyuzlu olmama gayretı ıcınde olan ınsanların bolca oldugu bır dunya ozlemıyle ;

hasta degılsın arkadasım olması gerektıgı bır ınsansın dıyorum
Teşekkür ederim, iyi geldi bunları duymak. Anormal gibi hissediyordum uzun zamandır. Sanırım ben bununla baş etme mekanizmamı kaybettim. En kötü senaryoları gerçekleşen insanlar da bir şekilde yaşamlarına devam ediyorlar (çoğunlukla). Bana yolun sonu gibi geliyor, gerçekleşme olasılıklarını kabullenmekte zorlanıyorum ve bu da beni strese sokuyor. Bunu nasıl oturtacağımı bulamıyorum. Bir şeylerle uzun süre uğraşmak zorunda kaldığımda ya da sevdiğim şeyleri yaptığımda onları geri plana atabiliyorum. Ama boş kaldığım ilk anda geri geliyorlar. Ne kadar önlem alsam da, atladığım bir şey oluyor ve bunu farkedince daha da geriliyorum. Zor da olsa sanırım her biriyle yüzleşmekten başka çare yok.

İlk önce o ikisi herkesin ödünü koparıyor ama merak etme bardağın yarısı boş değil dolu
Öyle mi gerçekten? Kendi çevremle bunları konuştuğumda bu tarz şeyleri yaşayanların genelde çok önemli insanlar olduklarını, o yüzden benim korkmama gerek olmadığını söylüyorlar. Ama sıradan insanlar da yaşıyor, bunu görüyorum. Diğerleri mi hayata fazla güveniyor, o yüzden mi bildiklerini-gördüklerini unutabiliyorlar? Ben de mi öyle yapmalıyım? Bilemiyorum.
 

Sakaleyn

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ağu 2017
Mesajlar
24
Tepkime puanı
31
... devamlı bir korku hali içerisindeyim,
Çok uzatmadan yazayım.

İnsan bilmediğinden, tanımadığından, kestiremediğinden dolayı korkar. Korkuyu yenmenin en önemli yöntemlerinden biri korkunun üstüne gitmek, onunla yüzleşmek gerekiyorsa cebelleşmektir. Her insanın korkusu, gerginliği vardır. Kimileri korkularının üstüne giderek bu korkuyu yener kimileri de korkularına esir düşer. Korku bazen insanın içini yavaş yavaş kemirir ve ruhuna bulaşır. Korkudan arınmanın ilacı cesarettir. Engellerin, gerçeklerin ve insanların oluşturduğu korkunun üzerine yürümek cesareti doğurur. Biraz cesaretlendirin kendinizi... Yüzleşin kendinizle...

Korku umudu söndürür, güzelliklere ulaşmanızı engeller, ruhu esirleştirir, hayal etmeyi sonlandırır. Korkuyu yenerseniz hayal etmeyi yeniden kazanır ve umut pencereleriniz tekrardan açılır. İşte o zaman özgür olursunuz.

Sizi, yaşadıklarınızı bilmediğimizden dolayı ne yazsak eksik olur, havada kalır.

Bir güzel söz bırakalım ve gidelim.
Hayat, korkunun bittiği yerde başlar. Osho
 

cosmo

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ağu 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
17
Çok uzatmadan yazayım.

İnsan bilmediğinden, tanımadığından, kestiremediğinden dolayı korkar. Korkuyu yenmenin en önemli yöntemlerinden biri korkunun üstüne gitmek, onunla yüzleşmek gerekiyorsa cebelleşmektir. Her insanın korkusu, gerginliği vardır. Kimileri korkularının üstüne giderek bu korkuyu yener kimileri de korkularına esir düşer. Korku bazen insanın içini yavaş yavaş kemirir ve ruhuna bulaşır. Korkudan arınmanın ilacı cesarettir. Engellerin, gerçeklerin ve insanların oluşturduğu korkunun üzerine yürümek cesareti doğurur. Biraz cesaretlendirin kendinizi... Yüzleşin kendinizle...

Korku umudu söndürür, güzelliklere ulaşmanızı engeller, ruhu esirleştirir, hayal etmeyi sonlandırır. Korkuyu yenerseniz hayal etmeyi yeniden kazanır ve umut pencereleriniz tekrardan açılır. İşte o zaman özgür olursunuz.

Sizi, yaşadıklarınızı bilmediğimizden dolayı ne yazsak eksik olur, havada kalır.

Bir güzel söz bırakalım ve gidelim.
Hayat, korkunun bittiği yerde başlar. Osho
Güzel yorumlarınız için teşekkürler, elimden geleni yapacağım.
 

roothoaxvir

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Mar 2014
Mesajlar
122
Tepkime puanı
105
Konum
Ankara
İş
Arkeoloji
Başlığı görünce Ağır anskiyete bozkluğu var kesin dedim.Sonra okudum anksiyete yazmışsınız.Aynı şeyler bende de var hemen hemen.Üstelik sigara gibi tütün mamüllerini tüketince bu daha da artıyor.
 

Luster

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Ara 2018
Mesajlar
16
Tepkime puanı
11
Ben de teknolojik aletlerin kameralarından rahatsız oluyorum. Yalnız olmadiğını bilmeni isterim çünkü ben uzun zaman psikolojik sorunlarımı kendi kendime çözmeye çalıştım ve senin söylediğin sebeplerden dolayı kimseye anlatamadım. Şans eseri hissettiğim şeylerin başkaları tarafından da hissedildiğini fark edince çok rahatlamıştım. Kelin ilacı olsa başına sürermiş :) o yüzden sana yardım edemem, sadece yalnız olmadığını söylemek istedim, belki iyi gelir
 
Üst