Stanford Hapishane Deneyi

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
500x269xstanford-hapishane-deneyi.jpg.pagespeed.ic.p6qfMfOUn4.webp


73_4180fbd9f70c2e64ff23d19710650babjpg.jpg


1971 yılında Philip Zimbardo isimli bir sosyal psikolog, insanların sosyal rollere nasıl tepki verdiğine dair bir deney düzenleme kararı aldı ve Stanford Üniversitesi'nin Psikoloji Departmanı'nın bodrum katına inşa edilen sahte bir hapishanede, gardiyanlar ve mahkumlar olarak davranmalarını sağlayacak şekilde, 2 hafta sürecek olan deneyi için 24 kişiden oluşan bir grup erkek, üniversite öğrencisini deneyinde kullandı. Fakat Zimbardo deneklerine hangi role sahip olacaklarını, onların haberi olmaksızın belirledi. Deneklere, önceden bunun 2 haftalık bir deney olacağı, bir hapishanenin simüle edileceği ve gün başına 2012 parasıyla 85 dolar alacakları bildirildi.

Mahkumlara deney süresince gardiyanların emirlerini dinleme zorunluluğu yükledi. Gardiyanlara ise mahkumlara sözlerini geçirebilmek için olabildiğince sert davranmalarını; ancak şiddete kesinlikle başvurmamalarını tembihledi. Zimbardo, sonradan yayınlanan görüntülerde, deney öncesinde gardiyanları eğitirken şunları söylüyordu:

"Mahkumlar üzerinde can sıkıntısı hissi yaratabilirsiniz, bir dereceye kadar korku yaratabilirsiniz ve onların hayatlarını tamamen rastgele güçler tarafından, sistem tarafından, sizler ve bizler tarafından kontrol edildiği hissine kapılmalarını sağlayabilirsiniz. Ve kesinlikle özel hayatları olmayacak. Onların bireyselliklerini çeşitli yollarla ellerinden alacağız. Genellikle bunun sonucunda, kendilerini güçsüz hissederler, bunu bekliyoruz. Yani bunun sonucunda, biz tüm güce sahip olacağız, onlarsa hiçbir güce..."

Gardiyanlar, tıpkı gerçek gardiyanlar gibi giydirildi, ellerine tahta sopalar verildi ve tamamen gerçek bir hapishane ortamı yaratılmaya çalışıldı. Göz temasına engel olması amacıyla aynalı gözlükler verildi. Mahkumlaraysa, tıpkı gerçekte olduğu gibi, oldukça rahatsız edici bir mahkum kıyafeti giydirildi ve bileklerine birer zincir vuruldu. Gardiyanlara, mahkumları onlara atanmış ve mahkum kıyafetlerine işlenmiş numaralar ile çağırmaları tembihlendi. Böylece tamamen gerçek bir hapishane ortamı yaratıldı.

Zimbardo, 14 Ağustos 1971 günü, "mahkum" konumunda olacakları kendi evleri önünde ansızın, beklenmedik bir zamanda tutuklayarak deneye dahil etti. Tutuklamaları Palo Alto polisi, Zimbardo ile anlaşmalı olarak yaptı ve mahkumları silahlı soygun suçuyla suçladı. Mahkumlar, tüm gerçek tutuklanma prosedürlerinden geçirildi, parmak izleri alındı ve profil fotoğrafları çekildi. Polis karakolundan sonra, sahte hapishaneye gerçek bir mahkum taşıma aracıyla transfer edildiler.

Hapishanedeki her bir hücre, 3 mahkuma ev sahipliği yapmaktaydı. Hücreler oldukça dardı; mahkumlar için bir hapishane bahçesi yaratılmıştı ve gardiyanlar içinse geniş, rahat alanlar kurulmuştu. Gardiyanlar, üçlü gruplar halinde, 8 saatlik vardiyalarla çalıştılar. Gardiyanların görev sonrası hapishane alanında bulunmaları gerekmiyordu.

Deney bu şekilde başladı ve göreceli olarak sorunsuz bir ilk günden sonra, daha ikinci günden ortalık karışmaya başladı. İkinci gün, 1. Hücre'de kalan mahkumlar kapılarını yataklarla bloke ederek, kıyafetlerini çıkardılar ve gardiyanları dinlemeyeceklerini söyleyerek emirleri reddettiler. Olaylar bu şekilde başladı ve sonuçlar oldukça rahatsız edici düzeydeydi.

Sıradan ve normal sayılacak üniversite öğrencileri sadece birkaç gün içerisinde vahşi düzeyde sadist gardiyanlar ve gitgide korkaklaşan mahkumlara dönüştüler. Her geçen gün, her biri, rollerine daha da bağlı hale geldiler. Günler geçtikçe, gardiyanlar giderek şiddetlenen psikolojik kontrol taktikleri geliştirmeye başladılar. Örneğin isyanlara katılmayanları aldıkları özel bir hücre yarattılar ve burada onları ödüllendirmeye başladılar. Benzer şekilde, mahkumların yatak çarşaflarını ve süngerlerini alarak onları metal yataklarda uyumaya zorladılar. Kısa süre içerisinde gardiyanlar, mahkumlara önce gizli, sonrasında ise açık şiddet uygulamaya başladı. Yemeklerini yemeyenler için gardiyanlar tarafından karanlık bir oda yaratıldı ve oraya hapsedilme cezası uygulanmaya başlandı. Sadece 36 saat içerisinde, 8612 numaralı "mahkum", Zimbardo'nun tanımıyla "çılgın" tavırlar sergilemeye başladı. Zimbardo, olayları şöyle anlatıyor:

"8612 numaralı mahkum delice davranmaya başladı, bağırıyor, çığlık atıyor, küfrediyor ve kontrolsüz öfke nöbetleri geçiriyor. Onun gerçekten bu psikolojik durumda olduğunu kabullenmemiz epey bir zaman aldı ve sonunda onu salma kararı verdik."

Deneyin başlamasından sonra sadece 6 gün geçmesine ve deneyin içeriği tamamen rol olmasına rağmen sosyal ilişkilerin gerçekliğinden ötürü mahkumlar ile gardiyanlar arasındaki ilişki o kadar sadist ve vahşi bir hale gelmişti ki, Zimbardo beklediği süreyi tamamlayamadan deneyini sona erdirmek zorunda kaldı.

Deneyin ilk günlerinden itibaren gardiyan konumundaki öğrenciler, sözlerini mahkumlara dinletebilmek için giderek şiddetli hale gelen yöntemler uygulamışlardır. Mahkumlar da, ilk günlerde gardiyan konumundakilerin gerçek hayatta "kendileri ile aynı düzeyde" olduğunu bildiklerinden inatçı ve "zoraki" bir şekilde rollerini üstlenen bir tablo çizmişler, ancak her geçen gün bu inatlaşmaya bağlı olarak artan gardiyan şiddeti, onları giderek uysal ve korkak bir hale getirmiştir.

Zimbardo, deneyden kendisinin bile etkilendiğini belirtmiştir, çünkü kendisi de deneyde "hapishane müdürü" rolüne sahipti ve tamamen rol yapması gereken gardiyanların, tamamen rol yapması gereken mahkumlara uyguladıkları şiddeti sürdürmesine izin verecek kararlar almıştır.

Bu deney, toplumun onlara biçtikleri rolleri farkında olmadan nasıl sahiplendiğini ve o rolün etkisinden çıkamadan, kontrolsüz bir şekilde yerine getirdiğini net bir şekilde ortaya koymuştur. Deneyle ilgili birçok tartışma ve karşıt bilimsel makale yayınlanmıştır. Ancak yine de, Stanford Hapishane Deneyi, psikolojik deneylerin en meşhurlarından biri olmuş, bu ünü beyaz perdeye de farklı ülkelerin sinemaları aracılığıyla taşınmıştır.

Alıntı
Hazırlayan: ÇMB

Konuyla ilgili birçok kaynağa, aşağıdan ulaşabilirsiniz.

Kaynaklar ve İleri Okuma:
Carnahan, T. & McFarland, S. (2007). Revisiting the Stanford Prison Experiment: Could participant self-selection have led to the cruelty? Personality and Social Psychology Bulletin, Vol. 33, No. 5, 603-614.
Haney, C., Banks, W. C., & Zimbardo, P. G. (1973). Study of prisoners and guards in a simulated prison. Naval Research Reviews, 9, 1–17. Washington, DC: Office of Naval Research
Haney, C., Banks, W. C., & Zimbardo, P. G. (1973). Interpersonal dynamics in a simulated prison. International Journal of Criminology and Penology, 1, 69–97.
Haslam, S. A., & Reicher, S. D. (2003). Beyond Stanford: Questioning a role-based explanation of tyranny. Dialogue (Bulletin of the Society for Personality and Social Psychology), 18, 22–25.
Haslam, S. A., & Reicher, S. D. (2006). Stressing the group: Social identity and the unfolding dynamics of responses to stress. Journal of Applied Psychology, 91, 1037-1052.
Haslam, S. A. & Reicher, S. D. (2012). When prisoners take over the prison: A social psychology of resistance. Personality and Social Psychology Review 154-179.
Musen, K. & Zimbardo, P. G. (1991). Quiet rage: The Stanford prison study. Videorecording. Stanford, CA: Psychology Dept., Stanford University.
Reicher, S. D.., & Haslam, S. A. (2006). Rethinking the psychology of tyranny: The BBC Prison Study. British Journal of Social Psychology, 45, 1–40.
Zimbardo, P. G. (1971). The power and pathology of imprisonment. Congressional Record. (Serial No. 15, 1971-10-25). Hearings before Subcommittee No. 3, of the Committee on the Judiciary, House of Representatives, Ninety-Second Congress, First Session on Corrections, Part II, Prisons, Prison Reform and Prisoner's Rights: California. Washington, DC: U.S. Government Printing Office.
Zimbardo, P. G (2007) Understanding How Good People Turn Evil. Interview transcript. "Democracy Now!", March 30, 2007. Accessed March 31, 2007.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
220px-Das_Experiment.jpg


Deney ya da Almanca adıyla Das Experiment, Oliver Hirschbiegel tarafından yönetilen ve Stanford hapishane deneyini konu alan 2001 yapımı Alman filmidir. Alman yazar Mario Giordano'ya ait Philip Zimbardo'nun 1971'de yaptığı Stanford hapishane deneyini anlatan Das Experiment Black Box adlı kitaptan esinlenmiştir. Filmin senaryo yazarlığını Mario Giordano'nun dışında Don Bohlinger ile Christoper Darnstadt da üstlenmiştir. Filmde başrolleri Moritz Bleibtreu, Christian Berkel ve Andrea Sawatzki paylaşmıştır. Film, 21 Haziran 2002'de Türkiye'de vizyona girmiştir.

Bir bilim adamının düzenlediği ve tamamı erkeklerden oluşan 20 denek, bittiğinde toplamda 4000 mark alacakları bir deneye katılırlar. Hiçbiri hayatında hapishane yüzü görmemiş olan denekler, hapishane ortamına dönüştürülen deney sahasında iki hafta boyunca, "yönetenler ve yönetilenler" olarak iki gruba ayrılarak yaşamak durumunda bırakılmayı kabul ederler. Denekler, ya verilecek olan para için ya da yaşamlarına farklı bir deneyim katmak amacıyla bu deneye katılmışlardır. Başroldeki Tarek ise; bu işin iç yüzünü belgeleyip bir gazeteye satmak ve yaşanılacak olası olaylara tanıklık etmek amacıyla orada bulunmaktadır. Deneyin amacı ise; insanlara giydirilen roller ve bu rollerin, bireyi ne kadar zamanda gerçek benliğini ele geçirerek yabancılaştıracağı ve bu süreçte kişinin, bu yabancılaşmaya ve kendisine biçilen role, ne denli uyum sağlama ya da kendi benliğini muhafaza etme iradesine haiz olup almadığının belirlenmesidir.

Deneyde ilk başlarda her şey yolunda gibi görünse de, Tarek'in söz dinlemez ve kışkırtıcı tavırları gardiyanların belirlenen koşulların "yönetenleri", uygulamak zorunluluğuyla yükümlü kıldığı yaklaşımsal koşutların hayata geçirmesine mecbur bırakınca hapishane içerisinde güç çatışmaları yaşanır. Bireyler kendilerine verilen rollere düşünülenden önce yatkınlık gösterip, o rollerin gerektirdiği davranışsal yönlenmeleri benimseyerek açığa çıkarırlar. İlk zamanlardan itibaren kontrol altında olan deney, belirlenen sınırların yıkılarak; adaletin ve bireyin yaşam hakkının olmadığı bir anarşi ortamına ve çıldırışsal davranışın açığa çıkarıldığı kontrolsüz bir yapıya dönüşmesiyle kontrolden çıkar ve sonlara doğru, insanların canını kurtarmak için verdiği yaşam mücadelesi şekline dönüşür. Bu mücadele, şiddetli ve bir o kadar da kanlı bir sonla noktalanarak, sonu trajedi olan bir deneyi sonuçlandırır.

Kaynak: Wikipedia
 
Üst