"Gizlimabet Parapsikoloji Platformu"

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Sorularla kafa dağıtalım.. :)

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan Ori
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Sevgili Chillout bir soru sormak istiyorum. Sizce evren kaç boyuta dayalı bir sistem? Sadece fıkrınızı merak edıyorum.
 
Sevgili Chillout bir soru sormak istiyorum. Sizce evren kaç boyuta dayalı bir sistem? Sadece fıkrınızı merak edıyorum.
Aslında gerçek cevabı bana göre boyutsuzdur aslı. Ancak nasıl ki Dünya'da bir yer çekimi yok ama varsa, evrende de 11 boyuta dayalı bir sistem var.
 
Aslında gerçek cevabı bana göre boyutsuzdur aslı. Ancak nasıl ki Dünya'da bir yer çekimi yok ama varsa, evrende de 11 boyuta dayalı bir sistem var.

Pekı sıze boyutsuz oldugunu dusunduren nedır? Bu 11 boyut ıcerısınde kapı gorevı goren bırsey oldugunu dusunuyor musunuz?
 
Pekı sıze boyutsuz oldugunu dusunduren nedır? Bu 11 boyut ıcerısınde kapı gorevı goren bırsey oldugunu dusunuyor musunuz?
Allah'ın tanımsızlığıdır. Bildiğimiz ve bilmediğimiz her şey O olduğu için, boyut gibi sınırlandırıcı ve belli bir çerçeveyi kapsayıcı tanımların evren dediğimiz şey için geçerli olmadığını düşünüyorum. Tıpkı yer çekimi gibi aslında olmayan ama bilişsel olarak sınırlandırıldığımız için olduğunu düşünüp tabi olduğumuz fizik kuralları gibi, bu boyutlara suni bir tabiliğimiz var (filler bebekken ayakları ağaçlara zincirle bağlanır ve yemek verip vermemekle terbiye edilir, büyüdüğüne basitçe ip bağlanır ama fil şartlandığı için o ipi zincir sanar ve o alanı terk etmez gibi bir durum). Bu suni gerçeklikte de evet kapılar var. Boyutlar ne kadar varsa, kapıları da, engelleri de, imkanları da bir o kadar var.
 
Allah'ın tanımsızlığıdır. Bildiğimiz ve bilmediğimiz her şey O olduğu için, boyut gibi sınırlandırıcı ve belli bir çerçeveyi kapsayıcı tanımların evren dediğimiz şey için geçerli olmadığını düşünüyorum. Tıpkı yer çekimi gibi aslında olmayan ama bilişsel olarak sınırlandırıldığımız için olduğunu düşünüp tabi olduğumuz fizik kuralları gibi, bu boyutlara suni bir tabiliğimiz var (filler bebekken ayakları ağaçlara zincirle bağlanır ve yemek verip vermemekle terbiye edilir, büyüdüğüne basitçe ip bağlanır ama fil şartlandığı için o ipi zincir sanar ve o alanı terk etmez gibi bir durum). Bu suni gerçeklikte de evet kapılar var. Boyutlar ne kadar varsa, kapıları da, engelleri de, imkanları da bir o kadar var.

Yer çekimi hakkında da bilginizi alabilir miyim peki? Fizik kuralları dışında konusmak gerekırse yerçekımının olmadıgını neye dayanarak dusunebılırız?
 
Yer çekimi hakkında da bilginizi alabilir miyim peki? Fizik kuralları dışında konusmak gerekırse yerçekımının olmadıgını neye dayanarak dusunebılırız?
Çekim ister madde ile ister enerji ile alakalı olsun, her ikisi de algısaldır. O halde algısal bir olgunun uzantısı da tamamen algısaldır.
 
Peki algımızda degısıklık yaratmak mumkun mu?
Kesinlikle evet. Zaten yukarıda örneğini verdiğim fil meselesi de buraya çıkıyor. O zinciri ayağımıza vuran ''O'' değil, biz kendimize vurduk yasakları çiğneyerek. O'nun bizden istediği, aslında ayağımızın bir zincirle bir yere bağlı olmadığının farkına varmamız, algımızı değiştirmemiz. Zincir olduğunu sanan fil aslında o ayağındaki ipi tek fiskeyle koparıp yürüyüp gidebilir. İşte bizden beklenen de bu, yürüyüp O'na gitmemiz. Aslında her şey, bütün meselenin özü bundan ibaret, bunu bu gece bir düşün.
 
Anne karnındaki bebek dese ki gözüm neden var kulağım neden var, deriz ki 9 ay sonra asla hayal edemeyeceğin muazzam bir yere gideceksin bu aletleri orada kullanacaksın, şimdi bu alemde tam kullanamadığımız alet ve cihazlarımız ölümden sonra, asıl sonsuz hayatımızda tam kullanacağımız şeyler, Bu dünyada kısa zaman için yapılan dağılıp toplanmalar ve büyük masraflar bu dünyanın REKLAMLAR olduğunu gösteriyor. Asıl film öbür tarafta
 
olabilir mesela iki kişiyi barıştırmak için söylenebilir

Şeytan mı davasında haklı, Allah mı?

Bu sorunun kendımce net bır cevabı olmasa da soyle soyleyebılırım. Allah'ın yanı benım gozumde varolan bu tasarımcının kendıne karsı bır sıstem kurmasının nedenını anlayabılmıs degılım. Dine gore yorumlarsak bana gore şeytanın karsı gelmesı Allah'ın kendı ıstedıgı bır durumdu bu yuzden seytanı yarattı. Yarattıgı varlıkların sınırlarını ölçmek ıcın guzel bır sıstem dızayn edıldı ve tıkır tıkır ısledı. Bır yaratıcı neden durduk yere kendıne karsı gelebılecek bır varlık yaratsın kı yoksa? Bu davada haklı haksız yok istenilen bır durum var ve buna baglı olarak hersey olması gerektıgı gıbı. Ben boyle dusunuyorum.
Pekı sunu merak edıyorum ıkı kısıyı barıstırmak dıyorsunuz ama ıkı kısının barısmanı saglayacaksanız bu ıkı kısının arasında kı baglılıgı bır yalan uzerınde temellendırmek ne denlı dogru olur ki?
 
olabilir mesela iki kişiyi barıştırmak için söylenebilir

Şeytan mı davasında haklı, Allah mı?

Soru çok detaylı ve çok çetrefilli geldi bana. Soru ile alakalı olmayabilir ama şöyle birşey söylemek istiyorum . İbn-i Arabinin tefsiri olarak biliyorum ama yanlış olmasın. Hocam tez hazırlamak için yararlanıyordu bende temize çekerken dikkat etmiştim. Paylaşmak istedim yorum bana dikkat çekici geldi.Şahsen beğendim. Ekli dosyayı görüntüle 8243
 
Negatif durumları pozitife çevirmek için zaman zaman başvurulabilir,gereklidir kanımca.
yalan beyaz olduktan sonra kişiler problem etmeyecektir elbette sonradan barıştıklarında gülümseyeceklerdir , dini boyuta bakarsak uygun mudur ? sonuçta yalan
 
olabilir mesela iki kişiyi barıştırmak için söylenebilir

Şeytan mı davasında haklı, Allah mı?
özgür bir irade kılınmış aynı insanlar gibi şeytana da , yalnız şeytan bunu kötü yönde kullanmış , elbette ALLAH geleceği bilendir ama fani yaşamda geleceği biliyor peki cennette gelecek kavramı var mı ? Allah orada geleceği biliyor mu ?
 
özgür bir irade kılınmış aynı insanlar gibi şeytana da , yalnız şeytan bunu kötü yönde kullanmış , elbette ALLAH geleceği bilendir ama fani yaşamda geleceği biliyor peki cennette gelecek kavramı var mı ? Allah orada geleceği biliyor mu ?

Orada zaman kavramı yoktur.
 
Acı çekmediğinde, o konu artık başını ağrıtmadığında. Yapacaklarını yapmış olmanın rahatlığını hissettiği zaman. Mesela imtihanda ki konu ile ilgili ağlamışsındır, artık ağlamak içinden gelmiyordur. Ya da umursamayı bırakmışsındır. Kendi içinde sonlandığını hissedersin bence lviv...
 
Geri
Üst