Konu ne kadar derin olursa olsun en saf haliyle anlatacağım.
Ben müslüman bir ailede doğmama karşın sağlıklı öğretiler alamadım, bu yüzden 6. sınıfta sorgulamaya başladım; din nedir, insan inanmaya muhtaç mı, Allah var mı, peygamber nedir... Boyumdan büyüktü sorular. Her gün kütüphanelere gittim. Araştırdım, okudum. Çok enteresan bilgilerle karşılaştım. Dünya ufak değildi. Sayısız inanç vardı. Melekler, şeytanlar, popüler ve güncel olmayan her şeyi öğrenmeye koyuldum. Konumuza dönersek, peygamberler vahiy alan ve insanları uyaran elçilerdi. Onlar da beşerdi ve melekler, yani bir nevi ilahiyat köprüsü vazifesi almışlardı. Müslümanlar son peygamber olan Muhammed a.s. güveniyordu. Hristiyanlar, kendini bizim için kurban etti dediği, kurtarıcı İsa (a.s.) ya. Durum çok karışıktı. Mantıklı olmak gerekirse, hristiyanlar musevilere: "Yeni peygamber geldi. Artık ona inanmalısınız!" savunmasını yaparken, kendileri kendi İncil'lerinde yazan Ahmet gelecek, Paraklitos bekleyin çağrısına uymadılar. İncil de, kutsal metinler de, Tevrat da, Zebur da değiştirilmişti. Özellikle İncil çok hışma uğradı. Bunu rahipler, hatta papa bile kabul eder; İsa'nın bir hadde kadar insan olarak kabul gördüğünü, sonra tanrınınn oğlu olarak öne sürüldüğünü.
Eğer son peygambere gelirsek; o övünmeyi sevmezdi, eğer peygamberleri anlatıyorsa "ben de..." demezdi, "İsa da..." derdi. Konu çok eskilere dayanır, Adem'in cennet kapısında son peygamber ismini görmesiyle ama bunu elbet doğrumudur bilemeyiz. Bildiğimiz şu: Nuh zamanında Ham, Sam ve Yaves babalarından dua alırken,; Yaves temiz soyluydu, ahlaklıydı. "Senin soyundan hükümdarlar türesin" dedi. Sam ise çok hayırlı evlattı, Arapların atasıydı. "Senin soyundan peygamberler türesin" dedi. Bu yüzden peygamberlerin zürriyetinde gerçekten şifre vardır. Yakup, Yusuf gibi İsrailoğulları'na hep aydın insanlar gönderildi. Biliyoruz ki; Meryem'in oğlu da öyledir. Kur'an'da geçmiş ve gelecekten bahsederken değiştirilmediği için yanlış yoktur. Bir çok peygamberden bahseder, onların yaşayış ve hayatından ibretler sunar. Günümüzde ve ileride çok kötü şeylerin yaşanacağını, deccal, yecüc mecüc, daha sonra da Mesih'in gelip uyaracağına, lakin ona pek az insanın inanacağına...
Bakıyoruz; bugün bile doğruyu görmezden gelenler, yanlışı bile bile seçenler varken bu çok doğal. Kıyamet, mahşer kimileri için inanılası değil. Yine de insanlara anlatmalı ve uyarmalıyız. Hz. Muhammmed son peygamber olduğu halde, o rahmete kavuşur kavuşmaz çevrede sahte peygamberler türeyiverdi. Sonuç şu ki; ahir zamandayız ve hiçbir şey pek de iyiye gitmiyor. Bir çok fikir, tek dünya devleti olma konusunda birleşmiş. Savaşları, ayrılık ve ayrımcılığı yok edecek gibi teorilerle geliyorlar ki; bu da eski insanlarca çokça söylenir. Tek devlet, tek ulus... Sizce yönetici kim olacak? Hayırlı insanlar mı, zengin ve güçlü olan mı? Düşünelim; Mesih bizi deccalden kurtarmaya geleceğine göre... :Angel_anim:
Ben müslüman bir ailede doğmama karşın sağlıklı öğretiler alamadım, bu yüzden 6. sınıfta sorgulamaya başladım; din nedir, insan inanmaya muhtaç mı, Allah var mı, peygamber nedir... Boyumdan büyüktü sorular. Her gün kütüphanelere gittim. Araştırdım, okudum. Çok enteresan bilgilerle karşılaştım. Dünya ufak değildi. Sayısız inanç vardı. Melekler, şeytanlar, popüler ve güncel olmayan her şeyi öğrenmeye koyuldum. Konumuza dönersek, peygamberler vahiy alan ve insanları uyaran elçilerdi. Onlar da beşerdi ve melekler, yani bir nevi ilahiyat köprüsü vazifesi almışlardı. Müslümanlar son peygamber olan Muhammed a.s. güveniyordu. Hristiyanlar, kendini bizim için kurban etti dediği, kurtarıcı İsa (a.s.) ya. Durum çok karışıktı. Mantıklı olmak gerekirse, hristiyanlar musevilere: "Yeni peygamber geldi. Artık ona inanmalısınız!" savunmasını yaparken, kendileri kendi İncil'lerinde yazan Ahmet gelecek, Paraklitos bekleyin çağrısına uymadılar. İncil de, kutsal metinler de, Tevrat da, Zebur da değiştirilmişti. Özellikle İncil çok hışma uğradı. Bunu rahipler, hatta papa bile kabul eder; İsa'nın bir hadde kadar insan olarak kabul gördüğünü, sonra tanrınınn oğlu olarak öne sürüldüğünü.
Eğer son peygambere gelirsek; o övünmeyi sevmezdi, eğer peygamberleri anlatıyorsa "ben de..." demezdi, "İsa da..." derdi. Konu çok eskilere dayanır, Adem'in cennet kapısında son peygamber ismini görmesiyle ama bunu elbet doğrumudur bilemeyiz. Bildiğimiz şu: Nuh zamanında Ham, Sam ve Yaves babalarından dua alırken,; Yaves temiz soyluydu, ahlaklıydı. "Senin soyundan hükümdarlar türesin" dedi. Sam ise çok hayırlı evlattı, Arapların atasıydı. "Senin soyundan peygamberler türesin" dedi. Bu yüzden peygamberlerin zürriyetinde gerçekten şifre vardır. Yakup, Yusuf gibi İsrailoğulları'na hep aydın insanlar gönderildi. Biliyoruz ki; Meryem'in oğlu da öyledir. Kur'an'da geçmiş ve gelecekten bahsederken değiştirilmediği için yanlış yoktur. Bir çok peygamberden bahseder, onların yaşayış ve hayatından ibretler sunar. Günümüzde ve ileride çok kötü şeylerin yaşanacağını, deccal, yecüc mecüc, daha sonra da Mesih'in gelip uyaracağına, lakin ona pek az insanın inanacağına...
Bakıyoruz; bugün bile doğruyu görmezden gelenler, yanlışı bile bile seçenler varken bu çok doğal. Kıyamet, mahşer kimileri için inanılası değil. Yine de insanlara anlatmalı ve uyarmalıyız. Hz. Muhammmed son peygamber olduğu halde, o rahmete kavuşur kavuşmaz çevrede sahte peygamberler türeyiverdi. Sonuç şu ki; ahir zamandayız ve hiçbir şey pek de iyiye gitmiyor. Bir çok fikir, tek dünya devleti olma konusunda birleşmiş. Savaşları, ayrılık ve ayrımcılığı yok edecek gibi teorilerle geliyorlar ki; bu da eski insanlarca çokça söylenir. Tek devlet, tek ulus... Sizce yönetici kim olacak? Hayırlı insanlar mı, zengin ve güçlü olan mı? Düşünelim; Mesih bizi deccalden kurtarmaya geleceğine göre... :Angel_anim: