"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

SS Ourang Medan

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ori
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Ori

🌙
Moderator
Ekli dosyayı görüntüle 7639


Endonezya’nın Sumatra açıklarında seyreden Hollanda bandıralı kargo gemisinin 1947 Haziran’ında tehlike mesajları gelmeye başlar. Bu geminin adı “SS Ourang Medan”dır. SS Ourang Medan gemisinden gönderilen acil mesajlarda yardım istenmesiyle başlayan ve “Kaptan dahil tüm mürettebatımız öldü!” denilen mesajın hemen ardından “Ölüyorum!..” diye ikinci mesaj radyoyla gönderilmiştir. Mesajı alan “Silver Star”isimli gemi hemen koordinatları tespit edip “Ourang Medan”ın yanına gitmiş; gemiden bir cevap alamayınca küçük bir birlik filikayla gemiye yanaşmıştır.Ancak, gemide bir tane köpek de dahil olmak üzere sadece cesetlerle karşılaşılmıştır. Mesajları gönderen personel de haberleşme odasında ölü bulunmuştur.

Bu gemideki olayı tuhaf yapan şey ise, tüm cesetlerin elleriyle işaret ederek güneşe baktıklarının belirtilmesidir. Ağızları sonuna kadar açılmış, suratlarında korku ifadesi ve dişlerini sıkmış bir şekilde duran cesetler vardır. Diğer bir ilginçlik ise, ölenlerin vücutlarında darbe veya yaralanma belirtisinin görülmemiş olmasıdır. Kazan dairesindeki cesetlere yaklaştıklarında sıcaklığı 110° F (yaklaşık 44 ° C)’ye yakın olmasına rağmen, kurtarma ekipleri bir ürperti hissettiklerini iletmişlerdir.Bu durum, gemiye hayaletlerin saldırmış olabileceğine dair birçok spekülasyona sebep olmuştur.

Bu garip gemiyi bulan ve en yakın limana götürmek için yedeğe alan “Silver Star” isimli geminin mürettebatı, geminin kargo bölümüne girmeye çalışırken “SS Ourang Medan”dan dumanlar çıkmaya başladığını fark edince hemen gemiyi terk edip “Silver Star”a dönerek iki gemiyi ayırırlar. “Silver Star”ın ayrılmasının ardından bugün bile nedeni anlaşılamamış olan bir patlama gerçekleşir ve saniyeler sonra “SS Ourang Medan”, sulara gömülür.

Uzun yıllar sonra olayla ilgili açılan dava tam kapatılmak üzereyken geminin kaptanından kargosuna kadar ne taşıdığını anlatan 1954’te yazılmış 32 sayfalık bir kitapçık bulunur. Kitapçıkta geminin kargosunda potasyum siyanür ve nitrogliserin bulunduğu yazılıdır. Bundan sonrasında konu, biyolojik silah düşüncesiyle Japonlar’ın meşhur biyolojik ve kimyasal silahlar üzerine araştırmalar yapan birimine kadar uzanmıştır.

Bu olayla ilgi bir iddiaya göre bu olaya kazan dairesindeki karbon monoksit sızıntısının neden olduğu ve mürettebatın ölüm nedeninin de bu gazı solumuş oldukları için olduğu belirtiliyor. Fakat bu durumda da akla şu soru geliyor: O halde güvertedeki denizciler neden hayatta değildi? Çünkü taze deniz havası, onları kurtarabilirdi.[5]

“SS Ourang Medan” isimli gemi, tüm mürettebatının şüpheli şekilde ölümleri yüzünden bir “hayalet” gemi olarak anılmıştır. Geminin mürettebatına ne olduğuna dair esrar perdesi hala sürmektedir. Bazıları okyanus dibindeki yarıklardan çıkan metan veya başka bir kimyasalın mürettebatı zehirlemiş olabileceğini düşünmektedir. Bazılarına göre ise, uzaylıların ya da hayaletlerin saldırısına uğramışlardır. Olay, zamanla bir şehir efsanesi haline gelmiştir.

ALıntı<<
 
Ölüm şekline bi şekilde açıklama getirilebilir.En açıklanamaz tarafı ,mantık yürütülemeyen yanı elleriyle güneşi işaret etmeleri.
 
Yerdedır yahu belkı patlamadan dolayı enerji dalgası gelmıstır ve zehırlenmıslerdır. Bu dalgayla herkes aynı tıp yere serılıp ölmüstür ne bılım :)
 
Yerdedır yahu belkı patlamadan dolayı enerji dalgası gelmıstır ve zehırlenmıslerdır. Bu dalgayla herkes aynı tıp yere serılıp ölmüstür ne bılım :)

Yok yok var bu hikayede bir mantık hatası. O nasıl enerji dalgasıymış öyle herkesi eller havada vaziyette dondurmuş:D Gemi şuan nerede? Eğer müzeye falan koydularsa ilgi çeksin diye yaratılmış bir hikaye olabilir.
 
Yok yok var bu hikayede bir mantık hatası. O nasıl enerji dalgasıymış öyle herkesi eller havada vaziyette dondurmuş:D Gemi şuan nerede? Eğer müzeye falan koydularsa ilgi çeksin diye yaratılmış bir hikaye olabilir.

Olabılır tabı neden olmasın. Gemı parcalanmıstır herhalde. Patlamıs ve batmıstır.
 
Benim anlamadığım kısım ölmüş insan nasıl gökyüzünü işaret eder? Yatar vaziyetteler dimi? Elleri havada mı kalmış hepsinin anlamadım:)
Anladığım kadarıyla yatar vaziyette gokyüzüne doğru bakıyor ve elleriyle günesi işaret ediyorlar.Anlamadığım kadarıylada koskoca gökyüzünde güneşe işaret ettikleri nasıl anlaşılmış?:D
Tam olarak anlayan olursa bi zahmet anlamayanlara anlatsınlar.;)
 
Anladığım kadarıyla yatar vaziyette gokyüzüne doğru bakıyor ve elleriyle günesi işaret ediyorlar.Anlamadığım kadarıylada koskoca gökyüzünde güneşe işaret ettikleri nasıl anlaşılmış?:D
Tam olarak anlayan olursa bi zahmet anlamayanlara anlatsınlar.;)

Konu sahibi Ori olduğuna göre bizi bu konularda aydınlatmak ona düşer. Kafamızda deli sorular ile bırakamazsın bizi Ori:D
 
Hikayenin anlatılış biçimi de önemli. Örneğin ölülerin konumlarını daha detaylı tarif etmek gerekirse, ölenlerin çoğu arkasını bir yere yaslamış biçimde oturarak veya yere sere serpe serilmiş olarak bulunmuş. Hepsi değil, çoğu elleri havaya doğru uzanmış, ileri doğru uzanmış halde bulunmuş. Suratlarındaki şok ifadesi de gözlerin fırlayacak gibi açık olması ve ağızların büzüşüp açık olması sebebiyle söylenmiş. Bazılarının ise çene kasları kenetlenmiş (dişleri sıkılı).
Sarin gibi sinir gazlarıyla ölüm de benzer etkiler yapar. Kaldı ki envai çeşit biyolojik ve kimyasal etken insanı bu şekilde öldürebilir. Oksijensiz kalan beyin, oluşan kan basıncı, havayı alamayan ciğerler aynen ölüleri o şekle sokar. Bazıları o kadar kuvvetlidir ki, açık havada bile rüzgar yeterli değilse, 20 saniyelik soluma, anlık tensel temas bile ölümcüldür.
Japonlar işin içindeyse daha bile inanmak normaldir bir silah olduğuna. Japonlar henüz Dünya DNA nedir tam bilmezken, genetik deneyler, mikroplar üzerinde çalışma yapıyordu.
Burada zaten diğer bir önemli konu da belli bir süre sonra 4 nolu kargo bölümünde oluşan patlama. O bölmede muhtemelen dış atmosferle irtibatı basınçlı muhafaza ile kesilmiş biyolojik veya kimyasal deney ürünü veya silah vardı. Sızıntı başlayınca insanlar çok hızlı biçimde ölmeye başladı. Telsiz konuşmalarında da bu durumun çok kısa süre içinde başladığı, ''harita odası ve köprüdeki tüm personel ve kaptan öldü, muhtemelen bütün mürettabat öldü'' demesi, ardından kısa bir süre sonra ''ölüyorum'' diye son mesajı iletmesi, havada belli bir seviyede yayılım gösteren yabancı bir ajanın varlığını işaret ediyor. Bununla birlikte görünür veya tespit edilebilir bir şey yok ki, acil kodu gönderen mürettabat bundan da bahsetmiyor, sadece ölümleri duyuruyor.
Havada yayılan bir sinir gazı daha muhtemel. Henüz insanları bu hızda öldürebilen bir biyolojik etken/silah yok diye biliyorum.
Ayrıca bu tür gazlar belli bir ömre sahiptir. Diğer gemi personeli oraya ulaşıp gemiye çıkana kadar bu etkinin dağılmış olabileceği de çok olasıdır.
 
Geri
Üst