MUCİZEDİR
Kayıtlı Üye
Subliminal mesaj, kelime anlamıyla başka bir objenin içinde gömülü bir işaret yada mesaj olarak adlandırılabilir. Yani anlayacağınız gibi insanın ilk algılama durumunda gizli kalarak bilincin değil de bilinçaltının algılaması üzerine tasarlanmıştır. Bu teknikte, kaydedilen ses, insan kulağının duyamayacağı bir frekansa çıkarılmıştır. Mp3′ünüzü çalarken herhangi bir müzik ya da mesaj duymazsınız. Ancak ses düğmesini orta yükseklikte açık tutun. Siz duyamasanız da bilinçaltı ortamdaki sesi algılayacaktır. Kulaklık şart olmasa da, daha etkili olması için gerekmektedir.
İlk olarak çıkışı reklam sektörü sayesinde ortaya çıkmıştır. 1950 ‘li yıllarda Amerika’da James vicary adlı reklamcı sinema salonlarında bu Subliminal mesaj yöntemini denemiş ve patlamış mısır ve kola satışlarında %20 ‘lik bir artış sağladığı görmüştür. Yaptığı deney, film izlerken saliselik zaman dilimleri içerisinde akan görüntülerde “patlamış mısır ye ve kola iç” gibi mesajları izlettirmekten ibarettir. Kişiler bu görüntüleri hatırlamazlar ama bilinç altına yapılan bu direktif ile film aralarında denilen mesajı yerine getirirler. Bu reklam türü artık yasaklamıştır ama insan zekası bu mesaj yöntemini yararlı bir yönde kullanmayı da akıl etmiştir.
Madem bilinçaltına bu veya benzer yöntemlerle bilinçli bir algı yüklemesi yapılabilmektedir. O zaman kişinin ihtiyacı olduğu yönde bilinçli bir algı yüklemesiyle belki de en zayıf hissettiği noktalarda yardımcı olunabilecektir.Stres yönetimi, sigarayı bırakma, kendine güven eksikliği gibi daha onlarca farklı konularda artık bu subliminal mucizeden yararlanılmaktadır. Siz rahatlatıcı müzik parçalarını dinlerken bilinçaltınızsa kendisine verilen mesajları hiç aksatmadan kayda alıyor ve uygulamaya başlıyor. Unutmayın bilinçaltı hiçbir mesajı veya emri savsaklamaz veya unutmaz. İhtiyacı olduğunda tereddütsüz uygular.
Bu teknik gelişmiş ülkelerde çok uzun süredir bir terapi desteği ve kişisel gelişim aracı olarak kullanılmakta olup hiçbir yan etkisi yoktur. Ancak aşırı düzeyde saldırganlık eğilimi olanların, intihar eğilimi olanların ayrıca şizofrenlerin, manik depresiflerin, majör depresyon hastalarının ve emes hastalarının kullanması tıbbi ve sosyal sebeplerle tavsiye edilmez.
CD’lerin verimlilik oranı ve etki hızını belirleyen ana faktörler, dinleyicinin telkine ve olumlamaya olan yatkınlığı değişime olan direnci, değişim arzusunun gücü ve CD’yi kullanırken hedefi doğrultusunda gereken özveride bulunmasıyla da alakalıdır. Örneğin; “Zenginliği Çekmek” CD’sini dinleyen fakat hiçbir işte çalışmak istemeyen veya “Endişeyi Yenmek” CD’sini dinleyen fakat sürekli kafein tüketen bir kişi CD’den netice alamaz. Değişim beyinde başlar ancak gerek uygun davranışlarla gerekse fırsatların değerlendirilmesi suretiyle desteklenmelidir. Bu açıdan CD’lerimiz çok güçlü birer destek unsuru olup, kişinin iradesi ve gayreti doğrultusunda değişimi desteklemekte ve hızlandırmaktadır.
Yapılan çalışmalarda CD’lerin başarı oranının %80 olduğu belirlenmiştir. Dünyanın en çok satılan ilacı olan aspirinin biyo-yararlılık oranı plasebo faktörü dışında %35’tir. Bu açıdan bakıldığında CD’lerin 100 kişiden 80’inde tam netice vermesi gerçekten yüksek bir rakamdır.
CD’yi günde en az iki kere dinlemeniz tavsiye edilir. Daha fazla dinlemek sonucu hızlandıracaktır. CD kişiye göre ilk dinlemeyle bir ay arasında etkisini göstermeye başlamaktadır. İlk etkiler genellikle derin rahatlama ve stressiz bir ruh hali şeklindedir. Daha sonra ise duygu, düşünce ve davranış kalıplarında spontane ve kalıcı pozitif değişimler kendini göstermektedir. Bununla birlikte değişim gerçekleşmiş olsa dahi tavsiye edilen kullanım süresi üç aydır. Bilinçaltının doğası gereği telkinler tekrarlandıkça yani CD dinlenmeye devam edildikçe daha kuvvetli değişimler kendini gösterecektir.
CD’lerde dinleyicinin bilinçli zihni sadece müziği ve arada çok hafif bir konuşma algılamaktadır. Bilinç dışı zihin ise bu esnada kendi özel frekansına indirgenmiş pozitif mesajları kaydetmektedir. Telkin ve olumlamaların dinleyiciye açıklanmamasının sebebi subliminal tekniğinin doğasından gelmekte olup tek amacı bilinçli zihnin eleştirel kısmının olumlamalara direnç göstererek olumlamaların bilinçaltına gitmesini engellemenin önüne geçmektir.
Kaynak: Önder ERGİN
İlk olarak çıkışı reklam sektörü sayesinde ortaya çıkmıştır. 1950 ‘li yıllarda Amerika’da James vicary adlı reklamcı sinema salonlarında bu Subliminal mesaj yöntemini denemiş ve patlamış mısır ve kola satışlarında %20 ‘lik bir artış sağladığı görmüştür. Yaptığı deney, film izlerken saliselik zaman dilimleri içerisinde akan görüntülerde “patlamış mısır ye ve kola iç” gibi mesajları izlettirmekten ibarettir. Kişiler bu görüntüleri hatırlamazlar ama bilinç altına yapılan bu direktif ile film aralarında denilen mesajı yerine getirirler. Bu reklam türü artık yasaklamıştır ama insan zekası bu mesaj yöntemini yararlı bir yönde kullanmayı da akıl etmiştir.
Madem bilinçaltına bu veya benzer yöntemlerle bilinçli bir algı yüklemesi yapılabilmektedir. O zaman kişinin ihtiyacı olduğu yönde bilinçli bir algı yüklemesiyle belki de en zayıf hissettiği noktalarda yardımcı olunabilecektir.Stres yönetimi, sigarayı bırakma, kendine güven eksikliği gibi daha onlarca farklı konularda artık bu subliminal mucizeden yararlanılmaktadır. Siz rahatlatıcı müzik parçalarını dinlerken bilinçaltınızsa kendisine verilen mesajları hiç aksatmadan kayda alıyor ve uygulamaya başlıyor. Unutmayın bilinçaltı hiçbir mesajı veya emri savsaklamaz veya unutmaz. İhtiyacı olduğunda tereddütsüz uygular.
Bu teknik gelişmiş ülkelerde çok uzun süredir bir terapi desteği ve kişisel gelişim aracı olarak kullanılmakta olup hiçbir yan etkisi yoktur. Ancak aşırı düzeyde saldırganlık eğilimi olanların, intihar eğilimi olanların ayrıca şizofrenlerin, manik depresiflerin, majör depresyon hastalarının ve emes hastalarının kullanması tıbbi ve sosyal sebeplerle tavsiye edilmez.
CD’lerin verimlilik oranı ve etki hızını belirleyen ana faktörler, dinleyicinin telkine ve olumlamaya olan yatkınlığı değişime olan direnci, değişim arzusunun gücü ve CD’yi kullanırken hedefi doğrultusunda gereken özveride bulunmasıyla da alakalıdır. Örneğin; “Zenginliği Çekmek” CD’sini dinleyen fakat hiçbir işte çalışmak istemeyen veya “Endişeyi Yenmek” CD’sini dinleyen fakat sürekli kafein tüketen bir kişi CD’den netice alamaz. Değişim beyinde başlar ancak gerek uygun davranışlarla gerekse fırsatların değerlendirilmesi suretiyle desteklenmelidir. Bu açıdan CD’lerimiz çok güçlü birer destek unsuru olup, kişinin iradesi ve gayreti doğrultusunda değişimi desteklemekte ve hızlandırmaktadır.
Yapılan çalışmalarda CD’lerin başarı oranının %80 olduğu belirlenmiştir. Dünyanın en çok satılan ilacı olan aspirinin biyo-yararlılık oranı plasebo faktörü dışında %35’tir. Bu açıdan bakıldığında CD’lerin 100 kişiden 80’inde tam netice vermesi gerçekten yüksek bir rakamdır.
CD’yi günde en az iki kere dinlemeniz tavsiye edilir. Daha fazla dinlemek sonucu hızlandıracaktır. CD kişiye göre ilk dinlemeyle bir ay arasında etkisini göstermeye başlamaktadır. İlk etkiler genellikle derin rahatlama ve stressiz bir ruh hali şeklindedir. Daha sonra ise duygu, düşünce ve davranış kalıplarında spontane ve kalıcı pozitif değişimler kendini göstermektedir. Bununla birlikte değişim gerçekleşmiş olsa dahi tavsiye edilen kullanım süresi üç aydır. Bilinçaltının doğası gereği telkinler tekrarlandıkça yani CD dinlenmeye devam edildikçe daha kuvvetli değişimler kendini gösterecektir.
CD’lerde dinleyicinin bilinçli zihni sadece müziği ve arada çok hafif bir konuşma algılamaktadır. Bilinç dışı zihin ise bu esnada kendi özel frekansına indirgenmiş pozitif mesajları kaydetmektedir. Telkin ve olumlamaların dinleyiciye açıklanmamasının sebebi subliminal tekniğinin doğasından gelmekte olup tek amacı bilinçli zihnin eleştirel kısmının olumlamalara direnç göstererek olumlamaların bilinçaltına gitmesini engellemenin önüne geçmektir.
Kaynak: Önder ERGİN