embriyo
Elit Üye
ALFA Düzeyinden OMEGA'ya (SONSUZ BİLİNCE) Varma Yolunda Duygu Aşamaları
Abraham Hicks'in kitabında yayınlanan "Duygusal Frekansların Spektrumu" grafiği aşağıdaki gibidir:
Bu grafiğin açıklaması şöyle:
UTANÇ; en olumsuz insan duygusudur. İlk aşılması gerekendir.
HER NE İSEK O OLAN HALİMİZLE YARATICININ İFADESİYİZ...
Utanacak eylemler yaptı isek kendimizi bağışlamak ve yeni utanç duygusu yaratmadan en güzel ifademizle var olmaya başlamak ile bu aşama kat edilir...
SUÇLULUK; hatalar sonucu ortaya çıkan duygudur. Hata yapmadan öğrenilmeyeceğini, bu dünyada öğrenmek için var olduğumuzu kabul ile başlayıp,
deneyimlerde aslında hata diye bir şey olmadığını, her ne ise o yaşanan şeyin o şekilde yaşanması gerektiği için öyle olduğunu kabullenmek gerekir.
Hata yok suçluluk yok... Her şey olması gerektiği gibi olmuştur.
APATİ; kendimizi reddetme ile dışarıya karşı tepkisizlik olarak ortaya çıkar. Kendimize olduğumuz gibi olma özgürlüğü tanıdığımız ve iç barışımıza kavuştuğumuzda, kendimize ilgisiz olmadığımızda, dışarıya karşı da ilgisiz, duyarsız olma halinden özgürleşiriz. Kendine karşı ilgi, özen ve duyarlılık geliştiren, dışarıya da ilgi, özen ve duyarlılık geliştirecektir.
KEDER; kendimizde alışık olduğumuz sahip olduğumuzu sandığımız şeyler bizden uzaklaşmaya başladığında ya da uzaklaştığında hissederiz. Çoğu kez geçmişle ilgilidir, geçmiş ile hesaplaşırken ortaya çıkar. An'da kalmaktır ilacı.
KORKU, genellikle geçmişte yaşanılmış, şahit olunmuş öğrenilmiş bilinçaltı kayıtlarıdır. Tekrar yaşamayı tercih etmediğimiz deneyimlerin düşünce kalıbıdır.
Bunların geçmişte öğrenilmiş negatif düşünce kalıpları olduğunu fark edip,
düşünce ve duygularımızda korkuya yer vermeyerek bu deneyimlerin esaretinden kurtulabiliriz. Korktuğumuz şeyleri deneyim olarak hayatımıza çektiğimizi fark edip, korkularımızdan özgürleşmektir çözümü...
ARZU, İD düzeyinde ego ile işbirliği halinde çalışan bir duygudur. Elde etme, sahip olma dürtüsüyle ortaya çıkar. Nefis hâkimiyetini belki de en zor aşamalarından biridir.
ÖFKE; Genellikle, karşımızda bizi bizle yüzleştiren durumlarda patlama düzeyinde ortaya çıkan bir duygudur. Öfkeleniyorsak o durumda ya da o olayda kendimize dair, kendimizde hoşlanmadığımız bir şey görmüşüzdür.
GURUR, egonun en güçlü silahı, bireysellik ile birliğe varılırken, ben diyen gurur ile yolda kalınabilir.. Ben ile bireysellik arasındaki küçük fark.
CESARET; Her ne isek o olan halimizle yaratıcının bir parçası olma bilincine vardığımızda ortaya çıkan şey...
TARAFSIZLIK; var olan her şeyin kendi yerinde olması gerektiği şekilde olduğunu, hiç bir olayın rastlantı olmadığını kavrama hali... Puzzle'ın bütününe bakıp, o çirkin parça olmazsa o puzzle ın eksik olacağının idraki...
İSTEK; Bütünün bir parçası olmanın farkındalığının verdiği coşkuyla her şeye karşı bütünün hayrını gözeterek coşkunca istek duyma hali... Oyundaki rolün idraki...
KABUL; tam teslimiyet, şüphesiz, korkusuz...
AKIL; tam teslimiyete varana kadar geçen süreçte vicdanın aşırı uyarılması sonucu ortaya çıkan helva gibi olma halinden, makul vicdana geçiş...
SEVGİ; koşulsuz sevgiyle yaratılanı yaratandan ötürü sevme hali...
SEVİNÇ; Artık şımarabiliriz, bu kadar şeyi aştıktan sonra..
) koşullara bağlı olmaksızın mutluluk hali..
BARIŞ..... Varoluşumuz boyunca varmaya çalıştığımız hedef... Dünya gezegeni kutbiyet prensibiyle işlemektedir. Buna dualite denilmektedir. Her şeyin zıddıyla var olduğu bu gezegende, negatif kutbiyet hep baskın olmuştur. Özgür iradenin esas olduğu gezegenimizde, kutsal kitaplarla yol gösterilmeye ışık tutulmaya çalışılmış fakat menfi şekilde çarpıtılmışlar, anlaşılmamışlar hatta bile bile anlaşılmamazlıktan gelinmiştir.
Daha önce defalarca hasat geçirmiş, her seferinde çok az insan hasat edilebilmiş,
gerisi tufanlar ve felaketlerle yok olmuştur.
İşte o hep özlemi çekilen barış; insanın olgunlaşma sürecinin sonunda varacağı noktadır ve insanın içindedir aslında.
İçsel barış ve memnuniyet, dışarıda barış ve memnuniyeti ortaya çıkartır.
Bu zamanları en muhteşem kılan şey ise, insanlık tarihi boyunca bu kadar çok insanın ilk kez sahiden içsel barışı yakalaması ve bunu dışarıya ifade edebilmesidir...
Dünya varoluşu boyunca hiç bu kadar çok sayıda bilinçle BİR'lik ve BARIŞ dememiştir.
Her dil, ırk ve milletten insan uyanmakta ve uyanıştır Barışı getirecek olan...
Alıntı
Abraham Hicks'in kitabında yayınlanan "Duygusal Frekansların Spektrumu" grafiği aşağıdaki gibidir:
Bu grafiğin açıklaması şöyle:
UTANÇ; en olumsuz insan duygusudur. İlk aşılması gerekendir.
HER NE İSEK O OLAN HALİMİZLE YARATICININ İFADESİYİZ...
Utanacak eylemler yaptı isek kendimizi bağışlamak ve yeni utanç duygusu yaratmadan en güzel ifademizle var olmaya başlamak ile bu aşama kat edilir...
SUÇLULUK; hatalar sonucu ortaya çıkan duygudur. Hata yapmadan öğrenilmeyeceğini, bu dünyada öğrenmek için var olduğumuzu kabul ile başlayıp,
deneyimlerde aslında hata diye bir şey olmadığını, her ne ise o yaşanan şeyin o şekilde yaşanması gerektiği için öyle olduğunu kabullenmek gerekir.
Hata yok suçluluk yok... Her şey olması gerektiği gibi olmuştur.
APATİ; kendimizi reddetme ile dışarıya karşı tepkisizlik olarak ortaya çıkar. Kendimize olduğumuz gibi olma özgürlüğü tanıdığımız ve iç barışımıza kavuştuğumuzda, kendimize ilgisiz olmadığımızda, dışarıya karşı da ilgisiz, duyarsız olma halinden özgürleşiriz. Kendine karşı ilgi, özen ve duyarlılık geliştiren, dışarıya da ilgi, özen ve duyarlılık geliştirecektir.
KEDER; kendimizde alışık olduğumuz sahip olduğumuzu sandığımız şeyler bizden uzaklaşmaya başladığında ya da uzaklaştığında hissederiz. Çoğu kez geçmişle ilgilidir, geçmiş ile hesaplaşırken ortaya çıkar. An'da kalmaktır ilacı.
KORKU, genellikle geçmişte yaşanılmış, şahit olunmuş öğrenilmiş bilinçaltı kayıtlarıdır. Tekrar yaşamayı tercih etmediğimiz deneyimlerin düşünce kalıbıdır.
Bunların geçmişte öğrenilmiş negatif düşünce kalıpları olduğunu fark edip,
düşünce ve duygularımızda korkuya yer vermeyerek bu deneyimlerin esaretinden kurtulabiliriz. Korktuğumuz şeyleri deneyim olarak hayatımıza çektiğimizi fark edip, korkularımızdan özgürleşmektir çözümü...
ARZU, İD düzeyinde ego ile işbirliği halinde çalışan bir duygudur. Elde etme, sahip olma dürtüsüyle ortaya çıkar. Nefis hâkimiyetini belki de en zor aşamalarından biridir.
ÖFKE; Genellikle, karşımızda bizi bizle yüzleştiren durumlarda patlama düzeyinde ortaya çıkan bir duygudur. Öfkeleniyorsak o durumda ya da o olayda kendimize dair, kendimizde hoşlanmadığımız bir şey görmüşüzdür.
GURUR, egonun en güçlü silahı, bireysellik ile birliğe varılırken, ben diyen gurur ile yolda kalınabilir.. Ben ile bireysellik arasındaki küçük fark.
CESARET; Her ne isek o olan halimizle yaratıcının bir parçası olma bilincine vardığımızda ortaya çıkan şey...

TARAFSIZLIK; var olan her şeyin kendi yerinde olması gerektiği şekilde olduğunu, hiç bir olayın rastlantı olmadığını kavrama hali... Puzzle'ın bütününe bakıp, o çirkin parça olmazsa o puzzle ın eksik olacağının idraki...
İSTEK; Bütünün bir parçası olmanın farkındalığının verdiği coşkuyla her şeye karşı bütünün hayrını gözeterek coşkunca istek duyma hali... Oyundaki rolün idraki...
KABUL; tam teslimiyet, şüphesiz, korkusuz...
AKIL; tam teslimiyete varana kadar geçen süreçte vicdanın aşırı uyarılması sonucu ortaya çıkan helva gibi olma halinden, makul vicdana geçiş...
SEVGİ; koşulsuz sevgiyle yaratılanı yaratandan ötürü sevme hali...
SEVİNÇ; Artık şımarabiliriz, bu kadar şeyi aştıktan sonra..

BARIŞ..... Varoluşumuz boyunca varmaya çalıştığımız hedef... Dünya gezegeni kutbiyet prensibiyle işlemektedir. Buna dualite denilmektedir. Her şeyin zıddıyla var olduğu bu gezegende, negatif kutbiyet hep baskın olmuştur. Özgür iradenin esas olduğu gezegenimizde, kutsal kitaplarla yol gösterilmeye ışık tutulmaya çalışılmış fakat menfi şekilde çarpıtılmışlar, anlaşılmamışlar hatta bile bile anlaşılmamazlıktan gelinmiştir.
Daha önce defalarca hasat geçirmiş, her seferinde çok az insan hasat edilebilmiş,
gerisi tufanlar ve felaketlerle yok olmuştur.
İşte o hep özlemi çekilen barış; insanın olgunlaşma sürecinin sonunda varacağı noktadır ve insanın içindedir aslında.
İçsel barış ve memnuniyet, dışarıda barış ve memnuniyeti ortaya çıkartır.
Bu zamanları en muhteşem kılan şey ise, insanlık tarihi boyunca bu kadar çok insanın ilk kez sahiden içsel barışı yakalaması ve bunu dışarıya ifade edebilmesidir...
Dünya varoluşu boyunca hiç bu kadar çok sayıda bilinçle BİR'lik ve BARIŞ dememiştir.
Her dil, ırk ve milletten insan uyanmakta ve uyanıştır Barışı getirecek olan...
Alıntı